HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Başbakan Erdoğan: 'Gerekirse Youtube ile Facebook'u kapatırız'

Başbakan Tayyip Erdoğan ATV-Ahaber ortak yayınında gündemle ilgili açıklamalarda bulundu.

Başbakan Erdoğan internet yasası ile ilgili olarak 30 Mart'tan sonra yeni düzenleme yapacaklarını belirterek "İnternet yasasına malum çevreler itiraz ettiler. Yapabileceğimiz kadarını yaptık. O alanda da 30 Mart'tan sonra atacağımız yeni adımlar var. Bu konuda kararlılığımız var. Bu milleti Youtube'a Facebook'a yediremeyiz. Kapatılmaları da dahil." diye konuştu.

İnternette dolaşan ses kayıtlarına değinen Erdoğan, dinlenme riski olmadan konuşamadığını ve artık kriptolu telefon kullanmaktan vazgeçtiğini söyledi.

Erdoğan, "Artık normal telefondan konuşuyorum, 'dinlerseniz dinleyin' diyorum" diye konuştu.

İşte Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan satır başları:

Meydanları nasıl görüyorsunuz? Yasa dışı dinlemeler, paralel yapı tartışmaları oy tabanınızı nasıl etkiliyor? Seçim öncesi bir provokasyon riski görüyor musunuz?

"Elazığ'da bugün bambaşka bir coşku vardı. Bugün Elazığ'a Başbakan olarak 16'ıncı gidişimdi. Biliyorsunuz gakkoşların heyecanı farklıdır. Çok açık ve net onu gösterdiler. O coşku bir şeyi gösteriyordu, bu paralel yapı meselesi halkı birbirine çok farklı bir şekilde kenetlemiş. Malatya'ya geldik, Malatya tarih yazdı bugün. Emniyet'in söylediği rakamlar 100 bin dediler. Paralel yapıya girmeden meydan birinci ikinci dediğiniz zaman üç kafadarın üçüncüsünü demeden halk hemen tepkisini koyuyor. vatandaş enteresan sloganlar uydurmuş. İnsan bunları görünce o duygu o tepki çok çok farklı. Öbür taraftan bakınca muhalefet montaj diyor. Bunların montaj tekniği çok farklı. Onlar onunla oyalana dursunlar biz yolumuza aynı şekilde devam ediyoruz. Milli irade sandıkta en güzel şekilde tecelli ederek en güzel cevabı verecek."

"Doğrusu ben provakasyon beklemiyorum. Ama olmaz da diyemeyiz niye çünkü gittikçe hırçınlaşma var. Örneğin İstanbul'da Trabzonlular gecesi düşünün sizi kabullenmiyor toplum, siz çıkarken oradan birisi belki size laf da atmış olabilir. Ama kalkıp siz ona yumruk atarsanız bir siyasetçi olarak, bunun nasıl bir hazımsızlığı ortaya koyduğunu görmüş oluyoruz."

"Bu şunu getirir demekki, yaptırdığı kamuoyu araştırmalarında vs. beklediği neticeyi göremeyince artık bir hırçınlaşma başladı. Ertesi gün mesela yine Eyüp'te konuşma yaparken bir tane vatandaş alkışlamıyor, alkışlamayınca teneke gibi orada ne duruyorsun çek git diyor. Alkışlar veya alkışlamaz. Ondan sonra bugünkü açıklamalarını gazetelerde okuyoruz, "O zaten Ak Partili, Fatih Belediyesi'ndeki Ak Partili Belediye Başkan Yardımcısının kardeşi diyor. Olabilir adam Trabzonlu. Adamlar Trabzonlular gecesine geldi, CHP'liler gecesine gelmedi ki. Ama sen İstanbul'a Belediye Başkanı olmaya karar verdiysen sen tüm İstanbulluların Belediye Başkanı olacaksın CHP'lilerin Belediye Başkanı olmayacaksın. Dolayısıyla mesajını da buna göre vermek zorundasın. Ama sen daha ilk elde kaybettin işi. Niye? Dedi ki "O Ak Partililerin" Sen Ak Partililerin Belediye Başkanı olmayacak mısın? Böyle bir mantık olmaz."

"BİR KISIM YARGI ADİL KARAR VERECEK DURUMDA DEĞİL"

MAHMUT ÖVÜR: Başbakan dinleniyor, Başbakan'ın Bakan ile konuşması dinleniyor. Ve siz bunu meydanlarda casusluk diye tanımlıyorsunuz. Peki bunun karşısında ne yapıyorsunuz? Bunun müeyyidesi nedir? Toplum bunu merak ediyor?

"Mahmut Bey bunun müeyyidesi çok ağır. Casusluğa, ajanlığa giriyor bu dinlemeler. Fakat şu anda bir kısım yargı henüz adil bir karar verecek durumda değil. Hukuki yarıyı da o şekilde dizayn etmişler. Bir defa bunun bir düzene sokulması lazım. Biz olaya neden HSYK'dan başladık? Çünkü alt derece mahkemelerde herhangi bir cezai müeyyide uygulayamıyorsunuz. Kapanın elinde kalıyor. İsteyen istediğini istediği zaman istediği şekilde dinleyebiliyor. Sadece dinleme değil, ortam, görüntüleme hepsi var. Bunların hepsini yapıyorlar. Açıklanan onbinlerce yüzbinlerce insan dinlendi. Geçenlerde biliyorsunuz, Başsavcı bu rakam 3 bin falan değil dedi. "

"30 MART SONRASI YARGIDA DÜZENLEME ŞART"

"Bunun daha geleceği var dedi. Niye? çünkü açıldıkça ve yaptıkları atamalar neticesinde göreve başlayan savcılar bir de bakıyorlar ki karıştırdıkça başka şeyler çıkıyor. Bu arada birçok şeyler de CD'ler vs. kaçırılmış durumda. Bir taraftan da iz sürülüyor. İş burada bitmiyor ki. Bir üst mahkeme var. Şimdi yargıdaki durum ne olacak? Yargıya geldiğiniz zaman orada da farklı bir düzenleme var. Dolayısıyla adil bir düzenleme yapmadığınız sürece netice almak mümküm değil. Adam kalkıyor diyor ki; hakarete ağırlaştırılmış eleştiri diyor. veya dinlemelerle ilgili, dinlemedi diyebilir. Çok zor bir şey değil. Bizim başımızda bilirkişi denilen bir bela var mesela. Yani nasıl bir bilirkişiye gönderecek bunu? Gönderdiği bir bilirkişi kalkıp istedikleri istikamette bir rapor hazırladığı anda her şey bitmiştir. Kendini de ajanı da casusu da kurtarıyor. Ve casusluk olayının müeyyidesi de tabi çok ama çok ağır. Dolayısıyla bizim şu anda şu 30 Mart'ı atlattıktan sonra önümüze çok farklı bakmak zorundayız. Yargıda bir düzenlemenin yapılması şart. Bunun adımlarını atmadğımız sürece ulusal güvenliğimiz tehdir altındadır. İlk adımını bunu attık. Ben inanıyorum ki vatandaşım rahatlayacaktır."

"KRİPTOLU TELEFON KULLANMAYI BIRAKTIM"

Şu anda Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı olarak Bakanlarınızla ya da devletin önemli isimleriyle mesela MİT Müsteşarı ile dinlenme riski olmadan konuşabilecek durumda mısınız?

"Hayır şu anda değil. Şu anda güvenilir hat denilen kriptolu telefonları kullanmıyorum bıraktım. Şimdi artık normalden konuşuyorum, dinlerseniz dinleyin diyorum. Bu işin rezilliği çıktı. Bu durumdan nasıl kurtulunacak devlet için risk bu."

"Şu anda TÜBİTAK vs. çok kararlı adımlar attık, atıyoruz, buraları temizleyeceğiz. Bu işin lamı cimi yok öyle hafiften geçemeyiz. Ve mutlaka bunun hesabını en kararlı ve ciddi şekilde soracağız. Bunların inlerine gireceğiz derken bunları söylüyorum. Ve bunun ortakları içinde ana muhalefet de var, diğerleri de var. Niye? onlar bizimle beraber bu yolda bu mücadeleyi vermiyorlar onlar da bunun hesabını verecekler."

SARIGÜL'E ELEŞTİRİ

Gittikçe hırçınlaşma var. Örneğin İstanbul'da Trabzonlular gecesinde, düşünün, yani sizi kabullenmiyor, toplum ve siz çıkarken oradan birisi belki laf da atmış olabilir ama kalkıp da siz ona yumruk atarsanız bir siyasetçi olarak bunun nasıl bir hazımsızlığı meydana getirdiğini, ortaya koyduğunu orada görmüş oluyoruz.

ERGİN İLE YAPTIĞI GÖRÜŞME

Adalet Bakanı ile aramda geçen konuşmada, yine montajlar yapılmış, kırpılmış kırpılmış. Parça parça. Aynen pazıl gibi. Ama ben bu olayda, bakın dinlenmemiz bir defa yasal mı? Değil, anayasaya, yasalara aykırı. Bu medya bir defa onurlu, şahsiyetli olsa bir başbakanın, adalet bakanıyla konuşmasını ki bu kriptolu telefondur, bakın bu kriptolu telefonu adamlar dinliyor. Kim paralel yapı, nereden dinliyor? Benim artık aramama gerek yok, TÜBİTAK. Bu devlete saldırıdır.

'OBAMA MESAJI ALDI'

Sayın Obama ile de bu konuları görüştüm. Oradan da umutluyum. Gereken her şeyi söyledim. 'Ülkemdeki huzursuzluğun kaynağındaki kişi sizdedir', 'Pensilvanya'da'dır' dedim, bu kadar açık söyledim. 'Ben de sizden gereğini bekliyorum' dedim. 'Çünkü benim ülkemin iç güvenliğini tehdit edenler sizdeyse, siz de buna karşı gerekli tavrı koymalısınız. Amerika'nın iç güvenliğini tehdit eden kişiler bende olduğu zaman siz nasıl benden bunları istiyorsanız ben de sizden aynı şekilde bunları isteme hakkına sahibim' dedim. Bunları bu kadar açık kendisine söyledim. Olumlu baktı. Yani 'Mesaj alınmıştır' dedi.

Dikkat ederseniz Balyoz'da çok hızlı gittiler ama Ergenekon'da hala 6-7 ay oldu gerekçe daha hazırlanmadı. Bu manidardır, düşündürücüdür. Bu yine paralel yapının bir tuzağıdır. Mesela İlker Paşa ile alakalı o da enteresan.

Benim de temennim inşallah hayırlı bir şekilde, çünkü başından itibaren biliyorsunuz benim de hep temennim şu olmuştur: Tutuksuz yargılanması istikametinde. Hatta hatta burada, 'Şu andaki mevcut mahkemelerde değil, Yüce Divan'da yargılanması gerekir' demiştik."

"YEREL SEÇİMDEN HABERLERİ YOK"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yerel seçimi konuşmuyor. "Sen Çankaya Köşkü'ne çıkamayacaksın" diyor. Biz burada yerel seçimi konuşuyoruz. Adam yerel seçimi konuşmuyor. Milletimiz matematik hesap yapıyor. Ya bu yerel seçim, neyin hesabını yapıyorsunuz. Haberleri yok. Meydanların diline çok önem veririm. Diğerleri meydanlara çıkamayacak. Mahalle aralarında seçim koordinasyonları kuruyorlar. Şu anki planımız 55-60 şehir. 55 şehiri alacağımızı düşünüyorum.

"AÇIK ARA BİRİNCİ OLMAK İSTİYORUZ"

Şu andaki hedefimiz açık ara birinci parti olmak istiyoruz. En fazla büyükşehir belediyesi almak istiyoruz. Çünkü 30 büyük şehir yüzde 70 seçmeni temsil ediyor. Bu yüzden çok önemli.

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler