BİZE ULAŞIN
Aysel Tuğluk, “Eğer BDP’ye katılmak isterse kapımız kendisine her zaman açıktır” dedi. Tuğluk, CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler'e de tepki gösterdi.
Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) düzenlediği sağlık kongresinin açılış konuşmasını yapmak üzere geldiği Diyarbakır’da, İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Tuğluk, CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in "Türk ulusu ve Kürt milliyeti eşit olamaz” sözlerine tepki gösterdi. Bunu "faşizan" bir söylem olarak değerlendirdiklerini ifade eden Tuğluk, "Bu sözlerin bir kadın tarafından söylenmiş olması daha da üzüntü verici. Milliyetçi, ırkçı bir söylemdir. 'Türklerle Kürtler bir olamaz' sözü, faşizmin kendisidir. Artık bitmiş, tükenmiş bir ideolojinin peşinden koşmak, sosyal demokrat bir partiye hiç yakışmayan bir durumdur. Bu söylem eğer CHP’nin bir politikası ise, CHP hiçbir şekilde yol alamaz. Çıkıp, ırkçılık, faşizm yapmak, her şeyden önce bu halka saygısızlıktır. Bu kabul edilebilir bir şey değildir. Ben CHP’nin gerçekten yeni CHP olmasını, Kürt meselesine yaklaşımı ile bağlantılı düşünüyorum. Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl çözümünde eğer CHP politika üretebilirse yeni CHP olabilir. Ancak, eğer Kürt milletinin inkarı üzerinden bir politika yürütme ile Türkiye’de hiçbir şekilde iktidar olma şansı olmadığı gibi, giderek mevcut konumunu da zayıflatacaktır” diye konuştu.
Güler’in sözlerinin ardından CHP’den istifa eden Adıyaman Milletvekili Salih Fırat’a davet gönderen Tuğluk, Fırat'ın, BDP'ye katılmak istemesi halinde kapılarının kendisine açık olduğunu söyledi. Tuğluk, "Salih Fırat’ın bu tepkisini onurlu bir yaklaşım olarak görüyorum. Takdir ediyorum gerçekten. Aslında CHP ve AK Parti’deki Kürt vekillerin de bu, Kürtlere dönük inkarcı yaklaşımlara karşı tutum alınması gerektiğini düşünüyorum. Böylesine milliyetçi bir tutum karşısında takınılması gereken tutum budur. Salih Fırat, insan olmanın gereğini yapmıştır. Yaptığı davranışın aslında açıklaması şudur, 'bir halka bu kadar hakaret edemezsiniz' demiştir Fırat. Bu mesajının önemli olduğunu düşünüyorum. Bağımsız devam edeceğini söylüyor. Tabii bu onun kendisinin tercihidir. Bir şey diyemeyiz. Ama eğer BDP’ye katılmak isterse ya da böyle bir düşüncesi varsa kapımız kendisine her zaman açıktır" ifadelerini kullandı.
"ANADİLDE SAVUNMA HAKKININ VERİLMESİ ÖNEMLİ BİR ADIMDIR"
Anadilde savunma konusundaki düzenlemenin Meclisten geçmesinin ardından dün ilk defa KCK davasında anadilde savunma yapıldığının hatırlatılması üzerine Tuğluk, bunu önemli bir adım olarak gördüklerini kaydetti. Tuğluk, "Tabii ki Kürtçe savunma hakkının tanınması önemli. Bir anlamda, bir inkarın kalkması anlamına da geliyor. Bunu, bir adım olarak görmek lazım. KCK tutukluları, yaklaşık 3-4 yıldır bu Kürtçe savunma nedeni ile savunma haklarını kullanamıyorlardı. Dolayısıyla bu yasanın geçmesi, bir ayıbın ortadan kaldırılması açısından küçükte olsa bir adım olarak görmek gerekiyor. Biz, Kürtçe'nin tüm alanlarda serbestçe kullanılması, konuşulması gerektiğini düşünüyoruz. Ekonomiden sağlığa, siyasete her alanda Kürtçe, bir dil olarak kullanılabilmeli" dedi.
“Kürtçe özgürleşecek, başka bir yolu yok" diye devam eden Tuğluk, "Kürtçe, hayatın her alanında tıpkı Türkçe gibi konuşulacak, yaşayacak, onunla şarkı söylenecek, onunla türküler söylenecek, onunla yazışmalar yapılacak. Kamusal alanda dahil olmak üzere Kürtçe kullanılacak. Bizim Türkçe'ye itirazımız yok. Resmi dille bir problemimiz yok. Biz Türkçe'yi de konuşmak istiyoruz ama kendi ana dilimizi de konuşmak istiyoruz. Türkçe de değerli bir dil ancak Kürtçe de değerli bir dil” ifadelerini kullandı.
