HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Dünyayı güzel kılan doğa olayları

Dünyayı güzel kılan doğa olayları

Dünyamız 4.55 milyar yaşında. Yüz binlerce canlı türüne ev sahipliği yapan gezegenimizde, yaşamın oluşmasını sağlayan sayısız etken bulunuyor. Tabiat ananın yeryüzünü şekillendirmesi gibi, tüm bu etkenler milyarlarca yıldan beri dünyamızın jeolojik yapısını yavaşça değiştiriyor. Milyonlarca yıl öncesinde Dünya’nın neye benzediğini tam olarak bilmek imkânsız gibi. Yine de yeryüzünün ve doğanın barındırdığı güzelliklere bakarak, Dünya’mızın bize sunduğu güzelliklerin daha iyi farkına varabiliriz.


Su, buhar halindeyken sadece bulut oluşturduğu zaman veya sis haline geldiğinde görülebilir. Güneşin doğuşunu ve batışını güzelleştirmek için gökyüzünü kaplayan bulutlar, bir araya geldiklerinde şimşeklere de neden olabilirler.


Aslan yavrusuna benzeyen, diğer yandan kuzu görünümü veren bir bulut.


İnsandan çok köpekbalığına benzeyen bir görünüme bürünen bulut.


Elektrik santralinin bacasından çıkan dumanlar domuz şeklinde bir bulut oluşturmuş.


İrlanda’nın Blasket Adaları üzerinde uçan bir balık.


ABD’nin Kansas eyaletindeki doğal kayalık alanının üzerinde uçan bir ejderha.


Fırından yeni çıkmış bir tavuk görünümündeki bulut.


Suriye’nin başkenti Şam’da görüntülenen UFO şeklindeki bulut.


Yeni Zelanda’da görüntülenen mercek şeklindeki bulutlar.


Bir dağın üzerini örten disk şeklinde bir bulut.


NASA’nın kameralarından biri büyük bir güneş patlamasını görüntülüyor. Patlama, Güneş’in yüzeyini oluşturan büyük miktarda elektrik yüklü gaz ortaya çıkarıyor. Bazı güneş patlamaları yüz binlerce kilometre uzunlukta, neredeyse Ay ile Dünya’nın arasındaki mesafeyi kaplayacak kadar büyük olabiliyorlar.


Güneş’in en aktif haldeki bölgelerinin 2 boyutlu görüntüsü.


Güneş’in aktif bölgelerinden birine ait 2 boyutlu görüntü.


STREO uydusuyla çekilen bir görüntü.


STREO uydusunun çektiği farklı dalga boyundaki bir görüntü daha.


Bir buz fırtınasına maruz kalan ağacın dalları kırılma noktasında.


Buz fırtınalarının oluşması için iki soğuk, bir sıcak hava dalgası gerekir.


Soğuk hava dalgalarının biri yerin üzerinde, diğer atmosfer tabakalarında yer alır. Sıcak hava dalgası ise iki soğuk hava dalgasının arasında kalır.


Atmosferdeki soğuk hava dalgası kar yağışı getirir.


Sıcak hava dalgasıyla birleşirse yağmur oluşur.


Eğer en alttaki soğuk hava dalgasıyla bir araya gelirse sıfırın altındaki sıcaklıkta su, çiğ halini alır.


İki kar tanesinin hiçbir zaman birbirinin aynısı olmadığını biliyoruz. Bu gerçek bilimsel olmaktan çok şiirsel gibi ancak bir şeyi ortaya koyuyor. Tabiat ananın sunduğu çeşitlilik ve içeriğindeki güzellik tek kelimeyle kusursuz.


Kar taneleri donmuş buz kristalleridir.


Kar tanelerinin şekillerini, hareket ettikleri farklı sıcaklık ve neme sahip bölgeler belirler.


-2 ile -15 derece sıcaklıkta oluşurlar.


Ağaç gibi kollara sahip olan yıldız şeklindeki kar taneleri gözle görülebilen büyüklüğe sahiptir.


Yıldız şeklindeki kar tanelerinin büyüklüğü 2 ile 4 mm arasındadır.


Kar taneleri iğne, üçgen, mermi şeklinde, hatta iki katlı olmak üzere çok çeşitli şekillere ve yapılara sahiptir.


Bir kar tanesi tek bir buz kristalinden oluşur.


En çok rastlanan şekli altıgen prizmadır.


