HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Resimlerle Keşmir'in çalınmış çocuklukları

Hindistan ve Pakistan arasında yıllardır gerilime neden olan Keşmir Vadisi'nde yaşayan çocuklar, hiçbir zaman kaçamadıkları şiddeti ve çatışmaları pastel boyalarla resimlere dönüştürüyor.

Resimlerle Keşmir'in çalınmış çocuklukları

Resimde "Mermi kurbanı, okumak ve yazmak istiyor. Güzellikleri görmek istiyor!" yazılmış.

Gördükleriniz, çocukluk ve masumiyetin kayboluşunun resimleri.

Her biri, kapıları sürgülenmiş evlerin dışındaki şiddet dolu dünyayı anlatıyor. Resimler, bugünün endişelerine ve geleceğin korkularına ışık tutuyor.

Renkler canlı. Kanın ve ateşin rengi olan kırmızı baskın. Siyah ise, gökyüzünün bulutları olmuş, dünyayı yakıyor. Henüz hava kararmamış ama gece yakın.

Bu resimler, Hindistan'ın yönetimindeki Keşmir bölgesinde yaşayan okul çocuklarının.

Keşmir'de yaşayanlar, dünyanın en uzun süreli krizlerinden birine tanıklık etmeyi sürdürüyor. Bu resimler de, yetişkinlerin şiddetiyle hayatları kararan çocukların iç dünyalarına ayna tutuyor.

Bir Moğol imparatorunun zamanında övündüğü ve Keşmir halkının evlerini ev yapan çayırlar, dereler, meyve bahçeleri ve dağlar ise resimlerde yok.

Taş atan protestocular, silah taşıyan askerler, alev almış okullar, enkazlarla dolu pis sokaklar, silahlı çatışmalar ve ölümler, tuvallere tekrar tekrar yansıyan temalardan bazıları.

Geçen yaz, yıllardır bölgede yaşanan en kanlı dönemdi. Hindistan güçlerinin Temmuz ayında Hizbul Mücahidin grubu liderlerinden Burhan Wani'yi öldürmesi sonrası, Müslümanların yoğunlukta olduğu Keşmir'de 100'den fazla sivil, güvenlik güçleriyle çıkan çatışmalar sonucu öldürülmüştü.

Güvenlik güçleri protesto gösterileri düzenleyen kalabalık grupların üzerine pompalı tüfekleriyle ateş açmış, Namlulardan yayılan saçmanın etkisiyle birçok insan kör olmuştu.

Protestolarda yaralanan 9 bin kişiden en az 1.200'ü 15 yaşın altındaki çocuklardı. Birçoğu, ya tamamen kör oldu, ya da gözlerinden birini kaybetti.

Resmi yapan çocuk, "Okulumuzu kurtarın. Geleceğimizi kurtarın" çağrısını kağıda dökmüş.

Şiddet sokaklara yayılırken, okullar kapılarını kapattı. Çocuklar aylarca evlerinin içinde kaldı ve televizyondan gelen haberlerin gürültüsünde boğuldu.

Geri kalan zamanlarındaysa kitap okudular ve resim yaptılar. Arkadaşlarını ve kriket oynamayı özlediler.

Öğretmenler evlerinde ders vermeyi sürdürdüler. Anne babalarsa, sınavlarda gözetmenlik yaptılar.

Bir okul, sınavlarını küçük bir kapalı stadyumda yaptı.

Kış gelip, okullar yeniden açıldığında öğretmenler çocuklardaki sinirli ruh halini fark etti. Çoğu kamu çalışanları, iş adamları, doktorlar, mühendisler, banka çalışanları ve çiftçilerin çocuklarıydı.

Keşmir'in tanınan okullarından birinin müdürü, çocukların "zombi gibi solgun" bir şekilde okula döndüklerini anlattı. Birbirine sarılıp ağladılar. Öğretmenlerine neden okulları kapattıklarını sordular.

Bazılarının davranışları garipleşmişti. Sebepsizce bağırıyorlar, masalara vurup eşyaları kırıyorlardı.

Rehber öğretmenler sakin olmalarını söylüyordu. Çok ama çok öfkelilerdi. Daha sonra 300 kadar çocuk ellerinde kağıtlar ve pastel boyalarla okulun koridorlarında oturdu. Öfkeyle çizmeye başladılar.

Okulun müdürü o günü şöyle anlattı:

"İlk günlerinde yaptıkları tek şey buydu. İstedikleri her şeyin resmini yaptılar. Bir kelime bile etmediler. Her şey bir arınma gibiydi; bir katarsis süreciydi."

'Keşmirlilerin kanı'

"Keşmir dünyadaki cennet olarak biliniyor"

Çocukların çoğu kalem ve pastellerle çizdi. Birçoğu resimlerin üzerine konuşma balonları, başlıklar ve cümleler yazdı. Resimlerin büyük bir bölümünde vadi alevler içindeydi.

Sokaklarda, gökyüzündeki kuşlar ve yakıcı güneşe isyan eden enkaz taş yığınları vardı.

Çocukların yüzleri korkmuş, gözleri mermilerden kör kalmıştı.

Bu korkutucu resimlerinden birindeki portre, "Dünyayı ve arkadaşlarımı bir daha göremeyeceğim. Kör oldum" diyordu.

Bir şairin dediği gibi, çocukluk hiç kimsenin ölmediği bir krallıktır. Ancak Keşmir'de çocuklar kimsenin hatırlayamayacağı kadar uzun bir süredir ölümün gölgesinde yaşıyor.

Anantnag'da bir oğlan çocuğu, resmini anlatırken "Bunlar Keşmir'in dağları. Şu da çocuklar için bir okul. Solda ordu adamları var. Karşılarındaysa özgürlüklerini isteyen, taş atan protestocular" diyor:

"Protestocular orduya taş attıklarında ordu da onlara ateş açıyor. Bir okul çocuğu ölüyor, arkadaşıysa yalnız kalıyor."

Bir başka dikkat çeken tema, okulların yanarak kül olması. Bir resimde çocuklar alevler içinde kalan bir okulda sıkışmış, "Bize yardım edin, yardım edin. Okulumuzu kurtarın. Bizi kurtarın, geleceğimizi kurtarın" diyor.

Diğer resimler ise, daha öfkeli, daha politik.

Özgürlükçü grafitiler, "Keşmirimizi kurtar" yazan levhalar öne çıkıyor. Bazıları Burhan Wani'yi överken, bazıları Hindistan karşıtı sloganlara vurgu yapıyor.

Rakip komşular

Çatık kaşlı bir adamın yüzü ikiye ayrılmış. Bu, Hindistan ve Pakistan arasındaki acı ayrışma ve kapanmayan yara için bir metafor. İki rakip komşu arasında kalmış bir bölgenin trajedisi.

Bir kara kalem resimde annenin oğlunu beklediği sahne akıllara kazınıyor. Protestolar sırasında internet ve cep telefonu hizmetlerinin devre dışı kalmasının onlarda yaşattığı düş kırıklığı da aktarılmış.

Beş yıl önce, Avusturalyalı sanat terapisti Dena Lawrence da vadideki gençlere resim dersleri vermiş, "öfke ve depresyonu" yansıtan siyahın baskın renk çıktığını söylemişti.

Keşmir'de 40 yıldır 4 ila 16 yaş arasındaki çocuklar için sanat yarışmalarında jürilik yapan Mesud Hüseyin, resimlerdeki temaların değiştiğini söylüyor.

Cep telefonlarının çekmediği günler de resimlere yansıyor.

Solda resmedilen 2014'teki sel ile sağdaki 2016'nın Temmuz ve Kasım ayları arasında bölgede sel olan kanların arasında ağlayan bir adam.

Hüseyin "Dingin resimlerden, şiddet dolu temalara geçtiler. Kırmızı gökyüzü, dağlar, göller ve çiçekler ile yanan evler çiziyorlar. Silah ve tanklar, silahlı çatışmalar ve sokaklarda ölen insanlar resmediyorlar" diyor.

Srinagarlı psikiyatrist Arşad Hüseyin ise, resimlerin çocuklardaki kolektif travmaları yansıttığını belirtiyor:

"Çocukların anlayamayacak kadar küçük olduğunu sanıyoruz. Bu doğru değil. Çevrelerindeki her şeyi içlerine çekiyor ve özümsüyorlar. Kendi yöntemleriyle bunları bir şekilde dışarı yansıtıyorlar.

"Bu çocukların evde saklananlar olduğunu unutmayın. Bir de şiddeti daha yakından gören sokaklardaki çocukları hayal edin."

"Kitaplar özgürlüğe kadar kapatılmıştır."

Peri masallarının hızla kabuslara dönüşebildiği Keşmir'de umut henüz yok edilememiş.

Bir kız çocuğu resminde "Geleceğimizin aydınlık olmasına izin verin, bizi eğitin, krizi karanlık için bir neden haline getirmeyin" diye çağrı yapıyor.

Henüz hiçbir şey için geç değil.

Keşmir'de çocukların yaptığı resimler


En Çok Aranan Haberler