BİZE ULAŞIN
İçişleri Bakanı Efkan Ala, HDP'nin 1 Kasım'da Kobani için yapılacak gösterilere vatandaşlara katılım çağrısında bulunmasına ilişkin, "Bu, yasadışı ve kanundışıdır. Buna cevap verilmemeli, bu çağrıya uyulmamalıdır" dedi.
İçişleri Bakanı Efkan Ala, Afyonkarahisar'da gazetecilerin sorularını cevapladı. HDP'nin 1 Kasım'da Kobani için yapılacak gösterilere katılım çağrısında bulunmasına ilişkin bir soru üzerine Ala, "Mitinge katılan insanlarımız güvenlik birimleri tedbirlerini alır. Bunu yapmamıştır HDP. Yine yasadışı yollara çağrı yapmıştır. İnsanları sokağa çağırmak bizim kanunlarımıza aykırıdır. Sokağa çıkanların sorumluluğu HDP'nin üzerindedir. Biz, kesinlikle bu çağrıya vatandaşlarımızın kulak asmamasını arzu ediyoruz. Bütün vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini temin edecek emniyet tedbirlerini alıyoruz ama insanlarımızın mal ve can güvenliğini tehlikeye düşürecek bu tür çağrıyı tekrardan yapması ikinci büyük hatasıdır. O çocuklar sokağa çağrılarak gelecekleri karartılıyor, onların üzerinden siyaset yapılıyor bunlar doğru şeyler değil. Biz, hiç kimsenin burnunun kanamamasını arzu ediyoruz. Tabii ki kamu düzenini sağlayacak tedbirler alınacak ama ailelere de çağrı yapıyorum lütfen çocuklarınızı bu sorumsuz çağrıların araca haline getirmeyin. Bu çocukların üzerinden siyaset yapmak isteyenler örgütlerin çeşitli amaçları yerine getiriliyor. Dünyada şu anda bu Kobani'ye en fazla yardım yapan Türkiye'dir. Ben, gelirken mesaimin yarısını orada yardımı organize etmeye harcadım. 2 milyona yakın Suriyeli misafirimiz var. Bütün Avrupa'da bunun yüzde 10'u 5'i kadar mülteci var. Başka yerlerden kuvvetler kaydırılırken bunların Türkiye içerisinde bahane edilerek böyle faaliyetler yapılması kesinlikle ülke sevgisi, siyasi sorumlulukla bağdaşmayan faaliyetlerdir. Siyasi partiler siyasi faaliyetlerde bulunurlar. İnsanları sokağa çağıracaksınız o zaman siz neden siyasi partisiniz" şeklinde konuştu.
"ARTIK HERKESİN AKLINI BAŞINA ALMASI LAZIM"
Vatandaşların herhangi bir şiddet gösterisinde bulunmayacaklarını ve sokağa çıkmayacaklarını temenni ettiğini belirten Ala, "Biz 'OHAL'i kaldıran iktidarız. Vatandaşlarımızın yine o bölgede veya başka bölgede can ve mal güvenliklerini sağlamaktan sorumluyuz. Yasadışı gösterilere katılanları engellemek onların da lehinedir, çünkü geleceklerine aktarılıyor bu tür suçlarda bulunmaları, geleceğinde her zaman karşısına çıkacak bir sorun değil mi? Bu, kayıtlara girdiğinde yazık değil mi bu çocuklara? Bu, yasadışı kanundışıdır. Buna cevap verilmemeli, bu çağrıya uyulmamalıdır. HDP yasalara, kanunlara uygun olarak bir miting düzenlemeyi arzu etseydi bunun önünde hiçbir engel yok. Dünyaya ne mesaj vermek istiyorlarsa verirler. Biz, hükümetiz. Biz, onların çağrı yaptığı insanların can ve mal güvenliğinden sorumluyuz. Bu kadar ağır sorunların yaşandığı bölgede istikrarlı biçimde büyümeye çalışan, kalkınan bir Türkiye'de bunları yapmak ülkesini sevmekle bağdaştırılabilecek davranışlar değildir. Artık herkesin aklına başını alması lazım. Türkiye'nin alacağı inisiyatifleri zora sokacak yöntemlere başvurmak hele hele şiddete kayabilecek birtakım yöntemleri çözüm yöntemi olarak milletin önüne sunmak siyasetle bağdaşır değildir" ifadelerini kullandı.
Alınacak önleme ilişkin bir soru üzerine Ala, "Çağrı yapmam da bir önlemdir. Biz arzu ediyoruz ki hiç suça bulaşmasın çocuklarımız. Sokaklara çocukları çağırmak sorumsuzluktur. Çıkan neticelerin sorumluluğu da bu çağrıyı yapanların üzerindedir" dedi.
İŞTE HDP'NİN YAPTIĞI O ÇAĞRI
HDP, DTK, DBP Eş Genel Başkanları ve HDK Eş Sözcüleri, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Hatip Dicle, Selma Irmak, Kamuran Yüksek, Emine Ayna, Sebahat Tuncel, Ertuğrul Kürkçü imzasıyla yapılan yazılı açıklamada, "1 Kasım Dünya Kobani ile Dayanışma Günü ilan edildi" denildi.
Yapılan açıklamada, "1 Kasım, Dünya Kobani ile Dayanışma Günü ilan edildi. Dünyanın birçok ülkesinde milyonlarca insan, Kobani'de IŞİD vahşetine karşı direnenlerle dayanışmalarını ifade edecekler. Almanya'dan İtalya'ya, İskandinav ülkelerinden Fransa'ya, İngiltere'den Yunanistan'a, Kanada'dan Avustralya'ya, Hindistan'dan Ekvador'a, İspanya'dan ABD'ye kadar dünyanın her köşesinde, yüzlerce kentte Kobani'deki direniş sahiplenilecek, dayanışma sergilenecek, destek mesajları verilecek. 1 Kasım, aralarında Nobel Barış Ödülü sahiplerinin, akademisyenlerin, aydınların, yazarların, sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin de bulunduğu binlerce kişinin çağrısı ile Dünya Kobani Günü ilan edildi. Demokratik, dayanışmacı, şiddetten uzak, barışçı bir hakkın kullanımı olarak gerçekleşecek etkinlikler, basın açıklamaları, toplantılar ve yürüyüşler ile IŞİD barbarlığına karşı ortak bir sesin yükselmesi, küresel düzeyde bir duygu birliğinin oluşması sağlanacak" ifadelerine yer verildi.
"KOBANİ'DE DİRENENLER VE ONLARLA DAYANIŞMA İÇİNDE OLANLAR KAZANACAKTIR"
"Kobani, dünyanın her köşesinde, IŞİD vahşetine ve saldırganlığına karşı bir sembol haline gelmiştir" şeklinde devam eden açıklama, "Halklarımız da, küresel eylemin ruhuna ve içeriğine uygun olarak, dünyanın çok farklı ülkelerinde gerçekleşecek olan dayanışma etkinliklerine Türkiye'den bir mesaj gönderip, demokratik ve barışçı gösteri haklarını kullanarak, Kobani için yükselen ortak sese ve duyguya katılacaktır. Dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi, Türkiye'de de hükümetin yasaklama veya müdahale etme yerine, demokratik haklarını kullanacak olan insanlara saygı göstermesini, anayasal güvence altında olan hakların kullanımı konusunda duyarlı davranmasını, etkinliklerin demokratik bir çerçevede gerçekleşmesine imkan sunmasını bekliyoruz. Kobani, dünyanın her köşesinde, IŞİD vahşetine ve saldırganlığına karşı bir sembol haline gelmiştir. Kobani ile dayanışmayı büyütmek, Irak ve Suriye'de bu saldırganlığın önünün alınması ve püskürtülmesi için önemli bir duygu ve fikir birliğinin yaratılmasına yol açacaktır. İnanıyoruz ki, Kobani'de direnenler ve onlarla dayanışma içinde olanlar kazanacaktır" ifadeleri kullanıldı.
