HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Ankara'da korkunç şüphe: Alman istihbaratının FETÖ çıkışı ne anlama geliyor?

Alman istihbarat örgütü başkanı Bruno Kahl'ın '15 Temmuz'un arkasında Gülen'in olduğuna inanmıyorum' sözleri Ankara'da korkunç bir şüphe uyandırdı: Almanya Gülen'in istihbarat ağından faydalanıyor mu?

Ankara'da korkunç şüphe: Alman istihbaratının FETÖ çıkışı ne anlama geliyor?

Almanya istihbarat örgütü BND'nin başkanı Bruno Kahl, Türkiye'nin, 15 Temmuz darbe girişimin arkasında Fethullah Gülen'in bulunduğu konusunda kendilerini ikna edemediğini söylemesinin ardından Ankara'daki politika kulisleri kaynamaya başladı. Kahl hafta sonunda Der Spiegel dergisinde ye alan söyleşisinde, "Türkiye her düzeyde bizi ikna etmeye çalıştı ama şu ana kadar bunu başaramadılar" dedi.

IŞIK: ACABA İŞBİRLİĞİ Mİ YAPTINIZ

Kahl'ın çok tartışılan ve ortalığı karıştıran mülakatının ardından, sözlerinin ardından Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, “görmüyorsa hem kör hem sağır olması lazım” dedi. Işık, “Bu da herkesin aklına şu soruyu getirir” diyerek “Acaba işbirliği mi yaptınız, siz bu işin neresindesiniz?" şüphesini yöneltti.

KALIN: BU AVRUPA'DA FETÖ'YÜ AKLAMA OPERASYONU

Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın ise “Bu Avrupa’da FETÖ’yü aklama operasyonudur. CZaten şu anda bir sürü FETÖ kaçkını firari suçlu Almanya'da. Alman istihbaratının bu adamların nerede olduğu, ne iş yaptığı, kimlerle görüştüğüne dair bir bilgisinin olmama ihtimali var mı? (..) Demek ki Türkiye'ye karşı kullanacakları elverişli enstrümanlar bunlar. Türkiye'ye karşı kullanabileceklerini düşünüyorlar" diyerek tepki gösterdi.

KAHL NE DEDİ?

Gülen hareketinin aşırı İslamcı mı, yoksa terörist bir örgüt mü olduğu sorusuna karşılık Kahl, "İleri düzeyde dini ve laik eğitim vermeyi amaçlayan bir sivil toplum örgütüdür" dedi.

Darbe girişimin Türk hükümeti tarafından başlatılmadığına inandığını söyleyen Kahl şöyle konuştu:

"Darbe girişimini hükümet başlatmadı. 15 Temmuz'dan önce hükümet zaten büyük bir temizlik hareketine girişmişti, dolayısıyla ordudaki bazı kesimler sıra kendilerine gelmeden önce bir darbe yapmaları gerektiğini düşündüler."

Alman istihbarat şefi, ülkesinde 24 Eylül'de yapılacak genel seçimleri Rusya'nın etkilemesi ihtimalinin bulunduğunu da söyledi.

"En azından bunun olabileceğini kabul etmeliyiz."

KAHL'DAN İKİ FARKLI AÇIKLAMA

Türk hükümetinin 15 Temmuz darbe girişimi ardında Fethullah Gülen “hareketi” olduğu konusunda kendilerini “inandıramadığını” söyleyen Kahl, öte yandan da darbenin AK Parti hükümetinin bir tezgâhı olduğu yolundaki iddialara da inanmadığını söylüyordu.

Kahl’a göre ortada Türkiye’nin iddia ettiği gibi Fethullahçı Terör Örgütü-FETÖ değildi, ama “dini ve laik eğitim sağlayan sivil bir dernekleşme” idi.

YETKİN: ERDOĞAN VE YILDIRIM'DAN SERT ÇIKIŞLAR GELMEDİ

Hürriyet yazarı Murat Yetkin bugünkü yazısında, Kahl'ın sözleri üzerinden kritik bir analiz kaleme aldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ya da Başbakan Binali Yıldırım’dan Kahl'ın sözleri üzerine sert çıkışlar gelmediğini ancak belki de doğrusunun bu olduğunu, zira bu durum Ankara’da alarm zillerinin çalmasına neden olduğunu ifade etti.

'MERKEL'İN BİLGİSİ DIŞINDA KONUŞMUŞ OLAMAZ'

ANKARA'NIN ALMANYA ŞÜPHESİ: 'GÜLEN'İN AĞINI KULLANMAYA BAŞLADIĞI İÇİN FETÖ'YÜ KORUMA ALTINA ALDI'

Yetkin, Almanya'nın BND Başbakanı Kahl'ın kontrolü altında olduğunu ifade ederek, Kahl’ın açıklamasının, özellikle de bir dergiye verilen mülakatın Başbakan Angela Merkel’in bilgisi dışında olması ihtimalinin olmadığını, Ankara'nın ise Alman istihbaratının Fethullah Gülen’in dünya çapında kurduğu ağı resmen kullanmaya başladığından dolayı o ağla “organik ilişki” içinde “korumaya aldığından” hatta “vesayetine aldığından” kuşku duyduğunu

İşte o yazıdan çarpıcı satırlar:

"ALMANYA'DAN SIĞINMA İSTEYEN FETÖ'CÜ ASKERLER, İSTİHBARATÇILAR ALMANYA'DA"

"İsmini açıklamak istemeyen güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, darbe girişimiyle ilgileri nedeniyle sorgulanmak üzere Türkiye’ye dönüş emrini reddedip Almanya’dan sığınma isteyen 40 eski Türk Silahlı Kuvvetleri mensubunun yanı sıra, Fethullahçı olduğu kuşkusuyla haklarında mahkeme kararı bulunan bazı polis şefleri ve istihbaratçılar da halen Almanya’da bulunuyor. Ayrıca Ergenekon, Balyoz davaları ve 2012’de MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın sorgulanması girişiminde yer alan kilit roldeki bazı –eski- yargıç ve savcıların da Almanya’da bulunduğu bilgisi veriliyor.

"YÜZ KADAR ÜLKEYE YAYILMIŞ OKULLAR ZİNCİRİNDEKİ ÖRGÜT ÜYELERİ..."

Bu kişilerin ve yüz kadar ülkeye yayılmış okullar zincirinde yer alan örgüt üyelerinin sağlayacağı istihbarat ağının Almanya’ya önemli bir istihbarat ve operasyon imkânı sağlayabileceği değerlendirmesi yapılıyor.

Bir yetkili bu çerçevede önümüzdeki süreçte Türkiye’nin Fethullahçıların “devlet kademelerine de girmiş olabileceği Balkanlar, Orta Asya ve Afrika ülkelerindeki çıkarlarına yönelik hamleler” olabileceğini söyledi dünkü konuşmamızda.

"ANKARA'DA KUŞKULAR ARTIYOR"

Dikkatler hükümetin Gülen’in iadesi konusunda ABD’ye çevrilmişken Almanya’da ortaya çıkan bu durum Ankara’daki kuşkuları artırıyor.

Söylenenler, İkinci Dünya Savaşında yenilen Nazilerin gizli servis başkanı Reinhard Gehlen’in Doğu Avrupa, Orta Asya ve Müslüman dünyada kurduğu etkili casusluk ağıyla birlikte Amerikalıların safına geçip, yeni kurulan CIA’ya müthiş bir imkân sağlamasını andırıyor. Tabii Ankara’nın kuşkulandığı işbirliği ile Gehlen olayı aynı şey değil. Ancak bu son gelişme, Türkiye ile Almanya arasında zaten yeterinden fazla biriken sorunlar yığınına bir yenisini eklemiş durumda.

ALMANYA'DAKİ PKK MİTİNGİ

Daha dün, Dışişleri Alman büyükelçiliğine Frankfurt’ta PKK çizgisindeki derneklerin düzenlediği bir gösteriye izin verdiği için protesto notası verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk bakanların referandumda “Evet” için konuşma yapmasına izin verilmediğine dikkat çekerek “Bu teröre arka çıkmaktır” dedi.

ALMANYA-TÜRKİYE: YAKIN İLİŞKİ İÇİNDEKİ İKİ MÜTTEFİK...

İltica talep eden askeri ataşeler ve NATO’da görevli Türk subayların durumunu zaten saydık; yakın ilişki içindeki iki müttefikten söz ediyoruz.

Buna karşın Almanya da Türkiye’de darbe girişiminden sonra ilan edilen olağanüstü hal çerçevesinde toplu tutuklama ve işten çıkarmaların orantısızlığının Avrupa Birliği’nin (AB) hukuk devleti anlayışına uymamasını ve tutuklu gazeteci ve yazarların durumunu gündeme getiriyor. Die Welt gazetesinin Türk kökenli muhabiri Deniz Yücel’in tutuklanması ve DİTİB’in Almanya’daki Türk toplumu içinde Fethullahçı fişlemesi yaptığına dair iddialar bizzat Merkel tarafından 2 Şubat’ta Erdoğan’la yaptığı ortak basın toplantısında buz gibi bir hava estirmişti.

Oysa Türkiye ve Almanya’nın tarih boyunca yakın siyasi, askeri ve ekonomik ilişkileri var. Türkiye’den göçüp Almanya’da yaşayanların sayısı 3 milyonu buluyor. Bu gelişmeler, Almanya’daki Türk vatandaşlarını dostluk köprüsü olarak görme söylemleriyle bağdaşmıyor.

HÜKÜMET YETKİLİSİ: YAŞANANLAR AKIL DIŞI

“Yaşananlar akıl dışı” dedi bir hükümet yetkilisi dünkü konuşmamızda; “Oysa şimdi Almanya ilişkilerimizin en iyi olması gereken zaman. ABD’nin mali baskısı ve Brexit [İngiltere’nin AB’den çıkış kararı] baskısı altında NATO güç kaybediyor. Almanya ve Türkiye’nin birbirlerine güçlü askeri ortaklar olarak da ihtiyacı var.”

İşte bu ihtiyaca rağmen Alman istihbarat başkanı tarafından işin doğal akışı aleyhine alenen yapılan bu açıklama, Ankara’da Gülencilerin işbirliğine duyulan ihtiyacın baskın gelmiş olmasıyla açıklanıyor."


En Çok Aranan Haberler