HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Kılıçdaroğlu'ndan Gezi Parkı açıklaması

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gezi Parkı eylemcilerinin 'eyleme devam' kararı ile ilgili olarak, "Ne karar alırlarsa hepimizin saygı duyması gerekir" dedi.

Kılıçdaroğlu'ndan Gezi Parkı açıklaması

İSTANBUL (ANKA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gezi Parkı olaylarının görünmeyen yüzünün, AKP iktidarının Türkiye'de uyguladığı baskı rejimi olduğunu savunarak, "Baskı rejiminden kastımız şu. Üniversiteler susturuldu, medya, hükümetin uyguladığı baskılarla büyük ölçüde bağımsızlığını yitirdi. Yargı batı standartlarında bağımsız ve tarafsız değil. Hatta o kadar ileri gitti ki bir kadının kaç çocuk doğuracağına ve doğumu nasıl yapacağına kadar müdahale etti. Toplumun bu baskıyı kaldırmaya tahammülü yok. Gezi olayları bardağı taşıran son damladır" diye konuştu.

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'de görev yapan yabancı basın kuruluşlarının mensupları ile İstanbul'da biraraya geldi. Konuşmasına Taksim'deki Gezi Parkı olaylarına değinerek, "Dışarıda hava çok güzel ama güzelliği kadar biraz da gergin" diye başlayan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin gergin olmayan, yüzünü batıya çevirmiş, çağdaş ülkenin, çağdaş dünyanın bir parçası olmasını ümit ettiğini söyledi.

-"OLAYLARIN GÖRÜNEN VE GÖRÜNMEYEN YÜZÜ VAR"-

Demokrasilerde bireylerin, sivil toplum kuruluşlarının belli olayları protesto etme, var olan belli konularla ilgili düşüncelerini açıkça dile getirme özürlükleri olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, Türkiye'de Gezi Parkı olayı ile başlayan bir süreç olduğunu söyledi. Sürecin büyümesinin bir görünür nedeni olduğunu, bir de belli bir zaman dilimi içinde oluşan, biriken ve sonra patlayan olaylar zinciri bulunduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, bu olaylara ilişkin görünün yüzü şöyle sıraladı:

-"POLİS ŞİDDETİYLE ORANTISIZ MÜDAHALE YAPILDI, TÜRKİYE AYAĞA KALKTI"-

"Görünen yüzü Taksim'deki gezi parkının alışveriş merkezi, Topçu Kışlası veya rezidans yapılması gibi düşüncelerin dile getirilmesi, siyasi otorite tarafından buna karşın bu kentte yaşayanların kendi kentlerine sahip çıkarak gezi parkının yapılaşmasına karşı çıkmaları. Bununla ilgili mücadelelerini yaptılar ama bir demokraside görülmeyecek gerçekten de hepimizi üzen görüntülerin oluşmasıyla toplum tepki verdi. Gezi parkında eylem yapan, hiç kimseye zararı olmayan gençlerin üzerine kimyasal gaz, yani gaz kullanılarak, biber gazı kullanılarak, polis şiddeti uygulanarak orantısız bir müdahale yapıldı. Bu müdahalenin sonucunda bütün Türkiye ayağa kalktı. Bu işin görünen yüzü."

-"GÖRÜNMEYEN YÜZÜ, AKP İKTİDARININ UYGULADIĞI BASKI REJİMİ"-

Kılıçdaroğu, bu olayların görünmeyen yüzünün ise yıllardır AKP iktidarının Türkiye'de uyguladığı baskı rejimi olduğunu belirterek, "Baskı rejiminden kastımız şu. Bir, üniversiteler susturuldu. İki, medya hükümetin uyguladığı baskılarla büyük ölçüde bağımsızlığını yitirdi. Üç, yargı batı standartlarında bağımsız ve tarafsız değil. Yapılan bir düzenlemeyle yargı bağımsızlığı kaldırıldı. Gazeteciler, avukatlar, üniversite öğrencileri, akademisyenler, milletvekillerinin büyük kısmı şuanda hapiste. Gezi parkında dünyaya yansıyan ses daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi sesidir. Biz kendi ülkemizde daha fazla özgürlük istiyoruz, daha fazla demokrasi istiyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak siyasal iktidara defalarca ama defalarca Türkiye'nin daha fazla özgürlüğe, daha fazla demokrasiye ihtiyacı var diye seslendik. Ve biz sizlere dağıttığımız özgürlük ve demokrasi bildirgesini yayınladık" açıklamasında bulundu.

