HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Hollanda'daki seçimde dikkat çeken sonuç: Katılım oranı çok yüksek

Türkiye ve Avrupa'nın gözü Hollanda seçimlerinde. Hollandalı yetkililer, katılımın 2012'deki genel seçimlere göre çok daha yüksek olduğunu açıkladı.

Hollanda'daki seçimde dikkat çeken sonuç: Katılım oranı çok yüksek

Hollanda'da sandıklar yerel saatle 21.00'de (TSİ 23.00) kapanacak ve oy verme işlemi sona erecek. Sandıkların kapanmasından kısa süre sonra da sandık çıkış anketlerinin sonuçlarının açıklanması bekleniyor. Seçimde bin 114 aday ve 28 parti, 150 sandalye için yarışıyor.

KATILIM ORANI ARTTI

Ipsos'un düzenlediği sandık çıkış anketine göre, bugünkü seçimlere katılım, 2012'deki genel seçimlere göre çok daha yüksek.

Sandıklar açıldıktan altı saat sonraki (TSİ 15.45'teki) katılım oranı yüzde 33 olarak hesaplandı. Bu oran 2012'de yüzde 27 idi. 2012'de seçimlere katılım oranı daha sonra yüzde 74.6'ya ulaşmıştı.

KOALİSYON BEKLENİYOR

27 Türk kökenli adayın da katıldığı seçimlerde, bir partinin tek başına hükümet kuracak çoğunluğa ulaşması öngörülmüyor.

Son anketlere göre, Hollanda Başbakanı Mark Rutte'nin liderliğindeki liberal Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi'nin (VVD) seçimlerden birinci parti olarak çıkması ve 150 sandalyeli parlamentoda 24 ila 28 arasında vekil kazanması bekleniyor.

Aşırı sağcı lider Geert Wilders'in Özgürlük Partisi'nin (PVV) ise ikinci sırada kalarak, 19 ila 22 arasında sandalye kazanacağı tahmin ediliyor.

2012 seçiminde 38 sandalye elde ederek hükümet ortağı olan Lodewijk Asscher liderliğindeki İşçi Partisi'nin (PvdA) bu kez 12 milletvekili çıkarması öngörülüyor.

DENK PARTİSİ ALTERNATİF BİR SES SUNUYOR

Seçime PvdA'nın entegrasyon politikasına güvenoyu vermedikleri için partiden ihraç edilen Türk milletvekilleri Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk'ün kurduğu DENK Partisi de katılıyor. Son yıllarda Hollanda'da Müslüman ve Türk karşıtlığının giderek artması üzerine sesi duyulmayan insanların sesini duyurmak için siyasi arenaya giren DENK'in de üç sandalyeyle mecliste yer alması bekleniyor.

MUHABİRİN TÜRK OLDUĞUNU ÖĞRENİNCE...

Hollanda sokaklarında dolaşan BBC Türkçe muhabiri Özge Özdemir, bir Wilders seçmeniyle yaşadığı diyaloğu şöyle aktarıyor:

"Hafta sonu yaşanan olaylarla ilgili olarak 'Türklerin hatalı' olduğunu söylüyor: 'Hollandalı olduklarını söyleyenler aslında öyle değil, onlar yabancı.'

Benim de Türk olduğumu öğrendiğinde 'Bak, inan seninle kişisel olarak bir derdim yok. Tek tek Türklerle bir sorunum yok, ama burada çok fazlalar' diyor. Yakında Avrupa'da göç sorunu yüzünden bir savaş çıkacağını ekleyerek bitiriyor sözlerini."

Üniversitede grafik tasarımı okuyan 19 yaşındaki Sjaak van Broekhoven ise en önemli meselenin çevre olduğuna inandığı için Yeşiller Partisi'ne oy vereceğini söylüyor.

Rotterdam'daki Türk Başkonsolosluğunun önünde yaşananlar ise Broekhoven'ın oyu ile ilgili kararını etkilememiş, bunun Hollanda ve Türkiye arasındaki bir kriz olduğunu düşünüyor. Arkadaşı ise durumun iyi bir şekilde yönetildiğini vurguluyor. İki genç de bir ülkenin kuralları varsa onlara uyulması gerektiği konusunda hemfikir. Özellikle Müslüman göçmenlerin kadınlara baskı uygulanması gibi eski alışkanlıklarını bırakması gerektiğini belirtiyorlar.

"RUTTE İYİ İDARE ETTİ"

Hollanda hükümetinin Türkiye ile krizi iyi yönettiğini düşünen 52 yaşındaki bir bahçıvan da oyunu Başbakan Rutte'nin partisine vereceğini söylüyor: "Rutte ülkeyi iyi yönetiyor, o yüzden devam etmeli. Türkiye ile krizde işlerin raydan çıkmasına izin vermedi, pes etmedi ve iyi idare etti."

Siyaset bilimi okuyan Vanessa ise seçimler için kararını verirken ekonomiyi göz önünde bulundurduğunu ve ekonomik olarak merkez sağda konumlandığı için bu yönde oy kullandığını açıklıyor. 24 yaşındaki Vanessa, toplumsal entegrasyonun her zaman herkes için bir sorun olacağını, bu yüzden herkesin bir arada mutlu yaşayacağını düşünmenin saçma olacağını belirtiyor.

BBC Türkçe muhabiri, Rotterdam'daki havayı, "Sandık başına giden Hollandalıların kafasının bir yerinde Türkiye ile kriz olsa da hayatlarını etkileyecek diğer etmenleri de hesaba katarak geniş bir yelpaze içinde oy kullanacakları kesin" ifadesiyle aktarıyor.

WILDERS İLE KOALİSYON YAPMAK İSTEMİYORLAR

Hollanda’da 12.9 milyon seçmen bulunuyor. Ülkede çoğu Türk ya da Faslı olmak üzere 840 bin ile 960 bin Müslüman nüfusun yaşadığı tahmin ediliyor. Koalisyonlara yatkın seçim sistemine göre genel oydan yüzde 0.67 oy alan bir parti, bir milletvekili çıkarabiliyor. Wilders’in partisi birinci gelse de çoğu parti işbirliği yapmayacağını söylediğinden, hükümette olma ihtimali pek bulunmuyor. Rutte birinci gelirse yeni bir koalisyon oluşturması gerekecek. Hükümeti kurmak için 150 kişilik parlamentoda 76 milletvekiline ulaşmak gerekiyor.

KOALİSYON TEŞVİK EDİLİYOR

Hollanda'da, partileri siyasi uzlaşmaya zorlamak amacıyla koalisyon hükümetlerinin kurulması teşvik ediliyor. Bununla birlikte, PVV'nin sandalye sayısını artırarak, koalisyon görüşmelerinde kilit bir rol üstlenme olasılığına karşın, diğer partilerin hükümet için kapısını çalma ihtimali düşük görülüyor.

Yeni hükümet için yapılacak müzakerelerin uzun sürebileceği belirtilirken, bazı gözlemciler de parlamentoda çoğunluğun ancak üç ya da dört partinin bir araya gelmesi sağlanmasını bekliyor.

WILDERS'İN PARTİSİ KAZANIRSA NELER OLACAK?

Wilders liderliğindeki PVV, "Hollanda bizimdir, bizim kalacak" başlıklı seçim bildirgesinde, öncelik "İslamileşmenin durdurulmasına" yer veriyor. Bildirgede, Hollanda'daki bütün cami ve İslam okullarının kapatılacağı, kamusal alanda başörtüsü ve diğer İslami simgelerin yasaklanacağı vurgulanıyor.

Bildirgeye göre, PVV'nin iktidar olması durumunda sınırları kapatılarak, İslam ülkelerinden mülteci akımı önlenecek. Çifte vatandaşlığa sahip suçlular derhal sınır dışı edilecek. Hollanda'nın AB üyeliğinden ayrılması sağlanacak. Aşırı sağcı parti, kültür ve sanata parasal desteğin kesilmesini, asker ve polise fazladan bütçe ayrılmasını da programına alıyor.


En Çok Aranan Haberler