İstanbul’un tarihi su yollarında görev yapan Su Yolcuları için geçmişten bugüne sürdürülen anma ve Mevlid-i Şerif geleneği 196. yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı İSKİ Terkos Müzesi’nde gerçekleştirildi.
İstanbul’un tarihi su yollarında görev yapan Su Yolcularına ahde vefa programı, İSKİ tarafından gelenekselleşen bir anma etkinliği olarak 196. yılında 5. kez düzenlendi. Suya hizmet edenler 196. yılında Kur’an-ı Kerim tilaveti ve Mevlid-i Şerif ile anıldı.
1823 yılında döneminin Su Nazırı Hamid Ağa’nın Su Yolcuları için vakıf malından ödenek ayırarak başlattığı gelenek çerçevesinde İSKİ Terkos İşletmelerinde gerçekleştirilen programa İSKİ Genel Müdürü Fatih Turan, genel müdür yardımcıları Recep Hazır, Metin Akbaş, Selami Taşer, Alişan Koyuncu ve Cafer Sezgin ile çok sayıda yönetici ve İSKİ çalışanı katıldı.
“Bizler dünyada ismi su medeniyeti olarak anılan ecdadın torunlarıyız”
Programda bir konuşma yapan İSKİ Genel Müdürü Fatih Turan, millet olarak dünyada ismi su medeniyeti olarak anılan bir ecdadın torunları olduklarını ifade ederek suya ve insana hizmet etmenin ne denli maneviyatı yüksek bir duygu ve ciddi bir sorumluluk olduğunu vurguladı. Fatih Turan konuşmasında, “Bugün beşinci kez bu güzel geleneği ihya ediyoruz. Bizim için mesele, sadece fiziki olarak eski eserleri restore etmek, gelenekleri ihya etmek değil. Bizim için mesele, bu eserleri inşa ederken hissedilen manevi ruhu yaşamak, yaşatmak ve bu eserleri koruyarak maneviyatı ile geleceğe taşımak. Bizler dünyada ismi su medeniyeti olarak anılan bir ecdadın torunlarıyız. Su medeniyetimiz de sadece muhteşem güzellikteki bentlerden, dev kemerlerden, şaheser niteliğindeki çeşmelerden yani salt maddi eserlerden oluşmuyor. Bu muhteşem eserlerin varlıklarının yanı sıra çok derin, çok anlamlı ilahi bir mana var ecdadın yaptığı tüm eserlerde. Bizler, dün olduğu gibi bugün de insanlara su ulaştırmanın bizi ilahi olana, bir manaya ulaştıracağına inanıyoruz” dedi.
“Hiçbir kültürde ecdadımızın mirası medeniyetimizdeki kadar büyük çağrışımlar barındırmaz”
Suyla ilgili söyleyebilecekleri çok sözlerinin olduğunun altını çizen Turan, “Su en başta, mübarektir. Hayat kaynağıdır, değdiğine can verir. Hayat suyla başlar. Ancak hiçbir kültürde ecdadımızdan miras olan medeniyetimizdeki kadar büyük çağrışımlar barındırmaz. Bir bardak suyun ikram edilişine derin bir dua gizleyen medeniyete sahibiz. ‘Su gibi aziz ol’ deriz. Böyle bir temenni ile insanın suyun azizliğine yaklaşmasını dileriz. İsteriz ki insan; suyun yüceliğine ulaşsın, su gibi cömert olsun, can versin, hayat versin ve nihayet aziz olsun” diye konuştu.
İSKİ’nin bir asır sonra yeniden canlandırdığı gelenek, Mevlid-i Şerif okunmasının ardından sona erdi.