HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Beyin beden ve ruhumuzu nasıl genç tutarız?

Beyin beden ve ruhumuzu nasıl genç tutarız?

Ruhumuzun isteklerine bedenimiz cevap veremiyorsa yaşlanmaya başlıyoruz demektir. Aslında yaşlanma doğumla başlar ölene kadar sürer. Fakat asıl yaşlanma tüm organların geliştiği ergenlikten sonra başlar.

İnsanlarda bazı hücrelerin , laboratuar koşullarında 150 yıldan fazla yaşamakta olduğu bilim adamlarınca ispat edilmiştir.Gerekli şartlar hazırlanırsa insanlar uzun yıllar yaşayabilir. Nitekim 1960 yılında Türkiye de ortalama yaşam süresi 49 iken 2000 yılında yetmişli yaşları geçmiştir.

Her geçen yıl bu yaş daha da artmakta fakat yaş ilerledikçe demans yani bunama ,felç,Parkinson, kalp yetmezliği ,prostat ….gibi bir çok sağlık sorunu da insanların yaşam kalitesini düşürmektedir. Önemli olan çok yaşamak değil kaliteli yaşamaktır.


Antiaging tedavi denildiği zaman, gençleşmek algılanmaktadır. Estetik operasyonlarla cildini gerdirenler gençleştiklerini sanmakta veya antiaging tedavi diyerek ilaç kullananlar zamanla ortalı yaş görünümüne kavuşacaklarını sanmaktadırlar.


Her insanın yaşam süresi ve yaşam kalitesi farklıdır. Bu farkta başta genetik faktör olmak üzere, çevresel faktörler ,beslenme,sistemik hastalıklar ve kullanılan ilaçlar önemli rol oynar. Antıagıng tedavinin amacını özetlersem,

1- Düzenli sağlık kontrolleri yaparak ve koruyucu tedavi uygulayarak ,genetik olsun veya olmasın kişinin hastalığa maruz kalmasını önlemek
2- vücudumuzda yaş ilerledikçe azalan maddeleri ve hormonları başta doğal olmasına dikkat ederek doktor kontrolünde yerine koymak
3- Daha yaşlı görünmemize sebep olan bölgelere bundan dolayı rahatsızlık duyuluyorsa estetik müdahale yaptırmak,
4- Beslenme alışkanlığını doğru şekilde kazandırıp ,düzenli spor yaparak vücudu zinde tutmak


GLUTATYON TEDAVİSİ İNSAN VÜCUDUNDA MUCİZE Mİ YAPRATIYOR?

Glutatyon ,insan vücudu tarafından üretilen,antioksidan etkili ve bağışıklık sisteminin desteklenmesinde önemli rol alan bir maddedir.İnsan vücudunda ki serbest radikallerin hücreye verdiği zararı önler.

Serbest radikal teorisine göre normal yaşlanma ,insan bünyesinde oluşan,serbest radikallerin,veya ara ürünlerinin dokularda birikmesi ile başlar. Çünkü,serbest radikaller,insanın en küçük yapıtaşı ve beyni olan DNA yapısında mutasyon yani değişim başlatarak normal yaşlılığı başlattığı gibi , Parkinson ,demans,romatizma ,kanser,kalp hastalıkları…gibi bir çok hastalığın oluşmasına sebep olur.

Yapılan son çalışmalar,damardan uygulanan glutatyon tedavisi, başta Parkinson ,demans,romatizma ….gibi bir çok hastalın oluşmasına mani olduğu bibi tedavilerinde de büyük önem taşır. Yaşlanmayı geciktirdiği gibi kaliteli yaşlanmayı sağlar


Vücudumuzda hormonların miktarı kadar birbirleriyle olan dengeleri de bizi sağlıklı kılan en önemli faktördür. Otuzlu yaşlardan itibaren hormonlar azalmaya başlar. Eğer eksik olan yerine konacaksa bu dengeler iyi incelenmelidir. Hormonlarda eksiklik tespit edilirse, öncelikle bunun doğal yollarla salgılanmasının artırılması denenmelidir.


Vücutta, bağışıklığı güçlendirmesi, fazla vücut yağlarını azaltması, yaraları kolayca iyileştirmesi ve ciltte gerginleşme gibi inanılmaz değişimler yapabilmektedir.

BH'ın gençleştirici etkisi bunlarla sınırlı değildir. Hormonun kullanılmasına devam edilmesi halinde; hafızanın berraklaşması, daha derin uyku uyulması, cinsel gücün artması, kötü kolesterolün azalmasına karşılık iyi kolesterolün artması ve nihayet kemiklerde erimenin durup kemik kütlesinin artışı ortya çıkmaktadır.


Anti-aging, doğal yöntemlerden ayrılmaksızın bir ömür boyu genç kalmayı hedefleyen bir yaşam felsefesidir. Vücutta salgılanan hormon düzeyi anti-aging'de son derece önemlidir. Büyüme hormonu, bu kilit noktalardan birini oluşturuyor.

Tüm salgı bezlerinin orkestra şefi olarak nitelendirebileceğimiz “hipofiz” bezinden salgılanan bu hormon, adından da açıkça anlaşıldığı gibi bebek ve çocukların büyümesini sağlıyor. Ama bu hormonun sadece bebekle ve çocuklarda etkili olduğunu düşünmek yanlış olur. Çünkü, büyüme hormonu yetişkinlerin hem fiziksel hem de ruhsal sağlığında önemli işlevlere sahiptir.


Vücudumuzda hergün ölen ve aksine hergün de yeniden yapılan milyarlarca hücre vardır. İşte büyüme hormonu bunların yenilenmesini, kas ve kemiklerin güçlenmesini, kalp kasının dayanıklılığının artmasını ve metabolizmanın hızlı çalışmasını sağlamaktadır. Bu nedenle fiziksel ve ruh sağlığımız için hipofiz bezinden büyüme hormonu salgılanması şarttır.


Bu hormon eksik salgılandığında, iç salgı sisteminin dengesi bozuluyor. Bunun sonucu cinsel isteksizlik, regl düzensizliği ortaya çıkabilir. Büyüme hormonu insülin karşıtı bir hormon olup kan şekerinin düştüğü durumda, diğer hormonlarla birlikte büyüme hormonu da devreye girerek kan şekerinin yeniden yükselmesini sağlar.

Eksikliğinde ; kan şekerinde düşüklük ve bunun belirtisi olan titreme, terleme ve çarpıntı, vücutta enerji düşüklüğü, halsizlik, yorgunluk ve ayrıca uyku problemleri olur. Kas kitlesinde azalma buna karşılık yağ kitlesinde artma ve kaslarda güçsüzlük, kemiklerde ise erime başlar.

Şişmanlık, göbekte yağ toplanması başlar. Damar sertliği , kalp krizi ve felç riskinde artma gibi çeşitli sorunlar ortaya çıkabilir. Ayrıca sosyal ilişkilerde zayıflama, içe kapanma, endişe ve umutsuzluk, depresyon durumu ortaya çıkar.


Büyüme hormonu, tam zamanında , doğru miktarda ve doğru zamanda kullanıldığı taktirde etkili olabilirken, bilinçsizce kullanıldığında yararlı olmadığı gibi vücutta önemli sorunların oluşmasına yol açabilmektedir. Anti-Aging amacıyla büyüme hormonu takviyesi yapılıp yapılmayacağına, yapılan testler sonucunda kişide büyüme hormonu eksikliği tespit edilmesi halinde karar verilmektedir.

Büyüme hormonu, her zaman doktor kontrolünde, düzenli aralıklarla ve mutlaka gerekli testleri yapıldıktan sonra kullanılabilir. Aktif tümör oluşumu olanlarda büyüme hormonunun kullanılmasından vazgeçilmelidir.


Menopozdaki kadınlarda adet kesilmesiyle beraber östrojen düzeyi hızla düşer. Bu eksikliği tamamlamak için doktor kontrolünde östrojen kullanımı yaygın bir uygulamadır.


Cinselliğin devamı için şart olan testosteron aynı zamanda kas ve kemik kitlenin korunmasında önemli rol üstlenir. 50’li yaşlarda rutin olarak seviyesinin kontrolü gerekir.Tablet, pomad veya yapıştırma tabletleri olarak kullanılabilir.


DOÇ.DR. SERDAR DAĞ
BEYİN VE SİNİR HASTALIKLARI UZMANI

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler