HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Kılıçdaroğlu'ndan referandum çıkışı: Bütün yurttaşlarımın vicdanına sesleniyorum

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, "Bütün yurttaşlarımın vicdanına sesleniyorum, hangi partiden olursa olsun. Elinizi vicdanınıza koyun düşünün, evlatlarınızı düşünün ve onların başı için düşünün. Bu referandum adil bir referandum muydu" diye sordu. Kılıçdaroğlu, "Bu referandum şaibelidir, şaibeyi besleyen de YSK'dır, ey YSK, size milletvekilliği sözü mü verildi?" iddiasını ortaya attı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında milletvekillerine seslendi. Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

NASIL YAPILACAĞINI BEN BELİRLEYEMEM

Demokrasiyi oyladık, tek adam rejimi mi, parlamenter demokratik sistem mi… Bütün vatandaşları sandığa gitmek için ikna etmeye çalıştık. O nedenle sandığa gitmenin tarihi bir sorumluluğu vardı. Bunu yerine getiren bütün vatandaşlarıma tekrar yürekten teşekkür ediyorum. Şimdi geliyorum işin püf noktasına, bu referandum nasıl yapılmalıydı? Nasıl yapılacağını ben belirleyemem. Nasıl yapılacağını tek bir yasa da belirleyemez. Temel kural anayasada yer alıyor. Şöyle söylüyor, 'Seçimler ve halk oylaması serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım esaslarına göre yargı denetimi altında yapılır' Soru şu, gerçekten de bu referandum anayasanın ön görüldüğü bu kurallar içinde mi yapıldı?

BÜTÜN YURTTAŞLARIMIN VİCDANLARINA SESLENİYORUM

Ben de çok iyi biliyorum, sizler de çok iyi biliyorsunuz, bütün vatandaşlar ad iyi biliyorlar ki, anayasada ön görülen bu kurallara göre halk oylaması yapılmadı. Ama biz bütün bunlara rağmen sandığa gidip oyumuzu kullandık. Eşit olmayan koşullarda bir referandum yapıldı. Bütün yurttaşlarımın vicdanına sesleniyorum, hangi partiden olursa olsun. Elinizi vicdanınıza koyun düşünün, evlatlarınızı düşünün ve onların başı için düşünün. Bu referandum adil bir referandum muydu?

GAK DEDİKÇE PARA, GUK DEDİKÇE PARA HARCADILAR

Devletin bütün bürokratlarını kullandılar. Valileri, kaymakamları hepsini kullandılar. Tehdit unsuru olarak devlet vatandaşın karşısına çıktı. Devletin bütün mali imkanlarını kullandılar. Gak dedikçe para, guk dedikçe para harcadılar. Sadece paralarını değil, sadece bürokratlarını değil, arabalarını forslarını uçaklarını televizyonlarını her şeylerini kullandılar. Ama buna rağmen yılmadık, yolumuza devam ettik.

HAVUZ MEDYASININ TEK TARAFLI YAYIN YAPMASINA İMKAN SAĞLADILAR

Sadece bununla da yetinmediler. OHAL’den yararlanarak bir kanun çıkardılar. Çünkü OHAL çerçevesinde çıkan kanun dolayısıyla anayasa mahkemesi de buna bakmam diyor. Özel televizyonların, havuz medyasının tek taraflı yayın yapmasına imkan sağladılar. Devletin televizyonu dışında bütün televizyon kanalları kendileri için çalıştı. Ama buna rağmen direndik, buna rağmen sandığa gittik, buna rağmen hayır oyunu verdik.

EVET İÇİN DEVLET, HAYIR İÇİN MİLLET KAMPANYASINA DÖNÜŞTÜ

Ne oldu biliyor musunuz? Kampanya ne oldu? Evet için devlet, hayır için millet kampanyasına dönüştü. Devletin televizyonları, devletin paraları, devletin uçakları, devletin bürokratları, bizim elimizi kolumuzu bağlamaya, bizim üzerimizde baskı kurmaya, sandığa gitmemeye…

ÖZEL ANKETÖRLER BULDULAR, CEPLERİNE PARA DOLDURDULAR

Sadece bu mu? Hayır. Özel anketörler buldular, ceplerine para doldurdular. Bir gün önce açıklama yaptırdılar, yüzde 60 çıkacak diye… Acaba onların sandığa gitmelerini engeller miyiz diye her türlü yola başvurdular. Ama biz vicdanımızla, ahlakımızla, kararlı bir şekilde gittik ve yüzde 50’nin üzerinde bir hayır’ı sandıkta ifade ettik.

SİYASİ PARTİLERE TEŞEKKÜR

Tabi yüzde 50’nin üzerinde sandıkta ifade ettik. Ama bu başarı, tek başına CHP’nin başarısı değildir. Demokrasiyi savunan herkesin ortak başarısıdır. Saadet Partisi’ne, bütün mütedeyyin kardeşlerimi, demokrasiden, ahlaktan yana olan bütün vatandaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum, gidip hayır oyu kullandıkları için. Vatan Partisi’ne ve üyelerine, ÖDP’nin genel başkanına ve üyelerine, HDP’nin bütün acılara, baskılara rağmen gidip hayır oyu kullanan doğu ve güneydoğudaki bütün vatandaşlarıma, Anavatan, Doğru Yol Partisi’ne teşekkür ediyorum.

BİZ GERÇEKTEN DE BİR TARİH YAZDIK

Türkiye’nin bekasını her şeyin üstünde tutan, ülkücülere ve milliyetçilere de yürekten teşekkür ediyorum. Hiç kimse unutmasın, bir ülkü etrafında hepimiz birleştik. Türkiye’nin bekası için, hepimizin özgürlüğü için, düşüncelerimizi özgürce ifade etmek için, hepimiz demokrasi paydasında birleştik. Ve biz gerçekten de bir tarih yazdık. Ve bu tarih bir demokrasi destanıdır.

SALDIRIYA UĞRADIK SES ÇIKARMADIK. KURŞUNLANDIK SES ÇIKARMADIK, BIÇAKLANDIK SES ÇIKARMADIK

Bu teşekkürü yapmak benim boynumun borcudur. Tabi son teşekkürü de CHP’nin örgütlerine yapmak istiyorum. Hepimiz demokrasi için çalıştık, gece gündüz çalıştık. Kucaklayıcı bir dil kullandık hepimiz. Saldırıya uğradık ses çıkarmadık. Kurşunlandık ses çıkarmadık, bıçaklandık ses çıkarmadık. “Kılıçdaroğlu dilini değiştiriyor, bize tuzak kuruyor” dediler. Hiç kimseye tuzak kurmadık. Dilim geçmişte neyse, bugün de yarın da böyle olacaktır. Hiç kimsenin kötülüğünü istemedik. Hiç kimseye zulüm yapmadık. Hiç kimseyi ötekileştirmedim.

DEMOKRASİYİ YOK EDEN BİR ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ OLAMAZ

Farklı kimliklerden olanlar, farklı inançlardan olanlar hepimiz demokrasi paydasında birleştik. Hepimiz hep birlikte bir destan yazdık. Bu destanın sahibi ben değilim, bu destanın sahibi sizlersiniz. Meşruiyeti tartışmalı olan bir anayasa değişikliğini referanduma götürdük. Neden? Demokrasiyi reddeden bir anayasa değişikliğinin meşruiyeti olmaz. Yürüklükte olabilir ama meşruiyeti tartışılır. Örnek mi? 1982 anayasası. Hala yürürlükte, ama bu anayasa yürürlükte ama meşruiyetini evet diyenler de hayır diyenler de tartışıyorlar. Demokrasiyi yok eden bir anayasa değişikliği olamaz.

Bakınız 1982 anayasasına referandumda yüzde 91,4 evet çıktı. O dönemde baskılar vardı, Kenan Evren ve komutanlar vardı. O dönem de baskılar vardı, hayır diyenler cezalandırılıyor. O dönemde medya özgür değildi, bugünkü şartlarda olduğu gibi. Ama o dönem evet diyenlerin oranı yüzde 91,4. Demokrasi açısından söylüyorum, bugün bu baskı anayasasına hayır diyenlerin oranı yüzde 50’nin üzerinde. O yüzden demokrasi destanı yazdık diyorum.

1982 anayasası oylanırken Kenan Evren Çankaya ilkokulunda oyunu kullanıyor. Seçim sonrası sandıklar açılıyor, hayır diyen pusulanın üzerinde şu not var “Korku üzerine hakimiyet inşa edilemez. Mustafa Kemal Atatürk / nutuk” Öyle egemen bir korku var ki, hayır pusulasının üzerine bu notu düşmek zorunda kalıyor, üst düzey bir yönetici ve bürokrat. Bu not alınır, tutanağa geçirilir ve hayır oyu reddedilir.

O GÜN BAŞKA BİR AÇIKLAMA YAPMADIM, NEDENİ…

Geliyorum biraz daha düne. Referandum sonrası Pazar günü hepimiz evlerdeyiz, sandıklardan haberler almaya çalışıyoruz. Ben de evde izliyorum. Bir haber geldi, YSK mühürsüz oy pusulalarını geçerli sayacak diye. Hemen arkadaşları aradım, “nedir bu” diye. “Evet doğru” dediler. Açıklamalar yapın, yapıldı. Akşama doğru genel merkeze geldim ve bir basın toplantısı yaptım. YSK’yı uyardım, yanlış yapıyorsunuz diye. Referanduma gölge düşürüyorsunuz diye. O gün başka bir açıklama yapmadım, nedeni “YSK inşallah bu kararından geri döner” diye bekledim.

YSK, YASALARI ÇİĞNEMİŞTİR

Daha henüz sayımlar bitmemişti. YSK, yasaları çiğnemiştir. YSK, üstüne düşen görevi yapmamıştır. YSK, gücünü öyle anlaşılıyor ki, haktan hukukun üstünlüğünden anayasadan değil belli bir merkezden, siyasi otoriteden almaktadır. Siyasi otoriteden alınan güç güç değildir, demokrasiye ihanettir.

BUNU ANLAMAYAN BİR VATANDAŞ VAR MI?

Üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mührü bulunmayan zarflar geçersiz sayılır” bunu anlamayan bir vatandaş var mı? Okuması yazmayan bir vatandaşıma şunu okuyun, o da diyecek ki geçersiz sayılır. Bu kadar basit. Siz hangi anlayışla, hangi talimatla, hangi ahlakla hukuk anlayışıyla bunu geçerli sayarsınız? Geliyorum 101’nci maddeye. “Arkasında sandık kurulu mührü bulunmayan oy pusulaları geçersizdir” Bunu anlamamak için, birisi söylüyor vatandaştan aptal olmak lazım diye, gayet doğru. Siz 11 kişi, sizi oraya getiren iradenin temsilcisi olarak kendinizi görüp onların arzularına göre mi karar veriyorsunuz? Yoksa siz anayasaya ve yasalara göre mi karar veriyorsunuz?

HAKİM CÜBBESİNİ ÇIKARIN VE O BİNADAN AYRILIN

“Bizi buraya getiren iradenin arzusuna göre karar veriyoruz” diyorsanız, hakim cübbesini çıkarın ve o binadan ayrılın. Bu kanun geçerli sayılır diyor, sayılabilir demiyor. Takdir hakkı vermiyor. Vermeyen kim? TBMM. Milli iradenin Kabe’si olan TBMM.

BU REFERANDUM ŞAİBELİ BİR REFERANDUM. ŞAİBEYİ BESLEYEN DE YSK’DIR

Siz 11 kişi kendinizi ne sanıyorsunuz da TBMM’nin üstünde bir güçle kendinizi konumlandırıyorsunuz? Bu referandum şaibeli bir referandum. Şaibeyi besleyen de YSK’dır.

BU SEÇİMİN ADI MÜHÜRSÜZ SEÇİMDİR

Efendim ne olmuş? Adalet ve Kalkınma Partisi’nden biri başvurmuş. Bunun üzerine toplanıyorlar, kanunda bu kadar açık hükümler olmasına rağmen ‘bunlar geçerli olabilir’ diye karar alıyorlar. Bu, maç ortasında kuralları değiştirmektir. Ve bu seçimin adı mühürsüz seçimdir, bu seçimin mühürü yoktur.

24 MİLYON OYUN NAMUSU İÇİN BUGÜN BAŞVURUYORUZ

YSK başkanı diyor ki, oyların sahte olmadığı ispat edilmedikçe seçim geçerlidir. Yahu oyların sahteliğini engellemek için bu mühür getirildi değerli kardeşim sen hala bunu anlayamadın mı? 2010’da getirildi bu, bu karar da henüz yayınlanmış değil. Bugün başvuruyoruz. 24 milyon oyun namusu için bugün başvuruyoruz.

EY YSK ÜYELERİ SİZLERE MİLLETVEKİLİ SÖZÜ MÜ VERİLDİ

Diyarbakır’dan bir vatandaşım aradı, onun ifadesiyle “Sayın Kılıçdaroğlu siz neden bir şey demiyorsunuz? Eski bir savcı “Ey YSK üyeleri sizlere milletvekili sözü mü verildi” Ben de sorayım, ey YSK yöneticileri size milletvekili sözü mü verildi, siz anayasayı yasaları çiğniyorsunuz?

GÜROYMAK SEÇİMİ ÖRNEĞİ

Bakın 2014 Bitlis Güroymak’ta seçim yapılır. Seçimlerde mühürsüz oy pusulaları olduğu görülür. Ve seçim iptal edilir. Ve yenilenir. İtiraz edilir, YSK’ya gelir. YSK alır bakar der ki kusura bakmayın mühürsüz oy pusulaları var, ilçe seçim kurulunun aldığı karar doğrudur, seçimin yenilenmesi gerekir. Şimdi ki başkan da YSK başkanıdır aynı zamanda.

SEN ÖYLE KARARI VEREMEZSİN KARDEŞİM

Şimdi Anayasa Mahkemesi’ne başvurulur bunun üzerine 6 Şubat 2014’te karar verilir “Mühürsüz oy pusulası ve zarfla kullanılan oylar geçersiz sayılır” Ne kadar güzel değil mi? Mühürsüz oy pusulası ve zarfla kullanılan oylar geçersiz sayılır diyor. Anayasa Mahkemesi diyor. YSK şimdi ne diyor? Bunlar geçerlidir diyor. Ben Meclis’i takmıyorum diyor, Anayasa Mahkemesi’ni de takmıyorum diyor. Ben beni buraya getirenin iradesine bakarım diyor. Sen öyle kararı veremezsin kardeşim.


En Çok Aranan Haberler