Economist dergisi, Türkiye'de meclisten geçen internet düzenlemesi yasasına dair bir makaleye yer veriyor.
"İmzalayacak mı? İmzalamayacak mı? Bütün gözler Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la birlikte iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kurucularından olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'de." diye başlayan yazıda, "internete sıkı kısıtlamalar getiren, karşıtlarının Türkiye'yi bu alanda İran ve Çin'le aynı kategoriye getireceğini söylediği yasanın, muhalefet ve Avrupa Birliği'nin protesto çığlıkları arasında" AKP'nin hâkimiyetindeki parlamentoda kabul edildiği söyleniyor.
'Gül zor durumda'Dergi, yasanın Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'na (TİB) mahkeme kararı olmaksızın herhangi bir internet sitesini bloke etme yetkisi verdiğini, ayrıca TİB'e "keyfi” bir şekilde, kullanıcıların haberi olmadan 'mütecaviz' içeriği silme yetkisi tanıdığını" aktarıyor. İnternet servis sağlayıcısı şirketlere de kullanıcıların faaliyetleriyle ilgili tüm bilgileri iki yıl boyunca saklamaları ve yetkililerin talebi halinde kullanıcı profillerini vermeleri zorunluluğu getirildiği belirtiliyor. Yazı şöyle devam ediyor;
"Aktif bir Twitter kullanıcısı olan Gül üzerindeki yasayı imzalamama baskısı artıyor. CNN Türk'ten Cüneyt Özdemir kendisine 'dik dur' çağırısında bulundu. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden Emma Sinclair-Webb de 'Türkiye'nin su an en son ihtiyacı olan şey daha fazla sansür' dedi. Hükümet 'mahremiyetin korunması için' bu yasanın gerekli olduğunu söylüyor. Bazı AKP milletvekilleri yasayı eleştirenlerin 'porno lobisi' adına hareket ettiğini söyledi. Daha büyük olasılıkla yasanın amacı, savcıların AKP'li bakanlar ve yakınları hakkındaki rüşvet, ihale usulsüzlükleri ve kara para aklama suçlamalarını belgelemek için topladığı bir dizi gizli kayda internette ulaşılmasını önlemek. Demokratik şöhreti ve siyasi arzuları arasında bir denge kurmaya çalışan Gül zorda. Konumu geçen yazki hükümet karşıtı Gezi Parkı eylemlerinden bu yana daha da nazikleşti. Protestoların zirve yaptığı dönemde birkaç kez demokrasinin sadece seçim sandığı olmadığını hatırlatmıştı. Ama Gül'ü eleştirenler, beş kişinin ölümüne, binlerce kişinin de yaralanmasına neden olan kontrolsüz polis şiddeti karşısında daha güçlü bir duruş sergilemesi gerektiğini söylüyordu. Gül'ün görev süresin Ağustos'ta dolacak ve çoğu kişi Gül'ün Erdoğan'la görev değişimi yapmak istediğini düşünüyordu. Ancak otoriter Erdoğan, Çankaya'dan ipleri elinde tutmak için daha yumuşak başlı bir halef tercih eder. Gül yasayı veto ederse, Erdoğan bunu Gül'ün Pennsylvania'daki nüfuzlu din adamı Fethullah Gülen ile saf tuttuğuna bir 'kanıt' olarak gösterebilir."
Erdoğan'ın kendisini devirmek için girişilen küresel bir komplonun arkasında Gülen'in olduğu konusunda ısrar ettiğini vurgulayan Economist, başbakanın henüz bir kanıt sunmadığı halde Gülencileri komplo suçlamalarıyla yargılamakla tehdit ettiğini belirtiyor.
'Erdoğan yumuşak başlı halef tercih eder'Dergi Gülenciler ‘in sahibi olduğu bir gazetede yazan Azeri gazeteci Mahir Zeynalov'un da Erdoğan'ı eleştiren haberleri Twitter'da paylaştığı için geçen hafta sınırdışı edildiğini hatırlatıyor ve Gül'ün buna hiç ses çıkarmadığını anlatıyor. Economist şöyle devam ediyor:
"Gül internete sansür yasasını imzalarsa, küresel duruşuna zarar verecek. Erdoğan'ın dördüncü kez başbakanlık seçimine girmesi durumunda, tekrar cumhurbaşkanı seçilme şansını da azaltabilir. Erdoğan daha şimdiden dördüncü kez seçilmesini engelleyen parti tüzüğünü değiştirebileceğine dair ipuçları verdi. AKP hakkındaki yolsuzluk iddiaları birikirken, Erdoğan'ın ülkenin ilk halk tarafından seçilen cumhurbaşkanı olma hayalleri soluyor. Yeniden parlamentoya girmek Erdoğan'a dokunulmazlık da sağlayacak. Kamuoyu yoklamaları AKP'nin yüzde 40 ila 50 destek aldığını gösteriyor. Ancak Erdoğan'ın oğlu ve üst düzey bir gazete ve televizyon yöneticisi arasındaki bir kamuoyu yoklamasının sonuçlarını saptırmaya dair görüşme bir gölge daha düşürdü. İstifini bozmayan Erdoğan, aynı yöneticiyi aşırı sağcı rakibi Devlet Bahçeli'yi çok fazla yayınladıklarından şikâyet etmek üzere aradığını da itiraf etti."
Gazeteciye basınçlı su Times'ta Times gazetesi, dünya haberleri sayfalarında dün Ankara'daki bir eylemde polisin sıktığı basınçlı suyla ayakları yerden kesilen Ulusal TV Muhabiri Hüsna Sarı'nın fotoğrafına geniş yer ayırıyor. Resim altındaki başlık ise "Gerçeğin soğuk darbesi"
Bu fotoğrafın hemen solundaki haberde ise Rusya lideri Vladimir Putin'in Moskova'da Mısır'ın yeni lideri olması beklenen Mareşal Abdülfettah El Sisi'yle yaptığı görüşme aktarılıyor. "Putin Ortadoğu'daki güç kapma girişiminde Mısır'a sarıldı" başlıklı haberde Rusya liderinin kameralar önünde Sisi'nin kendisi daha açıklamadan cumhurbaşkanı adayı olacağını söylediğini aktarıyor.
Rusya-Mısır yakınlaşması Haberde ayrıca, "Bu açıklama Rusya'nın Mısır'ın en yakın müttefiki olarak Amerika Birleşik Devletleri'nin yerini alma arzusunu gösteriyor. Moskova bölgedeki nüfuzunu arttırmak için Washington'ın genel olarak Ortadoğu'dan, özel olarak da Mısır'dan çekilmesinden faydalanmaya çalışıyor." deniyor.
Bugün neredeyse tüm İngiliz gazetelerinde yer bulan bir haber de erkeklerin cinsel yönelimleriyle ilgili bir araştırma.
Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan araştırmada erkeklerin heteroseksüel ya da eşcinsel olmasında en az iki kromozomdaki genlerin rol oynadığı sonucuna varılıyor.
Erkeklerde cinsel yönelim 'genetik'Guardian'daki habere göre araştırma Illinois kentindeki Kuzeybatı Üniversitesi'nde 400 eşcinsel erkek üzerinde yapıldı. X kromozomundaki Xq28 adı verilen bölgede bulunan genler erkeklerin cinselliğinde etkili oluyor. Ancak araştırmacılar tam olarak hangi genin etkili olduğunu veya başka kromozomlarda bu anlamda etkili gen olup olmadığını tespit edemedi.
8 kromozomundaki bir başka bölgenin de cinsel yönelimde etkili olduğu belirtiliyor.
Uzmanlar erkek eşcinselliğinde rol oynayan genlerin, bu genlerin aynı zamanda kadınları daha doğurgan hale getirmesi sayesinde evrim sürecinde hayatta kalabildiklerini söylüyor. Bu tezlerini de, X kromozomundaki Xq28 geninin erkeklere anneden geçmesiyle açıklıyorlar.
Bu çalışmanın 1993'te yapılan benzer ama daha küçük ölçekli bir araştırmanın sonuçlarını doğruladığı da vurgulanıyor.
Türkler'de 'yüzde 8 Moğol geni' Independent'ta da bir genetik araştırmanın haberi var. Tarihteki büyük göçlerin insanoğlunun genetik yapısı üzerine yapılan araştırmada 95 farklı hal ele alınıyor.
Bu halkların genetiğinde Cengiz Han'ın imparatorluğundan, Avrupa sömürgeciliğine, Arap köle ticaretinden, Çin'deki halklarla karışan Avrupalı tacirlere kadar birçok etkinin görüldüğü sonucuna varılıyor.
Oxford Üniversitesi ve Londra Üniversitesi'nin ortaklaşa yaptığı araştırmada örneğin Pakistan'daki Hazara halkının kısmen Moğol savaşçılardan geldiği saptanıyor. Moğol genlerinin Uygurlar'da yüzde 50, Özbeklerde yüzde 39, Türklerde ise yüzde 8 oranında görüldüğü kaydediliyor.