HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

KENDİNİ ÖLDÜRÜYOR

KENDİNİ ÖLDÜRÜYOR

Henüz 10 yaşındayken rol aldığı Evde Tek Başına adlı filmle küçük yaşta hem şöhret hem servet kazanan Macaulay Culkin'in hayatı tehlikede. Geçen yıl uyuşturucu bağımlılığı nedeniyle ölümün kıyısına gelen Macaulay Culkin, bir süredir bu kötü alışkanlıktan kurtuldu.


Ancak onun yerine başka bir kötü alışkanlık koydu.

Bugün 32 yaşında olan Culkin, yakınlarının anlattığına göre günde 60 tane sigara içiyor.


National Enquirer dergisine konuşan bir arkadaşı Culkin'in sigarayı hiç elinden düşürmediğini söyledi.

Arkadaşı "Ne zaman görsem elinde sigara var ve dumanını da ciddi şekilde içine çekiyor. Bu kötü alışkanlığın zararları da artık gözle görülür hale geldi. Sürekli öksürüyor, dişleri de sararmaya başladı" diye konuştu. Ancak aktörün sözcüsü Michelle Bega, bu iddialara "son derece komik ve uydurma" diyerek cevap verdi.


Bega bu iddianın Culkin için yıpratıcı ve onur kırıcı olduğunu da sözlerine ekledi.


Macaulay Culkin, 8 yıl birlikte olduğu Mila Kunis'ten ayrıldıktan sonra bir türlü toparlanamadı.


Culkin'in eski sevgilisi Kunis ise Demi Moore'dan bir olaylı şekilde boşanan Ashton Kutcher ile yeni bir hayata başladı. Önceleri beraber olduklarını inkar eden çift sonra ilişkilerini kabullendi.


Hatta Kutcher, yıllar önce birlikte bir programda çalışırken Kunis'ten hoşlandığını söyledi.


Macaulay Culkin, geçen yıl darmadağınık saçları, bir deri bir kemik haliyle New York sokaklarında görüntülenmişti. Daha 20 yaşına gelmeden milyonlarca dolarlık bir servetin hakimiydi aktör.


Culkin, şöhretinin keyfini çıkaramadan birbiri ardına trajik olaylar yaşadı.

Önce kız kardeşi Dakota'yı bir trafik kazasında kaybetti. Sonra da aşırı dozda uyuşturucu yüzünden üvey kardeşi Jennifer Adamson genç yaşta hayata veda etti.


Culkin daha sonra finansal sorunlarla boğuşmak zorunda kaldı.

Kendi serveti üzerinde annesi ve babası arasında uzun süren tartışmalar onu da etkiledi.

Culkin 2000 yılında sinemaya döndü ama, o dönemde, Evde Tek Başına ile yakaladığı şöhretin yanına bile yaklaşamadı.


Culkin 2004 yılında arabasında hatırı sayılır miktarda marihuana ve yatıştırıcı ilaçla yakalanıp gözaltına alındı. Genç aktör ilaçları depresyon ve panik bozukluk için kullandığını açıkladı.


1980 doğumlu Culkin, 17 yaşına geldiğinde kendisiyle yaşıt olan Rachel Miner ile evlendi. Ancak bu evlilik ona mutluluk getirmedi. Culkin, şimdi eski parlak günlerinin çok uzağında yaşam mücadelesi veriyor.


Küçük yaşta hem şöhret hem servet kazandı ama şimdi acınacak halde... Genç oyuncu vergisini ödeyebilmek için binlerce dolar değerindeki elbiselerini satıyor.


Hollywood'un sorunlu yıldızı Lindsay Lohan, ne özel hayatını ne de mesleki yaşantısını bir türlü toParlayamadı. Elizabeth Taylor'ı canlandırdığı son filmindeki oyunculğuyla kötü eleştirilen alan Lohan şimdi de tasarımcıların imzasını taşıyan elbiselerini satıp vergi borcunu ödemeye çalışıyor.


İnternetteki magazin sitelerinde dolaşan iddialara göre 26 yaşındaki Lohan, kardeşi Ali'yi Los Angeles'taki elbise dükkanlarına gönderip değerli elbiselerini, ayakkabılarını ve aksesualarını sattırmaya çalışıyor. Lohan'ın Hollywood'un en çok kazanan aktörlerinden biri olan yakın arkadaşı Charlie Sheen'den alrığı 62 bin dolarlık yardımın bile onu düze çıkarmaya yetmediği iddia ediliyor.


Henüz küçük bir çocukken Hollywood'da fırtına gibi esen yıldızın zor günleri...


14 yaşındayken rol aldığı Happy Days (Mutlu Günler) adlı diziyle ünlenen Erin Moran, bir kaç gün önce kocasıyla birlikte yaşadığı derme çatma treyler'dan da kovulunca sokaklarda bir "evsiz" olarak yaşamaya başladı. 51 yaşındaki Moran ve kocası Steve Fleischman yaşadıkları bu mekandan kayınvalidesi tarafından atıldı. Bunun nedeni ise Moran'ın her akşam barları dolaşıp çıkışta orada tanıştığı insanlarla birlikte 'eve' dönmesi.


Moran geçtiğimiz Haziran ayında California'daki evlerine borçları yüzünden haciz konulunca kocasıyla birlikte kayınvalidesinin yaşadığı treyler'a taşınmıştı.

The National Enquirer dergisinin iddiasına göre Moran ve kocası son zamanlarda her geceyi başka bir otelde geçiriyor. Erin Moran henüz 14 yaşındayken Happy Days adlı diziyle ünlenmişti. Bu dizideki rol arkadaşı Ron Howard zaman içinde Hollywood'un en güçle yönetmenlerinden biri olurken Moran ise maddi olarak güç koşullar altında yaşamaya başladı.


Daha doğru dürüst konuşmayı bile beceremezken kamera karşısına geçip rol yaptılar. Yaşıtlarının hayal bile edemeyeceği kadar büyük bir servete ve şöhrete kavuştular. Ama pek çoğu için her şey başladığı kadar hızlı sona erdi. Bazıları tek bir filmle parlayan bu küçük yıldızlar yine çok kısa sürede beyazperdeden kayıp gittiler. İçlerinden pek azı ilerideki yıllarda da sinemada tutunmayı başarabildi. Sözün kısası şöhretler dünyasında canlandırdıkları karakterlerle ya da sesleriyle milyonların kalbine dokunup onları ağlatıp sonra kendileri ağladılar.

İşte hayal perdesinin kısa bir süre parlayıp sonra da hayatın farklı dönemeçlerine savrulan küçük yıldızları.


Bir zamanlar hem masum, çocuksu yüzü hem de yanık sesiyle Türkiye'nin gündemine bomba gibi düşmüştü Küçük İbo.Yıldızı öyle hızlı bir şekilde parlamıştı ki... Katıldığı şov programları, oynadığı TV dizileri izlenme rekorları kırmıştı. Ama işler yolunda gitmedi. Büyümeye başladıkça seyirci belki de onun o halini kabullenemediği için yıldızı parladığı hızla söndü.


Kasetlerini kapışanlar, dizilerini gözlerini bile kırpmadan izleyenler ortadan kayboldu... Hayatının bir döneminde küçücük bir odada yaşama savaşı verdi. Hatta dramını ağlayarak kameralara anlattı.

Bir zamanların Küçük İbo'su şimdi bir genç adam. Ve o yakın geçmişteki şöhretli günlerini sanki hiç yaşamamış gibi sıradan bir hayat sürdürüyor.


Küçük Onur da kendisi gibi küçük bir çocukken yıldız olan pek çoklarıyla aynı kaderi paylaştı. Manevi ağabeyi ve patronu Mahsun Kırmızıgül ile bir programın canlı yayınında şarkı söyleyince bir gecede tanındı.


Ardından albümler, reyting rekorları kıran diziler yaptı.

Adı 'Küçük Onur' olarak kaldı ama ismi artık çapkınlık haberleriyle anılmaya başladı. Daha sonra mafya babası Sedat Peker ile görülmeye başlandı ve düzenlenen bir operasyonda gözaltına alındı.

Şimdi sadece bir kuşağın anılarında 'Küçük Onur' olarak yer alıyor.


Siyah- beyaz Yeşilçam filmlerinde kimi zaman sokaklarda yankesicilik yaptı, kimi zaman Filiz Akın ablasına elinde darbukasıyla eşlik eden bir çingene oldu. Bazen de Ediz Hun'a "size baba diyebilir miyim amca" deyip mavi gözlerinden boncuk gibi yaşlar akıttı.


Filmlerdeki değişmez rol arkadaşı ve gerçek hayattaki kuzeni Zeynep Değirmencioğlu'nun (Ayşecik) babası senarist Hamdi Değirmencioğlu onu Ses dergisinin çocuk yıldız yarışmasına sokmasaydı belki de hayatı çok farklı bir şekilde ilerleyecekti. Yarışmada birinci değil ikinci oldu ama yine de Yeşilçam kapıları onun için ardına kadar açıldı.


1959 doğumlu Ömercik ya da gerçek adıyla Ömer Dönmez, 4 yaşında kamera karşısına geçti. 60'lı ve 70'li yıllarda 40'a yakın filmde oynadı. Ama pek çok çocuk yıldızın kaderinden farklı olmadı onunki de. Büyüdükçe popülerliğini kaybetti. 17 yaşındayken geçirdiği talihsiz bir kaza nedeniyle de sol gözünü. Kısacası onun için "film bitti".


Sonra bir süre büfecilik, taksicilik yaptı. Zeynep Değirmencioğlu'nun emlak ofisinde çalıştı. Şimdi 50'li yaşlarına merdiven dayayan Ömercik, İkinci Bahar dizisinde bir kuruyemişçiyi canlandırdı. Artık, eski parlak günlerinin çok uzağında bir yaşam sürdürüyor.


Sezercik Aslan Parçası, Sezercik Yavrum Benim, Sezercik Küçük Mücahit gibi filmlerin kocaman gözlü, dağınık perçemli sevimli oyuncusu Sezer İnanoğlu babası yapımcı Berker İnanoğlu sayesinde sinemaya adım attı. Genellikle Kemaletin Tuğcu'nun kahramanlarını anımsatan anne- baba sevgisinden uzak çocukları canlandırarak seyirciyi 'bam telinden' vurdu.


Ama dönemin sinemaseverlerinin gönlünde 1974 Kıbrıs çıkarmasını konu alan Sezercik Küçük Mücahit filmindeki rolüyle taht kuran Sezercik'in hayatı yetişkinliği döneminde çok farklı bir yola girdi. Bir kaç filmin yapımcılığını üstlendiyse de sinemada eski parlak günlerine bir türlü dönemedi.Eşinin intiharı ise onun hayatında farklı bir dönüm noktası oldu.


Sezer İnanoğlu ya da pek çok kişinin hafızalarındaki adıyla Sezercik daha sonra polisiye olaylarla gündeme geldi. Önce evinde uyuşturucu bulundu. Ardından polisle çatışmaya girdi.

Evinde ve ofisinde ateşli silahlar bulundu.Eski Türk filmlerinin o masum yüzlü çocuğu Hollywood aksiyonlarındaki kötü adama dönüştü. Şimdi hayatını toparladı ve o da sıradan bir insan gibi yaşamını sürdürüyor.


Trafik kurallarını, karşıdan karşıya nasıl geçeceğimizi ondan öğrendik. Doğru Ahmet ile Bay Yanlış .


Doğru Ahmet'i oynayan Mesut Çakarlı,o dönemin küçük yıldızlarından biriydi. "Memo" serisiyle çok tanınsa da ilerleyen yıllarda bu şöhreti kaybetti. Daha sonra şansını müzik dünyasında denese de hiç bir şey eskisi gibi olmadı. 40 yaşına merdiven dayayan Mesut şimdi dizilerde rol alıyor.


Ömercik'in aynı kazanda kuzeni olan Ayşecik yani Zeynep Değirmencioğlu'nun öyküsü biraz farklı. Ömercik'in değişmez rol arkadaşı ve kuzeni. Babası senarist Hamdi Değirmencioğlu sayesinde henüz 2 yaşındayken Papatya adlı filmle sinemaya adım attı ve 20 yaşına gelinceye kadar da çok sayıda filmde rol aldı.


Dönemin ünlü futbolcularında Serkan Acar ile evlenince sinemaya da veda etti. O pek çok çocuk yıldızdan daha şanslıydı. İyi bir evlilik yaptı sonra da bir emlak bürosu açtı. 'Yıldız' olduğu günler ise artık çok gerilerde kaldı.


Ricky Schroeder henüz 9 Yaşındayken usta yönetmen Franco Zeffirelli'nin imzasını taşıyan The Champ (Şampiyon) filmimde John Voight'ın oğlu rolünü oynadı. Ve milyonlarca kişiyi gözyaşlarına boğdu.


Bugün 40'ına merdiven dayayan Schroder, hala aktörlük yapıyor. Ama tek filmle kazandığı şöhrete bir daha erişemedi.


Edward Furlong henüz 14 yaşındayken Terminatör 2'de Genç Connor rolüyle ünlendi. Herkes onun bu parlak çıkışı yine aynı şekilde sürdüreceğini düşünürken o uyuşturucu tutkusu yüzünden neredeyse her şeyini kaybedecek hale geldi. Neyse ki bu alışkanlığından kısa sürede kurtuldu. Şimdi Rachael Bella ile evi ve bir çocuğu var.


Furlong'ın şimdiki hali böyle.


Haley Joel Osment, henüz 6 yaşındayken Forrest Gump filminde oynadı. Daha sonra da Altıncı His filminde 'Ölü insanlar görüyorum' repliğiyle hafızalara kazındı. Osment hala kameraların önünde.


Ama o da eski parlak günlerine bir daha erişemedi.


1975 doğumlu Drew Barrymore beyazperdenin harika çocuğu Steven Spielberg'in E.T. adlı filminde oynadığında henüz 7 yaşındaydı. Sinemacı bir aileden gelen Barymore, bu filmle kimsenin beklemediği kadar büyük bir başarı elde etti.


Ama bu ona pek de yaramadı 10 yaşında sigaraya başladı, 13 yaşında da kokaine.Uzun tedavilerin gördü. Şimdilerde biraz daha toparlanmış gibi görünse de yine de E.T filmindeki başarısını tekrarlayacak bir mesleki başarı elde edemedi .


Tatum O'Neal, Paper Moon adlı filmle yardımcı kadın oyuncu Oscar'ını kazanan en küçük oyuncu olarak tarihe geçti. Ama ne babasının şöhreti ne de bu ödül ona şans getirdi. O'Neal bir dönem uyuşturucuyla mücadele etti. Şimdi 47 yaşında ve çocukken elde ettiği şöhretin çok uzağında.


Brad Renfro da küçük yaşta The Client'daki performansıyla hafızalara yer etti. Ama o da ilkgençliğinde alkolün ve uyuşturucunun esiri oldu.


25 yaşındayken de evinde ölü bulundu. Renfro'nun aşırı dozda uyuşturucudan öldüğü açıklandı.


Ülkemizde de yayınlanan Full House adlı diziyle çocuk yaşta şöhrete ulaştı Jodie Sweetin. Ancak daha sonra uyuşturucu bağımlısı oldu.


Hatta bu yüzden dişlerini bile kaybetti. Partilerde çekilen tuhaf fotoğrafları basına yansıdı. Neyse ki dünyaya gelen kızı onu yeniden hayata bağladı.


River Phoenix, My Own Private Idaho adlı filmle hafızalara kazındı. Ama öyle hızlı bir hayat yaşıyordu ki...


Genç aktör ani şöhreti ve hızlı hayatı kaldıramadı.Bir gece eğlendiği kulüpten çıkarken yere yığıldı. Ölüm nedeni uyuşturucu ve içkinin sebep olduğu kalp kriziydi.


Sinemacı bir annenin kızı olan Lindsay Lohan henüz 3 yaşındayken mankenlik yaparak kariyerine başladı. Daha 10 yaşına gelmeden 60'dan fazla reklam filminde oynadı. 1961 tarihli The Parent Trap'ın yeniden çevrimi onun kariyeri için bir dönüm noktası oldu.


Kızıl saçları, çilli yüzü ve kocaman mavi gözleriyle daha kısa bir süre önce çocuk filmlerinin vazgeçilmez yıldızı olan Lohan bugün 21 yaşında ve yarattığı skandallar ile gündemde. Çok iddialı olduğu I Know Who Killed Me adlı film de eleştirmenler tarafından yerden yere vuruldu. Yani o artık sinema dergilerinin değil magazin basınının gözdesi.


Geçen yılın ödül rekortmleni Slumdog Millionaire (Milyoner) filmi Hindistan'ın varoşlarından çıkan küçük yıldızlara şans getirmedi.


Oscar töreninde kırmızı halıda yürüyen yıldızların hayatlarından inanılmaz trajediler çıktı. Bunlardan biri de filmdeki Latika karakterinin çocukluğunu oynayan Rubina Ali’ninkiydi.

Babası varoştan ve fakirlikten kurtulmak için kızını Dubai'den gelen bir aileye 20 milyon rupi karşılığı evlatlık vermek istemişti. Buna sebep olarak da film yapımcılarının kendilerine maddi olarak hiçbir katkı sağlamamasını göstermişti.


Yine aynı filmde rol alan Azharuddin Mohammed Ismail'in de yaşadığı gecekondu kelimenin tam anlamıyla başına yıkıldı. Kırmızı halıdaki hayal gibi gece de onun için sadece hoş bir anı olarak kaldı.

Yerel Seçim 2024


En Çok Aranan Haberler