HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

CHP'nin Düzce mitingi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, herkesin inancına saygılı olduğunu belirtti.

Kılıçdaroğlu, "Benim inancıma göre, insan Allah'ın yarattığı en değerli varlıktır ve benim başımı üstünde yeri vardır. Hep böyle bildim hep böyle gördüm" dedi.

Kılıçdaroğlu, partisi tarafından Anıtpark Meydanı'nda düzenlenen mitingde, yaşanacak bir Türkiye'yi beraber kuracaklarını buna emin adımlarla ilerlediklerini söyledi.

"Emin adımlarla çok farklı bir Türkiye olacağız" diyen Kılıçdaroğlu, "Halkını düşünen bir iktidar, yoksulluğu bitiren bir iktidar, gençleri seven bir iktidar, gençlere güvenen bir iktidar, 'her evde huzur her evde bereket olsun' diyen bir iktidarı yeniden inşa edeceğiz" diye konuştu.

Düzce'nin sorunu olmayan bir il gibi göründüğünü ancak sorunları olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Ben biliyorum sorununuz var ama sizin sorunlarınızı Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde dile getirecek milletvekiliniz yok. Bu tabloyu değiştireceğiz. Düşünün siz büyük depremde büyük acılar çektiniz, 13 yıldır iktidardalar, hastane sorununu çözdüler mi? Hala prefabriklerde çocuklar okuyor, onun sorununu çözdüler mi? O zaman sormayacak mıyız bunlar hangi sorunu çözdüler? Ben size söyleyeyim, cep sorununu çözdüler, malı götürme işini hallettiler, o zaman neden Düzce'ye böyle davranıyorlar? Şunu düşünüyorlar, ne olursa olsun Düzce hiçbir şey yapmasak da hiçbir sorununu çözmesek de nasıl olsa oylar çantada keklik, Düzce'li gelir bize oy verir. Görünen o ki bu duruma öyle bakıyorlar. 7 Haziran'da bu tabloyu değiştireceğiz" ifadelerini kullandı.

Emekliyi bu ülkenin birinci sınıf yurttaşı yapacağını kaydeden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Emekliyi birilerine muhtaç etmeyeceğim, emekliyi Ramazan Bayramı'nda, Kurban Bayramı'nda torunundan kaçar hale getirmeyeceğim, emekliye benim vefa borcum var. Emekli 'kimsesizim ben' demeyecek, diyecek ki 'benim arkamda kapı gibi Kılıçdaroğlu var, benim haklarımı o savunacak'. İşsizlik sorunu en temel sorun bunu çözmek için çaba harcayacağız. Atama bekleyen öğretmen, 350 bin kişi, bekliyorlar. KPSS sınavına giren çocuklarımız var, onlarda bekliyorlar, ne zaman sıra bize gelecek de devlet memuru olacağız. Ama Ankara'daki beylerin çocukları hiçbir sınava girmeden doğrudan devlet memuru oluyorlar. Bu düzeni yıkacağım, bu düzeni kaldıracağım hiç endişeniz olmasın."

Demokratik tepkilerin sandıklarda gösterilmesi gerektiğini savunan Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Demokrasilerde elbette insanlar bir araya gelir, elbetteki insanlar tartışabilirler ama kendisini akademisyen olarak tanımlayan Davutoğlu, televizyonlarda benim karşıma çıkmaya cesaret edemiyor. İkide bir diyor ki 'Kılıçdaroğlu şöyle yaptı böyle yaptı.' Ben de kendisine Düzce'den sesleniyorum ki 'Senin istediğin televizyonun önünde, senin istediğin gazetecilerin önünde bana soru sor, ben cevabını vereyim, ama ben sana söz veriyorum 3'ten fazla soru sormayacağım sen istediğin kadar sor.' Yine cesaret edemiyor, yönetemiyor, vesayet altında, hatta ilk kez Düzce'de söylüyorum, istiyorsan abini de getir bence bir sakıncası yok."

Kılıçdaroğlu, kredi kartı, faiz ve tüketici kredisi borçlarının en az yüzde 80'ini sileceğini dile getirerek, şunları kaydetti:

" Düzcelilerin mütedeyyin insanlar olduklarını biliyorum, ben her inanca, her kimliğe, her yaşam tarzına saygılı birisiyim asla ve asla inancı siyaset konusu yapmadım çünkü benim terbiyem, yetiştiğim terbiye şudur, 'Allah ile kulun arasına birisi giremez'. Kimin Müslüman olup olmadığını, kimin Allah'a daha yakın olup olmadığını biz bilemeyiz ama ben her inanca saygılıyım, benim derdim vatandaşın karnı doyuyor mu doymuyor mu? Onun çocuğu iş buldu mu bulmadı mı? Borçları ödeniyor mu ödenmiyor mu? Evinde huzur var mı yok mu? Yoksulsa tenceresi kaynıyor mu kaynamıyor mu? Benim derdim o. Ben herkesin inancına saygılıyım ve benim inancıma göre, insan Allah'ın yarattığı en değerli varlıktır ve benim başımı üstünde yeri vardır. Hep böyle bildim hep böyle gördüm.

Ben bunları söylerken onlar koro halinde itiraz ediyorlar. 'Ey Kılıçdaroğlu sen bu parayı nerden bulacaksın?' diye soruyorlar. Beni tanımıyorlar, ben 27 buçuk yılımı devlette vergi nasıl toplanır, bütçe nasıl yapılır, para nasıl harcanır gibi konulara harcadım. Ama onların bilmediği bir şey daha var. Ben kul hakkı yenmeyeceğini, niçin kul hakkı yenmeyeceğini de onlardan çok daha iyi biliyorum. O nedenle kaynak sorunu yok bu ülkede. Bu ülke zengin bir ülkedir, kaynakları var bu ülkenin. Kendileri köşeyi dönerken para var, başkaları köşeyi dönerken para var, yandaşları köşeyi dönerken para var, altın kaplı klozete para var, milyarlık mercedeslere, 'çerez' dedikleri mercedeslere para var, iş emekliye gelince 'ey Kılıçdaroğlu kaynak nerede' diyorlar. Kaynağı bulacağım emekliye vereceğim."

CHP iktidarında asgari ücreti bin 500 lira yapacağını anımsatan Kılıçdaroğlu, "Koro halinde itiraz ediyorlar. Ne demek bin 500 lira? Nasıl vereceksin işçiye? 'İşçiye bin 500 lira vermek zulümdür' diyor bir bey, Ankara'da oturan bey. Ben Düzce'den o Ankara'daki beye seslendim ve yine sesleniyorum, sen ayda 14 bin lira alırken zulüm değil de ben işçiye bin 500 lira verirken mi zulüm oluyor? Düzce'nin vicdanına sesleniyorum, buradan Türkiye'nin de vicdanına sesleniyorum, emekli kardeşim senin derdini ben çözeceğim. Asgari ücretli kardeşim senin derdini ben çözeceğim. 800 bin kişi olan, taşerondaki kardeşim senin derdini ben çözeceğim. 17 milyon yoksul kardeşim, 3 milyon 750 bin hanede oturuyorsunuz, senin derdini ben çözeceğim. 13 yılda ceplerini doldurdular, 13 yılda 17 milyon yoksul yarattılar" diye konuştu.

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler