BİZE ULAŞIN
Çin'den kaçarak Kazakistan'a yasa dışı yollarla giriş yaptığı için gözaltına alınan Kazak asıllı Çin vatandaşı Sayragul Sauytbay, hakkındaki iltica duruşmasında serbest bırakıldı.
İngiliz gazetesi The Guardian'ın haberine göre, nisan ayında Çin'in "siyasi eğitim kamplarından" kaçarak eşinin ve iki çocuğunun bulunduğu Kazakistan'a sığınan 41 yaşındaki Sauytbay'ın, Çin sınırı yakınındaki Zharkent'te görülen iltica ve iade duruşmasında tutuksuz yargılanmasına ve Çin'e iade edilmemesine karar verildi.
Sauytbay, mahkemede verdiği ifadede, Çin'in Sincan Uygur Özerk bölgesinde eğitim kamplarında zorla çalıştırıldığını ve sınırı geçerek Kazakistan'a gelmekten başka şansının olmadığını belirtti. Sauytbay eğer Çin'e iade edilirse orada onu infazın beklediğini söyledi.
Aktivist Serikzhan Bilash, Sauytbay'ın Çin'e iade edilmeme kararının önemli olduğunu ifade ederek, böyle bir kararın Kazakistan'da ilk olduğunu söyledi.
- "Dağların içinde hapishane gibi"
Sauytbay geçen ay verdiği ifadede, zorla çalıştırıldığı siyasi eğitim kamplarında yaklaşık 2 bin 500 Kazak asıllının tutulduğunu belirtmişti. "Çin'de bu yerler siyasi kamp olarak adlandırılıyor. Fakat aslında buralar dağların içinde hapishane gibi." diyen Sauytbay, söylediği şeylerin devlet sırları olduğunu savundu.
Sauytbay, kamplarda tutuklulara zorla Çin tarihi okutulduğunu anlattı. Kazak asıllı Çin vatandaşı Sauytbay, nisan ayında Çin'den kaçarak Kazakistan'a sığınma talebinde bulunmuştu.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) bir süre önce yayımladığı raporda, son 2 yılda Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde çok sayıda kişinin "önleyici polisiye tedbir" adı altında suçsuz yere alıkonulduğu, "siyasi açıdan tehlikeli" olarak değerlendirilen bireylerin herhangi bir yargı kararı olmaksızın "siyasi eğitim merkezleri" denilen gözaltı merkezlerine gönderildiği iddialarına yer verilmişti.
Daha önce bu kamplarda tutulan Uygur kökenli kişiler uluslararası basına açıklamalarda bulunmuştu. Görgü tanıkları, bu kamplarda yürütülen enterne programıyla gözaltındaki Müslümanların siyasi düşünceleri ve kimliklerinin yeniden şekillendirilmeye, inançlarının ortadan kaldırılmaya çalışıldığını savunuyor.
Çinli yetkililer, gizlilikle yürütüldüğü iddia edilen program hakkında yorumda bulunmaktan kaçınırken, bazılarının, devlet medyasına aşırılık ve ayrılıkçılıkla mücadele için ideolojik değişiklikler gerektiği yönünde açıklama yaptığı biliniyor.
