Ramazan Bayramı için beslenme uyarılarında bulunan Diyetisyen Sena Genç, “Bayramın ilk gününe hafif bir kahvaltıyla başlanmalıdır. Bayram ziyaretlerinde kahve ve çay tüketimini sınırlandırın. Fazla miktarlarda çay ve kahve tüketildiği takdirde metabolizma yavaşlaması, çarpıntı, mide yanması gibi sorunlar yaşanabilir” dedi.
Sağlıklı bir yaşam sürdürmek için beslenme alışkanlıklarımıza dikkat etmek ve vücudumuza zarar veren maddelerden kaçınmak önem arz ediyor. Uzmanlar, insan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olan içecekleri belirleyerek dünyanın en zararlı içeceklerini sıraladı. Bu içecekler, metabolizma, kalp sağlığı ve genel sağlığa ciddi zararlar verebilecek içeriklere sahip. İşte uzmanların tespit ettiği ve kesinlikle uzak durmanız gereken 7 içecek...
Proteinler (et, tavuk, balık, yumurta, kurubaklagiller), yağlı tohumlar (badem, kabak çekirdeği, fındık), acı biber, kahve, yeşil çay, zencefil, kakao, sirke ve tarçın gibi gıdaların metabolizma hızını az da olsa artırmaya yardımcı olabileceğini ifade eden Uzman Diyetisyen Mısra Beste Köleoğlu, “Ancak bu gıdaları daha çok tüketmek kilo vereceğinizi garanti etmez. Bu besinler, düzenli egzersizle birlikte kilo kaybını teşvik etmek için dengeli bir diyetin tamamlayıcısı olarak görülmelidir” dedi.
Sağlıklı beslenme ve spor yapmanın yanı sıra bazı bitkisel çayların tüketimi de metabolizmayı hızlandırmaya destek oluyor. Az bilinen bu çaylar hem hem metabolizmayı hızlandırıyor hem de cayır cayır yağ yakıyor. İşte metabolizma canavarı çaylar...
Spor hayatın içinde sınırları oldukça geniş ve belirlemesi zor bir kavramdır. Örneğin belli bir tempoda yürüyüş yapmak da bir çeşit spordur. Sağlıklı bir vücut için spor yapmak kadar sporun süresi, dinlenme, beslenme ve uyku da önemlidir. Kişinin yaşı, kilosu, cinsiyeti, fiziksel ve ruhsal durumu, yaşam tarzı, metabolizma hızı gibi değişkenler kişinin spot kapasitesini değiştirir. Özellikle spora yeni başlayanlar "Her gün spor yapılır mı?" sorusuna cevap arar. Peki, her gün spor yapılır mı?
Fiziksel aktivitelerin azalması ya da hiç yapmamakla birlikte sağlıksız ve düzensiz beslenme gibi alışkanlıklar, insanı olumsuz anlamda etkiler. Bu alışkanlıkların olmasından doğan sonuçlar kalitesiz bir yaşamı da beraberinde getirir. Aynı zamanda bazı hastalıklara da neden olur. Vücudun ödem toplaması da bu sonuçlardan biri olarak karşımıza çıkar. Ödemin vücuttan atılması adına da yapılan çeşitli diyet ve içecek tarifleri vardır. Metabolizma hızlandırıcı ve ödem attırıcı içecek tarifi!
Bayındır İçerenköy Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Ferhan Mantar: - "Yeterli ve dengeli beslenme, fonksiyonel durumun sürdürülmesi ve sakatlıklardan korunmada önemli bir hale geliyor" - "Deneysel çalışmalardan elde edilmiş veriler, uygun egzersiz uygulamasının yaşlanan kastaki biyokimyasal parametreleri iyileştirdiğini gösteriyor"
Covid-19 pandemisinde artış gösteren hareketsizlik ve sağlıksız beslenme alışkanlığı diyabette de artış yaşanmasına neden oldu. Bu noktada diyabetin sinyallerini takip etmek önemli bir hal aldı. Diyabete karşı önlem alarak r iski azaltmanın mümkün olduğunu söyleyen Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Bilge Ceydilek, diyabetin organ fonksiyonları geri dönüşümsüz bozabildiğine dikkat çekti.
Ramazan ayı öğün sayısındaki azalma ve saat değişiklikleri sindirim ve kilo problemini beraberinde getiriyor. Beslenme düzenindeki değişikliklerle birlikte daha fazla yeme eğilimine girdiğimiz Ramazanda ay boyunca metabolizma yavaşlıyor, kilo alımı kaçınılmaz oluyor. Ancak bazı önlemler alınarak Ramazanı rahat şekilde geçirmek mümkün.
Bayındır Kavaklıdere Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölüm Başkanı Uzm. Dr. Şen Ilgın: - "Tüm dönemlerde vazgeçilmez tedavi bileşeni, yaşam tarzı değişikliğidir. Yaşam tarzı değişikliğinin iki bileşeni olan beslenme alışkanlıkları ve fiziksel aktivite için öneriler, bireyin özelliklerine göre bireysel olarak belirlenmelidir" - "Diyabet hastalığının klasik belirtileri çok su içme, sık idrara çıkma, çok yemek yeme veya iştahsızlık, halsizlik, çabuk yorulma, ağız kuruluğu, gece idrara çıkma" - "Daha az görülen belirtiler ise bulanık görme, açıklanamayan kilo kaybı, inatçı enfeksiyonlar, tekrarlayan mantar enfeksiyonları ve kaşıntı"
Hacettepe Üniversite Hastaneleri Beslenme ve Diyetetik Hizmetleri Müdürü, Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Diyetisyeni Meral Mercanlıgil, diyetisyenin sadece obez hastayı zayıflatan kişi olmadığı söyledi.SANKO Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Elanur Yılmaz Akay, "Bayram ziyaretleri olmayacağı için evde egzersiz yapmanız fiziksel aktivitenizi yükseltecek oruç nedeniyle azalan metabolizma hızının artmasına yardımcı olacaktır" dedi.Büyük Anadolu Hastaneleri Beslenme ve Diyetisyen Uzmanı Elanur Yılmaz Akay, Ramazan Bayramı’nda sağlıklı beslenme önerilerinde bulundu.
Oruç tutanlar için beslenme önerilerinde bulunan Beslenme ve Metabolizma Ana Bilim Dalı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Selda Fatma Bülbül, "Yumurtanın sahurda mutlaka bulunması, hem kaliteli protein olması açısından, hem bağışıklığı güçlendirmek, hem de uzun süreli tok tutması açısından bizim önerdiğimiz bir şey" dedi.
Diyetisyen Merve Tuysuz, kış aylarında kilo alma korkusunun birçok kişinin derdi olduğunu belirterek, kışın alınan kiloların can sıktığını söyledi.Erzincan’da MT Beslenme & Diyet Danışmanlık Merkezi olarak online üzerinden de hizmet veren Diyetisyen Merve Tuysuz, kışı kilo almadan geçirmeyi sağlayacak şu önerilerde bulundu;Metabolizmanızı hızlandırınKış aylarında vücut ve metabolizma kendini koruma altına almıştır ve daha yavaş çalışmaya başlar.
Endokrinoloji ve metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr.
Günümüzde hızla artan fast food tarzı beslenme, reaktif hipoglisemi adıyla bilinen bir çeşit şeker düşüklüğü durumuna yol açıyor. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Karakaş, "Özellikle yemeklerden 2 saat sonra ortaya çıkan yeniden acıkma hissi, tireme, fenalık geçirme gibi durumlar şeker düşüklüğünün habercisi olabilir” dedi.
14 Kasım Dünya Diyabet Günü kapsamında, diyabet farkındalığını artırmak ve bu konuya dikkat çekmek amacıyla GAÜN Hastanesi’nde hastaneye gelen vatandaşların bilinçlendirilmesi için sağlıklı beslenme standı, ücretsiz kan şekeri ölçümü standı ve ayak sağlığı merkezi(podoloji) standı açıldı.Standa gelen vatandaşlara gerekli bilgilendirmelerin ve kan şekeri ölçümlerinin yapılmasının ardından, hastane oditoryumunda “Diyabet ve Aile” konulu toplantı düzenlendi.Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı, Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Erişkin Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı ile Diyabetle Yaşam Derneği Gaziantep şubesi iş birliğinde düzenlenen programda diyabetle ilgili tüm merak edilenler konuşuldu.
Kanser hastalarının aldıkları tıbbi tedavi kadar hastalıkları ve metabolizma durumlarına göre kişiye özel beslenme kürleri olması gerektiğini anlatan İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Canfeza Sezgin, bu şekilde metabolizmanın güçlendirilirken kanser hücrelerinin aç bırakılarak daha kolay yok edildiğini belirtti. İşte Onkoloji uzmanından kanser hastaları için beslenme önerileri.
KANSER hastalarının aldıkları tıbbi tedavi kadar hastalıkları ve metabolizma durumlarına göre kişiye özel beslenme kürleri olması gerektiğini anlatan İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof.
Kanser hastalarının aldıkları tıbbi tedavi kadar hastalıkları ve metabolizma durumlarına göre kişiye özel beslenme kürleri olması gerektiğini anlatan İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Canfeza Sezgin, bu şekilde metabolizmanın güçlendirilirken kanser hücrelerinin aç bırakılarak daha kolay yok edildiğini belirtti. Prof. Dr. Sezgin, kanser hastalarının en büyük hatasının alternatif tıp diyerek doktor kontrolünde olmadan bitkisel tedavilere yönlenmek olduğunu vurguladı.
Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ayşegül Atmaca: - "Obeziteyle mücadelede beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi gerekiyor. Bunun önce kafada değiştirilmesi gerekir. Beslenme alışkanlıklarımızı değiştireceğimizi kendimize kabul ettirerek başlamamız gerekiyor"
Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ayşegül Atmaca: - "Obeziteyle mücadelede beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi gerekiyor. Bunun önce kafada değiştirilmesi gerekir. Beslenme alışkanlıklarımızı değiştireceğimizi kendimize kabul ettirerek başlamamız gerekiyor"
Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ayşegül Atmaca: - "Obezite tedavisindeki kilit yol, sağlıklı beslenme ve yaşam tarzı değişikliğinin kazanılmasıdır. Tedavinin her aşamasında hekim, hemşire, diyetisyen, psikolog ve ailenin iş birliği içinde olması gerekmektedir" - "Obezite, sadece kozmetik bir sorun değil, karmaşık ve çok faktörlü bir hastalıktır. Obezite tedavisinde sırasıyla egzersiz, diyet, davranışsal tedavi, ilaç ve cerrahi yöntem gelir"
Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ayşegül Atmaca: - "Obezite tedavisindeki kilit yol, sağlıklı beslenme ve yaşam tarzı değişikliğinin kazanılmasıdır. Tedavinin her aşamasında hekim, hemşire, diyetisyen, psikolog ve ailenin iş birliği içinde olması gerekmektedir" - "Obezite, sadece kozmetik bir sorun değil, karmaşık ve çok faktörlü bir hastalıktır. Obezite tedavisinde sırasıyla egzersiz, diyet, davranışsal tedavi, ilaç ve cerrahi yöntem gelir"
Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kliniği Eğitim ve İdari sorumlusu Prof. Dr. Mustafa Altay, yaklaşan Kurban Bayramı dolayısıyla beslenme ve dikkat edilmesi gereken durumlar hakkında açıklamalarda bulundu.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Altay: - "Kurban Bayramı'nda şeker, yüksek tansiyon, kalp damar ile kronik böbrek hastaları mümkün olduğunca yağsız ya da az yağlı tercih ettikleri eti az miktarda tüketmelidir. Çünkü yağlı etlerin doymuş yağ ile kolesterol içeriği daha yüksektir ve kalp, beyin gibi önemli organlarda damar tıkanıklığı, tansiyon yükselmeleri, kan şekeri kontrolünün bozulması ve böbreklere yük artışı gibi olumsuz sonuçlar doğurabilir" - Medicana Çamlıca Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Gökçe Şirin: - "Sağlıksız beslenme obezite, diyabet, tansiyon, inme ve kalp damar gibi birçok sağlık sorununa yol açar. Düzensiz beslenme herkes için zararlı olduğu gibi kilo problemi olan, ailesinde kalp rahatsızlığı öyküsü bulunan, tansiyon ve kalp damar hastaları ile mide ve bağırsak sistemi rahatsızlığı yaşayan kişilerde hayati tehlike yaratabilecek risktedir" - Medicana Çamlıca Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Safiye Arık: - "Yağlı etlerin doymuş yağ ve kolesterol oranı yüksek olduğu için diyabet ve yüksek tansiyon gibi kronik hastalığı olan kişiler eti aşırıya kaçmadan kısıtlı tüketmelidir. Bayram ziyaretlerinde özellikle diyabeti olan hastalar şerbetli tatlıdan kaçınmalı, mümkünse az şekerli, sütlü ve doğal tatlıları tercih etmelidir"
Medicana International İstanbul Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Yıldız Melek Aksoylu: - "Kimyasal maddeler zamanla birikerek toksik etkiler gösterir. Bu da metabolizmayı olumsuz etkiler. Kan dolaşımını yavaşlatır, vücutta ödem ve şişkinlikler başlar, cilt bozuklukları ortaya çıkar, oksijen ve besin maddeleri hücrelere ulaşamaz. Böylece daha çok yemek isteriz" - "Detoks yapan bireylerin ilk amacı kilo kaybı değil, yenilenmek olmalı. Temizlenen metabolizma daha hızlı çalışır. Yenilenir, canlanır. Bu da dolaylı olarak kilo vermeyi destekler" - "Detoks, yılda 2 kere nisan ve ekim aylarında yapılabilir. Kişiye göre değişse de 3-4 gün yeterli oluyor, çok uzun süre önermiyoruz. Sadece sıvı detokslar kişileri zorluyor, o yüzden maksimum bir günlük yapılabilir" - "Kişi kahvaltı yapmadan dengesini koruyabiliyorsa kahvaltı yapmak zorunda değil. Beyin, enerjisini her şekilde buluyor. Kişi, kahvaltı yapmadan bir problemi yoksa böyle devam edebilir"
Beslenme ve Diyetetik Doktoru Işıl Turgay Canbolat bir aylık Ramazan ayının ardından bayramda nasıl beslenilmesi ve nelerin tüketilmesi gerektiği konusunda önerilerde bulundu.Ramazan ayında günlük 17 saate yaklaşan oruç süresinin ardından uzun süreli açlık nedeniyle metabolizma hızının yavaşladığını söyleyen Gaziantep Medikal Park Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Doktoru Işıl Turgay Canbolat, bayram süresince dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında açıklamalarda bulundu.“Öncelik vücudun kaybettiği nemi dengelemek olmalı”Ramazan bayramında vatandaşların bir aylık dinlenmenin ardından metabolizmaya çok yüklenmemesi gerektiğini ve önceliğin bu sürede kaybolan nemin dengelenmesine verilmesi gerektiğini aktaran Klinik Diyetisyeni Işıl Turgay Canbolat, “Ramazan Bayramı’nda öncelikle vücudun bir ay boyunca kaybettiği nemin dengelenmesi büyük bir önem taşıyor.
Gaziantep Özel Anka Hastanesi Diyetisyeni Merve Harputluoğlu, Ramazan süresince yavaşlayan metabolizmanın bayramda alınacak kalorisi yüksek besin ve şekerlemelerle riske girebileceğine dikkat çekerek, sağlıklı beslenme konusunda uyarılarda bulundu.Oruç süresince yavaşlayan metabolizma hızının, bayramda tüketilen yüksek kalorili gıdalara ayak uyduramayınca, çeşitli sağlık sorunlarının ortaya çıkabileceğini belirten Gaziantep Özel Anka Hastanesi Diyetisyeni Merve Harputluoğlu, sağlıklı ve sorunsuz bir Ramazan Bayramı geçirmek isteyenler için beslenme önerilerinde bulundu.
Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Doç. Dr. Elvan Yılmaz Akyüz: - "Uzun süre açlık sonrası fazla besin tüketimi, midede gerginlik hissi oluşturur. Hazımsızlık, kan şekerinde dalgalanma ve tansiyon gibi problemlere neden olabilir" - "Bunu önlemek için tek seferde büyük porsiyonlar yerine, iftarda ve sonrasında azar azar küçük porsiyonlar şeklinde beslenilmelidir. İftara hurma, peynir, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlanılması, 15-20 dakika sonra az yağlı kırmızı ya da beyaz et, sebze yemeği veya salatayla devam edilmesi uygun olacaktır" - Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Mutlu Niyazoğlu: - "İftar ve sahur arasında yaklaşık 7 saat kadar bir süre kaldığından sadece iftar yapıp sahuru su ile geçiştirmek hata olur, mutlaka sahura kalkılmalıdır. Aksi halde gün boyu yaşanacak baş ağrısı, halsizlik ve hastalık hissi yakamızı bırakmaz. Sahurda yine ağır tuzlu ve yağlı yiyeceklerden kaçınmalı, susuzluk çekmeyeyim diye litrelerce su içilmemelidir"
Uzmanlar, orucun getireceği sıhhatten yeterince faydalanılabilmesi için sağlıklı, dengeli ve porsiyon kontrolüne dikkat edilerek hazırlanan beslenme programının önemine dikkati çekiyor - Endokrinoloji, Diyabet ve Metabolizma Uzmanı Prof. Dr. Abdülkadir Ömer: - "Posa içeriği yüksek gıdaların tüketilmesi, kan şekerinin daha yavaş yükselmesi ve yemekten saatler sonra ortaya çıkacak şeker düşüklüklerini önlemede çok yardımcıdır. Şeker düşüklüğü, baş ağrısı, halsizlik bitkinlik gibi belirtilere yol açabilir" - İç Hastalıkları ve Metabolizma Uzmanı Dr. Ayça Kaya: - "Eğer doğru yiyecekleri, doğru miktarlarda tüketecek şekilde oruç tutmayı başarırsak hem ibadetimizi yapmış oluruz hem de vücudumuza sıhhat kazandırmış oluruz" - Beslenme ve Diyet Uzmanı Arif Kaçan: - "Dengeli bir beslenme, hafif egzersizler ve düzenli uyku ile vücut ramazanda zararlı fazlalıklarından arınarak kendini yeniler, mide-bağırsak sistemi dinlenir"
Uzmanlar, oruç tutmaya karar veren diyabetli kişilerin ramazandan 1-2 ay önce sağlık profesyonelleri tarafından risk değerlendirmesinin yapılması gerektiğine dikkati çekiyor - Oruç tutmasında sakınca görülmeyen hastanın tedavisinin uygun şekilde düzenlenmesi gerektiğine işaret eden uzmanlar, bu konuda hekim tavsiyesinin öneminin altını çiziyor - Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Seda Sancak: - "Oruç tutmasında sakınca bulunmayan diyabetik bireylerin oruç sırasında doktor ve diyetisyen yardımıyla günlük kalori miktarı ayarlanmış ve ramazan ayına göre güncellenmiş bir beslenme programı uygulaması gerekmektedir" - "Özellikle tip 1, insülin kullanan tip 2, diyabetleri kötü kontrol altında olan, kan şekerleri çok yüksek veya çok düşük seyreden kişilerin oruç tutmaları önerilmemektedir. Bu kişilerin oruç tutmaları sakıncalı olabilir" - Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Selda Çelik: - "Oruç tutmaya karar veren diyabetlinin mutlaka ramazan ayından 1-2 ay öncesinde sağlık profesyonelleri tarafından risk değerlendirmesi yapılarak risk grubuna göre önerilerde bulunulması son derece önemlidir. Risk değerlendirmesi yapıldıktan sonra oruç tutması uygun olan diyabetlinin tedavisi tekrar uygun bir şekilde düzenlenmeli, ramazan ile ilgili diyabet eğitimi planlanmalıdır"
Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkanı Prof. Dr. Füsun Saygılı: - "Toplum olarak çok fazla oturgan ve yeme odaklı bir eksene doğru kayıyoruz. Biz yaşam biçimi yanlış olan bir topluluk olduk. Yemek bir zevktir ama bunu abartan bir toplum olduk çünkü yemek yeme konusunda uyaranlarımız çok fazla ve genellikle de bunlar kaloriden yoğun besinler" - "Akdeniz tipi beslenme alışkanlığını kazanmamız lazım"
Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkanı Prof. Dr. Füsun Saygılı: - "Toplum olarak çok fazla oturgan ve yeme odaklı bir eksene doğru kayıyoruz. Biz yaşam biçimi yanlış olan bir topluluk olduk. Yemek bir zevktir ama bunu abartan bir toplum olduk çünkü yemek yeme konusunda uyaranlarımız çok fazla ve genellikle de bunlar kaloriden yoğun besinler" - "Akdeniz tipi beslenme alışkanlığını kazanmamız lazım"
“Kilo vermek istiyorsanız kahvaltı yapın.” diyen Dr. Sinan Akkurt, kahvaltının metabolizmayı hızlandırıcı etkisine dikkat çekti. Dr. Akkurt, “Metabolizma hızı sabit değil elastiktir; uygun beslenme, hidrasyon, egzersiz ve takviyelerle yükselebilir ve doğal olarak incelmenize yardımcı olabilir.” diyerek metabolizma hızlandırmaya yönelik öneriler paylaştı.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Beslenme ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı tarafından Fenilketonüri (FKÜ) hastaları ve hasta yakınlarına yönelik bilinçlendirme amaçlı “Düşük Proteinli Lezzetler, 1.
Besin ilaç etkileşimi ile ilgili detaylı bilgiye sahip olunmasının oldukça önemli olduğunu düşünen bilim insanları, bazı besinlerin bazı ilaçlarda tüketilmesi durumunda tam tersi sonuçlara yol açabildiğini söylüyor. Besinler bazı ilaç türleriyle bir araya geldiğinde etkileşime girdiğini, bunun da metabolizma davranışlarını değiştirdiğini söyleyen cıbadem Kozyatağı Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Nur Ecem Baydı Ozman;, en yaygın görülen besin-ilaç etkileşimlerini anlattı.
Otizmli çocukların yaşamlarında önemli bir basamağı oluşturan özel eğitimin daha etkili olabilmesi için, bireyin beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi fikrinden yola çıkan Çocuk Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Hasan Önal'ın girişimleri sonucunda, Türkiye'nin ilk "Otizm Beslenme Kliniği" kuruldu - Doç. Dr. Hasan Önal: - "Otizmli çocuklarda çok ciddi beslenme sorunları olabiliyor. Bir kısmı çiğnemeyi bilmiyor, tek çeşit belirli gıdalarla besleniyor, karın şişkinlikleri, kabızlık ve ishal yakınmaları var" - "Bazı gıdalara karşı hassasiyetleri mevcut. Beslenme iyi olmayınca çok sık hasta oluyorlar ve çok antibiyotik kullanıyorlar. Eğitim alırken beslenme sorunları çok fazla olursa, almış oldukları eğitim de yeterince etkili olmuyor"
Kış mevsiminde vücut ve metabolizmanın kendini koruma altına alarak daha yavaş çalışmaya başladığını belirten Diyetisyen Tuğba Sözer, sağlığın korunması ve bağışıklık sisteminin desteklenmesini sağlamak için yeterli ve dengeli beslenmeye kış aylarında daha fazla özen gösterilmesi gerektiğini söyledi.Denizli İl Sağlık Müdürlüğü Diyetisyeni Tuğba Sözer, öncelikle güne sağlam bir kahvaltı ile başlanılması gerektiğini vurgulayarak böylece hem soğuk havalarda vücut direncinin korunacağını hem de metabolizma hızının yavaşlamasının engelleneceğini söyledi.
Kış mevsiminde vücut ve metabolizmanın kendini koruma altına alarak daha yavaş çalışmaya başladığını belirten Diyetisyen Tuğba Sözer, sağlığın korunması ve bağışıklık sisteminin desteklenmesini sağlamak için yeterli ve dengeli beslenmeye kış aylarında daha fazla özen gösterilmesi gerektiğini söyledi.Denizli İl Sağlık Müdürlüğü Diyetisyeni Tuğba Sözer, öncelikle güne sağlam bir kahvaltı ile başlanılması gerektiğini vurgulayarak böylece hem soğuk havalarda vücut direncinin korunacağını hem de metabolizma hızının yavaşlamasının engelleneceğini söyledi.
Çocuk Beslenme ve Metabolizma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Turgay Coşkun: - "Gaucher hastalığının belirtileri, Gaucher hücrelerinin vücutta birikerek artmasına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Gaucher hücreleri genellikle dalak, karaciğer ve kemik iliğinde birikir. Belirtiler herhangi bir yaşta ortaya çıkabileceği gibi çocukluk ya da yetişkinlik döneminde fark edilir" - Prof. Dr. Neslihan Önenli Mungan: - "Gaucher hastalığının tedavisinde enzim yerine koyma ve madde eksiltme olmak üzere iki yöntem uygulanmaktadır. Enzim yerine koyma tedavisiyle büyük bir ilerleme sağlanmıştır. Bu tedavinin esası, vücudun üretemediği enzimin dışarıdan verilmesidir. Madde eksiltme tedavisi dediğimiz yöntemde ise, enzimin işleyeceği madde miktarının azaltılması hedeflenir"
Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneğinin araştırması, diyabet hastalarının istenilen kan şekerine ulaşamadığını, hastaların kan basıncı ve kan yağlarını da kontrol edemediklerini ortaya çıkardı - Dernek Diyabet Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Alper Sönmez: - "Diyabet hastalarımızda üç ayda bir şeker kontrolü hedeflerine bakarız. Tip 1'lerin sadece yüzde 15'inde bu kontrolü sağlayabilmiş durumdayız. Bu da demek oluyor ki her 10 tip 1 diyabet hastasından sadece biri, yaklaşık olarak kan şekeri hedefine ulaşabilmiş durumdadır. Her 10 tip 2 diyabet hastasından ise sadece 4'ü hedefe ulaşmış, 6'sı ulaşamamış durumdadır" - "Hastalarımızın kontrolleri ve takipleri çok iyi yapılamadığı için onlar da beslenme alışkanlığı ve yaşam biçimlerini yönetmeleri konusunda çok başarılı değiller. Diyabetin tedavisi sadece ilaçla olacak bir tedavi değil. Bu bir yaşam biçimi hastalığı. Hastalarımızın yaşam tarzları da çok uyumlu görünmüyor. Her on diyabetli hastadan 2'si düzenli egzersiz yapıyor"
Uzmanlar, Kurban Bayramı'nda sürdürülen dengeli ve sağlıklı beslenmeyle olası sağlık sorunlarının önüne geçilebileceğini bildiriyor - Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Doç. Dr. Elvan Yılmaz Akyüz: - "Kurban Bayramı'nda etin yanında çikolata, şeker ve tatlı tüketimi de fazladır. Bu hem sindirim sistemini daha da zorlamakta hem de günlük tüketilmesi gereken yağ ve şeker miktarının çok üzerine çıkılmasına neden olmaktadır" - "Mide-bağırsak problemleri, kalp rahatsızlıkları olanlar, hipertansiyon, diyabet, böbrek hastaları gibi belli bir beslenme planı olan kişilerin diyetlerini bozmamaları gerekir" - Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Aydoğan Aydoğdu: - "Etin pişirilmesi esnasında katı yağların eklenmesi yerine kendi yağında pişirilmesi fazladan yağ maruziyetini önleyecektir" - "Mangalda etin yanmadan pişirilmesi gereklidir. Çünkü yanmış olan et kanserojen olabilmekte ayrıca direk ateş maruziyeti etin içeriğinde bulunan B1, B12 gibi vitaminlerin yapısını bozmaktadır"
Endokrinoloji, Diyabet ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Dilek Yazıcı: - "Kurban Bayramı'nda et tüketiminin fazla olmasından dolayı diyabet, şişmanlık, kalp-damar hastalığı, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği gibi sağlık sorunları olanların beslenme düzenlerine dikkat etmesi çok önemlidir. Bu kişilerin yiyecek seçimine ve porsiyon kontrolüne özen göstermesi gerekmektedir" - "Bayramda sakatat tüketimi de artmaktadır. Bu da özellikle kalp-damar hastalıkları, kolesterol yüksekliği ve diyabeti olan kişiler için sağlıklı değildir. Aynı şekilde tuz kullanımında da artış olabilir. Hipertansiyonu, kalp-damar hastalığı ve diyabeti olan bireyler bu nedenle dikkatli olmalıdır"
Uzmanlar, Ramazan Bayramı'nda beslenme düzenine dikkat edilmemesinin bazı sağlık sorunlarına neden olabileceği yönünde uyarıda bulunuyor - Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Seda Sancak: - "Ramazan Bayram'nda sağlığımızdan olmak istemiyorsak, ölçülü beslenmeyi öğrenmeliyiz. Hayatımızın her döneminde yeterli ve dengeli beslenme, sağlığın korunması ve geliştirilmesinde en önemli faktörlerden biridir" - Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Aydoğan Aydoğdu: - "30 gün oruç tuttuk, bayram boyunca mükafat olarak istediğimizi yiyebiliriz düşüncesi, doğru bir düşünce değildir. Ziyaretlerde bolca şeker, çikolata ve tatlı ikram edilmektedir. Bugün artık şeker tüketiminin ne kadar zararlı olduğu net olarak bilinmektedir. Mümkün olduğunca misafir şekerini hiç tüketmemek, çikolatayı ise kontrollü yemek gereklidir"
Ramazan’da beslenme düzeninin değişmesi, öğün sayısının ve sıvı tüketiminin azalması nedeniyle metabolizma hızı yavaşlarken, bayramda...
Kırıkkale Üniversitesi (KÜ) Tıp Fakültesi Beslenme ve Metabolizma Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Selda Bülbül,...
Bilim adamlarına göre, metabolizma oranımız 20 yaşından sonra her on yılda % 2 azalıyor. Ayrıca yaş aldıkça daha az hareket etme eğiliminde oluyoruz. Yavaş metabolizma, az fiziksel aktivite ve sağlıksız beslenme alışkanlıkları, orta yaşlı bir insanda kilo alma ve sağlık sorunlarına yol açabilir. Metabolizmanızı hızlandırmak ve kilonuzu kontrol altında tutmak için hangi adımları yapabileceğinizi görün.
BESLENME ve Diyet Uzmanı Ceyna Uysal, ramazan ayında uzun süren açlık süresinin metabolizma hızının yavaşlamasına neden olduğunu belirterek, iftar sonrasında spor yapılmasını tavsiye etti.