6 ay bile dayanamaz denilen sağlık sorunuyla 6 yıldır savaşan küçük kızın kalbi göğsünün dışında atıyor ve ince bir deri tabakası kalbini tutuyor.
Virsaviya Borun, Cantrell pentalojisi denilen ve çok nadir görülebilen bir hastalıkla dünyaya geldi. Virsaviya'nın kalbinin üstünde çok ince bir deri tabakası bulunuyor ve göğsünün dışında atan o kalp, küçük kızı hayata bağlıyor.
Annesinin instagramdan yayınladığı fotoğraflarla dikkat çeken Virsaviya Borun, tedavi için Amarika'nın yolunu tuttu.
Annesi Dari Borun, Virsaviya'ya hamileyken doktorlar bebeğinin yaşayamayacağını söylemiş. Tüm zorluklara rağmen normal bir çocuk gibi yaşamaya devam eden küçük kızın hayatı adeta pamuk ipliğine bağlı.
Borun, sahip olduğu hastalık sebebiyle hafif bir düşmede bile çok ağır hasar görebilir. Kalbi göğüs kafesiyle korunmadığı için bu hasar ölümcül olabilir.
Annesi Dari Borun, instagramda yayınladığı fotoraflar sayesinde kızının tedavisi için gönüllü olan Boston Çocuk Hastanesi'nde bir doktor buldu. Fakat Virsaviya, yüksek tansiyon sebebiyle iki yıl sonra ameliyat edilebilecek.
Yaşadığı soruna rağmen Virsaviya normal bir çocuk olmak için mücadele veriyor. Yunusları, midillileri, baleyi, resim yapmayı çok seviyor, ayrıca büyük bir Beyonce hayranı.
CANTRELL PENTALOJİSİ NEDİR?
Cantrell sendromu veya pentalojisi, nadir görülen ve göğüs ile karın bölgesindeki (torakoabdominal) gelişim bozukluğu durumu. İlk kez 1958 yılında Cantrell ve arkadaşları tarafından tanımlanan sendrom; karın duvarında, göğüs kemiğinde ve kalpte defektler şeklinde gelişiyor.
Hindistan'da yaşayan 18 yaşındaki Arpit Gohil'in doğuştan gelen bir rahatsızlığı var. Kalbi, göğüs kafesinin dışında atıyor.
Doğduğu zaman doktorlar, Gohil'in fazla yaşayamayacağını söylemesine rağmen genç adam 18. yaş dönümünü kutluyor.
Tıpta 'Ectopia Cordis' adıyla bilinen hastalıkla ilgili bugüne kadar 165 vaka bildirilmiş.
Doktorlar tarafından tıp mucizesi olarak nitelendirilen genç adam da yaşantısına engel olan bir sorununun olmadığını söylüyor.
Fakat doktorlar, Gohil'in korumasız kalbine ufak ta olsa bir darbe almasının ölümüne sebebiyet vereceğini söylüyor.
Çin'de bir inşaatta meydana gelen kazada bir kadın tonlarca kumun altında kaldı.
İnşaatta işçi olarak çalışan 34 yaşındaki Mingmei Xiong, yanlışlıkla yaklaşık 25 metrelik kum çukuruna düştü ve ardından kum duvarının üzerine yıkılmasıyla kumların altında kaldı.
Kurtarıcılardan Shaiming Liang, ‘'Başına ulaşabiliyorduk ama problem onu oradan çıkartmaktı, çünkü biz kazdıkça yumuşak kum onu yeniden kaplıyordu'' diye operasyonun zorluğunu anlattı.
İş arkadaşları ve itfaiye ekibinin yoğun çabaları sonucu yaklaşık 30 dakika süren kurtarma operasyonunun ardından kumun içinden çıkarılabilen genç kadının başındaki sert baretinin içinde kalan hava sayesinde nefes alabildiği ve bu sayede de kurtulduğu belirtildi.
Çinli bir adam hastaneye getirildiğinde bu görüntüsü ile herkesi şaşırttı..
Çivilerin başları açıkça dışarıdan bile görünürken doktorlar Çinli adamın röntgenini çekti ve 3 koca çivi ile karşılaştı...
Hemen ameliyata alınan adamın başındaki çiviler teker teker çıkarıldı...
Çivilerin hepsi çıkarıldıktan sonra bir süre gözetim altında tutulan adamın sağlığı normale dönünce taburcu edildi...
Yapılan araştırmada Çinli adamın evini tamir ederken çivi tabancası ile yaralandığı ortaya çıktı...
Başına çakılan çivilerden 2 gün sonra haberdar olan adamın şimdi sağlığı gayet yerinde...
Pek çok kişi son model yolcu uçaklarına binerken endişelenirken, kahraman bir pilot uçağı inanılmaz bir durumdayken uçurmayı başardı.
Her şey ABD'li bir adamın balık tutmak için uçağı ile Alaska'nın uzak köşelerinden birine gitmesiyle başladı. Adam uçağını indirdikten sonra balık tutmak için ihtiyacı olan her şeyi alıp göl kıyısına gitti.
Geri döndüğünde ise uçağını tam bir enkaz halinde buldu. Bunun sebebi ise adamın uçağın içinde unuttuğu balık yemlerinin bir ayının ilgisini çekmiş olmasıydı.
Ayı burnuna gelen güzel kokulu yiyeceğe ulaşabilmek için uçağı paramparça etmişti.
Uçağını orada öylece bırakmaya gönlü razı gelmeyen adam bir arkadaşını aradı kendisine uçak için yeni lastikler ve üç kutu koli bandı getirmesini istedi.
Arkadaşı istediği malzemeleri getirdikten sonra ise adam uçağın tüm parçalarını birbirine bantladı ve gözünü karartıp dönüş yoluna geçti.
Önce bir ayı tarafından parçalanan, ardından bantlanan uçak pilotunu sağ salim eve kadar ulaştırdı.
Filmlere dahi konu olan And Dağları uçak kazası, havacılık tarihinde hiç bir zaman unutulmadı. 13 Ekim 1972'de 45 kişiyi taşıyan uçak And Dağları'na çarpıp düşmüş, hayatta kalan 16 kişi ancak 23 Aralık 1972 günü kazanın üzerinden iki aydan uzun bir süre geçtikten sonra kurtarılabilmiştir.
Kazadan sağ olarak kurtulan Nando Parrado'nun yaptığı açıklamalar ise tüm dünyayı şoka soktu.
Parado'nun anlattıkları göre günler geçtikçe kazazedeler kendilerini zor bir karar aşamasında bulurlar: Ya ölen arkadaşlarını yiyecek ya da açlıktan ölerek onlara katılacaklardır.
Şimdi bu tüyler ürperten yaşam savaşının öyküsü ilk kez birinci ağızdan, arkadaşlarını kurtarmak için And Dağları'nı geçmek zorunda kalan Nando Parrado'nun kaleminden yayımlandı.
Rugby oyuncularının yaşam mücadelesini anlatan 'Alive' isimli kitap 1975 yılında çıktığında uzun süre bestseller listelerinde kalmış, hikaye filme çekilerek Türkiye'de de 'Yaşamak İçin' adıyla gösterilmişti.
O zamanlar 23 yaşında olan Nando Parrado, 27 kişinin sağ kurtulduğu kazada annesini ve kız kardeşini de kaybetmiş. Kitapta anlatıldığına göre, And Dağları'nda, 4500 metre yükseklikte ve eksi 30 derecede soğuk ve açlıkla savaşırken yine de kurtarılma umutlarını kaybetmemeye çalışmışlar. Ama kazanın onuncu gününde transistörlü radyodan duydukları bir anonsla bu umutları büsbütün sönmüş: 'Arama çalışmalarına son verildi.'
Tam iki ay boyunca enkaz bölgesinde hayatta kalmaya çalışan oyunculardan birçoğu daha aldıkları yaralar, açlık, zayıflık gibi nedenlerden sağ çıkmayıbaşaramamış. Bunun üzerine Nando Parrado, arkadaşı Roberto ve Tintin yardım çağırmak için yola koyulmaya karar vermişler. Uçak enkazından kalan parçalarlavücutlarını koruyacak aparatlar yapmış, yolda acıktıklarında yemek için 'arkadaşlarından' kalan parçalardan ceplerine, çoraplarının içine doldurmuşlar.
Parrado, 'Bizi kurtaracak birilerine ulaşmak için tek şansımızın And Dağları'nı aşarak Şili'ye geçmek olduğunu biliyorduk' diyor ve devam ediyor: 'Bunun neredeyse imkansız olduğunu da. Enkazın yanında geçirdiğimiz iki ayın sonunda açlıktan, soğuktan iyice zayıf düşen bedenlerimizin bu yolculuğa dayanacağını sanmıyorduk.' Ve Parrado yola çıkarken geri kalan arkadaşlarından Carlitos'a, 'Eğer yiyeceğin biterse annemi ye ya da kız kardeşimi' demeyi ihmal etmiyor.
Parrado'nun liderliğinde 11 gün süren yolculuğun sonunda And Dağları'nı geçmeyi başarıyorlar ve mucizevi bir şekilde karşılarına bir çoban çıkıyor.22 Aralık 1972'de, 72 gün boyunca medeniyetten uzakta, bir dağın tepesinde aç, susuz mahsur kalan oyunculardan sadece 16'sı And Dağları'nda ölümü alt etmeyibaşarıyor. Parrado kendisine en çok sorulan sorunun, 'Bunu nasıl yaptınız, arkadaşlarınızı nasıl yediniz' olduğunu söylüyor ve bu soruya şöyle yanıt veriyor:
'Ölüm karşısında imkansız olduğunu sandığınız şeyleri de yaparsınız.'
'Burada açlıktan öleceğiz' dedim. 'Bizi bulamayacaklar.' 'Bilemeyiz ki' dedi Carlitos. 'Biliyorum ve sen de biliyorsun' diye cevap verdim. 'Nando, çok zayıfladın. Burada hiç yiyecek de yok.' 'Var' dedim. 'Ne demek istediğimi biliyorsun.' 'Kahretsin Nando' diye fısıldadı Carlitos. "Dağ başında bu şekilde 72 gün geçti. İyice umutsuzluğa kapılınca, bir çorabın içine etleri doldurarak, takım arkadaşım Roberto Canessa ile yardım bulmak için yola koyulduk. 10 günde 112 kilometre gidip kurtulduk."
3 BİN METREDEN DÜŞTÜ ÖLMEDİ!
İngiltere'nin Shropshire kasabasında 3 bin metre yükseklikten paraşütle atlayan 40 yaşındaki Paul Lewis, yere çakıldı. Ancak şanslı adam, uçak hangarının çatısına düştü. Lewis, yedek paraşütünün de çatıdaki civatalara takılması ile yaklaşık 15 metre yükselikten yere düşme tehlikesinden de kurtuldu. Böylece Lewis olaydan yara almadan kurtuldu.
OKYANUSTA 13 SAAT...
Hint Okyanusu'ndaki Komor adaları yakınında düşen Yemen uçağından kurtulan tek kişi olan 14 yaşındaki Bahia Bakari, denizde uçak enkazından parçalara 13 saat süreyle tutunarak hayatta kalmayı başarmıştı.
ÜSTÜNE DÜŞEN VALİZ DONMAKTAN KURTARDI
Panama'da üç kişiye mezar olan uçaktan canlı çıkan tek kişi 13 yaşındaki İngiliz Francesca Lewis hayatını üstüne düşen valize borçlu. Genç kızı üzerine düşen valiz ve içindekiler sayesinde soğukta donmadan 2.5 gün kurtarma ekiplerini bekleyebildi.
400 METREDEN DÜŞTÜ
Nisan 1977'de ABD, Alaska, Valdez'deki World Extreme Skiing Championship'te Bridget Medat yaklaşık 400 metre dikey yükseklikten düştü.
Yalnızca birkaç ezik ve beyin sarsıntısıyla kurtuldu.
Çok az hayatta kalma hikayesi Juliane Koepcke'ninkinden daha şaşırtıcıdır. 1971'de Noel arifesinde yıldırım çarpması düşün Lansa Flight 508'in 92 yolcusundan hayatta kalan tek kişiydi.
TİTANİK'TEN KURTULAN EN GENÇ YOLCU...
Titanik denize inerken 69 günlük olan Millvina Dean, anne babası ve kendisinden 18 ay büyük ağabeyiyle gemideydi. 14 Nisan 1912'de gemi batarken annesi ve ağabeyiyle birlikte hayattaydı fakat babası boğulmuştu.