HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Uğur Kurt'u vurup GBT'sine bakmışlar

İstanbul Okmeydanı’nda, cemevi avlusunda bekleyen Uğur Kurt adlı yurttaşın, polisin açtığı ateş sonucu hayatını kaybetmesine ilişkin davada, iki skandalı ortaya çıkaran ses kayıtlarına ulaşıldı.

Uğur Kurt davasında ulaşılan ses kayıtları, Kurt'un vurulmasından sonra polislerin zırhlı araç içindeki kayıtları izlediklerini ve bir polis şefinin Uğur Kurt'un sabıkalı olup olmadığına bakılması talimatı verdiği ortaya çıkardı.

Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre, İstanbul Okmeydanı’nda, cemevi avlusunda bekleyen Uğur Kurt adlı yurttaşın, polisin açtığı ateş sonucu hayatını kaybetmesine ilişkin davada, iki skandalı ortaya çıkaran ses kayıtlarına ulaşıldı. Cinayetten sonra polisin, Genişletilmiş Bilgi Taraması (GBT) sistemi üzerinden sorgulama yaparak, Kurt’un sabıkalı olup olmadığına baktığı anlaşıldı. Ayrıca sanık polis S.K. ve babası E.K.’nin de hazır bulunduğu ortamda zırhlı araç kamerası görüntülerinin izlendiği ve ileri geri alındığı belirlendi. Kurt Ailesi’nin avukatları, kendi imkanlarıyla hazırladıkları ses ve görüntü dosyasını 19 Şubat’ta görülecek duruşmada mahkeme heyetine izletecek.

Kurt’un ölümünden sonra, birinde, ateş eden polis S.K.’nin de bulunduğu iki ayrı ‘Şortland’ adlı zırhlı aracın kameralarına ait kayıtlar, soruşturma dosyasına konmuştu. Kurt Ailesi’nin avukatları Aslı Kazan Gilmore ve Serdar Laçin, farklı açılara bakan kameralardan bazılarının ses kaydı yaptığını fark etti. Bunun üzerine ses kayıtları ile kamera görüntülerini örtüştüren avukatlar, dosyaya damgasını vuracak iki kanıta ulaştı.

İki zırhlı araç, Kurt’un ölümünden sonra Cemal Kamacı Spor Salonu’nun bulunduğu alana çekilmişti. Eldeki kayda göre, buradaki araç içerisinde, sanık polis S.K. ile Kağıthane Emniyet Müdürlüğü’nde görev yapan babası E.K.’nin eşliğinde inceleme yapılıyor. Bu sırada, aracın kamera kayıtları açılıyor ve görüntüler ileri geri alınarak, olay anı izleniyor. Polisler kamera görüntülerine ve olayın oluş saatine ilişkin konuşuyor. Aralarında şu diyalog geçiyor:

“- Bu en başı mı?
- En başı
- Olayın olduğu zamana gelsene
- Ne kadar zaman sonra oluyor bunlar?
- Zaten fazla sürmüyor. Burada fazla durmuyoruz.”

İZLEYİP KARARTTILAR MI?

Bu arada polis şefi, ‘Nebil’ adlı polis memuruna seslenip Uğur Kurt’u kastederek, “Şahsın kaydına bakalım” diyor. ‘Nebil” adlı polis, “Vefat edenin mi?” diye soruyor. “Nebil” adlı polisler de “İsmi var ama soy ismini almamışlar” şeklinde konuşuyor. Daha sonra telsizden, Kurt’un TC kimlik numarası aktarılıyor. ‘Nebil’ adlı polisin de bu numaraya göre, Kurt’un Genişletilmiş Bilgi Taraması’na (GBT) baktığı, sabıka ya da suç kaydı olup olmadığını incelediği anlaşılıyor. Görüntüler, amir ve memurların kamera kayıtlarını incelemesiyle devam ediyor. Kendi aralarında, kamera kayıt cihazının saatiyle ilgili bir problem olduğuna ilişkin sohbet sürüyor. Olayın oluş saati S.K. tarafından 11:37 ya da 38 suları olarak veriliyor.

Avukat Gilmore, daha önce S.K.’nin de içinde bulunduğu zırhlı araca ait kemara kayıtlarında, Kurt’un ölümünden 15 dakika önce başlayan bir kararmanın meydana geldiğini belirtiyor. Aracın Kağıthane Emniyet Müdürlüğü’ne ait olduğunu belirten Gilmore, sanık polis S.K.’nin babasının burada görevli olduğunu hatırlatıyor. Gilmore, olay anı görüntülerin sanık polis ve babasının eşliğinde izlediğini, bu durumun Kağıthane Emniyeti tarafından gönderilen görüntülerin kasıtlı şekilde bozulduğuna ilişkin kuşkuları arttırdığını söyledi. Gilmore, “Emniyet’in cinayeti aydınlatırken, failler polis olduğunda tam tersi bir yol izlediğini, öldürülen kişinin kimlik numarasını sorgulatarak cinayeti karartma yollarını aradığını gözler önüne seriyor. Sabıka kaydına rastlanılsa suçlu algısı yaratılacağı ve o duruma uygun bambaşka bir savunma geliştirileceği anlaşılıyor” dedi.

KAMERA CİHAZININ KABLOSU KESİLDİ
İstanbul ’da, 22 Mayıs 2014’te Okmeydanı Cemevi’nde cenaze bekleyen Uğur Kurt adlı yurttaş, Terörle Mücadele Şubesi’nde görevli polis memuru S.K.’nin silahından çıkan kurşunla vurularak öldürülmüştü. Kurt’un vurulduğu anda S.K.’nin, Kağıthane Emniyet Müdürlüğü’nde görevli babası E.K.’nin de olay yerinde olduğu anlaşıldı. Polis S.K. hakkında “kasten öldürme” iddiasıyla İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
Soruşturma kapsamında, S.K.’nin içinde bulunduğu “Şortland” adı verilen zırhlı araçtaki kamera kayıtlarının, Kurt’un ölümünden 15 dakika önce karardığı ve ekranda simgelerin belirdiği anlaşıldı. Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Bilişim ve Teknoloji Suçları Şubesi’nin raporunda, simgelerin “kameranın kendisinden mi geldiği yoksa kullanıcı tarafından mı yapıldığının” belirlenemediği anlatıldı ve DVR cihazı ile kamerayı kontrol eden ekipmanın incelenmesi gerektiği ifade edilmişti. Kağıthane Emniyeti de aracın kamerasını, monitörünü ve keybordunu mahkemeye teslim etti. Adli Tıp’taki incelemede, “PTZ kamera bağlantı kablosunun, kameranın altındaki çıkış noktasına çok yakın bir yerden kesilmiş olduğunu” belirtti. Emniyeti ise “Kablo bağlantılarını sökmedik” dese de kamera, monitör ve keybordla birlikte zırhlı aracın kendisi Adli Tıp Kurumu’na gönderilerek incelendi.

Yerel Seçim 2024


En Çok Aranan Haberler