Atatürk Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muhammed Atamanalp, yaptıkları bilimsel çalışmada, çok ölümlü trafik kazalarına neden olan 10 numara yağın balığın her aşamasında ciddi olumsuz sonuçlara neden olduğunu, balık neslini de tehdit ettiğini belirlediklerini söyledi.
Atamanalp, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son günlerde ortaya çıkan trafik kazalarıyla gündeme gelen 10 numaralı motor yağını, çevreyle uğraşan bilim adamları olarak başka yönden önemsediklerini ve bu konuda bilimsel çalışma yaptıklarını söyledi.
10 numara yağların çevresel yükünün son derece fazla olduğunun altını çizen Atamanalp, söz konusu motor yağının zararlarını bilimsel olarak kanıtlamak için fen fakültesi biyoloji bölümünden öğretim üyeleri ile ortak bir çalışma yaptıklarını ifade etti.
Zebra balığı deneğini, motor yağının farklı konsantrasyonlarına maruz bıraktıklarını belirten Atamanalp, "Elde ettiğimiz bulgular içerisinde motor yağının yüzde 20'lik konsantrasyonuna maruz kalan zebra balıklarında doku ve hücre deformasyonları ortaya çıktı. Yüzde 40'lık konsantrasyonlarda bu değerler iyice arttı. Motor yağı konsantrasyonunu yüzde 80'e çıkardığımızda ise balıkların embriyo ve larvalarında ölümler görüldü" diye konuştu.
Atamanalp, bu model organizmada denerken, sucul eko-sisteme olan etkilerini ortaya koymayı hedeflediklerini anlatarak, şunları kaydetti:
"Maalesef bunlar son derece ağır bileşikler olduğu için ve tam yakıt amaçlı imal edilmedikleri için çevreye, araçlardan tam olarak yakılmadan atılıyorlar. Özellikle su rezervlerinin üzerinde film tabakası oluşturuyorlar. Bu film tabakası suyun canlılığını olumsuz etkiliyor. Suyun fotosentezi çok önemli ölçüde düşürüyor. Bunun yanında sucul canlıların solungaçlarını kapatarak, sağlıklı solunum yapmalarına engel oluyor. Balıklar için de bizim akciğerimiz ne kadar önemliyse balıklarda solungaç o denli önemli bir organ."
Solunumu olumsuz etkilediği için tüm yaşamsal aktivitelerin de olumsuz etkilediğini dile getiren Atamanalp, "Bunun yanında su rezervlerindeki yumurtaların üzerine 10 numara yağlar bulaştığında bir örtü tabakası oluşturuyor. Sağlıklı gelişim maalesef ortaya çıkmıyor" ifadelerini kullandı.
- "Balığın her aşamasında çok ciddi olumsuz sonuçlara neden oluyor"
Atamanalp, "Yaptığımız çalışma ortaya koydu ki toksit bileşikler su rezervlerine ulaştıklarında balığın her aşamasında çok ciddi olumsuz sonuçlara neden oluyor. Özellikle ergin dişi balıklarda yumurta verimi önemli ölçüde azalıyor. Erkek balıklarda sperm canlılık oranını büyük ölçüde düşürüyor. Bu iki olumsuz etken bir araya geldiğinde balıkların üremesinde, nesillerinin devam etmesinde negatif sonuçlar ortaya çıkıyor" şeklinde konuştu. 10 numara yağın, ekonomik sebeplerle Türkiye'de kullanımının yaygın olduğunu ifade eden Atamanalp, özellikle ağır tonajlı araçların bunu yakıt olarak çok kullandığını dile getirdi.
Atamanalp, bazı akaryakıt istasyonlarında "10 numara yağ bulunur" şeklinde büyük tabelaların yer aldığını belirterek, yasaklanmasına rağmen henüz çevresel bilincin tam gelişmemesinden ötürü yaygın bir şekilde kullanıldığını, çevrenin korunması açısından, su rezevlerinin korunması açısından bu bileşiklerin kullanımının sınırlandırılması gerektiğini söyledi.
10 numara yağın egzozlardan bütün şekliyle çevreye atıldığını vurgulayan Atamanalp, "Özellikle bizim otoyol kenarlarındaki su kaynaklarında yaptığımız çalışmalarda yoğun miktarlarda bu bileşiği parçalanmamış halde bulunduğunu ortaya koyduk. Suda dayanımı çok fazla bir bileşik, kolay kolay parçalanmıyor. Uzun yıllar hayatiyetini devam ettiriyor" dedi.
Atamanalp, balıkların yanı sıra midyelerin de beslenme alışkanlarından ötürü bu sulardan çok olumsuz etkilendiğini ve bu ağır bileşikleri vücutlarında biriktirdiklerini vurgulayarak, sonuçta dolaylı olarak bunların yine tüketimle insan sağlığını olumsuz etkileyeceğini kaydetti. (AA)