HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın’dan Zarrab açıklaması

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın gündemi değerlendirirken Rıza Zarrab'la ilgili de açıklamalarda bulundu.

Kalın, Rıza Zarrab (Rıza Sarraf) ile ilgili olarak "Amerika'da bir yargıcın verdiği karardır, yürüyen bir süreçtir. Şu an bizim bununla ilgili farklı bir şey söylememiz uygun olmaz. Ne olacağını, hukuki bir süreç olması itibarıyla biz de buradan takip ediyoruz. Bize intikal eden doğrudan herhangi bir şey söz konusu değil." dedi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, IŞİD belasından bütün dünyanın kurtulması gerektiğini belirterek, "Biz bütün muhataplarımızla Pakistan'dan Belçika'ya kadar, Nijerya'dan Irak'a kadar bu saldırıların olduğu her yerde, her ülkede, her türlü işbirliğine hazır olduğumuzu, terörle mücadele konusunda kararlılığımızı aynen devam ettirdiğimizi ifade ediyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Pakistan'ın Lahor kentinde bir lunaparkta çoğu kadın ve çocuk 65 kişinin hayatını kaybettiği, 280 kişinin yaralandığı intihar saldırısını kınadı. Lahor'da meydana gelen terör saldırısının maalesef son dönemde yükseliş trendinde olan terör saldırılarının en son örneğini teşkil ettiğini belirten Kalın, "Ankara, İstanbul, Brüksel saldırıları da bir müddettir gündemimizde, çok masum insanın canını almış durumda. Ama ondan önce maalesef Fildişi Sahilleri'nde bir saldırı oldu, Bağdat'ta gene yakın bir zamanda, geçtiğimiz hafta içerisinde bir stadyuma intihar saldırısı yapıldı. 14-16 Mart tarihlerinde Nijerya'da terör saldırıları meydana geldi, yine aynı şekilde Mısır'ın Sina vilayetinin El Ariş kentinde bir saldırı meydana geldi. Biz bütün bu saldırıları aynı kararlılıkla kınıyor, ölenlere Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyoruz" diye konuştu.

"İSTİHBARAT PAYLAŞIMI BÜYÜK ÖNEM ARZ EDİYOR"

Kalın, söz konusu terör olaylarının terörle mücadelenin neden küresel gayret ve işbirliği gerektirdiğini bir kez daha ortaya koyduğunu vurguladı. Bu noktada istihbarat paylaşımının büyük önem arz ettiğinin altını çizen Kalın, "Özellikle Brüksel saldırısından sonra bu konu tekrar gündeme geldi. İstihbarat paylaşımı, paylaşılan istihbaratın takip edilmesi ve gerekli adımların atılması noktasında gösterilebilecek muhtemel zafiyetlerin ne tür sonuçlar doğurduğunu da maalesef bu saldırılarda bir kez daha görmüş olduk. Biz bütün muhataplarımızla Pakistan'dan Belçika'ya kadar, Nijerya'dan Irak'a kadar bu saldırıların olduğu her yerde, her ülkede her türlü işbirliğine hazır olduğumuzu, terörle mücadele konusunda kararlılığımızı aynen devam ettirdiğimizi ifade ediyoruz" açıklamalarında bulundu.

"IŞİD BELASINDAN BÜTÜN DÜNYANIN KURTULMASI GEREKİYOR"

Son terör saldırılarının ortaya koyduğu sonuçları değerlendiren Kalın, "Öncelikle bu IŞİD belasından bütün dünyanın kurtulması gerekiyor" dedi. IŞİD'i besleyen birçok unsur olduğunu, bunları tek bir unsura indirgemenin mümkün olmadığını belirten Kalın, şöyle devam etti:

"Fakat gerekçesi ne olursa olsun; dini, etnik, sosyal, psikolojik her ne gerekçeyle ileri sürülürse sürülsün bu terörün asla ve asla meşru gösterilmesi, kabul edilmesi mümkün değildir. Fakat burada IŞİD terörünü besleyen en önemli unsurlardan birisinin Suriye'de devam eden savaş olduğunu da tekrar hatırlatmakta fayda var. Doğrudur, bu terör örgütü hunharca, haince, kalleşçe masum insanları öldürmektedir ama aynı şekilde Suriye'de yaklaşık 5 yıldır devam eden kanlı bir savaş aynı hainlikle aynı kalleşlikle masum insanları katletmeye devam etmektedir ve ölü sayısı 400 bini aşmış bulunmaktadır. Dolayısıyla Suriye savaşı devam ettiği müddetçe bu tür terör örgütlerinin kendilerine bir alan bulması, yayılması, eleman toplaması, propaganda yapması da maalesef devam edecektir. O yüzden de Suriye'de bir siyasi geçişin sağlanması her zamankinden daha büyük önem arz ediyor ki bu savaş artık sona ersin."

"SURİYE'NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ SAĞLAYACAK BİR SİYASİ FORMÜLÜN DERHAL HAYATA GEÇİRİLMESİ GEREKİYOR"

Kalın, Türkiye'nin Suriye meselesine başından beri yaklaşımının, "Suriye'nin toprak bütünlüğünü garanti altına alan, siyasi birlik ve beraberliğini teminat altına alan bir geçiş sürecinin sağlanması" olduğunu vurgulayarak, "Burada da bir oldubittilere başvurmadan, etnik ve mezhep temelli hiçbir ayrıma gitmeden Suriye'nin bütünlüğünü sağlayacak bir siyasi formülün derhal hayata geçirilmesi esastır. Bunun dışındaki bütün formüller daha fazla yıkım, daha fazla kan, daha fazla gözyaşı getirecektir" diye konuştu.

Son saldırıların ikinci önemli neticesinin "teröre karşı ortak tavır alınmasının önemi" olduğunu dile getiren Kalın, "Biz bu konuda baştan beri en açık bir şekilde bunu ifade etmekteyiz; 'iyi terörist', 'kötü terörist' yoktur, terör dünyanın her yerinde terördür, gerekçesi ne olursa olsun. Birinin sloganı dini olabilir, diğerinin sloganın etnik olabilir, bir diğerinin ideolojik olabilir ama netice itibarıyla yapılan şey terördür. Dolayısıyla biz nasıl IŞİD terörünü kınıyorsak, El Kaide, Boko Haram vesaire terörünü kınıyorsak aynı şekilde PKK terörünün, iltisaklı grupların hepsinin de Suriye koludur, başka yeridir aynı kararlılıkla kınanması, kınanmanın da ötesinde bunlara karşı somut adımların mutlaka atılması gerekir" ifadelerini kullandı.

"BU FOTOĞRAF KARELERİ TERÖRLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI KARARLILIĞI ZAAFA UĞRATIYOR"

"Brüksel'de yaşanan ve Cumhurbaşkanımızın da tepki verdiği hadiseyi hatırlayacak olursanız artık bu fotoğraf kareleri terörle mücadelede uluslararası kararlılığı zaafa uğratmaktadır gerçeğinin herkes tarafından görülmesi gerekiyor" diyen Kalın, şunları kaydetti:

"Üçüncü önemli nokta da istihbarat paylaşımı noktasında ülkelerin daha aktif olmaları, birbirleri ile daha yakın işbirliği içerisinde olmalarıdır. Biz Türkiye olarak Belçika, Brüksel saldırısında yaşadığımız hadiseyi ilk defa yaşamıyoruz aslında. Daha önce benzer şekilde iadeler, sınır dışılar olmuş fakat maalesef bunlarla ilgili, ilgili ülkelere bu kişilerle ilgili gerekli adımları atmadığı için bu sonuçlar ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla yakın bir zamana kadar bizi yabancı savaşçı, terörist savaşçılar konusunda yeteri kadar mücadele etmemekle itham eden çevrelerin artık bu gerçeği görmesi gerekiyor. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi biz bugüne kadar 120 küsur ülkeden yaklaşık 37 bin kişiye ülkeye giriş yasağı koyduk. 'No entry' listesi denen, giriş yasağı olan listelere koyduk, bunların terörle ilişkilerinden şüphelenildiği için. Aynı şekilde 100'ün üzerinde ülkeden gene 3 binden fazla kişi bizim ülkemizden sınır dışı edildi ve maalesef bu son Brüksel saldırılarını yapan kişiler de daha önce Paris saldırılarına karışan kişiler de bu sınır dışı ettiğimiz şüpheliler arasında yer alıyordu. Oysa Türkiye burada üzerine düşeni en kararlı ve kapsamlı bir şekilde yapmaktadır ama tabii ki bunu muhataplarımızın hayata geçirmesi, takip etmesi de büyük önem arz ediyor."

"MÜSLÜMAN KARŞITI SÖYLEMLER SADECE DAEŞ VE EL KAİDE GİBİ AŞIRI TERÖR ÖRGÜTLERİNİN ELİNİ GÜÇLENDİRİR"

Brüksel saldırısı ve bu tür saldırılardan sonra "Müslüman karşıtı duyguların tahrik edilmesi, siyasete alet edilmesi, İslamofobik söylemlerin güç kazanması" konularının sistematik olarak ortaya çıktığına dikkat çeken Kalın, şunları söyledi:

"Bunu Brüksel saldırısından sonra da yine gördük, Atlantik'in iki tarafında gördük. Sadece Avrupa'da değil Amerika'da da bunların nasıl araçsallaştırıldığını, siyasi malzeme yapıldığını gördük. Bu konularda da siyasi liderlerin, dini liderlerin, toplum önderlerinin, basının, kanaat önderlerinin büyük bir siyasi sorumluluk içerisinde hareket etmesi gerekiyor. Çünkü Müslüman karşıtı söylemler sadece DAEŞ gibi, El Kaide gibi aşırı terör örgütlerinin elini güçlendirir, onlara malzeme sağlar. Bu konuda en üst düzeyde hassasiyetin gösterilmesi gerekiyor. Tabi bu süreçte bu hassasiyeti sergileyen siyasi liderlere de biz teşekkürlerimizi ve takdirlerimizi iletiyoruz. Bu vesileyle onun da altını çizmek isterim, yani her şey kötü değil, bu konuda hakikaten iyi sınav veren ülkeler, siyasi ve dini liderler de var. Bunların örneklerinin çoğalması, seslerinin daha gür bir şekilde çıkması gerekir."

ERDOĞAN OBAMA İLE GÖRÜŞECEK Mİ?

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Amerika ziyaretinde ABD Başkanı Obama ile olası görüşmesine ilişkin, "Ziyaret bir ikili ziyaret değil, çok uluslu, çok katılımlı bir zirve ziyaretidir. Sayın Obama ile de böyle bir görüşmenin olması üzerinde şuanda çalışılıyor. Böyle çeşitli spekülasyonlar yapılıyor yine bir tür algı operasyonu, görüşmüyorlar gibi. Sürekli bu ilişkinin mahiyeti üzerine yapılan bu tür spekülasyonları kenara koyup resmi açıklamaları esas almakta fayda var. Zaten bu zirve boyunca da Sayın Cumhurbaşkanımız, Obama dahil bütün liderlerle de beraber olacaklar” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını cevapladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyaretinde ABD Başkanı Barack Obama ile özel bir görüşme yapıp yapmayacağının sorulması üzerine Kalın, şunları kaydetti:

”Cumhurbaşkanımızın Washington'a yaptığı ziyaret bir ikili ziyaret değil, çok uluslu çok katılımlı bir zirve ziyaretidir. Bu tür zirvelerde program el verdiği ölçüde ikili görüşmeler yapılır. Bizim de planladığımız bizden talep edilen bizimde talep ettiğimiz ikili görüşmeler olacak. Sayın Obama ile de böyle bir görüşmenin olması üzerinde şuanda çalışılıyor. Program oldukça yoğun. Şunun da altını çizeyim, böyle çeşitli spekülasyonlar yapılıyor yine bir tür algı operasyonu görüşmüyorlar gibi. Biz en son Sayın Obama ile Paris'te görüştük. Ondan sonra telefon görüşmelerimiz oldu. Her düzeyde bu ilişkiler devam ediyor. Burada sürekli bu ilişkinin mahiyeti üzerine yapılan bu tür spekülasyonları kenara koyup resmi açıklamaları esas almakta fayda var. Zaten bu zirve boyunca da Sayın Cumhurbaşkanımız Obama dahil bütün liderlerle de beraber olacaklar. Bu konuları nükleer güvenlik meselesinden, terörle mücadeleye kadar birçok konuyu konuşacaklar. Bunlar aynı zamanda bizim ikili ilişkilerimizi de ilgilendiren konular. Terör meselesi olsun diğer konular olsun.”

REZA ZARRAB'LA İLGİLİ AÇIKLAMA

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Amerika ziyareti öncesinde iş adamı Reza Zarrab'ın Amerika'da tutuklandığı hatırlatılarak, bu olayın ardından Türkiye'de bazı medya gruplarında hükümeti ve Cumhurbaşkanını hedef alan bir algı operasyonu başlatıldığının belirtilmesi üzerine Kalın, "Amerika'da bir yargıcın verdiği karardır. Yürüyen bir süreçtir. Şuanda bizim onunla ilgili farklı bir şey söylememiz uygun olmaz. Ne olacağını, hukuki bir süreç olması itibariyle bizde buradan takip ediyoruz. Bize intikal eden doğrudan herhangi bir şey söz konusu değil” değerlendirmesinde bulundu.

"YARGIYI ETKİLEME AMAÇLI GÖRÜNEBİLECEK VE İÇİŞLERİNE KARIŞILIYOR İZLENİMİ YARATABİLECEK DAVRANIŞLARDAN KAÇINMALARI ESASTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün duruşmalarına katılan konsolosları eleştirdiği hatırlatılarak, bir gazetede yer alan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da kendisiyle ilgili yargı sürecinde bir konsolosla görüştüğü yönündeki haberin sorulması üzerine Kalın, "Bu konu diplomatik ilişkiler hakkında Viyana Sözleşmesi'nin 41'inci maddesinin 1'inci fıkrası ve konsolosluk ilişkileri hakkında Viyana Sözleşmesi'nin 55'inci maddesinin 1'inci fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre de diplomatik temsilcilikler, konsolosluklar faaliyetlerine bu ilkeler çerçevesinde herhangi bir kısıtlama olmaksızın devam etmektedirler. Ancak söz konusu sözleşmeler uyarınca diplomatik ve konsüler temsilcilik mensuplarının Türkiye'deki kanunlara riayet etmeleri ve İçişlerine karışıyor görüntüsü vermekten kaçınmaları da esastır. Viyana Anlaşması'nın açık bir şekilde ifade ettiği konulardan birisidir bu. Bu çerçevede diplomatik ve konsüller temsilcilik mensuplarının Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve halkının hassasiyetlerine özen göstermeleri yargıyı etkileme amaçlı görünebilecek ve içişlerine karışılıyor izlenimi yaratabilecek davranışlardan kaçınmaları esastır. Nitekim Cumhurbaşkanımızda Başbakanımızda bu konuya dikkat çektiler. Dolayısıyla burada takip edilecek yol ve yöntemin gene bu esaslar çerçevesinde olması elbette daha doğru olur” ifadelerini kullandı.

İSRAİL'İN UYARISI

Kalın, İsrail'in vatandaşlarına 'Türkiye'ye seyahat etmeyin' uyarısı ile ilgili olarak da, ''İsrail'in vatandaşlarına yaptığı olağan bir uyarıdır. Bu geçici bir uygulamadır. karşılıklı taziyeler bildirilmiştir. hayatı askıya almak teröristleri sevindirir.'' dedi.

(İHA)

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler