HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Çalışma saatleri sağlığımıza kastediyor

İçinde bulunduğumuz çalışma düzeninin aslında psikolojimiz ve fizyolojimiz için zarardan başka bir şey olmadığını hiç düşündünüz mü?

Çalışma saatleri sağlığımıza kastediyor

Selim Gerçeker / Mynet Haber

Hayatımızı düzene sokmak, geleceğimizi garantiYe almak ve daha rahat yaşamak için deli gibi çalışıyoruz! Sanki yarın yokmuş gibi bazılarımız 9-17, bazılarımız vardiyalı, bazılarımızsa ek işlerle gelirine gelir katmak istiyor... Peki bize az gelen 8 saatin bile ilerleyen yıllar için daha tehlikeli olabileceğini biliyor muydunuz? Ya da belirli bir yaştan sonra haftada 30 saat çalışmanın bile size olumsuz etki edeceğini? Geleceği düşünürken sağlıklı olmak etkenini de düşünerek yazıya devam etmenizi öneririz.

Öncelikle vardiyalı çalışma neden zararlı?

Occupational and Environmental Medicine dergisinde yayınlanan araştırmanın sonuçlarına göre vardiyalı çalışma düzeninin insan beynini zamanından önce yaşlandırabileceği ve zihinsel becerileri köreltebileceği ifade ediliyor. Swansea Üniversitesi ve Toulouse Üniversitesi'nin yaptığı araştırma için Fransa'da üç bin kişi hafıza, hızlı düşünme ve genel bilişsel aktiviteleri inceleyen testlere tabi tutuldu. Yapılan araştırmada bilim insanları vardiyalı çalışanların hafızası ve bilişsel hız test sonuçlarının düzenli saatlerde çalışan insanlara göre ciddi ölçüde daha düşük olduğunu saptarken, asosyal çalışma saatlerinin beyinde görülen bu yaşlanma ve zayıflamayı hızlandırdığını ifade ediyorlar. Örneğin on yıldır vardiyalı çalışan kişilerin test sonuçları, kendilerinden altı buçuk yaş büyük kişilerle aynı sonuçları gösterdi.

Swansea Üniversitesi araştırma ekibinden Dr. Philip Tucker:

"Beyin fonksiyonları açısından bu önemli bir gerileme; insanlar daha karmaşık bilişsel aktiviteler yapmaya çalıştıklarında daha çok hata yapabilirler. Belki yüz kişiden biri çok kötü sonuçlar doğurabilecek bir hata yapabilir."

Dr. Hastings de raporlardan yola çıkarak bunama tanısından bahsederken, Surrey Uyku Merkezi'nden Prof. Derk-Jan Dijk de yıllar boyunca vardiyalı çalışarak emekliye ayrılmış kişilere uyarılarda bulunuyor.

"Vardiyalı çalışmanın fiziksel sağlığınızı olumsuz etkileyebileceğini artık kabul ediyoruz zaten. Ancak bu çalışma vardiyalı çalışma sonucunda beyin fonksiyonlarınızın da etkilendiğini gösteriyor - ki bu bulgu birçok insanı şaşırtabilir."

Vardiyalı çalışma sonucu bozulan uyku düzeninin sonuçları: İnme riski, grip ve soğuk algınlığı, sürekli yorgunluk, yalnızlık ve depresyon, sindirim sistemi sorunları, adet bozuklukları, şişmanlık ve kalp hastalıkları gibi hastalıkları tetiklediği de belirtiliyor.

Kısaca uzmanlar ve araştırmacılar asosyal zamanlarda uyumamız gerekirken çalıştığımız takdirde beyin fonksiyonlarımızın büyük ölçüde zarar gördüğünde hemfikir. Bu çalışmalarda özellikle havayolları firmalarında çalışan insanların beyin dalgalarının daha düşük olduğu tespit edilmiş. Yani biyolojik saatinizin dışına çıkmak tehlikeli ve sakıncalı.

Peki ya uzun çalışma saatleri?

Ülkemizin bize sunduğu bazılarına da sunamadığı eğitim ve iş şartları malumunuz. Bu yüzden bazılarımız yaşamak ve ayakta durmak için kendisine teklif edilen parayı koşulsuz kabul ediyor. Her ne kadar bunu geçinmek için mecburi sansak da çalışma saatleri ve fazla mesai konusundaki hukuksuz uygulamalara boyun eğilmesi sağlığımız için çok tehlikeli. 'Olsun bana uyar' demek birçok tehlikeyi de beraberinde getiriyor. Bu konuda kızılması gerekilen sadece bireyler değil. İş kanunu yasası gereğince günde 7,5 saatten fazla çalışmanın fazlası ek ücrete tabii tutuluyor... Kağıt üzerinde böyle! Fakat hakkınızı armaya çalıştığınız an işten çıkarılmak gibi hukuksuz bir tehditle karşılaşabiliyorsunuz ya da mobbing'e maruz kalabiliyorsunuz. Uzmanlarca bu çalışma saatleri bile fazla bulunuyorken günde 10 saat çalışıp aynı parayı alan birçok işçi var.

Prof. Dr. E. Murat Tuzcu Milliyet'te çok çalışmanın sağlığa zararları hakkında bir araştırma yazısı bulunuyor. Tuzcu'ya göre çok çalışmanın en büyük riski; inme tehlikesi!

Uzman profesör; "Çalışmayla geçen saatler uzadıkça sağlığımız daha çok etkileniyor. Haftada 35 - 40 saat arasında çalışan bir kişiye göre, 55 saatten fazla çalışan birisinin inme riskinin neredeyse yüzde elli oranında yükseliyor." cümleleriyle inme tehlikesinin ne kadar yakınımızda olduğundan bahsediyor.

Bir başka görüş çalışma saatlerinin 6 saat olmasından yana

Guardian gazetesinde yayınlanan, İsveç'de yapılan bir araştırmaya göre6 saatlik işgünü uygulaması çalışanlar için olduğu kadar şirket açısından da yararlı olabilir.

Araştıma yaşlılara hizmet veren bir bakımevinde çalışan işçilerle gerçekleştirildi. Bu süre boyunca bakımevi çalışanları sekiz saat yerine günde altı saat çalıştılar. Hemşire ve bakıcılar bu süre boyunca daha az stress yaşayıp kendilerini daha enerjik hissettiklerini söylüyordu. Kısaca hem insan sağlığı açısından hem de verimlilik bakımından daha etkili. Ayrıca şirketlerin 6 saatlik çalışma uygulamasına geçmesi hem kaliteyi hem verimi hem de daha az gider demek.

Peki belirli bir yaşa geldiysek?

Ömür çalışmakla geçiyor. Özellikle ülkemiz dahil birçok ülkede emeklilik yaşımız gelse bile çalışmak zorundayız. Tabii emekli olmayanların daha fazla çalıması gerekiyor.

Avustralya'da Melbourne Enstitüsü'nde yapılan bir araştırma, 40 yaşın üstünde olanların haftada 25 saatten fazla çalışması halinde zekâsının olumsuz etkileneceğini gösteriyor. Bilişsel yeteneklerin incelendiği araştırmada 40 yaş üstü 6000 kişi okuma, hafıza, şekil tanıma gibi testlere tabi tutuldu. Bu araştırmada çıkan sonuca göre haftada 25 saatin bilişsel fonksiyon açısından en ideal çalışma süresi olduğu görülüyor.

Bu haberi okuduktan sonra garantiye alayım diyerek daha az da çalışayım diyebilirsiniz (zor ama öyle lüksü olanlar için) 25 saatten az çalışmak hem kadın hem de erkeklerde beynin kıvraklığı açısından zarar verici bir eyleme dönüşüyor. Tokyo'daki Keio Üniversitesi'nden Colin McKenzie, ileri yaştaki işçilerin beyin etkinliğini canlandırma açısından çalışmanın önemli olduğunu, "kullanmazsan kaybedersin" hipotezinin geçerli olduğunu da belirtiyor. Yani kaş yapayım derken göz çıkarmayın!

Neden 40?

Yine bu soruyu bize McKenzi cevaplıyor! Ona göre, bilginin ne ölçüde işlemden geçirildiğini ifade eden akışkan zekâ 20'li yaşlardan itibaren; bilgi, beceri ve tecrübeyi kullanmayı ifade eden kristalize zekâ 30 yaşından sonra düşüşe geçer. McKenzie, 40 yaşından sonra çoğu insanın hafıza testi, zihinsel kıvraklık, şekil yerleştirme gibi testlerde daha az başarılı olduğunu söylüyor. Kısaca 40'dan sonra işlevini kaybetmeye başlayan beynin fazla yorulması halinde birçok zarar ortaya çıkabiliyor.

Yazımızı yine McKenzi'nin bulgularından özetlediği cümlelerle kapayalım;

"Çalışmak iki tarafı keskin bıçak gibi bir şey; bir yandan beyin aktivitesini canlandırırken öte yandan da uzun çalışma süreleri ve belli işler yorgunluk ve strese yol açarak zeka ve algıyı olumsuz etkileyebiliyor"

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler