HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Kılıçdaroğlu: Değişikliğe değil, başkanlığa karşıyız

Kılıçdaroğlu: "Bir CHP'li de başkan olsa, biz ona da karşı çıkarız. Bu, doğru bir sistem değil. Bütün yetkiler bir kişiye verilemez. Aynı zamanda kendisi partinin genel başkanı olacak."

Kılıçdaroğlu: Değişikliğe değil, başkanlığa karşıyız

(Anayasa değişikliği) Bir CHP'li de başkan olsa, biz ona da karşı çıkarız. Bu sistem, doğru bir sistem değil. Bütün yetkiler bir kişiye verilemez. Aynı zamanda kendisi partinin genel başkanı olacak, gelecek Parlamentoya diyecek ki 'Ben tarafsız davranacağıma dair namusun ve şerefim üzerine yemin ediyorum.' Bir partinin genel başkanı tarafsız olabilir mi? Bu milletin aklıyla alay etmek demektir"

"Ülkesini seven, demokrasiyi, düşünce özgürlüğünü savunan, hangi görüşten olursa olsun bütün insanları bu anayasa değişikliğine 'hayır' demeye davet ediyoruz. Bizim kültürümüzde de tarihimizde de böyle bir düzenleme yok"
- "Terörü tırmandırarak referandumda anayasaya 'Evet' dedirtmenin yollarını arıyorlar. 1 Kasım seçimlerinde olduğu gibi. Ankara'da, garda, iki canlı bomba öldü, 103 kişi hayatını kaybetti. Önlem nerede alınmıştı? Sıhhiye'de. Niye garda önlem alınmadı? Kim almadı, kimdi iktidar?"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM'de kabul edilen anayasa değişikliğine ilişkin, "Bir CHP'li de başkan olsa, biz ona da karşı çıkarız. Bu sistem, doğru bir sistem değil. Bütün yetkiler bir kişiye verilemez. Aynı zamanda kendisi partinin genel başkanı olacak, gelecek Parlamentoya diyecek ki 'Ben tarafsız davranacağıma dair namusun ve şerefim üzerine yemin ediyorum.' Bir partinin genel başkanı tarafsız olabilir mi? Bu milletin aklıyla alay etmek demektir." dedi.

Kılıçdaroğlu, Habertürk'te katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"Anayasa değişikliğine niye karşısınız?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliğine karşı olmadıklarını, güçlü parlamenter sistemi ve Türk hukukunun darbe hukukundan arındırılmasını istediklerini söyledi.

Başkanlık sistemine karşı olduklarının altını çizen Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin 140 yıllık bir parlamento geleneğinin olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, yüzde 10 seçim barajının kaldırılmasını, milletin vekilini milletin seçmesini, hak ve özgürlüklerin daha da güçlendirilmesini, anayasadaki boşlukların giderilmesini istediklerini vurguladı.

"Başkanlık sisteminden, AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dahil herkes vazgeçmişken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 'Bu böyle yürümez, fiili durumu hukuki durum haline getirelim' çağrısında bulundu. Bahçeli'nin daha önceki söylemleri farklıydı. Bahçeli'nin bu tavır değişikliğinin nedenini kendisiyle yaptığınız görüşmede öğrenebildiniz mi?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Hayır, bunu sormadım da zaten. Doğru da değildi. Ben Sayın Bahçeli ile yaptığım görüşmede anayasa değişikliğinin Türkiye için hangi felaketlere yol açacağını, bütün endişelerimi dile getirerek ifade ettim." yanıtını verdi.

Kılıçdaroğlu, söz konusu anayasa değişikliği ile güçler ayrılığının ortadan kalkacağını savunarak, şunları kaydetti:

"Camiye, kışlaya, adliyeye siyaset girecek, bu çok tehlikeli Türkiye açısından. Türkiye böyle giderse çok daha derin bir yarılmanın, ayrışmanın içine girecek. Hiç kimsenin can ve mal güvenliği kalmayacak. Bir kişi istediği her şeyi yapabilecek. Aynı zamanda cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, Anayasa Mahkemesi Başkanı, Genelkurmay Başkanı, Meclis Başkanı olacak, bunlar doğru değil, bir kişiye bu kadar yük verilmez. İnanç açısından da doğru değil, demokratik açıdan da doğru değil, ahlaki açıdan da doğru değil. İslamiyette istişare esastır, oturur konuşursunuz, burada öyle bir şey yok, her şey bir kişiye bağlanacak. Her şeye tek başına karar verecek."

Bu tartışmanın, Cumhurbaşkanı Erdoğan bağlamında olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Bu, bundan sonraki yıllarda da devam edecek bir süreç. Dolayısıyla bütün yetkileri bir kişiye verdiğiniz zaman ileride Türkiye ne olacak? Diyelim ki basiretsiz bir kişi geldi, seçildi veya seçtiğimiz kişi öldü ne olacak?" diye konuştu.

Program sunucusunun, "Bu mesele kamuoyunda 'Bu işi Erdoğan hak ediyor, iyi yapar. Ona bu yetkileri verelim.' bazında tartışılıyor. Sanki 'Erdoğan sonrasına yeniden bakarız' gibi bir hava var." demesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Öyle bir şey yok, anayasayı değiştiriyoruz. Bir kanun değiştirsek dediğiniz doğru, 3 gün sonra kanun değişebilir, Parlamentodaki çoğunlukla yapabilirsiniz bunu. Anayasayı değiştiriyorsunuz, anayasanın değişmesi kolay değildir. Hele bu kabul edildikten sonra değişmesi çok daha zor. Kişiye endeksli bir düzenleme Türkiye'yi felakete götürür." karşılığını verdi.

- "Bizde tutarsızlık yok"

"MHP, 'Keşke CHP'de görüşmelere katılsaydı, o zaman elimiz daha güçlü olurdu, daha iyi bir anayasa yapabilirdik. CHP, işin içinde olmayınca bu anayasa daha çok AK Parti'nin istediği şekilde çıktı.' diye CHP'yi suçluyor. Bu konudaki görüşünüz nedir?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, ilk Anayasa Uzlaşma Komisyonu toplandığında 60 madde üzerinde uzlaştıklarını hatırlattı.

Bu görüşmelerde MHP'nin de içinde bulunduğu üç siyasi partinin parlamenter demokratik sistemin güçlendirilmesi gerektiğini söylediğini, buna AK Parti'nin karşı çıktığını kaydeden Kılıçdaroğlu, şunları ifade etti:

"MHP'nin de görüşü öyleydi o da demokratik parlamenter sistemi istiyordu. Bahçeli'nin defalarca seçim meydanlarında, diğer alanlarda yaptığı konuşmalar var. Biz Meclis Başkanına da yazı yazdık, 'Parlamenter sistemi güçlendirecekseniz biz her türlü katkıyı veririz.' Zaten 60 madde üzerinde bir uzlaşma var, gerekirse onu biraz daha genişletebiliriz ama 'Başkanlık sistemini getirelim, anayasayı buna uyduralım' dediğiniz andan itibaren kimse kusura bakmasın ama biz o kadar kıvrak değiliz. Bizim bir düşüncemiz var, net, açık söylüyoruz. Hangi gerekçeyle bunu savunduğumuzu da söylüyoruz. Biz, tutarlı bir partiyiz, bizde tutarsızlık yok."

Kılıçdaroğlu, toplumsal uzlaşma belgesi olan anayasanın bir partinin mutfağında hazırlanamayacağını söyledi.

- "Fesih yetkisi Atatürk'e verilmedi"

Kanun yapma yetkisinin, rejim ne olursa olsun bütün dünyada parlamentoların tekelinde olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, değişiklikle bu tekelin ve Meclisi feshetme yetkisinin cumhurbaşkanına verildiğini savundu. Kılıçdaroğlu, "Gazi Mustafa Kemal Atatürk en güçlü dönemindedir. Parlamentoya gelir anayasal düzenleme, 'TBMM'yi fesih yetkisini verelim' derler. İki genç milletvekili çıkar, 'Hayır, sizi çok seviyoruz, bu ülkenin kurtarıcısısınız ama kimse milli iradeyi feshedemez' der ve Atatürk'e o yetki verilmez. Şimdi biz o yetkiyi bu anayasa değişikliyle veriyoruz. Yüzde 51 ile seçilen bir cumhurbaşkanı, yüzde 100'lük bir milli iradeyi feshedebiliyor." diye konuştu.

"Anayasa teklifine göre iki seçim aynı anda yapılıyor. İlk turda seçilemezse cumhurbaşkanı, bu arada Parlamento seçilmiş oluyor. Halkın şöyle bir kozu olmayacak mı, diyelim ki CHP'ye Parlamentoyu, başkanlığı da AK Parti'nin genel başkanına verdi veya tam tersini yaptı. Bu sistem bir pozitif özellik değil mi?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:

"Hayır. Sistemin kendisi sakat. Bir CHP'li de başkan olsa, biz ona da karşı çıkarız. Bu sistem, doğru bir sistem değil. Bütün yetkiler bir kişiye verilemez. Aynı zamanda kendisi partinin genel başkanı olacak, gelecek Parlamentoya diyecek ki 'Ben tarafsız davranacağıma dair namusun ve şerefim üzerine yemin ediyorum.' Bir partinin genel başkanı tarafsız olabilir mi? Peki nasıl yemin edecek? Bu milletin aklıyla alay etmek demektir. Yazık, günahtır."

Kılıçdaroğlu, değişikliğe göre bir partinin genel başkanının Anayasa Mahkemesi'nin 15 üyesinin 12'sini atayabileceğine dikkati çekerek, "Diyelim ki başkan bir suçtan ötürü yargılanacak. Benim tayin ettiğim hakimler beni yargılayacaklar bu olur mu?" dedi.

- "Biz bu filmi çok gördük"

"Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 'Bu anayasa değişikliğinden sonra terör bitecek' şeklinde açıklama yaptı. Bu konudaki düşünceniz nedir?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Bu, anayasa değişikliği gerçekleşinceye kadar yapılan terör olaylarının arkasında biz varız itirafıdır. Tek başına iktidar değiller mi bunlar?" ifadesini kullandı.

Kurtulmuş'un "Başkanlık sistemi gelmesin diye terörün uygulandığını, sistemin gelmesinin ardından 'Başkanlık sistemi geldi, bundan sonra engelleyemeyiz' denilerek terör azalır." demek istediğinin ifade edilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Biz bu filmi çok gördük. 1 Kasım öncesinde gördük, 7 Haziran ile 1 Kasım arasında patlayan bombaları gördük. 12 Mart 1971 darbe öncesi, 12 Eylül 1980 darbe öncesi gördük. Terör tırmandı tırmandı geldiler iktidara, darbe yaptılar. Terör tırmandı tırmandı 7 Haziran'dan sonra herkes malını, canını falan unuttu, 'aman şu terör bitsin', gittiler oylarını verdiler. 15 yıldır tek başına iktidardalar." dedi.

"Açık ve net söylüyorum, PKK terör örgütüne en büyük desteği yapan Adalet ve Kalkınma Partisi'dir" ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, bu konuda savcılıklara suç duyurusunda bulunduklarını, hiçbir savcının cesaret edip dava açamadığını savundu.

Demokratik açılım sürecinin de baştan beri sakat olduğunu söylediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, dönemin başbakanına "Bu yolla terör önlenemez" şeklinde mektup yazdığını hatırlattı. Her önemli olayı mektupla kanıtladıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, Suriye konusunda da mektup yazdığını anımsattı.

-"Sandığa düşünerek gitmeliyiz"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Numan Bey'in şöyle bir özelliği var. Numan Bey bazen vicdanının sesini dinliyor. Suriye konusunda da 'baştan beri yanlıştı' dedi. Bizim söylediklerimizi en nihayet itiraf etti. Bu olayda da terörü tırmandırarak referandumda anayasaya 'Evet' dedirtmenin yollarını arıyorlar. 1 Kasım seçimlerinde olduğu gibi. Ankara'da, garda, iki canlı bomba öldü, 103 kişi hayatını kaybetti. Önlem nerede alınmıştı? Sıhhiye'de. Niye garda önlem alınmadı? Kim almadı, kimdi iktidar? Kim izin verdi bunlara. Üstelik o kişiler polisin kayıtlarında vardı. Ben şundan kesinlikle eminim, polisi serbest bıraksınlar bütün suçluları yakalar."

"Çıksın söylesinler, 'Biz Ankara garında önlem almıştık' desinler. Belli olayları bildiğim için ben bunları söylüyorum." diyen Kılıçdaroğlu, Ankara Garı'nda önlem alınmadığını savundu.

Kılıçdaroğlu, medyanın yüzde 90'ının hükümetin kontrolünde olması nedeniyle geniş kitlelere seslerini duyurmakta zorlandıklarını kaydetti.

Anayasa değişikliğinin bir adım olduğunu, bunun devamının olacağını savunan Kılıçdaroğlu, bir AK Parti Anayasa Komisyonu üyesinin Meclis'te "Asıl hedefimiz anayasanın ilk dört maddesini değiştirmek" dediğini aktardı.

Cumhurbaşkanı danışmanlarının da benzer açıklamalar yaptığını öne süren Kılıçdaroğlu, "Bu referandumda benim vatandaşlarımdan istediğim ister sağcı, ister solcu olsun, ister dindar, ister milliyetçi, ülkücü olsun düşünerek sandığa gitmemiz lazım. Ülkemizin, çocuklarımızın geleceği açısından." dedi.

-"Türkiye ayrışabilir"

Referandum sürecinde nasıl bir kampanya izleneceğinin ve hedeflerinin "MHP tabanı" olup olmadığının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Hedefimiz şu, ülkesini seven, demokrasiyi, düşünce özgürlüğünü savunan, hangi görüşten olursa olsun bütün insanları bu anayasa değişikliğine 'hayır' demeye davet ediyoruz. Bizim kültürümüzde de tarihimizde de böyle bir düzenleme yok. Osmanlı öncesinde de Metahan'dan bu yana gelen süreçte de böyle bir düzenleme yok. Bu düzenleme bir kişiye özgü olarak getirilen ve kalıcı hale getirilmek istenen bir düzenleme. Bu düzenleme sonunda Türkiye ayrışabilir, bölünebilir, iç çatışma çıkabilir. Yazık, günahtır."

Türkiye'nin bir kabusun içine sokulduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Gelsinler siyasi partilerin liderleri, oturalım bir televizyon kanalında, hangi kanalı istiyorlarsa oturup, tartışalım, bu anayasa Türkiye'nin lehine midir, aleyhine midir? Vatandaşlar da evlerinde otursunlar bizi seyretsinler. Ben mi doğruyu söylüyorum, onlar mı doğruyu söylüyor." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin 15 yılda "devasa bir ayrışma noktasına" geldiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, bu kutuplaşmanın Türkiye'yi tehlikeli bir sürecin içine soktuğunu, en büyük endişesinin ise "iç çatışma" çıkması olduğunu söyledi.

- "Suriye anayasasını aldık, kopyaladık, aynısını getirdik"

Libya'da, Mısır'da, Suriye'de, İran'da ve Türkiye'de de cumhuriyet rejimi olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, "Bizim rejimimizle onlarınki aynı mıydı? Hayır. Bizde demokratik parlamenter rejim vardı. Şimdi Suriye anayasasını aldık, kopyaladık, aynısını getirdik. Arkadaşlarımız Parlamentoda Suriye'deki anayasa ile yeni getirilen anayasanın birebir, tıpatıp benzer olduğunu ortaya koydular. Hem 'Biz Esad'a karşıyız' diyorsunuz hem o rejimi Türkiye'ye getiriyorsunuz." şeklinde konuştu.

Hiçbir zaman Esed rejimini savunmadıklarına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Biz sadece ve sadece başka bir ülkenin iç işlerine Türkiye'nin doğrudan müdahale etmesini doğru bulmadık. Hep bunu söyledik. Suriye'de demokratik haklar ihlal ediliyorsa diğer ülkeler ne yapıyorsa siz de beraber yapın, Birleşmiş Milletler'de (BM) çıkın, deyin ki 'Sizin ülkenizde işkence var.' Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi uluslararası hukuka uygun müdahale ederseniz sorun yok zaten. Bizim istediğimiz de o. Siz gizli kapaklı silah gönderirseniz, bu olmaz. Meşru bir devlete yakışmaz, Türkiye Cumhuriyetine hiç yakışmaz. Bizim söylediğimiz bu. Türkiye üzerinden bütün cihatçı grupları Suriye'ye göndermek, orada çatışma zemini hazırlatmak asla doğru değil. Niye şimdi ABD'ye düşmanlar? Bir devleti yönetenler 3 adım sonrasını göremiyorsa o devleti felakete sürüklerler. Bunların geldiği nokta da o. Siz, bir ülkedeki başkanın değişimini umut ya da umutsuzluk olarak görebilir misiniz? Eğer bir ülkedeki başkanın değişimini umut ya da umutsuzluk olarak görüyorsanız siz ülkenizi yönetemiyorsunuz demektir. Trump ne yapacak, ona umut bağladılar."

- Referandumdan "hayır" çıkması ihtimali

Referandumdan "hayır" çıkması sonucunda olacaklara ilişkin değerlendirme yapan Kılıçdaroğlu, "Değişen bir şey olmaz. Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan ve Parlamento yerinde kalır, herkes yetkilerine sahip olur. Geçmişte nasıl gidiyorsa benzer şekilde yolumuza devam ederiz." dedi.

"Referandumdan "hayır" çıkması sonucunda terör biter mi?" sorusuna Kılıçdaroğlu, şu cevabı verdi:

"Terör konusunda ciddi bir mücadele olursa devletin güvenlik güçlerinin önündeki engeller kaldırılırsa siyasi engeller kaldırılırsa akılcı bir politikayla izlenirse terör bitirilebilir. Kalıcı olmaktan çıkarılabilir ama bunun için dediğim gibi akılcı politikalar üretmek lazım. Muhalefet olarak desteği vermeye hazırız. Burada Ortadoğu'da, özellikle IŞİD konusunda, El Nusra konusunda, terör örgütleriyle Türkiye'nin arasına çok açık ve net bir mesafe koyması lazım. İçeride de bu konuda mücadele yapması lazım."

- "Türkiye şu anda yönetilmiyor"

"Devlet şu anda devlet olma vasfını büyük ölçüde yitirmiş durumda." ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, "Türkiye şu anda yönetilmiyor. Adalet ve Kalkınma Partisi'nden bu anayasa değişikliğine 'hayır' diyen 5 milletvekilini de gerçekten yürekten kutluyorum. Bütün baskılara rağmen, bütün kontrollere rağmen, bütün açık oy kullanmalarına rağmen 5 AKP milletvekilinin gelip bu anayasa değikliğine 'bu doğru değildir' diye, oy verdikleri içinde onları yürekten kutluyorum." diye konuştu.

- "Demokrasi yoksa siyasi partiler de yok"

"MHP seçmeni AK Parti'den neden rahatsız olsun ya da AK Parti'yi neden kabullenmesin?" sorusu üzerine ise Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Bu seçim normal bir parti seçimi değil ki bir iktidar seçimi değil ki. Bu seçim bir rejimin, demokrasinin oylanmasıdır. Demokrasi benim için nasıl bir ihtiyaçsa benim siyasette rakibim olan kişiler için de o kadar ihtiyaçtır. Bu seçimi demokrasinin oylanma seçimi olarak görmemiz lazım. Burada siyasi kimliklerden tamamen arınmış, hepimizin ortak paydası olan demokrasiyi yaşatacak mıyız, yaşatmayacak mıyız? Asıl sorun budur. Ben milletin sağ duyusuna güveniyorum. Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Demokrasi yoksa siyasi partiler de yok."

Anayasa değişliğinin siyasi partileri ortadan kaldırmadığını ancak fiilen işlevsiz hale getirdiğini savunan Kılıçdaroğlu, şu açıklamayı yaptı:

"Size örnek vereyim Parlamento var mı? Evet var. Hükümet gelip, hükümet programını okuyacak mı? İsterse okumaz. Güvenoyu isteyecek mi? Hayır güven oyu istemiyor. Niçin? 'Parlamento ister olsun, ister olmasın, niye güven oyu isteyeyim' diyor. Sayıyı çıkarıyorsun 600'e diyorsun ki 'al maaşı salla başı.' 'Sana maaşı veriyorum, ayda 10 bin lira 15 bin lira para veriyorum, otur kardeşim yerine ben kanun çıkarırım, kararnameyi senin önüne gönderirim, sen de bunun altına basarsın mührü, böylece gider.' Vatandaş Meclis'e gelmeyecek bundan sonra. Diyelim ki Adalet ve Kalkınma Partisinin Uşak milletvekili valiyle, tapuda sorunu çıktı. Nereye geliyor? Meclis'e geliyor, çözemediği zaman. Sorunu çözülür veya çözülmez. Yeni düzenleme çıkarsa hiç Meclis'e gelmeyecek. O zaman ben bu milletvekilini niye seçtim? Beştepe'de seçilenlerin hiçbirisi milletvekili değil, hiçbirisini millet seçmeyecek."

"Cumhurbaşkanı partili olacak, o milletvekili götürüp, o partili cumhurbaşkanlığına bunları aktaramazlar mı?" sorusuna ise Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:

"Hangi milletvekili, kaç sefer gidip cumhurbaşkanı ile görüşecek, cumhurbaşkanının başka işi mi yok? Danışmanlar seçimle mi geldi? Seçimle gelen birisi, seçimsiz birisine mahkum ediliyor, bu olmaz. Bu milli iradenin gasbıdır. Bakanlar hakkında gensoru da işlemeyecek. Arzu ediyorsan soru, araştırma önergesi verebilirsin. Bakan yolsuzluk yaptı, cumhurbaşkanı yardımcısı yolsuzluk yaptı, gensoru veremeyeceksiniz. Böyle bir şey yok. Peki bu Meclis nedir, o zaman? Böyle bir Meclis olabilir mi? Vatandaş buraya niye gelsin?"

- "En çok biz eleştirdik"

Kılıçdaroğlu, terörü yeterince eleştirmediği yönündeki iddiaların sorulması üzerine, FETÖ'yü devlete yerleştirenin kendileri olmadığını söyledi.

Başta 2010 referandumu olmak üzere FETÖ'yü en çok kendilerinin eleştirdiğini belirten Kılıçdaroğlu, CHP olarak darbe girişimi sonrasındaki süreçte ise "suçun şahsiliği ilkesini vurguladıklarını" ifade etti.

Kılıçdaroğlu, bazı CHP milletvekillerinin PKK'lı teröristlerin cenazesine katıldığı yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine ise şunları söyledi:

"DHPK-C'yi de PKK'yı da IŞİD'i de en sert eleştiren biziz. PKK hangi lidere silahlı saldırı yaptı? Bana yaptı. Şavşat'tan Ardanuç'a giderken. Bir fotoğraf var, 'PKK'lıların cenazesine katıldı' falan diye gösteriyorlar. Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin cenazesine katılmış arkadaşlarımızı foto montajla PKK’lıların cenazesine katılmış gibi gösteriyorlar. CHP'lilerin teröristlerin cenazesine katılması söz konusu değil. Kendilerine göre bir dünya yaratıyorlar ama biz şundan eminiz; biz bu ülkede demokrasiyi, insan haklarını, bizim gibi düşünmeyen insanların da fikirlerini savunuyoruz."

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un, "AK Parti'nin teröre yardım ve yataklık yaptığı" iddiasına sert tepki gösterdiğinin söylenmesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Dünyanın delilini sayarım. Davutoğlu şu açıklamayı yaptı; 'Bombalar patladı bizim oyumuz arttı.' Sayın Numan Kurtulmuş'a söylemek isterim. Sayın Davutoğlu'nun o sözünü bulsun ve bir daha okusun. Nasıl oldu da bu bombalar patladıktan sonra sizin oyunuz arttı." diye konuştu.

Tüm iddialarının dökümanları, belgeleri olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, 81 ilde suç duyurusunda bulunduklarını ancak hiçbir savcının dava açmadığını söyledi.

- Zırhlı araç konusu

Başbakanlık tarafından suikast iddiaları üzerine kendisine tahsis edilen zırhlı aracın sorulması üzerine ise Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Zırhlı araca binmiyorum. Biz siyasetçiyiz. Sürekli arabanın içinde değiliz ki. Bazen otobüsün üzerindeyiz, bazen kahvehanedeyiz... Suikast yapacak adam istediği zaman yapar. Otobüsün üzerinde konuşurken ben önünde kurşun geçirmez camların arkasında mı konuşayım? Garajda duruyor. Binmiyorum. Gün olur harman olur... Koşullar zorunlu kılar binersiniz ama şu anda öyle bir koşul ben görmüyorum."

HDP ile aynı çizgide göründükleri iddialarının hatırlatılması üzerine de Kılıçdaroğlu, "Biz, HDP ile hiçbir zaman ortak hareket etmedik. İktidar böyle göstermek istiyor. Ayrı siyasi partileriz. Aramızda fark var. MHP ile de AKP ile de fark var. Şöyle bir algı yaratmak istiyorlar. 'Milliyetçi cephe' diye. Milliyetçi olanlar Türkiye'nin bölünmesine karşı olurlar, milliyetçi olanlar, vatana, bayrağa sahip çıkarlar." dedi.

- "6 okumuzdan biri milliyetçilik"

CHP'nin 6 okundan birisinin milliyetçilik olduğuna vurgu yapan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Biz ülkemizi, bayrağımızı, Türkiye'yi seviyoruz, biz de sonuna kadar milliyetçiyiz. Biz, 'başkanlık gelmezse Türkiye bölünür' diyen bir zihniyetten Türkiye'yi kurtarmak istiyoruz. Bütün milliyetçileri de ülkücüleri de davet ediyorum; Türkiye'yi bölünmekten kurtarmak istiyorsanız buyurun gelin kardeşim, hep beraber mücadele edelim. Bu ülkede hepimize, her düşünceye yer var. Türkiye bizim sevdamızdır. Ben hiçbir zaman 'anayasanın ilk 4 maddesi değişsin demedim'. Ama onlar 'değiştireceğiz' diyorlar. Ben, MHP ile Sayın Bahçeli’yi ayırmak istiyorum. MHP'nin tabanında ciddi rahatsızlık var. Tamamında mıdır değil midir onu bilmem ama ben şundan eminim; ülkesini seven, vatanını seven herkes bu anayasa değişikliğine 'hayır' diyor. Ülkücülerle de milliyetçilerle de konuşuyoruz. Dünyamız farklı olabilir ama ülkemizi sevme konusunda beraberiz."

- "Oyunuz niye artmıyor?"

"Çizdiğiniz tablo felaket bir ülke tablosu. Böyle bir tabloda muhalefet oy kazanır. Niye oyunuz artmıyor?" sorusuna "AKP şu anda bir erime sürecine girmiştir." yanıtını veren Kılıçdaroğlu, bunun açıkça sokakta görülebileceğini savundu.

Vatandaşın işsizlikten şikayet ettiğini ve "artık yeter" dediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, "Yeter diyor vatandaş, bıktık diyor, geldiğimiz nokta bu. Oy alma konusunda eğer bir eksik varsa o eksiklik bizde. Yeteri kadar gitmedik o zaman. Siz eğer samimiyseniz bütün ön yargıları kırabilirsiniz. İnsanların bilmemesi bizim kabahatimiz." değerlendirmesini yaptı.

Hiç oy almadıkları bir köye gittiğini ve seçimlerde 2 oy aldıklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, şimdi ise o köyde 8 üyeleri olduğunu ifade etti.

Kılıçdaroğlu, CHP olarak kendisi bile başkan olsa anayasa değişikliğine karşı olduklarını vurguladı.

Referandumda başarısız olması durumunda genel başkanlığı bırakıp bırakmayacağının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Bu bir seçim değil. Demokrasiyi oyluyoruz biz." değerlendirmesinde bulundu.

"Yeni değişikliğin kabul olması durumunda ilerde cumhurbaşkanlığına aday olur musunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Referandumdan 'evet' çıkmayacak 'hayır' çıkacak. Bu kadar eminim. Neden? Çünkü bu ülke bu kadar sahipsiz değil. Bu ülkenin vatandaşları nasıl milli Kurtuluş Savaşı'nda Meclise sahip çıkmışsa yine kendi meclislerine sahip çıkacaklardır. Kendi iradesine sahip çıkacaktır. Milletin sağduyusuna güveniyorum. Neden, millet egemenlik hakkını başkasına devretsin? Bir kişiye egemenlik devredilemez, dünyada böyle bir örnek yok. Bir kişi milleti temsil edemez. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir."

AA

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler