Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'nin sınırları boyunca oluşturulmak istenen bir terör koridorunu yıkıp geçmek için kimseden izin almaya ihtiyaç yoktur." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen 105. Dönem Kaymakamlık Kursu Kura Töreni'ne iştirak ederek, katılımcılara hitap etti.
Barış Pınarı Harekatı'nda yaşanılan süreci anlatan Erdoğan, Türkiye'nin Suriye ile ilgili uluslararası topluma çağrılarının karşılık bulmadığına dikkati çekerek "Baktık ki kendimiz söyleyip kendimiz dinliyoruz. Kolları sıvayarak 'Bismillah' diyerek harekatımızı başlattık." dedi.
Türkiye'nin siyasete ve diplomasiye olan saygısı gereği attığı her adımdan önce muhataplarına niyetini ve hamlesini açıkça söylediğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Barış Pınarı Harekatı'na başlarken de buradaki muhatabımız olan Amerika'yı gerektiği şekilde bilgilendirdik. Rusya'yı aynı şekilde bilgilendirdik. İran'ı bilgilendirdik. Birleşmiş Milletler aynı şekilde bilgilendirildi. Sonradan anlaşılıyor ki kendilerinden izin almak yerine sadece bilgi vermemizden de bayağı rahatsız olmuşlar. Halbuki Türkiye'nin sınırları boyunca oluşturulmak istenen bir terör koridorunu yıkıp geçmek için kimseden izin almaya ihtiyaç yoktur."
Erdoğan, Türkiye'nin bu kararlılığını sahada da gösterip 120 kilometre genişlik ve 32 kilometre derinlikteki harekat bölgesinin 3'te 2'sine yakın bölümünü sadece 9 günde ele geçirdiğini hatırlattı.
- "Kontrolümüze geçen alan 4 bin 220 kilometrekareye ulaştı"
Şu ana kadar Türkiye'nin bölgede kontrolüne geçen alanın büyüklüğünün 4 bin 220 kilometrekareye ulaştığını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Elbette bu kolay bir başarı olmadı. Teröristlerin sınır şehirlerimize attıkları havanlar ve füzeler sebebiyle 20 sivil insanımız hayatını kaybetti. 184 vatandaşımız da yaralandı. Suriye tarafında teröristlerle yaşanılan çatışmalarda 7 askerimiz bizimle birlikte mücadeleye katılan Suriye milli ordusundan 96 kardeşimiz de şehit oldu. Ayrıca 90 askerimiz ile 369 Suriye milli ordusu mensubu kardeşimiz de yaralandı."
Türkiye'nin Suriye milli ordusu ile yaptığı iş birliğini eleştirenlere tepki gösteren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hani şimdi içeriden birileri konuşuyor ya Suriye milli ordusu ile ne işiniz var? Anladın mı şimdi ne işimizin olduğunu? Bak onlar benim Mehmedimi yalnız bırakmayanlar. Onlarla beraber o arazide göğüs göğüse savaşanlar. Bunlar ne siyasetin dilini bilirler ne arazinin dilini bilirler? Sadece konuşurlar. Ve teröristlerin kayıpları da 795'i buldu. Barış Pınarı Harekatı'na uluslararası alanda verilen tepkilerle ülkemizdeki kimi kesimlerin tutumları ileride ayrıca uzun uzun üzerinde durulması ve değerlendirilmesi gereken bir konudur. İşin bu kısmına şimdilik girmiyorum."
- "Nihayet muhataplarımız sesimize kulak verdi"
Erdoğan, harekat alanında ortaya çıkan bu tablo karşısında Türkiye'nin muhataplarının nihayet sesine kulak verdiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Ülkemize gelen Amerikan heyeti ile oturduk, konuştuk. Niyetimizi, amacımızı ve hedefimizi açıkça belirttik. Sonuçta harekatımıza 120 saatlik bir ara verilmesi halinde teröristlerin belirlediğimiz bölgenin dışarısına çıkarılacağı sözünü aldık. Bunu da 13 maddelik bir mutabakat metni ile kamuoyuna duyurduk.
Salı günü akşamı 22.00 itibarıyla sona eren bu sürenin bitiminde Amerika tarafı bize tüm teröristlerin harekat bölgemizden çıktığının garantisini yazılı olarak verdi. Şimdi askerlerimiz ve Suriye Milli Ordusu karış karış harekat alanını tarıyor, tuzakları etkisiz hale getiriyor. Şayet bu arada karşımıza teröristler çıkarsa onları tepelemek de en tabii hakkımızdır. Çünkü bu yazılı kayda girmiştir."
Böylece Barış Pınarı Harekatı'nın başarıya ulaştırıldığının altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Resulayn ve Tel Abyad arasında güvenli hale getirdiğimiz bu alan sınırlarımızı teröristlerden arındırma planımızın ilk aşamasını oluşturuyor. Bu batıya doğru Tel Rıfat aşağıda Münbiç bunların hepsi bu planlamanın içinde var. Terör örgütünün ve Amerika'nın telaşla attığı adımlar harekat bölgemizin dışında ama asıl planımızın içinde kalan bölgelerde karmaşık bir durumun ortaya çıkmasına yol açtı. Harekat alanımızın doğusundaki Kamışlı ile batısındaki Ayn El Arap bölgesi hızla Rusya desteğindeki rejim güçlerinin kontrolüne bırakıldı. Aynı oyun Münbiç bölgesinde de oynandı."
Türkiye'nin amacının sınırları boyunca terör örgütünden arındırılmış bir bölge oluşturmak olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Karşımızdaki bu yeni duruma göre yeni değerlendirmeler yaptık. Salı günü Rusya lideri Putin ile gerek ikili gerekse heyetlerarası yaptığımız görüşmeler sonunda Fırat'ın doğusunda yer alıp da harekat alanımız dışında kalan sınır bölgeleriyle ilgili bir mutabakata vardık." diye konuştu.
Erdoğan, terör örgütünün sınırdan tamamen uzaklaştırılması konusundaki uzlaşmayı içeren 10 maddelik mutabakatın da kamuoyuyla paylaşıldığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Buna göre terör örgütü mensupları dün 12.00'de başlamak üzere 150 saat içinde tıpkı Barış Pınarı Harekatı bölgesinde olduğu gibi sınırlarımızın 30 kilometre dışına çıkarılarak buralardan uzaklaştırılacaktır. Bu 30 kilometrelik alanın ilk 10 kilometresi Kamışlı şehir merkezi hariç, Türkiye ve Rusya ortak devriye bölgesi olacaktır. Belirlenen süre sonunda terör örgütü bölgeden tüm unsurlarıyla uzaklaştırılabilirse bu mutabakat da başarıyla hayata geçirilmiş olacaktır."
- "Taciz devam ederse kendi harekat planımızı hayata geçiririz"
Erdoğan, terör örgütünün bu bölgelerden Türkiye'yi taciz etmeyi sürdürmesi halinde Türkiye'nin kendi harekat planını buralarda da hayata geçirmeye devam edeceğini vurgulayarak, şunları söyledi:
"Fırat'ın doğusundaki yaklaşık 480 kilometrekarelik alanın 120 kilometrekaresini şu anda doğrudan kendimiz kontrol ediyoruz. Kalan kısmında Rusya ile birlikte durumu kontrol altında tutma kararını verdik. Elbette her anlaşma gibi Rusya ile vardığımız mutabakat da her iki tarafın özellikle ulaşabilecekleri askeri şartları içeriyor. Türkiye'nin tavrı halen aynıdır."
Sınır boyunca ve Suriye toprakları içinde bölücü terör örgütünün Türkiye'yi tehdit eden bir hakimiyet alanı kurmasına izin verilmeyeceğinin altını çizen Erdoğan, "Zaten böyle bir durum herkesin üzerinde mutabık olduğu Suriye'nin toprak bütünlüğü ilkesine de aykırıdır. Güvenli hale getirilen yerlerde ülkemizden 1 ila 2 milyon arasında mültecinin geri dönüşünü sağlayacağız. Uluslararası toplumun desteği ile yürüteceğimiz bu proje için hemen temaslara başlıyoruz." diye konuştu.
(Sürecek)