-"O KADAR İLERİ GİTTİ Kİ BİR KADININ KAÇ ÇOCUK DOĞURACAĞINA, DOĞUMU NASIL YAPACAĞINA KADAR MÜDAHALE ETTİ"-

Hükümetin uyguladığı baskının, yargının siyasallaştırılması, medyanın susturulması, üniversitelerin susturulması sonucunda doğrudan Başbakan ve onun hükümetinin, günlük özel yaşama müdahale etmeye başladığını savunan Kılıçdaroğlu, "Hatta o kadar ileri gitti ki bir kadının kaç çocuk doğuracağına ve doğumu nasıl yapacağına kadar müdahale etti. Toplumun bu baskıyı kaldırmaya tahammülü yok. Gezi olayları bardağı taşıran son damladır" dedi.

-"MİLLETVEKİLLERİMİZ, EYLEMCİLERİN ORANTISIZ GÜÇLE MUHATAP OLMAMALARI İÇİN GEZİ PARKI'NDA NÖBET TUTUYORLAR"-

Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Halk Partisi olarak kendilerinin, gençleri dikkatle dinlediklerini, onların söylemlerinden ders çıkarmaya çalıştıklarını, onların eylemlerine ve söylemlerine saygı duyduklarını vurguladı. Kılıçdaroğlu, "Bizim milletvekillerimiz Gezi Parkı'nda eylemcilerin orantısız güçle muhatap olmamaları için orada nöbet tutuyorlar. Bir demokrasinin olmazsa olmazı düşünce özgürlüğüdür. Düşünce özgürlüğünün olmadığı bir yerde zaten siz demokrasiden de söz edemezsiniz" yorumunu yaptı.

-"AVUKATLAR POLİS ZORUYLA GÖZALTINA ALINDI, BU ANLAYIŞIN ADI "DİKTATÖRLÜK' YÖNETİMİDİR

İstanbul Adliyesi'nde Gezi Parkı eylemcilerine destek veren avukatların göz altına alınmasını da değerlendiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Yaşadığımız daha dramatik bir olay var. İstanbul Adliyesi'nde, Gezi Parkı'nda direnişi simgeleyen, sergileyen gençlere destek vermek için avukatlar bir açıklama yaptılar. 35'in üstünde avukat yaka paça polis zoruyla gözaltına alındı. Hangi batılı demokraside, hangi çağdaş demokraside avukatlar özgürlük talebinde bulunan gençleri desteklediler diye yaka paça gözaltına alınırlar? Savunma hakkının kutsal olduğundan hükümetin haberi yok. Eğer onlar, avukatların yaka paça gözaltına alınmasına demokrasi diyorlarsa, biz böyle bir demokrasiyi kabul etmiyoruz. Bu anlayışın adı "diktatörlük' yönetimidir. Diktaya karşıyız, özel yaşama saygılıyız, dikta rejimine de karşıyız. İster Recep Tayyip Erdoğan olsun, ister bir başkası olsun. Biz kendi ülkemizde batı standartlarında birinci sınıf demokrasi istiyoruz. Her türlü düşünceye özgürlük istiyoruz. Üniversitelerin bir özgürlük alanı olmasını istiyoruz" diye konuştu.

-"HALKIN OYLARIYLA SEÇİLMİŞ 8 MİLLETVEKİLİNİ HAPİSTE TUTAN BİR HÜKÜMET, HANGİ MİLLİ İRADEYE SAYGI DUYUYOR?"-

Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin yapacağı mitinglerin konusuna da değinerek, "Bugün Ankara'da bir miting yapılacak. AKP hükümeti yapacak bu mitingi. Mitingin adı milli iradeye saygı mitingi. Şunu merak ediyorum. Halkın oylarıyla seçilmiş 8 milletvekilini hapiste tutan bir hükümet, hangi milli iradeye saygı duyuyor? Milli iradeye saygı duyuyorsanız, halkın oylarıyla seçilmiş milletvekillerinin parlamentoya gelmesi lazım. Orada görev yapması lazım. 8 milletvekili mahkûm olan milletvekili değil. Tutuklu milletvekili bunlar" dedi.

-"AB İLE İLK SÖZLEŞMEYİ İMZALAYAN PARTİYİZ"-

Cumhuriyet Halk Partisi olarak yüzlerini batıya, çağdaş demokrasiye, özgürlüğe döndürmüş bir parti olduklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, AB ile ilk sözleşmeyi imzalayan ve 1963 Ankara anlaşmasını imzalayan parti olduklarını söyledi. Daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük isteyen bir parti olduklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Batıda herhangi bir ülkede Amerika'da, Almanya'da, Fransa'da, Japonya'da, herhangi bir ülkede, çağdaş bir ülkede olması gereken bütün demokratik kuralların Türkiye'de de olmasını istiyoruz. Biz kendi ülkemizde özgür medya istiyoruz" dedi.

-"BAŞBAKANA GİDİP "HANGİ YAZARI ÇALIŞTIRMAMI İSTİYORSANIZ' DENEN BİR ÜLKEDE DEMOKRASİ OLMADIĞINA İNANIYORUZ"-

Siyasi otoritenin emrinde bir medyayı kabul etmediklerinin altını çizen Kılıçdaroğlu, "Medya patronunun Sayın Başbakana gidip "hangi yazarı çalıştırmamı istiyorsanız' denen bir ülkede, demokrasinin olmadığına inanıyoruz. Sayın Başbakanın beğenmediği bir yazarın, köşe yazarının işine son verilen bir ülkede demokrasinin olmadığına inanıyoruz. Çünkü medya, halkın gözü, kulağı ve sesidir. Eğer halkın gözü, kulağı ve sesi olmayıp da iktidarın sesi olacaksa onun adı medya değildir" dedi.

-"ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELER BEHEMEHÂL KALDIRILMALI"-

Kılıçdaroğlu, Türkiye'de yargının bağımsız ve tarafsız olmasını istediklerini, özel yetkili, eski sıkıyönetim, yani askeri mahkemelerin behemehâl kaldırılmasını istediklerini vurguladı. Bu mahkemelerde görülen davaların yeniden normal mahkemelerde görülmesini istediklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak askeri yönetim zamanında çıkan siyasal partiler yasasının değiştirilmesini istiyoruz" dedi.

-"GAZETECİ YAZI YAZDI DİYE HAPSE GİRMESİNİ İSTEMEYİZ"-

Seçimlerde yüzde 10 barajının da demokrasiye aykırı bir uygulama olduğunu ve kaldırılmasını istediklerinin altını çizen Kılıçdaroğlu, düşünce özgürlüğünün önündeki en büyük engel olan yine askeri rejim döneminde çıkarılan terörle mücadele yasasının değiştirilmesini istedi. Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Hükümet yetkilileri, batıya gidip "gazeteciler hapiste' sorusuna, "onlar terörist' diye yanıt verebiliyor. Hiçbir köşe yazarı terörist değildir. Kitap yazan hiç kimse terörist değildir. Çağdaş demokrasilerde de terörist olarak algılanmaz, terörist olarak görülmez. Bizim ülkemizde çok sayıda gazeteci hapiste. Hangi görüşten, hangi siyasal görüşten olursa olsun hiçbir gazetecinin yazı yazdı diye hapse girmesini istemeyiz."

-"SEÇİM BARAJININ KALDIRILMASI ÖNERİMİZ TBMM'DE, AKP OYLARIYLA REDDEDİLDİ"-

Türkiye'nin askeri dönemlerden kaynaklanan çok demokrasi ayıpları bulunduğunu, bunlardan birisinin de faili meçhul cinayetler olduğunda söz eden Kılıçdaroğlu, faili meçhul cinayetlerin aydınlığa kavuşturulmasının altını çizdi. Bu faillerin yakalanıp, adalete teslim edilmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Belki haklı olarak şu soruyu soracaksınız. "Sayın Genel Başkan, çok güzel anlatıyorsun. Anlatıyorsun da bunların gereğini parlamentoda yaptınız mı?' Rahatlıkla şunu söyleyebilirim. Bunların gereğini yaptık. Size anlattıklarımla ilgili olarak yasa değişikliği taleplerini Cumhuriyet Halk Partili milletvekillerinin imzasıyla meclis başkanlığına verdik. Yüzde 10 seçim barajının kaldırılmasıyla ilgili bir önerimiz TBMM'de, AKP oylarıyla reddedildi. Altını çiziyorum AKP oylarıyla reddedildi. Diyarbakır cezaevinde askeri dönemde yüzlerce kişi işkenceden geçirildi. O cezaevinin müzeye döndürülmesi için, insan hakları müzesi olmasını sağlamak için yasa teklifi verdik. O yasa teklifimizde AKP oylarıyla reddedildi" açıklamasında bulundu.

-"GEZİ PARKI'NDA EYLEM YAPANLAR BELKİ EN ÇOK BİZİM PARTİMİZİ ELEŞTİRİYOR, BİZ BUNA DA SAYGI GÖSTERİYORUZ"-

Kılıçdaroğlu, Gezi Parkı'nda eylem yapanların kararlarına saygılı olduklarını ve onlara her türlü desteği vereceklerini belirterek, "Çünkü onlar daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi istiyorlar. Bizde aynı şeyi istiyoruz. Daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi. Gezi Parkı'nda eylem yapanlar, belki en çok bizim partimizi Cumhuriyet Halk Partisini eleştiriyorlar. Biz buna da saygı gösteriyoruz. Bir siyasetçinin öncelikle eleştirilere kulak kabartması gerektiğinin bilincindeyiz, bunu biliyoruz. Ancak biz, onların daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi taleplerinin yanında olacağız" diyerek sözlerini tamamladı.

Taksim Gezi Parkı Olayları |


En Çok Aranan Haberler