BİZE ULAŞIN
AK Parti Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenleyen Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dün grup toplantısında yaptığı açıklamalara değinen Çelik, Kılıçdaroğlu’nun ‘balyoz’ davası ile ilgili Yargıtay’ın kararını eleştiren açıklamalarıyla ilgili göndermede bulundu.
Kararın açıklanmasının ardından ailelerin üzüntü duymasının, kedere boğulmasının ve göz yaşlarına hakim olamamalarının son derece insani olduğunu ifade eden Çelik, “Bunu anlayabiliriz. Onların aileleri ile empati kurabiliriz. İnsan olarak bu herkesin yapabileceği bir şeydir, Sayın Genelkurmay Başkanı’nın da yapacağı, herhangi bir vatandaşın yapabileceği bir şeydir. Onların eşleri mahkum edilmiş olabilir ama mahkumiyet ailece gelmiş bir mahkumiyet değildir. Suçların ferdiliği prensibinden dolayı onların eşleri, onların çocukları,onların sevenleri elbette bundan dolayı üzüntü duyuyorlar. Onların kederi ve üzüntüsü bir kez daha ifade etmek isterim, ‘bizim için, biçim için sevinç kaynağı’ olamaz. Başkasının kederinden, başkasından üzüntüsünden veya felaketinden memnuniyet duymak sadistliği gerektirir. Biz hiçbir zaman için ‘zebunküş’ olamayız demiştim bir kez daha söylüyorum. Daha bugün gazetelerin birinci sayfalarında yer alan Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın akıbetini lütfen göz önüne getirin. Orgeneral Eşref Bitlis’in akıbetini göz önüne getirin. Elazığ Bingöl arasında hunharca katledilen 33 askerin şehit edilişi ve onun üzerindeki sır perdesini gözünüzün önüne getirin” diye konuştu.
“SOKAK VE MEDYA HUKUK TEMİN ETMEZ”
Türkiye’nin çetelerle mücadele etmesi gerektiğinin altını çizen Çelik, Türkiye’nin karanlık güç odaklarıyla mücadele etmenin ve bu karanlıkları aydınlığa çıkarmak zorunda olduğunu söyledi. Görevi yapan Yargı mensuplarıyla ilgili olarak hakaret sınırı tanımadan onlara hakaret etmenin, mahkemeleri itibarsızlaştırmanın bu ülkenin hukuk sistemine yapılabilecek en büyük kötülüklerden birisi olduğunu sözlerine ekleyen Çelik, “Esasen başından beri gerek Ergenekon Davası’nda gerekse Balyoz Davası’nda müdafi avukatlar bile mahkeme nezdinde ve hukuk nezdinde bu savunmalarını yapmaları gerekirken daha çok tribünlere oynamayı tercih ettiler. Daha çok sokakta ve medyada savunma yapmayı tercih ettiler. Sokak ve medya hukuk temin etmez. Mahkeme nezdinde bu yapılır. Bildiğiniz varsa eğer doğrular o günlerde bunları yapacaksınız. Ama karar çıktıktan sonra acıta bilir, rahatsız edebilir, hoşnut olmaya bilirsiniz ama bu ülkenin mahkemelerine yönelik top yekün bir karalama, top yekün bir hareket yarışına giremezsiniz. Bunu kınadığımız, bunu ayıpladığımızı, bu tavrı kesinlikle tasvip etmediğimiz huzurlarınızda ifade etmek isterim” ifadesini kullandı.
“SAYIN BAHÇELİ’NİN ‘EKONOMİ’ DİYE BİLDİĞİNİ GÖRMEDİM, HEP ‘EKÖNÖMİ’ DER”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin zaman zaman kendisiyle ilgili hakarete varan ifadeler kullandığını anımsatan Çelik, konuşmasında şunları kaydetti:
“Ben buradan sayın Bahçeli’ye şunu ifade etmek isterim. Sayın Bahçeli, saygı görmek istiyorsanız saygılı davranacaksınız. Başkasına hakaret etme hakkını size kimse vermez. Eğer bize yönelik hakaretvari ifadeler kullanırsanız biz düştüğünüz seviyesizliğe yine düşmeyeceğiz ama hiçbir zaman için size karşı sizden sonrakilerin bize hakaret etme, bize saldırma yarışlarına rağmen size karşı başımızı önünüze eğmeyeceğiz. Bunu bilmenin lazım. Benim için diyor ki, ‘her fırsatta 7 yaşında Türkçe öğrendiğini’ söyleyen? Ben bir Türkiye gerçeğini ifade ediyorum arkadaşlar. Ben 7 yaşında öğrendiysem 17 yaşında öğrendim diyecek halim yok veya anne rahmindeyken daha ceninken bana öğretildi diyecek halim yok. Ben bir gerçeği tespit ediyorum. Bununla ilgili bir şey söylemen bile gerekmez. Bunu bile tenkit konusu yapmanın ne kadar büyük bir ırkçı bakış açısı getirdiğini takdirlerine havale ediyorum. Sonra o ne anlama geliyor bilmiyorum, ‘Efendim kapı gıcırtısı ve akordu bozuk AK Parti Sözcüsü’ diye bir nitelemede bulunuyor. Kapı gıcırtısından ne kast etti anlamadım ben ama eğer söylediği aksam ile ilgili bir meseleyse Sayın Bahçeli de siz de ve herkes de bilir ki ben merhum Zeki Müren kadar ince Türkçe konuşan bilen birisi değilim. Benim aksanımda doğu tesiri var. Sayın Bahçeli’de güney tesiri var. Sayın Bahçeli bunca yaşa ve tecrübeye rağmen ben bugüne kadar hala ekonomi diye bildiğini görmedim. Hep ‘ekönömi’ der.”
ODTÜ TARTIŞMASI
ODTÜ’de bizimdir Ankara Büyükşehir Belediyesi de bizimdir. ODTÜ arazileri ne Sayın Melih Gökçek’e ne de ODTÜ öğrencilerine aittir. Kamunun malıdır. Kurumlar baki şahıslar fanidir. ODTÜ ormanları kamunun malıdır. Başbakanlığın kendi binası kamunun malıdır.
‘GÖKÇEK KIYAMETE KADAR BELEDİYE BAŞKANI KALMAYACAK’
ODTÜ bu millete aittir. Melih Gökçek kıyamete kadar büyükşehir belediye başkanı olarak kalmayacak. Trafik sıkışıklığında belediye başkanına patlayacaksınız.
“HAYRETLER İÇİNDE KALDIM”
ODTÜ 25 bin kişilik bir camiadır. Bu gürültüyü yapanlar bunun 25’te biridir. Oradaki gençlerin bir şeylere karşı çıkma isteğine de saygı duyuyorum. Mahkeme ne karar verirse bu Melih Gökçek’i de bağlar. ODTÜ’de ormanlar da Eymür Gölü de halkın malıdır. Sayın Rektörün açıklaması var hayretler içinde kaldım… ‘Elimizden başka yerleri de alacaklar’ diyor. Eymür Gölü’ne ODTÜ çalışanları giriyor veya para veriliyor. Ankaralılar oraya girse ne olacak?”
MYNET'DEKİ TÜM HABERLER İÇİN TIKLAYIN!
