HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Demirtaş: 'Seçilirsem yapacağım ilk iş...'

HDP'nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, NTV'ye verdiği röportajda seçilmesi durumunda ilk olarak yeni anayasayı Türkiye'nin gündemine sokacağını söyledi.

Demirtaş: 'Seçilirsem yapacağım ilk iş...'

HDP'nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, seçilmesi durumunda ilk olarak belirledikleri kriterler doğrultusunda yeni anayasayı Türkiye'nin gündemine sokacağını söyledi.

Demirtaş, NTV'nin Adaylar Konuşuyor programında Mete Çubukçu'nun sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanının anayasanın yapımına öncülük etmesi gerektiğini söyleyen Demirtaş, "Ben seçilirsem yapacağım ilk iş budur. Yeni anayasayı bahsettiğim kriterlere uygun yeni anayasayı Türkiye'nin gündemine sokmak. Tek işim bu olsa, 1 ay cumhurbaşkanlığı yapacağımı bilsem bile yapacağım tek iş bu olur" diye konuştu.

Demirtaş'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

"Hiçbir aday seçilirsem halkla ilişki kurmayacağım, temsilcisi olmayacağım' demez. Şu ana kadar kimse gerçek anlamda halkın iradesini temsil edemedi. En iyi halkçı taklidi yapanlar, halkın iradesi olarak siyasette yer aldılar.

Halkın temsilcisi olmak için onun duygu ve düşüncelerini ifade etmek yetmez. Halkın yönetim ve karar mekanizmalarına ulaşabileceği yöntemler kurmak lazım. Cumhurbaşkanı karar alırken halktan gelen talepleri değerlendirebileceği mekanizmalar olmalı.

Bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti devlet yönetim mekanizmalarında olmamış bir yönetim öneriyoruz. Sivil halk inisiyatifleri, sivil halk meclisleri öneriyoruz. Cumhurbaşkanı karar alırken, gençlere, kadınlara, inanç kesimlerine, emek-işçi örgütlerine danışmadan iç siyaset politikası geliştirmeye çalışırsa yetersiz kalır. Halkın ne istediğini bilmeden alınan kararlar demokratik olmaz.

Bize göre cumhurbaşkanı 2 ayda bir bu meclislerle tam gün mesai yaparak halkı dinlemelidir. Aktif bir cumhurbaşkanlığından bahsediyoruz. Ama parlamento ve yargı üzerinde denetim kuran cumhurbaşkanından bahsetmiyorum. Tam tersine halkı bütün bu kurumları denetlemek üzere harekete geçiren halkı baskı mekanizmasına dönüştüren bir sistemden bahsediyorum.

Bakanlar Kurulu'na başkanlık edip yürütme erkini elinde bulunduracağı bir aktiflik değil bu. Seçilen kişi hükümetin, parlamentonun başkanı değildir. Doğrudan halkın temsilcisidir. Erkler arasında halkın lehine tutum alabilecek, halkın çıkarın koruyacak bir başkana ihtiyaç var.

Halkın seçtiği bir başkan erklerin üstünde özel bir yetkiyle donatılmaz ama halk adına erklerin doğru işlemesi açısından bir denetim görevi yerine getirebilir.

Yasaları denetlerken Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini esas alır, ILO sözleşmesini esas alabilir. Bunu şu anki anayasaya dayanarak yapar. Anayasa, usülüne uygun imzalanmış uluslararası sözleşmelerin iç hukuk hükmünde olduğunu söyler. Böylece halkın bütün hassasiyetlerini dikkate alır.

Cumhurbaşkanı gelen bir yasaya bakacak. Bu çevre katliamına yol açabilir mi? yatırım gelsin diye çevre katledilebilir mi? Cumhurbaşkanının bunlara bakması lazım. Eğer bunlar ihlal ediliyorsa gözünü kırpmadan veto etmesi lazım. Bunu şu anda kim yapabilir? Sadece biz yapabiliriz.

Hiçbir aday ve çizgi şu anda ben halkı temsil etme adına oraya geldiğimde bunları yaparım diyemiyor. Devletin ali çıkarlarından ibaret bir cumhurbaşkanı anlayışı savunuluyor. Diğer iki aday da benzer siyasal çizgilerin temsiliyetidir ve benzer devlet anlayışının temsiliyetini ifade ediyorlar.

Cumhurbaşkanın anayasa yapma yetkisi yok. Parlamento yapar ve onaylar. Ama cumhurbaşkanı anayasanın yapım sürecinde toplumsal kesimlerin katılımını destekleyebilir. Parlamento içi ve dışı siyasi partileri motive edebilir. Cumhurbaşkanı öncülük yapar ve anaysanın gündemden düşmemesi için sürekli çalışma yürütebilir.

Ben seçilirsem yapacağım ilk iş budur. Yeni anayasayı bahsettiğim kriterlere uygun yeni anayasayı Türkiye'nin gündemine sokmak. Parlamento ve iktidar ben bu yeni anayasayı yapmıyorum dese bile cumhurbaşkanının vazgeçmemesi lazım. Cumhurbaşkanı halkı arkasına alarak iktidar ve parlamento üzerinde baskı oluşturmalı. Yeni anayasanın yapılması konusunda öncülük yapmalı. Tek işim bu olsa, 1 ay cumhurbaşkanlığı yapacağımı bilsem bile yapacağım tek iş bu olur. Türkiye özgürlüklü ve sivil bir anayasaya kavuşsun isterim.

Yeni anayasada cumhurbaşkanına yeni yetkiler getirilmemeli bazı yetkilerin de daraltılması lazım. parlamentoyu feshetme yetkisi var, halkın seçtiği parlamento nasıl feshedilebilir. MGK'ya başkanlık yapar MGK'nın kaldırılması lazım. Bakanlar Kurulu'na başkanlık yapar, bunun kaldırılması lazım. Böyle yetkiler cumhurbaşkanı için gereksizdir. Özellikle yüksek yargıya atama konusu, rektörleri atama konusu cumhurbaşkanından alınması lazım. Yüksek yargı kendi içinde seçimle görev belirlemeli. Bu yetkiler halka devredilmeli.

Biz bir sonraki genel seçimlerde HDP ile seçimlere gireceğiz, bağımsız adaylarla değil. Seçim barajı son derece haksızdır. Bunu yargılanan Kenan Evren getirmiştir. Başbakan bunu ben mi getirdim diyor. Baraj kalkmasa bile barajı aşarak anlamsız hale getirmek istiyoruz.

Şu anda parlamentomuzda Alevi inançlı temsilcilerimiz var ama temsilcileri yok. İşçi temsilcileri yok. Türkiye'yi halkın içinden gelen temsilciler yönetmeli. Tek millet gibi faşizan bir anlayışla Türkiye yönetilemez. Yeni yaşamı kuracaksak farklılıklarımızla zenginliklerimizle ülkeyi yönetelim. Doğamız çevremiz tahrip edilmesin, yağmalanmasın. Kaynaklarımız peşkeş çekilmesin. Suriye ve Irak bunu başaramadığı için bu haldeler.

Ben bir Kürt'üm. Kürtlüğün inkarına karşı mücadele etmiş bir Kürt'üm. Kürt kökenli cumhurbaşkanı ve bakanlar görev yaptı ama ben Kürt kökenli değil, hakiki Kürt'üm. Kimliğini inkar etmeyen bir kişi olarak bütün ezilen kimlikleri kucaklayacak bir avantaja sahibim. Gerçek hakiki kimlik ezilen kimlik kanısındayım.

Biz kendi üzerimizde hiçbir vesayet hissetmedik. İmralı ziyaretlerim oldu, saygın tartışmalar yürüttük. Barış sürecine dair görüşmelerimiz oldu. Cumhurbaşkanı sürecinde de kendisi işaret edebilirdi. Kürt halkı üzerinde ciddi bir ağırlığı var ama halk kimi istiyorsa saygı duyarım diyerek bu konudaki demokratik tavrını belirledi.

Barış süreci, cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası hızlanmasını beklediğimiz bir süreçtir. Benim seçilmem halinde Türkiye'de kalıcı barış için adımların daha hızlı atılması ve birkaç ay içinde sonuca gidilmesi daha mümkün olur. Diğer adayların seçilmesi durumunda sürecin görüşmelerinin bitebileceğini düşünmüyorum.

Seçilecek cumhurbaşkanı mevcur tutuma aykırı davranırsa halkın iradesine saygısızlık olur. Bizim cumhurbaşkanı seçilmemiz halinde Türkiye Kürt sorununu çözmüş nihai kalıcı bir barışa ulaşmış bir ortamı yakalayabilir.

Hükümetin sözcüleri açıklamalar yaptı, yeni paketler üzerinde çalıştıklarını belirttiler. Çıkarılan yasa yeni yasalar çıkarılacağının tarifiydi. Çok alanda yeni düzenlemeler yapılmalı. Bütün bunları yapmak için bir yerden başlanmalı. İlk olarak terörle mücadele yasası kaldırılarak meselenin terör olmadığı belirtilmeli."

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler