HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

3 bağımsızdan önemli açıklama

Ertuğrul Günay, 17 Aralık sonrasında AK Parti’den istifa eden diğer İzmir milletvekilleri İlhan İşbilen ve Erdal Kalkan ile birlikte Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi'ndeki basın toplantısı düzenledi.

Basın toplantısının sonunda soru-cevap kısmına geçildiği sırada eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay "AK Parti kadın kollarından arkadaşları da burada görüyorum" dedi ve ardından AK Partililerin protestosu başladı. Toplantıya gelen AK Parti Kadın Kolları üyeleri ve bazı partililer 'Recep Tayyip Erdoğan' ve 'Her yer Tayyip her yer Erdoğan' sloganları attı. Günay, sorulan bir soruya yanıt verirken yeni bir siyasi parti sinyali verdi. Günay 'Türkiye toplumu adalet istiyor. Partiler Karşılamazlarsa toplum yeni siyasi hareketleri bağrından çıkaracaktır' dedi.

İlk konuşmayı eski bakan Ertuğrul Günay yaptı.

''BAŞBAKAN SORUŞTURMANIN ÖNÜNÜ KESECEK YÖNTEMLERİ TERCİH ETTİ''

Günay şunları söyledi:

Biz geçen 2011 genel seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisi’nden İzmir milletvekili seçildik. Şu anda bağımsızız. Özgür ve bağımsız konumdayız. 17 Aralık’ta Türkiye siyasetinin bütünüyle yeniden gözden geçirilmesi gereken bir süreç başladı. Sayın Başbakan demokratik bir hukuk devletinde görülmedik şekilde bu soruşturmaların önünü kesecek yöntemleri maalesef tercih etti. Başbakan sürgünler ve atamalarla da yetinmedi. Hukuk devletinde işinize göre hâkim tayin edemezsiniz.

İNŞALLAH BU İDDİALAR DOĞRU DEĞİLDİR

Biz de temenni ederiz ki bu iddialar inşallah doğru değildir. Ama soruşturulsun. Ama bu iddialar soruşturulsun denilen herkesi sayın Başbakan düşman ilan etti. Hukukun hakkın yanında durmak yerde Sayın Başbakan adaletin işlemesi için değil engellenmesi için göğsünü siper etti. 2010 yılında halka vaat edilen bütün sözler çiğnenerek yeni bir HSYK yapısı yeni bir internet yapısı oluşturulmaya hukuk işlemez hale getirilmeye çalışıldı. Sayın Erdoğan hukuk devletine karşı örtülü bir darbe gerçekleştirmek istedi.

BİR PARALEL YAPI OLUŞTU AMA...

Bir paralel yapı oluştu ülkemizde ama paralel yapı hukuksuzluk ve adaletsizliği soruşturmaya çalışan bu emniyet ve adalet çevrelerinde değil başbakanın yakın çevresinde ve onun komutasında oluştu.

YOLSUZLUKLARI YAPANLARLA BİRLİKTE YOL ARKADAŞLIĞI YAPMAK İSTEMİYORUZ

Sesiz kalmak millete ihanet anlamına gelirdi. Bizim bir inancımız var. Alay edilmesini kesinlikle istemediğimiz inancımız bize haksızlıklar karşısında susmanın şeytanla işbirliği olduğunu söylüyor. Susmak kendimize olan saygımızdan bir şey kaybetmek anlamına gelecekti.
Yolsuzlukları yapanlarla birlikte yol arkadaşlığı yapmama isteğimizi vatandaşlarımızın anlayacağını düşünüyoruz.

YOLDAN SAPAN BİZ DEĞİLİZ

Yoldan sapanlar biz değiliz, yolsuzluklara tenezzül edenler. Dün TBMM’ye üç ay sonra fezlekelerin okunması için bir girişim yapıldı. Daha yazılmamış olan önü kesilmiş olan fezlekeler de var. Ama dört hatta beş tane var ki bunlar aylardır tutuluyor. İktidar partisi bunları alçak profil göstererek savuşturmaya çalıştı. Savcılıktan gelen bir belgenin TBMM’de okunmasına dahi bir milletvekili nasıl hayır der bunu milletin takdirine sunuyoruz.

Bize umut ışığı olarak gelen 10 gün sonra bir yerel seçim var. Umut ediyoruz ki milletimiz demokrasiye sahip çıktığını gösteren bir yol göstericiliği yapacaktır. İzmir haramzadelerin dağıttıklarına tenezzül etmeyecek bir vatan parçasıdır. İzmir ilk kurşunu atmış ilk isyanı başlatmış ve kendi kurtuluşu ile vatanın kurtuluşun simgelemiş bir kenttir. Biz o arkadaşlarla yolumuz ayırırken milletin çoğunluğu ile de yolumuza devam edeceğiz.

Günay'dan sonra sözü İlhan İşbilen aldı:

İnsanız beşeriz mutlaka sürçeriz. Yanlışlarımız olabilir. Ama bu yanlışlarda devam etme ve milletin huzurunda aynım şeyleri tekrar etme kabul edilecek bir şey değil. Beni en çok içinde bulunduğumuz böyle bir atmosferin hayret ve şaşkınlığımı arttıraraktan devam etmiş olması üzmekte. Keşke bunlar görülseydi bu 17’si başımıza gelmeseydi.

İşbilen'in açıklamalarının ardından Erdal Kalkan açıklamalarda bulundu:

Çok büyük bir şaşkınlık içindeyim 17 Aralık’tan bu yana. Ben Adalet ve kalkınma Partisi’ne Sayın Başbakan’ın yoğun ısrarlarıyla katıldım. 27 Nisan e-muhtırasına en sert tavrı koyanlardan biri Sayın Günay ve arkadaşlarıdır. Öyle bir süreçten geçiyoruz ki, şu an bakan olarak geçinenler kısa pantolonla gezinirken ben milletvekiliyim. Nereden başlayacağımı bilemiyorum. Siyasi iktidarın başında bulunanlar halka doğrulşar8ı söylemiyorlar. Türkiye cumhuriyeti vatandaşları büyük iftiralarla karşı karşıyalar.

Camide içki içildi, denildi belgeleri millete sunulamadı. Kabataş’ta türbanlı bacımız saldırıldı denildi kayıtlarda bunlar çıkmadı. İçişleri bakanı Ala’nın ne yaptığını hepiniz biliyorsunuz. Urla’da Sayın Günay’ın bakanlığı zamanında yıktırılma kararı alınan villalar 35 yıldır orada denildi, 2 yıl önce yapıldığı ortaya çıktı. Sayın Erdoğan kendisini bütün hukukun üzerinde bütün güçlerin üzerinde görmeye başladı. Bu seçimde iktidar değişmeyecektir ama ben halkımızın bir fren yapmasını bekliyorum.

Ertuğrul Günay:

Ben bir parti sadece liderin ismini benimserler bu doğru olmaz demiştim. Otobüslere bindirilip getirilmişler. İşte örneğini görüyoruz. Biz seçim kampanyasında bile kişileri putlaştırmayın, partinin ismi adalet ise adalet gibi herkese seslenen öğeleri kullanın dedik. Ama maalesef iktidardaki kişilerin ismini tabulaştıran anlayışın ülkeyi nereye getirdiğini görüyorsunuz. Yerel rakiplerine karşı gösteremediklerini daha düne kadar önlerinde ceket ilikledikleri kişiler önünde göstermeye çalışıyorlar. Bizim bunlardan bir pervamız yoktur. Sadece söyleyecek bir sözlerinin olmadığını belgelediler ve gittiler. Birilerine yaranmak ve birilerini gücü arkasına saklanarak aba altından sopa gösterme anlayışının geçmişte kaldığını düşünüyorduk ama değişmemiş demek ki. Onların ağa babaları 12 Eylül’cülerin önünde topuk vururken biz mücadele ediyorduk. Bu ülkeyi asker darbecilere bırakmadık sivil darbecilere de bırakmayız.

SORU & CEVAP

YENİ BİR SİYASİ OLUŞUMUN STARTINI MI VERİYORSUNUZ?

Yeni bir siyasete Türkiye’nin ihtiyacı var. İktidar ve muhalefetin kendisine bakması gerekir. Türkiye toplumunun demokrasiye ekonomik gelişmeye ihtiyacı var. Türkiye toplumu adalet istiyor. Bütün partiler buna bakacak. Kendilerini revize edecekler. Toplumun ihtiyacını görülerse yollarına devam edecekler. Karşılamazlarsa toplum yeni siyasi hareketleri bağrından çıkaracaktır. Bunun karşılanmaması halinde yeni bir çocuğun doğumunu buradan müjdeliyorum.

“BAKANLAR KURULUNU BİRİLERİNİN BAŞINA ÇALARDIM”

Bu yolsuzluk tartışmaları kazara benim görev yaptığım dönemde olsaydı ben o bakanlar kurulunu birilerinin başına çalar çıkardım oradan. Kazlıçeşme kuleleri ile ilgili tartışmalardan sonra yüksek sesli son tartışmamız Gezi Parkı’na o binaların yapılmaması, ağaçların kesişmemesidir.

Bizim Türkiye’de desteklediğimiz bir hareket yok. biz adaleti, hukuk, demokrasiyi destekliyoruz. Her siyasi ölçekte demokrasiyi ve hukuk devletini savunacak olan bir anlayışın çevresinde yurttaşlarımızın buluşması önce demokrasinin kurtarılması asıl hesaplaşmanın genel seçime bırakılmasını istiyoruz. Yerel seçimlerde iktidar partisine karşı güçlü seçenek neyse vatandaşlarımızın orada birleşmesini arzu ediyoruz. Özel bir siyasi partiyi işaret etmiyoruz. Kişisel hırçınlıklar ile arkadaşlarımızın savrulmasını bu eşikte kabul etmiyoruz.

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler