BİZE ULAŞIN
ANKARA (ANKA) - Buldan, "Çözüm sürecine hizmet etmeyecek, hatta süreci tıkama potansiyeli taşıyan yargının bu siyasi kararı karşısında Hükümeti göreve çağırıyoruz. Halk iradesini ayaklar altına alan bu kararın siyasi ortağı, Hükümettir" dedi.
Buldan, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, bugün Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nin tutuklu olan 5 BDP milletvekilinin tahliye taleplerinin reddine ilişkin kararın, siyasi olduğunu, demokratik siyaset yapma hakkını ve halk iradesini hiçe saydığını iddia etti. Anayasa Mahkemesi'nin CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay hakkında verdiği kararın, hiçbir tartışma götürmeksizin bağlayıcı bir nitelik taşıdığını vurgulayan Buldan, şöyle konuştu:
"Bu karar, tüm seçilmişlerin serbest bırakılmasını emretmektedir. İdare ve yargı organları bu karara koşulsuz uymak zorundadır. Tutuklu milletvekillerimiz hakkında herhangi bir hüküm verilmiş değildir. Vekillerimizin yargılamaları, yerel mahkemelerde devam etmektedir. Kendilerine isnat edilen fiil ise siyaset yapmaktır. Bu da düşünce, örgütlenme özgürlüğü kapsamındadır. Buna rağmen vekillerimiz, diğer tutuklu siyasetçiler gibi yıllardır cezaevinde siyasi rehine olarak tutulmakta ve uzun tutuklulukla aslında açıkça yargısız infaz yapılmaktadır. Tutuklu bulundukları süre dikkate alındığında vekillerimiz ceza alsalar bile alacakları cezanın infazını çoktan tamamlamış durumdalar. Bu gerekçeler ışığında, Anayasa Mahkemesi'nin vermiş olduğu kararın tartışmasız yerine getirilmesi gerekirken, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi tutuklu milletvekillerimizin tahliye taleplerini oy çokluğuyla reddetmiştir. Bu karar bir hukuk skandalı, çifte standarttır."
-"İSTANBUL'DA AYRI, DİYARBAKIR'DA AYRI BİR HUKUK İŞLETİLİYOR"-
BDP'li milletvekillerinin serbest bırakılmamasının, demokratik siyaset kanallarını tıkama girişimi olduğunu söyleyen Buldan, şunları ifade etti:
"İstanbul'da ayrı, Diyarbakır'da ayrı bir hukuk işletilmektedir. Yüz binlerce insanın demokratik iradesini hiçe saymaktır. Çözüm sürecine hizmet etmeyecek, hatta süreci tıkama potansiyeli taşıyan yargının bu siyasi kararı karşısında Hükümeti göreve çağırıyoruz. Halk iradesini ayaklar altına alan bu kararın siyasi ortağı, Hükümettir. Hükümet, "Yargının işidir' diyerek kendini soyutlayamaz. Tutuklu vekillerimiz dahil, on bine yakın siyasetçiyi cezaevine atan operasyonun siyasi kararını Hükümet vermiştir. Bütün bu tutuklamaların ve uzun tutukluluğun yasalarını AKP Hükümeti çıkarmıştır. Özel Yetkili Mahkemeleri AKP Hükümeti kurmuştur. Yargıç ve savcılarını bu hükümet atamıştır. Bu uygulama birkaç yargıcın değil, AKP Hükümetinin uygulamasıdır. Bu nedenle Hükümet, sürdürülen siyasi yargılamaların da sorumlusudur. Bu hukuk skandalının derhal sona erdirilmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Yargıyı da bu çifte standart karşısında bir kez daha kararını gözden geçirmeye, Anayasa Mahkemesi'nin kararına uymaya, hukuk ihlaline son vermeye çağırıyoruz. Özel Yetkili Mahkemelerin hukuk katliamı ardından kararları nedeniyle binlerce kişi suçsuz yere özgürlüğünden mahrum oldu. Binlerce aile perişan oldu, binlerce genç bu savcı ve yargıçların uygulamaları nedeniyle dağa çıktı. Şimdi süreci bozacak kararlara imza atıp binlerce gencin canına kast eden yine bu mahkemelerdir. Bu mahkemelerin derhal kaldırılması gerektiğini bir kez daha ifade ediyoruz. Tutuklu vekillerimiz ve siyasetçilerimiz derhal serbest bırakılmalıdır. BDP olarak, süreci bu şekilde yürütme ve ilerletme ihtimalimizin zora girdiğini herkesin ve her kesimin bilmesi gerekiyor. Bu karar karşısında asla suskun kalmayacağız."
