HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Hasan Gedik'in cenazesinde 3 il karışacaktı

30 Eylül’de öldürülen Hasan Ferit Gedik’in cenaze töreninde büyük bir provokasyon fitilinin ateşlenmek istendiği ortaya çıktı.

Hasan Gedik'in cenazesinde 3 il karışacaktı

30 Eylül’de öldürülen Hasan Ferit Gedik’in cenaze töreninde büyük bir provokasyon fitilinin ateşlenmek istendiği ortaya çıktı.


Yüzü maskeli ellerinde kaleşnikoflarla cenaze törenine katılanların polisin müdahale etmesinden sonra çatışmaya hazırlandığı belirlendi. Sol terör örgütleri müdahaleyi bahane ederek İstanbul, Tunceli ve Hatay'ı karıştıracaktı.


Yeni Şafak'ta yer alan habere göre Maltepe'de uyuşturucu çeteleri ile yasa dışı sol örgütler arasındaki savaş canına mal olan Hasan Ferit Gedik'in Gazi Mahallesi'ndeki cenaze töreni az kalsın büyük bir provokasyona sahne oluyordu.


Cenazeye silahlarla gelerek polisin kendilerine müdahale etmesini amaçlayan maskeli şahısların kirli planı, güvenlik güçlerinin daha önce aldığı istihbarat üzerine suya düştü. İstihbarat birimleri, cenaze töreninde DHKP/C'nin silahlı kanadı 'Silahlı Propaganda Birlikleri'ne (SPB) bağlı tüm hücrelerin dört gün önce harekete geçirildiğini tespit etti.


Polisin cenazedeki militanlara müdahalesiyle birlikte örgütün Hatay, Tunceli, Taksim, Okmeydanı, Gülsuyu ve Gazi'deki 6 noktada şok eylemlerle büyük bir ayaklanma planladığı ortaya çıktı. Derin provokasyon, polisin gruba müdahale etmeyişiyle engellendi.


ÇATIŞMAYA GİRECEKLERDİ

Ferit Gedik'in cenaze aracının Gazi Mahallesi'ne gelişi sırasında yüzlerini kırmızı maskeyle örten çok sayıda DHKP/C-SPB mensubu, gövde gösterisi yaparak havaya ateş etmişti. Örgütün bu yöntemle yurt çapında büyük bir provokasyonun fitilini ateşlemek istediği tespit edildi. Örgütün silahlı hücrelerini günler öncesinden harekete geçirdiği ve Gedik'in cenaze törenini bekledikleri belirlendi.


Polisi tahrik ederek müdahale etmesini sağlamaya çalışan teröristler, müdahale gerçekleşseydi sokaklarda güvenlik güçleriyle çatışmaya girecekti. Örgütün 'silahlı birlikleri' de aynı anda Hatay, Tunceli, Taksim, Okmeydanı, Gülsuyu ve Gazi'de alanlara inerek silahlı çatışma başlatacaktı.


Emniyet birimleri yeni bir rant kavgasını da ortaya çıkardı. Operasyonda sol örgütlerin de uyuşturucu ticaretinden payı olduğu belirlendi. 70’li yılların ortalarından itibaren silah ve teçhizat alımı için uyuşturucu kaçakçılığından faydalanan örgütler özellikle Gülsuyu, Küçükarmutlu, Gazi Mahallesi gibi semtlerde ticareti mafyaya kaptırdı. Gülsuyu’ndaki gerginliğin arkasında uyuşturucu ticaretinin el değiştirmesi bulunuyor.


DHKP-C ile uyuşturucu çetelerinin çatışmalarıyla gündeme gelen Gülsuyu'nda korku hakim.

Çatışmalardan bıkan bölge halkından M.D., yaşadıklarını “12 Eylül darbesini de gördüm ama bunun kadar baskı hissetmedim. Ailem dışarı çıkmaya korkuyor.” sözleriyle anlatıyor.

En son Hasan Ferit Gedik’in öldürüldüğü Gülsuyu, adeta kaderine terk edilmiş durumda. Adalar manzarasına sahip olan Gülsuyu’nda yaklaşık 10 bin kişi yaşıyor. Zaman gazetesi muhabirleri Gülsuyu'nda yaşayan vatandaşlarla konuştu. Cihan Genç ve Derviş Genç imzalı haberde harkesin uyuşturucu ve rant kavgasından haberdar olduğu ve kimsenin korkudan belli bölgelere giremediği belirtiliyor.


KORKUDAN KİMSE ŞİKAYETÇİ OLAMIYOR

Bütün işyerlerinin örgüt kıskacında olduğunu anlatan 30 yıllık esnaf A.D., “Uyuşturucu ve rant kavgası yıllardır bölgenin huzurunu kaçırıyor.” diyor. Gündüz bölgede polis olduğu için rahat bir nefes aldıklarını ancak gece olunca örgüt elemanlarının evleri basıp dükkanlara molotof attığını söyleyen A.D., kimsenin korkusundan şikâyette bulunamadığını belirtiyor. Ardından, “Çünkü burası kaderine terk edilmiş bir alan. Tamamen sol grupların kontrolünde yürüyor işler.” değerlendirmesinde bulunuyor.


BUNUN KADAR BASKI HİSSETMEDİM

Bölge sakinlerinden 56 yaşındaki M.D. ise 3 ay önce Gülsuyu’na taşındığını aktarıyor. “Üç aydır buradayım, korku yaşamadığım gün yok.” diyen M.D., mahalleye geldiklerine pişman olduklarını vurguluyor. Geçen hafta eşiyle gezerken saptıkları bir sokakta karşılarına silahlı grup çıkınca şoke olduğunu ifade ederek, “Ben kendimi değil eşimi, çocuğumu düşünüyorum. Yetişkin kızım var. Olayların olduğu üç gün boyunca evden çıkıp üniversiteye gönderemedik. Darbe döneminde böyle sıkıntı yaşamadık. 12 Eylül darbesini de gördüm ama bunun kadar baskı hissetmedim. Ağzı yüzü maskeli gruplar, ellerinde Kalaşnikof ile sokaklarda nöbet tutuyor.” diye konuşuyor.


KİRALAR UCUZ

Kiraların ucuz olması sebebiyle Gülsuyu’nu tercih eden esnaf da geldiklerine pişman olmuş. Bölgedeki güvenlik zafiyetinin altını çizen bir esnaf, şu örneği veriyor: “Ağustos ayında burada bir taksi durağı gasp edildi. Durakta dizinden vurulan Murat isimli bir vatandaş, ailesini de alıp göç etti. Taksi durağında rant büyük olduğu için onları hedef seçiyorlar. Öncesinde de kahvehaneler tarandı, arabalar kurşunlandı.”


ORTADA KALAN TEK MAHALLE GÜLSUYU

Gülsuyu Mahallesi’nin etrafındaki Esenkent ve Zümrütevler bölgelerinde herhangi bir sorun yaşanmıyor. Kentsel dönüşüm kapsamında imara açılan bölgelerin büyük bir kısmında siteler yükseliyor. Ortada kalan tek mahalle Gülsuyu ise gecekondu yapılaşmasıyla dikkat çekiyor. 1997 ile 2003 arasında kaçak yapılar bölgede tavan yapmış. 30 yıldır Gülsuyu’nda yaşayan H.Ç. isimli bölge sakini, 1995’te evinin tapusunu aldığını anlatıyor. Evlerini terk etmemek için direndiklerine dikkat çekerek, “Buradaki vatandaşlar, evlerini terk etmek istemiyor. O sebepten dolayı uyuşturucu ve rant kavgası her geçen gün yayılıyor. Böylece vatandaşların buradan kaçması isteniyor. Bu, çete ve örgüt savaşından ziyade tamamen rant kavgası.” ifadelerini kullanıyor.


VELİLER, ÇOCUKLARINI OKULA GÖNDEREMİYOR

Bölgede bulunan okullar da terör örgütü mensuplarının baskısından yılmış. Mahallede daha önce Kaşgarlı Mahmut İlköğretim Okulu ile Gülsuyu Ortaöğretim Okulu defalarca basılmış. Okul yönetimleri, “Elimizden bir şey gelmiyor.” diyor. Akşam 18.00’den sonra okulun kapısına kilit vurduklarını söyleyen bir okul müdürü, birçok kez eğitim yuvalarının molotof bombalarıyla yakılmasına şahit olduğunu anlatıyor. Veliler ise tedirginlikten dolayı çocuklarını okula göndermekten çekiniyor. İsmini vermek istemeyen bir veli, “Çocuğumun okumasını istiyorum ama korkudan da gönderemiyorum. Her gün bir şey olur mu endişesiyle yaşıyoruz. Artık mahallede huzura kavuşmak istiyoruz.” şeklinde konuşuyor.

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler