HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Foreign Policy: İmamlardan oluşan casus ordusu

Oda tv'nin Foreign Policy'de yayınlanan "Erdogan’s International Network of Muslim Cleric Spies" (Erdoğan'ın imam-casuslardan oluşan uluslararası ağı) başlıklı makaleden yaptığı çeviri habere göre, Avrupa ülkeleri ile Erdoğan arasında yaşanan krizinin gerçek sebebi, 'FETÖ'ye karşı Diyanet tarafından Avrupa camilerinde görevlendirilen imamların casusluk faliyeti içerisinde olmaları...'

Foreign Policy: İmamlardan oluşan casus ordusu

Almanya ve Avusturya başta olmak üzere çok sayıda Avrupa ülkesi, istihbarat servisleri aracılığıyla, çok sayıda imamın, FETÖ'yü fişleyerek oluşturdukları ''Fethullahçılar'' listelerini Diyanet üzerinden Erdoğan'a ulaştırdıklarına dair belgelere sahip olduklarını iddia etmişti.

Alman makamları şimdiye kadar 16 imamı casusluk faliyeti içerisinde olmakla suçlarken, başta Avusturya olmak üzere İsviçre, Belçika ve Hollanda, ülkelerinde görev yapmakta olan bazı imamlara yönelik benzer suçlamalar yöneltti.

Foreign Policy'nin (FP) haberine göre geçtiğimiz haftalarda Almanya ve Hollanda'da bakanlara referandum mitingleri ve programları düzenlemelerine yönelik yasakların arkasında FETÖ'cülere karşı bu ülkelerde imamlar tarafından yürütülen casusluk faaliyeti bulunuyor.

'ALMANYA VE HOLLANDA'NIN ERDOĞAN'A KARŞI TAVRININ NEDENİ...'

Türk bakanların ülkelerinde propaganda yapmalarına izin vermeyen Almanya ve Hollanda ile Erdoğan arasında yaşanan ''Nazi'' sürtüşmesine değinen Foreign Policy, iki ülkenin Erdoğan'a karşı olan tavırlarının sebeplerinden birinin Avrupa ülkelerinde casusluk faliyeti sürdürdüğünü öne sürdüğü 'Diyanet imamları' olduğunu iddia etti.

Bir diğer sebebin ise, Avrupa ülkelerinin kendi demokratik sistemlerinin önümüzdeki ay gerçekleşecek referandum neticesinde 'Evet' oyunun baskın çıkması durumunda Türkiye'nin demokratik bir yönetime sahip olmaktan bütünüyle uzaklaşacak olmasında bir kaldıraç görevi görmesini istemiyor oluşlarından kaynaklandığı ileri sürüldü.

Vatandaşları olan Türklerden kendilerine entegre olmalarını isteyen Avrupa ülkelerinin taleplerini ''zorla asimilasyon'' olarak değerlendiren Erdoğan'ın Batılı devletleri en çok rahatsız eden tavrının, Türklerin dini hassasiyetlerini AK Parti'nin siyasi amaçlarına hizmet edecek şekilde sömürüyor olması' olarak niteleyen FP,. Diyanet tarafından bu ülkelerde görevlendirilen imamların casusluk faliyeti içerisinde olmalarının da Avrupa ülkeleri için büyük bir rahatsızlık kaynağına dönüşmüş olduğunu ve AK Parti'ye karşı tepkili davranmalarında öncelikli sebep haline gelmiş olduğunu ifade etti.

İşte makalenin devamından öne çıkan satırlar:

Yakın bir tarihe kadar bilhassa Almanya'da görevli bazı imamların öteki dinlerin mensuplarına karşı son derece ılımlı ve hoşgörü içeren davranışlar içerisinde olduğunun belirtildiği yazıda, bazı imamların azınlık durumundaki Yahudiler gibi dini gruplara haftanın belli günlerinde evlerini ibadet amacıyla açmalarının pozitif bir yaklaşım olduğu belirtilirken, geçtiğimiz yaz yaşanan darbe kalkışmasının ardından bu tip ılımlı yaklaşımlar sergileyen imamların Diyanet tarafından baskı altına alındığı iddia ediliyor. Aynı zamanda bir zamanlar Türkiye'de dinin seküler yönetim tarzı tarafından kontrol altında tutulması için kurulan Diyanetin de Erdoğan tarafından kendi çıkarlarına hizmet edecek şekilde kullanılmaya başlandığı bilgisi paylaşılmış.

Darbe kalkışmasının ardından Diyanet'in cami imamlarına baskı uygulamaya başlamasının bu imamların ılımlı yaklaşımlarına darbe vurması, bazı imamların ve cami görevlilerinin ve hatta cemaatin Fethullahçı olmakla suçlanmalarının olumsuz etkilerinden bahsedildi. FP'nin aktardığına göre Almanya'da bulunan bazı camilerin girişlerine ''Gülen destekçileri burada istenmiyorlar,'' içerikli yazılar asıldığı iddiası da dikkat çekiyor. Maaşlarını Diyanetten alan imamların ise bu baskılara boyun eğmek zorunda kaldıkları ve hükümetin katı dini anlayışına teslim olmaları Almanya için bir çeşit hayal kırıklığına dönüşmüş durumda.

"GERÇEKÇİ OLMAYAN BİLGİ AKIŞI SAĞLIYORLAR"

FP tarafından aktarılan bir diğer gözlem ise, Almanya'da bulunan Türklere yönelik Türkçe yayın yapan medya kuruluşlarının %80-90 oranında taraflı ve objektif olmayan yayın içeriğine sahip, AKP propagandası yaptıkları yönünde. Bu tip medya yayınları, Almanya'da bulunan Türkleri Türkiye'de süregelen hayata dair aldatmaya yönelik içerikleri ile gerçekçi olmayan türde bilgi akışı sağlıyorlar.

Diyanet sayesinde Ankara'nın Avrupa ülkelerindeki Türkler üzerinde etkili olmayı başardığı söylenirken, kendilerini finanse edebilen bağımsız camilerinde bulunduğu anımsatılıyor. Bununla birlikte Diyanet tarafından finanse edilen camilerin casusluk faliyetine alet edildiği ve imamların bu tip faliyetler gerçekleştirmeleri için Diyanet tarafından zorlandıkları iddialarının yakın zaman önce ispatlandığı bilgisi de paylaşılmış. FP'ye göre bu faliyetlerden rahatsızlık duyan sadece Almanya değil, Almanya'da yaşayan ve liberal görüşlere sahip olan Müslüman Türkler de bu faliyetlerden duydukları rahatsızlığı dile getiriyorlar.

Almanya'da 3 milyon Türkün yaşadığı anımsatılırken, Erdoğan'ın günden güne baskıcı bir karakter haline gelmesinin Diyanet'in imamlar üzerindeki etkisinde bir çeşit dönüşüme neden olduğu ve darbe girişiminin ardından ılımlı imamların işten atılarak yerlerine Erdoğan için çalışan casus imamların atandıkları söyleniyor. Erdoğan'ın casus imamlarının öncelikli rolleri ise, cami cemaatleri içerisindeki Fethullahçı Türklerin birer listesini hazırlayıp Diyanet aracılığı ile Erdoğan'a ulaştırmak, bu listeler yakın bir zaman önce Alman istihbarat servisleri tarafından ele geçirilmişti.

Alman makamları şimdiye kadar 16 imamı casusluk faliyeti içerisinde olmakla suçlarken, başta Avusturya olmak üzere İsviçre, Belçika ve Hollanda, ülkelerinde görev yapmakta olan bazı imamlara yönelik benzer suçlamalar yöneltirken bu imamların cemaati fişlemeye yönelik casusluk faliyeti içerisinde olduklarına dair ellerindeki delilleri paylaştılar. Türk basınında çıkan haberlere göre Erdoğan'ın casus imamlarının görevlendirildikleri ülkelerin sayısı 38.

Alman basın kuruluşu Der Spiegel'in haberine göre Almanya'daki nüfusunu ilerleten Erdoğan, yurt dışındaki etkisini Diyanet sayesinde arttırıyor ve gurbetçi vatandaşları ayrıştırarak Erdoğan'ın dostları ve düşmanları olarak ikiye böldüğü söyleniyor.

Geçtiğimiz aylarda başta Almanya ve Avusturya olmak üzere çok sayıda Avrupa ülkesi, istihbarat servisleri aracılığıyla çok sayıda imamın cemaati fişleyerek oluşturdukları ''Fethullahçılar'' listelerini Diyanet üzerinden Erdoğan'a ulaştırdıklarına dair belgelere sahip olduklarını açıklamıştı.

ALMANYA'DA SKANDAL: SEÇMEN KAYDINI DEĞİŞTİRDİ

Dün gündeme gelen haberlerde ise, Düsseldorf'ta sandık kurulunda görevli imamın, bir kişinin seçmen kaydı için yasal süre geçmiş olması’na rağmen oy verme yerini bilgisayarda değiştirdiği gündeme gelmişti.

Sözcü'nün haberinde yer alan detaylara göre, Frankfurt'ta ‘Hayırlı olsun’ dediği için iki kadın seçmen, görevliler tarafından zorla dışarı çıkarıldı. Oy çadırına su şişeleriyle girilmesine de izin verilmedi.

Düsseldorf'ta ise sandık kurulunda görevli imam Hasan Çakıroğlu, Hasan Büyükyazıcı isimli bir vatandaşın kimliğini kontrol etti ve oy verme yerinin Türkiye olduğunu gördü.

Şahsın Almanya'da oy kullanamayacağını gören imam ardından, ‘seçmen kaydı için yasal süre geçmiş olması’na rağmen oy verme yerini bilgisayarda değiştirdi ve Düsseldorf yaptı.


En Çok Aranan Haberler