İngiltere basınında bugün öne çıkan haber ve yorumlar arasında Economist dergisinin Türkiye'deki gelişmelere ilişkin makalesi, Amerikan Ulusal Güvenlik Kurumu NSA'in günde 200 milyon cep telefonu mesajını incelediğinin ortaya çıkması var.
Türkiye'deki hükümet, yargı ve demokrasi tartışmalarına, haftalık İngiliz dergisi The Economist ‘Türkiye'nin AB üyeliğine olası etkileri' açısından bakıyor.
Ülke içindeki ‘güç mücadelesinin' Türkiye'nin AB'ye üyelik umutlarını çökertebileceği' ifadesini kullanan Economist dergisine göre, "yıllar boyu güçlü bir büyüme kaydeden ve siyasi reformlar yapan Türkiye, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ‘otoriter' yaklaşımıyla artık ‘geriye doğru gidiyor.”
Derginin, haberlerle ilgili kısa makalelerin toplandığı ‘Charlemagne' köşesinde yer alan yazıda, yargı makamı üzerindeki denetimini artıran Erdoğan'ın, "Kendi içindeki düşmanın kökünü kuruturken Türkiye'nin AB'ye üye olma şansını da tehlikeye soktuğu” yorumu yapılıyor.
Economist dergisi, Türkiye'nin son bir yıl içinde, ‘protestolara, yolsuzluk skandallarına, polis ve yargının tasfiyesine, dış komplo paranoyasına, ekonomik durgunluğa ve toplumun daha fazla İslamlaşmasına tanıklık ettiğini' aktarıyor ve ülkenin içinde bulunduğu bu çalkantılı dönem için "Başka bir devirde olunsaydı, tanklar şimdi Ankara ve İstanbul sokaklarında olurdu” diyor.
Dergi, bu yorumunu şöyle detaylandırıyor:
"Bu çalkantılı dönemde, Türkiye'nin askerleri hiç şüphesiz başarısız siyasetçileri bir kenara süpürme (daha önce dört defa yaptıkları gibi) hevesinde olurdu. Generallerin kışlalarında, çoğu durumda hapishanede, olmaları demokratik ilerlemenin bir işaretidir. Ama güçlü bir büyüme ve siyasi reform kaydedilen yılların ardından Türkiye, partisi AKP'nin 2002 Kasım ayından beri iktidarda olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın otoriter esintileriyle geriye doğru gidiyor.”
Başbakan Erdoğan'ın yolsuzluk soruşturmaları için yaptığı ‘demokrasiye geçmişteki tüm darbelerden daha ağır bir saldırı olduğu' yorumunu aktaran dergi, bu sözler için "Aslında, daha önce demir parmaklıklar ardına koyduğu aynı generaller için ‘rızasını gösteren bir açılım' yapıyor” diyor.
Başbakan'ın yargı üzerindeki kontrolünü de AB üyeliğine şu sözlerle bağlıyor:
"Fakat Erdoğan, içerideki düşmanın kökünü kurutma arayışı içindeyken, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik şansını da tehlikeye sokuyor.”
Economist dergisinin makalesindeki detayları bu linke tıklayarak okuyabilirsiniz.
NSA cep telefonu mesajlarını incelemiş**Guardian** gazetesi baş sayfa manşetini Amerikan Ulusal Güvenlik Kurumu NSA'in ‘aralarında haklarında herhangi bir suçlama veya şüphe bulunmayanlar dâhil dünyanın dört bir yanında günde 200 milyon cep telefonu mesajını inceleyip, istihbarat toplamak için mesajları sakladığına' ilişkin bir habere ayırmış.
Gazetenin eski CIA ajanı Edward Snowden'ın sızdırdığı belgelere dayandırdığı haberinde İngiliz istihbarat kurumları ve causların da İngiltere vatandaşları hakkında bilgi sahibi olmak için NSA'in bu programını kullandığını yazıyor.
‘Dishfire' adlı program cep telefonu mesajlarını inceleyip cevapsız çağrı bırakan numaralara, yer ve seyahat bilgilerine, mali, ödeme bilgilerine ve elektronik iş kartlarındaki isimlere kadar çok sayıda veriye ulaşabiliyor.
Haberde, 2012 yılının sonlarına kadar kullanılan programdaki geniş veri tabanıyla NSA'in hedefte olmayan veya şüpheli görülmeyenlerin de bilgilerine ulaşıldığı belirtiliyor.
NSA ise, kurumun ‘mesajları keyfi' topladığını düşünmenin yanlış olacağını belirtiyor.
Guardian'ın haberinin detaylarına bu linke tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Yermük Kampı'nda insanlık dramı**Independent** gazetesinin manşetinde Suriye'nin başkenti Şam'a yalnızca birkaç kilometre uzaklıktaki Yermük Filistin mülteci kampındaki insanlık krizi var.
Gazete baş sayfasına, kampta açlıktan ölen küçük bir Filistinli kızın fotoğrafını taşıyor.
Fernande Van Tets imzalı haberde, yaklaşık bir yıldır Suriye rejiminin kuşatması altında olan Yermük Kampı'ndan çatışmalar nedeniyle 2012 yılı Aralık ayında 160 bin kişinin ayrıldığını ama kampta kalan en az 18 bin kişinin de Suriye ordusunun güvenlik tehdidi nedeniyle yardımların ulaşmasına izin vermediği için hayvan gıdası, tuzlu su ve yapraklarla beslendiği yazıyor.
Habere göre, Yermük Kampı'nda çocuklarını beslemek için ot toplamaya çıkan kadınların keskin nişancılar tarafından vuruluyor. Ekim ayından bu yana ölenlerin sayısı en az 50.
Independent gazetesine konuşan ve en son ‘üç gün önce yemek yediğini belirten' 26 yaşındaki Kais Said, "İnsanlar artık ot ve kedi, köpek yemeye başladı” diyor.
Esad yanlısı Filistinli gruplar, kampın uzun süre Suriye ordusunun kuşatması altında kalmasına gerekçe olarak kamp içindeki 2 bin 500 isyancı savaşçıyı gösteriyor.
Haberin devamını bu linke tıklayarak okuyabilirsiniz.
Fransız First Lady'si 'aşırı dozda ilaç almış'**Times** gazetesi manşetten verdiği haberde, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'ın gizli aşk ilişkisinin ortaya çıkmasından sonra Fransız First Lady Valerie Trierweiler'in ‘aşırı dozda ilaç aldığını' yazıyor.
Gazetenin haberinde ayrıca Fransız liderin, Segolene Royal'den olan oğlu 29 yaşındaki Thomas Hollande'la, aşk ilişkisi olduğu ortaya çıkan Fransız aktris Julie Gayet'yi 2012 yılında bir öğle yemeğinde tanıştırdığı belirtiliyor.
Times bu haberi taşıdığı baş sayfasında ayrıca Fransız liderin oğlu Thomas ve Gayet'nin bir arada görüldüğü fotoğrafı paylaşıyor.
Times'ın Fransız Le Point dergisine dayandırdığı habere göre, Trierweiler gizli ilişkiyi duyduğu gece eve gidip aşırı dozda ilaç almış ve ertesi sabaha ‘hasta uyanmış'.
Trierweiler'in arkadaşları First Lady'nin intihar ettiği iddialarını yalanlarken, bir arkadaşı "yalnızca çok ilaç almış” diyor.
Times gazetesi, ilişkiyi ortaya çıkaran Closer dergisinin bugün gizli ilişkiye dair yeni bilgiler paylaşacağını yazıyor.
Daily Telegraph gazetesi de, solcu Fransız dergi Le Nouvel Observateur'e dayandırdığı haberinde, ‘Fransız liderin ilişkinin ortaya çıktığı gün Trierweiler'i Cumartesi günü ayrıldıklarını ilişkin ortak bir bildiri imzalatmak istediği' iddiasını paylaşıyor.
Le Nouvel Observateur'ün haberine göre, Trierweiler ve Hollande'ın ortak açıklama yapması için Salı günü bir basın toplantısı ayarlanmış, fakat Trierweiler'in hastaneye kaldırılması üzerine ‘kötünün iyisi' gördüğü bu seçenek de ortadan kalkmış.