BİZE ULAŞIN
Bursa'daki at eti skandalı ile ilgili açıklama yapan TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Durmuş, bu ürünleri alan, işleyen ve satan firmaların bir an önce kamuyona açıklanmasını isteyerek, "Halk üzerinden haksız kazanç sağlayarak hileli gıda üreten firmaların kamuoyu ile paylaşılmasını talep ediyoruz ve konunun takipçisi olacağımızı buradan bildiriyoruz" dedi.
Bursa Akademik Odalar Birliği'nde (BAOB) düzenlenen toplantıda konuşan TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Durmuş, gıda konusunun hasassiyetine dikkat çekerek, "İnsan sağlığı, halk sağlığı çok önemli. Ülkemizde bununla ilgili ciddi sorunlar var. 9 yıldır şube yönetiminde yer alıyorum. Ben böyle bir vaka ile karşılaşmadım. Kamuoyunda edinilen bilgiler, Tarım Bakanlığı'nın yaptığı denetimler neticesinde değil de daha çok dışardan alınan duyumlar neticesinde yansıyan olayları değerlendirmek durumunda kalıyoruz. Bunun da gerçek manada denetim eksikliğinden kaynaklandğını düşünüyorum. Bu vaka ile karşılaştık, gerekli araştırmalar Tarım İl Müdürlüğü tarafından devam ediyor ama belki de üzülerek söylemem gerekiyor ki yemiş olduğumuz hileli ürünler içinde en masumu at eti diyebilirim. Acaba neleri daha tüketiyoruz? Bu konuda da açılım olması gerektiğini düşünüyorum" dedi.
Türk Gıda Mevzuatı et ve et ürünleri tebliğine göre mevzuatta atın kasaplık hayvan tanımında yer aldığını belirten Durmuş, "Ülkemizde at etinin tüketimi ile ilgili olarak herhangi bir yasak mevcut değildir. Ancak mevzuat gereği üretiminde kullanılan ürünün etiketinde hayvan türünün bildirilme zorunluluğu vardır. Bu etiketleme hükümleri sadece ambalajlı gıdalar için değil, tüketiciye servis edilen gıdalar için de geçerlidir. Ürün tüketimi aşamasında etin kaynağının at eti olduğunu bilgisinin tüketiciye ulaştırılmadığı durumlarda at ve benzeri et ürünleri kullanımı tağşiş hileli gıda üretimi olarak değerlendirilmektedir" diye konuştu.
Türki ülkelerde atın yaygın olarak tüketilme kültürü ve ekonomide önemli yeri olduğuna değinen Durmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ülkemizde besi amaçlı at yetiştiriciliği veya yeme alışkanlığı ya da yaygınlığından bahsedilmemektedir. Bir başka deyişle onaylı işletmelerde gıda zincirine girmek üzere bu kurallara uygun izlenebilirliği sağlanmış üreticilik mevcut değildir. Bu durumda sözü edilen üretim kayıt dışıdır. Bu da sorunun bir başka yönüdür. Tüketiciler bu tip ürünler ile yapılmış ürünleri bilmeden tükettirerek aslında düpedüz kandırılmaktadır. Gıda güvenliğine yönelik denetimlerin etkinliği açısından bakıldığında bu kuralların uygulanmasının sağlanmasından Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı sorumludur. Bu tür ürünlerle karşılaştırılmaması ancak ve ancak etkin bir denetimi ile mümkün olacaktır. Yaşanan olaylar Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın denetim sistemindeti zafiyetin bir göstergesidir. Zaten meydana gelen olay bir gıda denetimi sonucu değil, emniyetin yaptığı bir soruşturma neticesinde ortaya çıkmıştır. Bu nedenle gıda denetim sisteminin geliştirilmesi ve izlenebilirliğin gerçek anlamı ile uygulanabilmesi hepimizin güvenliği açısından şarttır."
Gıda mühendislerinin işletmelerden uzaklaştırıldıklarını söyleyen Durmuş, halk sağlığının ve gıda güvenliğinin sağlanmasında birincil sorumluluk sahibinin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı görevini tam anlamıyla yerine getiremediğini kaydetti. Durmuş, bu görevi yerine getirecek gıda mühendislerine de bakanlık bünyesinde kadro açılmadığını vurguladı. Gıda Mühendisleri Odası olarak bu ürünü alan işleyen ve satan firmaların bir an önce kamuyonu açıklanması gerektiğini belirten Durmuş, "Halk üzerinden haksız kazanç sağlayarak hileli gıda üreten firmaların kamuoyu ile paylaşılmasını talep ediyoruz ve konunun takipçisi olacağımızı buradan bildiriyoruz" dedi.
'BİR İŞLETMEYE DENETİM SIRASI 4.5 - 5 YILDA BİR GELİYOR'
Olumsuz koşullarda üretim yapan firmaların faaliyetlerinden men edilmesi gerektiğini ifade eden Durmuş, yaşanan olayın emniyetle ilgili olduğunu belirterek, "Olay emniyet vakası. Kamuyouna yansıması daha acıdır. Kaçakçılık ile ortaya çıkmıştır. Yaşananlar Türkiye'deki tarım ve gıda politikalarının yanlışlığından halk sağlığına indirgenememesinden ve sahadaki ile mevzuattaki politikaların birbiri ile uyuşmamasından kaynaklanmaktadır. Bursa'da yaklaşık 80 kişilik gıda denetimi ekibi var. Bu içinde denetim vasfı olmayan ve denetime çıkamayan arkadaşlar da bulunuyor. 35 - 40 kişilik denetim ekibi ile 23 bin gıda işletmesinin denetimi sağlanmakta. Yaklaşık 4.5 - 5 yılda denetim sırası geliyor" diye konuştu.
DHA
