HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Bir silah olarak korku: Terörün akıl sağlığına etkisi

Son yıllarda küresel alanda sıklaşan terör saldırıları bireyleri ve toplumu psikolojik olarak nasıl etkiliyor?

Bir silah olarak korku: Terörün akıl sağlığına etkisi

Ali Halit Diker / Mynet Haber

Türkiye'de ve dünyada uzun yıllar devam eden terör tehlikesi ve teröristlere karşı sürdürülen bir savaş var. Terör örgütlerinin varoluş nedenleri ve bunun üzerine tartışmalar bir kenarda dursun...

Peki terör eylemleri insanları ve toplumsal psikolojiyi nasıl etkiliyor?

Terör, yani 'korku'

İngilizce Wikipedia'da 'terror' kelimesini arattığınızda site sizi otomatik olarak 'fear', yani korku sayfasına yönlendiriyor. Türkçe Wikipedia'da 'terör' kelimesini arattığınızda ise 'terörizm' başlığına yönlendiriliyoruz.

"Terör ya da terörizm, siyasal, dinsel ve/veya ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla sivillere; resmî, yerel ve genel yönetimlere yönelik baskı, yıldırma ve her türlü şiddet içeren yolun kullanımını ifade eden terim."

Terörün kökeni

İngilizce Wikipedia'da terror kelimesini aratınca korku başlığına yönlendirilmemizin sebebi kelimenin latince kökeni. Kök anlamı 'korkudan titreme' olan kelime Türkçe'ye Fransızca 'terreur' sözcüğünden geçmiş. Terreur kelimesi Fransızca Petit Robert sözlüğünde 'bir toplumda bir grubun halkın direnişini kırmak için yarattığı ortak korku' şeklinde tanımlanmış.

Terror kelimesinin İngilizce Oxford Sözlükte tanımı ise şu şekilde:

“Otorite yoksunluğundan veya otoritenin ve diğer yönetim mekanizmalarının tanınmamasından doğan düzensizlik durumu”

Terör'ün silahı korku

Terör kelimesinin kökeninin korku anlamına gelmesi tesadüf değil. Korku, aslında insanın yaşam mücadelesinde önemli rol oynayan bir duygu. Bir tehlike anında flight-or-fight (kaç veya yüzleş) tepkimizi tetikleyen duygularımızdan biri korku. Fakat bunun için tehlikeyi önceden kestirebilmek, tanımlamış olmak gerekiyor. Örneğin üzerinize koşarak gelen bir ayı ile yüzleşmek yerine ondan kaçmanız hayatta kalma ihtimalinizi yükseltir, fakat evinize giren bir hırsız ile yüzleşmeniz için gerekli hormonların salgılanması hipotalamusunuz tarafından organize edilir.

Fakat terörü üzerimize koşan bir ayı ya da evimize giren bir yabancı kadar kolay tanımlıyamıyoruz. Bunun nedeni ise terörün neden olduğu korkunun belirsizlikten kaynaklanması. Beklenmedik anlarda gerçekleştirilen terör saldırılarının bireyde ve toplumda stres seviyelerini arttırdığına dair birçok klinik araştırma bulunuyor.

Korku davranış biçimini değiştiriyor

Adli Psikiyatrist Daniel Antonius'un The Conversation'da yayınlanan When fear is a weapon: how terror attacks influence mental health (Korku bir silah olduğunda: terör eylemleri akıl sağlığını nasıl etkiliyor) makalesinde havayollarının 11 Eylül saldırılarından sonra büyük maddi zarara uğradığından bahsediyor. Geçtiğimiz yıl Paris'te gerçekleşen saldırıların da Paris Borsası'nı kısa süreli de olsa olumsuz etkilediğini belirtiyor.

Antonius insanların, terörün neden olduğu korkuya farklı tepkiler verdiğine değiniyor. Yazıda bazı insanların toplu taşıma kullanmak konusundaki kararlarını değiştirirken, bazılarının işyerini ve sosyal çevresini bile değiştirmeye kadar uç kararlar verebileceğinden bahsediliyor.

Terörün psikolojik etkileri

Psikolog Selin Kara kişisel websitesindeki bir yazısında, terörün ortaya çıkardığı psikolojik etkileri arasında sağlıklı yaşam koşullarını yok etmesini, endişe ve korkunun daha yoğun yaşanmasını ve halkın yaşam bütünlüğünü bozmasını sayıyor.

Uzaktan yaşanan terör olaylarının bile travma etkisi yaşatabileceğine değinen Kara, terör eylemlerinin özellikle toplumsal duyarlılığın daha yoğun olduğu dönemlerde yapıldığına dikkat çekiyor.

Travmalar fobilerin oluşmasında da önemli bir rol oynuyor. Travma sırasında aşırı salgılanan bazı hormonlar, insanlarda duygusal hafıza ve tepkilerin oluşmasındaki öncül rollerden birine sahip, amigdalanın çalışmasını doğrudan etkilediği için fobiler ortaya çıkıyor. Örneğin İslami ideolojiye sahip bir (ya da birkaç) terör örgütünün düzenlediği eylemler tekrar ettikçe insanlar terör eylemlerini İslamla bağdaştırdıkları için islamla ilişkili imgelere karşı verilen duygusal tepki ile teröre verilen duygusal tepki birbirine benzemeye başlıyor. Yüksek bir yerden düşüp yaralanan, bu şekilde travma yaşayan bir insanın yüksekten değil aslında düşmekten korkması gibi...

Nöropsikoloji ve psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan e-psikiyatri.com adresinde yayınlanan bir yazıda, terör eylemleri sonrası toplumda ötekileştirme ve dışlamanın gözlemlenebildiğini ve bunun yanlış olduğunu belirtiyor.

Terör eylemleri vatandaşların hükümetleriyle olan bağını etkiliyor

Teröristlerin korkuyu psikolojik bir silah olarak kullandığını yazan Daniel Antonius, bu silahın bireylere olduğu kadar ülkelere de psikolojik yansımaları olduğundan bahsediyor.

Özellikle tekrarlayan terör eylemlerinin ortaya çıkardığı kronik korku ve endişe halinin yıllarca sürebileceğini söyleyen Antonius, bu korku ve endişenin toplumun siyasete katılımını ve hükümetlerin siyasi stratejilerini de etkileyebileceğini anlatıyor.

İnsanlar terör eylemlerinden sonra genellikle hükümetleri tarafından can güvenliklerinin sağlanacağına daha fazla inanıyorlar. Antonius, Dünya Ticaret Merkezi ile birlikte Pentagon'a düzenlenen 11 Eylül saldırılarından sonra ABD halkının hükümete güveninin yıllarca görülmemiş biçimde arttığını ortaya koyan bir araştırmayı örnek veriyor.

2011'de Norveçte 77 kişinin ölümüyle sonuçlanan terör saldırısını değerlendiren bir araştırma ise, toplumun hissettiği terör sonrası korkunun her zaman hükümete güven sağlamadığını ortaya koyuyor. Norveç toplumunun terör saldırısından önce birbirine ve hükümetlerine karşı süregelen güvenleri korkunun olumsuz etkilerini engelliyor. Araştırmaya göre güven duygusu gelişmiş toplumlar terör saldırılarına karşı güven duygusu daha az gelişmiş toplumlara göre daha farklı tepki veriyor.

Türkiye'de terör sonrası tepkileri değerlendiren Prof. Dr. Nevzat Tarhan, genellikle iki uç tepki olduğunu söylüyor: üzüntü ve üzüntünün neden olduğu öfke; ve marjinal gruplardaki sevinç. Tarhan, terör eylemlerinden sonra özellikle nefret söyleminin kontrol altına alınması gerektiğinden, bu söylemlerin provokatif olduğundan ve toplumu birleştirmek yerine daha da ayrıştırabileceği riskinden bahsediyor. Devletin böyle durumlarda siyaset ve adalet yoluyla terörle mücadele edeceğinin mesajını vermesi gerektiğini, böylece toplumdaki korku ve endişenin yerini güvene bırakabileceğini anlatıyor.

Terör tehdidi her toplumu ve toplumun her kesimini farklı etkiliyor. Yukarıdaki örneklerde de farklı toplumların terörizme farklı tepkileri ve bu tepkilerin toplumsal sonuçları gözlemlenebiliyor. Toplumun süregelen psikolojik geçmişi, hükümetlerin terör eylemleri sonrası aldıkları tavırlar, siyasi propaganda ve ülkenin terörle olan tarihi gibi birçok değişken terörün bireysel ve dolayısıyla toplumsal psikolojiye etkisini değiştirebiliyor.

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler