Dogon kabilesi, Afrika'nın Mali Cumhuriyeti'nde yaşar. Kabilenin nüfusu 250.000 civarındadır.
Dogonlar hakkında en fazla araştırma yapmış ve Dogon kültürünü Batı'ya tanıtmış etnolog Marcel Griaule'dür.
Totemleri bulunan ve inisiyatik bir örgütlenmesi olan bu kabile, geleneklerini sözlü aktarım yoluyla sürdürmüştür.
Afrika'nın Mali Cumhuriyetinde yaşayan Dogonlara göre; onlar bu dünyada birer misafir.
Ve yaratıcı gezginler bir gün geri dönecekler.
Sahip oldukları ileri derecedeki astronomi bilgileri ile bilim dünyasını hayrete düşürdüler.
Totemleri bulunan ve inisiyatik bir örgütlenmesi olan bu kabile, tradisyonlarını sözlü aktarım yoluyla sürdürmüştür.
Tradisyonlarındaki astronomi bilgileri, özellikle Sirius sistemi hakkındaki bilgileri tüm astronomları şaşırtmıştır.
Dogonlar dünyanın yuvarlak olduğunu bilir, dünyanın Güneş etrafında döndüğünü, ayın dünya etrafında döndüğünü,
Satürn'ün halkalarını, Jüpiter'in uydularını, Sirius'un aslında tek bir yıldız olmayıp..
Sirius A, B ve C olarak üçlü bir sistem oluşturduğunu ve bunların birbirleri etrafında 50 yılda döndüklerini bilmektedirler.
Dogonlar'ın bugüne kadar açıkladıkları, aslında bildiklerinin sadece bir kısmıdır.
Dogon rahiplerinin, tüm sırlarını açıklamadıkları konusunda, araştırmacılar fikir birliği etmişlerdir.
Gerekli hiçbir teknik araca sahip olmayan ve uygarlığımızın ancak 1930'larda temasa geçtiği Dogonlar bu kadar bilgiyi nereden elde etmişlerdi?
Bu soru, 1930'dan beri birçok bilim adamının kafasını kurcalayan ve Dogon'ların bilgilerinde;
Dünya dışı bir köken görmek istemeyen bilim adamlarınca, hala açık bir cevap verilememiş bir sorudur.
Sirius yıldızının eski zamanlarda bir kızıl dev olduğunu,
Sirius B yıldızının ve bu yıldızın içe çökerek evrenin en ağır maddelerinden biri olan Nötrino yıldızı olduğunu bilmektedirler.
Sirius sistemiyle güneş sisteminin evlendiğini, Dogon'ların da bu evlilikten doğduğunu söylemektedirler.
Tradisyonlarındaki astronomi bilgileri, özellikle Sirius sistemi hakkındaki bilgileri tüm astronomları şaşırtmıştır.
Çadırlar içinde yaşayan ve avcılıkla beslenen bu ilkel insanlar, Dünya gezegeninin hareketlerini,
Güneşin hareketini, Jüpiterin uydularını olduğunu vs. bilmekteydiler.
Dogon rahipleri geminin inişini tanımlarken onun kuru toprağa indiğini ve oluşturduğu girdap dolayısıyla bol miktarda toz kaldırdığını anlatmaktadırlar.
Dogonlar üzerinde araştırma yapan Amerikalı bilim adamı Robert Temple, bir Nommo uzay gemisinin gelişini ve dönerek yere inişini simgeleyen resimler bulmuştur.
Geminin Dogon ülkesinin güneydoğusuna indiği söyleniyor.
Dogonlar da Sirius'lu gezginlerin bir gün geri döneceğine inanmaktadırlar: "Göklerde bir yıldız belirecek ve bu Nommo'nun yeniden dirilişinin işareti olacak.” der bir yazıt.
Dogonlar ve Sirius yıldızıyla aralarında kurdukları bağ, UFO araştırmacılarının olduğu kadar yaratılış teorisyenlerinin,
astronomların ve bilim adamlarının da ilgisini çekmiş,
bu kabilenin kökenleri ve sahip oldukları derin astronomi bilgisine nasıl ulaştıkları hakkında pek çok araştırma yapılmıştır.
Arkeolog-yazar Erich Von Daniken Dogon inançlarını kabullenmiş ve bu bilgileri, geçmişte dünya dışı varlıkların dünyamızı ziyaret ettiğinin kesin bir kanıtı olarak yorumlamıştır.
Dogonlar'ın yaratıcı tanrısı "Amma" nın cennet ve suyla yakın ilgisi vardır. Onun yılan şeklindeki çocuğu Nommo, suya ve asıl söze katılarak, kozmogonik dürtünün en aktif ve başarılı vekilleri olmuştur.
İlk cinsiyetin doğumuna katkıda bulunarak, ilk ataların doğmasına imkan yaratmışlardı.
Sonrakiler Nommo'nun saygınlığını kazanarak, suyla yakın bağlarını korumuşlardı.
İlk ölü insanı yedikten sonra, içlerinden bir tanesi suyu kusarak, seller ve havuzları n şekil öncesi, beş nehrin kaynakları ve doğruların sularla toplumu temel yapılarıyla kurmuştur
Nommo'nun Gemisi, Mali Cumhuriyeti'nde yaşayan Dogon yerlilerinin mitolojisinde Sirius yıldız sisteminden Dünya gezegenine "gönderilenler”i ifade eden bir terimdir.
Nommo'nun gemisi terimi, Dogon inanışında, kimi zaman Sirius sisteminden Dünya'ya gelen maddi bir uzay gemisinden söz ediliyormuş gibi, kimi zaman da manevi anlamlar içeren bir sembol olarak kullanılmaktadır.
Gerçekten de "ilkel” Dogonlar'ın yüzyıllardır sahip olduğu bilgileri bilim henüz yeni yeni keşfetmektedir.
Bunun son örneği Dogonlar'ın Sirius siteminde Emme Ya adını verdikleri ve Nommoların gezegeni olduğunu söyledikleri üçüncü bir yıldızın varlığından bahsetmeleridir.
Bunun Popola (Sirius B)'dan dört kez daha hafif olduğunu, yine Sirius B gibi 50 yıllık bir zamanda daha geniş bir yörünge çizdiğini ve her ikisinin çapları arasında bir dik açı oluştuğunu belirtiyorlar ve Emme Ya'nın bir de uydusu olduğunu söylüyorlar.
İlginç şekilde Dogonlar'ın Emme Ya'sı vardır ve o astronomlar tarafından ancak 1995 yılında keşfedilmiş olan Sirius C yıldızıdır! İşte bu Nommoların yaşadığı yıldızın keşfidir…
Eski majik dinler üzerinde araştırmalarda bulunan ve Dogonlar'ın Eski Mısır kültüründen etkilenmiş olabileceğini düşünen Murry Hope, olgun bir Mısır kültürünün aniden ortaya çıkışı ve erken dönem Mısırlılar'ın, Sirius'a gösterdiği yoğun ilgi konusunda, aynı ölçüde dikkate değer başka açıklamalar bulmaktadır.
Endonezya'da bir garip kabile!
Endonezya'da Mentawai Adaları'nda yaşayan yerli bir halk geleneklerini devam ettirerek ilginç yaşam biçimlerini sürdürmeye devam ediyor.
Fotoğrafçı Muhammed Fauzy Chaniagom, Mentawai kabilesi ile dört gün geçirdi. Yaşadıklarını fotoğraflayan Chaniagom inanılmaz anlara şahitlik etti.
Bu kabilelerin inanışına göre, eğer bir insan kendi fiziksel görünüşünü beğenmiyorsa, bu insanın ölmesi an meselesi.
Bu nedenle, fiziksel görünüşünü beğenmeyen kadınların dişleri sivriltiliyor ve daha güzel bir görüntü elde etmeleri sağlanıyor.
Burada yaşayan Mentawai kabilesi üyeleri küle batırdıkları sivriltilmiş tahta parçalarını kullanarak vücutlarına çiçek şekilleri çiziyorlar.
Evlerinin süslemelerinde ise korkunç bir biçimde avladıkları yırtıcıların kafa taslarını kullanıyorlar.
İşte o ilginç kabile ve görüntüleri...