Taş bir mağaranın oluşumu yüz binlerce, hatta milyonlar yıl alabilir. Ancak buzullardaki su akıntıları, birkaç ay içinde dev bir buz mağara ortaya çıkarabilir. Yine taş mağaralara kıyasla, buz mağaraların galerileri çok daha hızlı deforme olur. Kaynak: National Geographic.


Matanuska Mağarası, Alaska. Kaynak: National Geographic.


Umman’daki Majlis Al Jinn Mağarası. Derinliği 50 katlı bir binanın boyunu aşıyor. Kaynak: National Geographic.


BD’nin Tennessee eyaletindeki Walls of Jericho (Eriha’nın Duvarları) mağarası. Kaynak: National Geographic.


Meksika’daki 376 metre derinliğindeki Sótano de las Golondrinas mağarası. Kaynak: National Geographic.


Gürcistan’daki 179 metre derinliğindeki Ellison Mağarası. Kaynak: National Geographic.


Belize’deki El İzi (Handprint) Mağarası. Mağaranın duvarlarında Maya Uygarlığı'ndan kalma el izleri bulunuyor. Kaynak: National Geographic.


İrlanda’daki “Devin Geçidi” 40 bin bazalt sütundan oluşuyor. Birçoğu altıgen olsa da, aralarında dört, beş, yedi ve sekiz köşeli olanlar da var. Boyları 11 metreye kadar varan bu sütunlar, yaklaşık 50-60 milyon yıl önce yanardağ patlamalarının ortaya saçtığı lavların düzgün matematiksel şeritler oluşturmasıyla ortaya çıktı. Zamanla soğuyan bazalt lavlar, geride bu eşsiz doğal yapıyı bıraktı.


Çapları 3 metreyi bulan Moeraki Kayaları Yeni Zelanda’nın KoeKohe Kumsalı boyunca uzanıyor. Çok uzun yıllar boyunca tahta veya istiridye kabuğu üzerinde toplanan kireç ve minerallerin bir araya gelmesiyle oluşan bu kayalar, zamanlar suların çekilmesiyle gün yüzüne çıkmış.


Peribacalarındaki bu mükemmel görüntü ve benzerlerini gerçekten de perilerin elinden çıkmış olabilir mi?


Hindistan’daki Hingol Ulusal Parkı’nda arayacağınız her türlü doğal güzellik mevcut: Çöl, Arap Denizi, geniş vadiler ve kayalıklar. Park’taki en görmeye değer doğal yapılardan biri Sfenksi andıran kaya.


Japonya’daki Yonajuni Anıtı, çok uzun zamandır insanların mı yoksa doğanın mı elinden çıktığı konusunda tartışmalara neden oluyor. Japonya’nın açıklarındaki bu yeraltı mekânında taş çemberler ve insan elinden çıkmış görünümü veren taş alanlar bulunuyor.


Batı Avustralya’daki Namburg Ulusal Parkı’nda bulunan “The Pinnacles”, kireçtaşı yapılardan oluşan bir alan.


İrlanda’nın Blasket Adaları açıklarında Ölü Adam veya Uyuyan Dev olarak bilinen dev bir kaya mevcut. Turistlerin meranı çeken kayanın etrafına tam bir sessizlik hakim.


Karlu Karlu veya Şeytanın Bilyeleri olara bilinen bu kayalar, Avustralya’nın çöllerinde yaşayan Aborjinler için kutsal bir mekân. Uzunluğu 4 metre olan bu kayalar, milyonlarca yıl önce kalın kumtaşı tabakasının altında kalan lavların sertleşmesiyle oluşmuş. Zamanla çözülen kumtaşından geriye yuvarlak kaya halindeki sert kaya kalmış. Avustralya’nın kuzeyinde yaşayan Aborjinler (Kaytete) kayaların yağmur yılanının yumurtaları olduğuna inanıyor.


Yunanistan’ın Ikaria Adası’nda bulunan Nas antik kentinde denize bakan koca burunlu çirkin bir trol (mağaralarda yaşayan özel güçlere sahip canavar). Nas, Tanrıça Artemis’in tapınağını ziyaret ettikten sonra denizcilerin zorlu seferlerine çıkmadan önce uğradıkları kutsal kabul edilen yerdi.


Yanardağ ve depremler gibi, sıcak su kaynakları yer kabuğun altına açılan pencerelerden biri. Resimdeki “Fly Geyser” ABD’nin Nevada eyaletindeki Kara Kaya Çölü’nde bulunuyor. Eski bir göl yatağı olan çölde su ararken yanlışlıkla hidrotermal bir kaynağı delen işçiler, Fly Geyser’in oluşumunu başlattı. 1960’larda kendiliğinden püskürmeye başlayan kaynağın benzerlerinden farkı, püskürmeye hiç ara vermemesi. Zamanla, ortaya çıkan minerallerin sertleşmesinden oluşan bacaları da giderek güçleniyor.


ABD’nin Wyoming eyaletindeki Yellowstone Ulusal Parkı’nda bulunan “Old Faithful” sıcak su kaynağı.


İzlanda’daki bir sıcak su kaynağı püskürmeye başlıyor.


Yellowstone Ulusal Parkı’ndaki Great Fountain sıcak su kaynağının görüntüsü.


Yellowstone Ulusal Parkı’ndan bir görüntü.


Yeni Zelanda’daki “Katedral Koyu” adındaki kireç taşı okyanusun ucunda yükseliyor. Kireç taşı, tortul kayalara göre daha sağlam olduğu gibi, Mısır ve Roma döneminden beri en sağlam yapıların inşası için tercih ediliyor.


James Bond serisinin “The Man with the Golden Gun” adlı filminde yer alan James Bond Adası, Tayland’daki Phang Nga Körfezi’nde bulunuyor.


Kapadokya’daki peri bacaları, koni biçimdeki doğal taş yapıların en eşsiz olanlarına ev sahipliği yapıyor. Lav küllerinden oluşan yumuşak kayaların tepesinde başlık vazifesinde daha sert bir kaya var.


ABD’nin California eyaletindeki Yosemite Ulusal Parkı’nda bir dağcı Yosemite Vadisi’ne bakıyor.


ABD’nin Teksas eylaetindeki Palo Duro Kanyonu, binlerce yıl süren yağmur ve rüzgar erozyonu sonucu oluşmuş. Bugün ABD’nin en büyük ikinci kanyonu kabul ediliyor.


Kayadan yapılma bu dev mantar, ABD’nin Kansas eyaletindeki Dumanlı Tepeler bölgesinde yer alıyor.


Kale burcunu andıran Maltese Cross Rock, Güney Afrika’da bulunuyor.


Batı Avustralya’da bulunan Wave (Dalga) Kayası 15 metre yüksekliğe ve 110 metre uzunluğa sahip.


ABD’nin Utah kentinin sembolü olan Delicate Arch, Teksas eyaletindeki Arches Ulusal Parkı’nda yer alıyor.


Mato Tipila, nam-ı diğer Şeytan’ın Kulesi, deniz seviyesinden 1,558 metre yükseklikte bulunan 386 metre uzunluğundaki tam oluşmamış bir yanardağı ağzı. Mato Tipila, Steven Spielberg’ün 1977 yılına ait yapımı “Close Encounter of the Third Kind” filminin çekildiği yerlerden biri.


Amah Kayası, “kocasını bulabilmek için Hong Kong’a bakan” kaya olarak biliniyor. 15 metrelik dev kaya, sırtında bebek taşıyan bir kadın görünümüme sahip.


Dünyanın en büyük ve doğal köprü kemerlerinden biri, Kanada’nın Saint Lawrance Körfezi’nde bulunan Perce Kayası. Uzunluğu 433 metre, yüksekliği de 90 metre olan kayanın adını veren kemeri de 15 metre yüksekliğe sahip.


Tepetaklak duran 30 metre yüksekliğindeki Brimham Kayası, İngiltere’nin Kuzey Yokrkshire kentinde bulunuyor.


Antarktika’da yaşayan bir grup boynuzlu balina suyun üzerine çıkıyor.


Bir karides anemonların arasında geziniyor.


Bir denizaslanı ABD’nin California eyaletinde kumsala çıkıyor.


ABD’nin Michigan eyaletindeki St. Clair Gölü donmuş bir halde.


Denizlerin derinliliklerindeki anemonlar.


Buzullar günümüzde hızla erimeye devam ediyor.


ABD’nin Alaska eyaletindeki Glacier Bay buzulunun dibinde, akıntılar bir mağara oluşturmuş.


Eriyen buzulların oluşturduğu akıntılar, zamanla buzulların içindeki çatlakları büyüterek okyanusa ulaşıyor.


Böylece buzulların hareketleri ve parçalanmaları hızlanıyor.


Bu durum, insanlık için olduğu gibi buzullarda yaşayan hayvanlar için de sorunlar yaratıyor.


Antarktika’da yaşayan bir Adeile pengueni eriyen buzul suyu akıntısının üzerinden atlıyor


Yerel Seçim 2024


En Çok Aranan Haberler