VİDEO

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Amigdala ve Hipokampus'un Beyindeki Rolü

edwardbloom

edwardbloom

02 Ocak 2017

Beyin, gezegen üzerindeki en karmaşık organlardan biridir . Günümüzde, ilk canlılardan, en karmaşık yapılı beyne sahip hayvan türü olan insanın beynine kadar, çok düzgün bir evrimsel geçiş olduğu kanitlanmistir. Psikopatlar cinayet işlerken ne hisseder? Bir otistik sadece 30 dakika helikopter ile şehri izleyerek tüm şehri nasıl bellegine kazıyabilir? Korku merkezi olarak bildiğimiz amigdala , Hafıza ve bellek depolama işlemlerini üstlenen hipokampus ve insanı insan yapan frontal lob hakkında birkac örnek ... Hipokampus : En eski beyin kısımlarındandır. limbik sistemde yer alır ve ana görevi kısa süreli hafıza kayıtlarını organize etmektir. Bu kısmı çıkarılan bir hastanın operasyondan hemen önce hemen hiçbir şeyi hatırlamadığı ancak çocukluğuna dair çok eski anıları hatırladığı tespit edilmiştir. Buradan çıkarılan sonuca göre hipokampus bölgesi 1-2 yıllık hafıza verilerini kontrol eder ve daha sonra eskiyen bu bilgileri beynin diğer kısımlarına taşır. bu sebepten mütevellit hipokampus bölgesi zarar gören bir insan, unutkanlık sorunlarıyla karşılaşabilir keza alzheimer hastalığında hipokampus beyinde ilk etkilenen yerlerden biridir. Amigdala : Amigdalanın beynimizdeki ana fonksiyonunu keşfeden ve bu güne kadar üzerinde bir çok deney yapmış nörolog joseph ledoux bize bu konuda ışık tutmaktadır. Yaptığı deneylerden biri amigdalanın beyin üzerindeki etkisini keserek beynin diğer kısımlarından ayırmasıdır. Amigdalası alınmak zorunda kalan genç bir insanın yaşamı keskin bir değişime girmiş, olayların duygusal anlamını değerlendirmekte bir yetersizlik, bir anlamda duygusal bir körlük oluşmuştu. İnsanlarla iç içe yaşamayı seven, çok iyi konuşabilen bir yapıya sahip iken, yakın arkadaşlarına karşı kayıtsız hatta anne ve babasını tanıyamaz bir halde, herkesten uzak yapayalnız yaşamayı tercih etmişti. bu kayıtsızlığına karşı yakınlarının çektiği acılara bile duyarsız kalmıştır. hissetmeyi hatta hissettiklerini hissetmeyi unutmuş gibiydi. Tüm tutkuların, korkuların,üzüntülerin yerini büyük bir sessizlik ve duygusuzluk almıştı. ağlamayı bile unutmuştu.