Financial Times, Avrupa Birliği'nin Türkiye'yle mültecilerle ilgili anlaşmaya varma konusunda zorlandığını yazıyor.
Gazete "Avrupa'ya mülteci akınına engel olmak için ortaya atılan önemli AB-Türkiye planı, Ankara AB'ye multimilyar Euroluk yardım paketi ve anlaşmanın diğer unsurları için bastırırken sürüncemede kaldı" diyor.
Financial Times bir aydan fazla süren müzakereler sonucu ortaya çıkan uzlaşmayı sonuçlandırmanın önündeki engellerin, üst düzey AB yetkilileri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki "zorlu" toplantıda görüldüğünü belirtiyor.
'Suriyeli göçmenlere çalışma hakkı' Gazetenin açıklamalarına yer verdiği görüşmelere yakın kaynaklara göre Erdoğan, Avrupa Komisyonu ve Konseyi Başkanları Jean-Claude Juncker ile Donald Tusk'un Türkiye'deki göçmenlerin Avrupa'ya yolculuklarına devam etmekten vazgeçirilmeleri için alınacak ayrıntılı önlemler ve takvim konusunda yaptığı baskıya direndi.
Gazete bu önlemler arasında sınır denetiminin sıkılaştırılması ve Türkiye'deki iki milyon Suriyeli mülteciye çalışma hakkı verilmesi bulunduğunu da söylüyor.
Erdoğan'ın çıkışıÜst düzey bir yetkiliye göre de Erdoğan'ın önce Avrupa'nın vaatlerini yerine getirmesini talep edince görüşmeler gerginleşti.
Financial Times Türkiye'nin taleplerini de 3 milyar Euroluk mali yardım, düzenli AB-Türkiye zirveleri yapılması ve duran katılım müzakerelerindeki bazı başlıkların açılması için açık bir siyasi yol haritası olarak sıralıyor.
Gazete, AB'nin mali yardımının bir yıl mı yoksa ikı yıl süreli mi olacağı konusunda da görüş ayrılıkları bulunduğunu söylüyor.
Financial Times, yine üst düzey bir Avrupalı yetkiliye dayandırarak Erdoğan'ın aynı zamanda eski Lüksemburg Başbakanı Juncker'in de katıldığı görüşmelerde Lüksemburg'tan "Bir Türk şehri büyüklüğünde bir ülke" diye bahsettiğini söylüyor.
AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Frank Timmermans ve Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu'nun dünkü görüşmelerinin potansiyel bir anlaşmayı kurtardığını söyleyen gazete, anlaşmanın aslında 29 Kasım'daki AB-Türkiye zirvesinde imzalanmasının planlandığını vurguluyor.
'Erdoğan anlaşmayı tehlikeye atabilir' Timmermans-Sinirlioğlu görüşmelerinin durumu biraz istikrara kavuşturduğunu ifade eden Financial Times şöyle devam ediyor;
"Ancak diplomatlar Erdoğan'la yaşanan zorlukların imzayı tehlikeye atabileceğinden kaygılı. Bir Türk yetkili 'Zirve olsun diye zirve istemiyoruz. Ciddi olduklarını görmemiz gerek' dedi. Bir üst düzey Avrupalı diplomat da 'zorlu fikir teatisinden' bahsetti ve özellikle bazı ülkeler mülteci krizi nedeniyle umutsuzca yardım isterken ve çok fazla kozları yokken Türkiye'yle müzakere etmenin zorluğunu ortaya koyduğunu söyledi. Diplomat 'Bu durumdan bazı ülkelerin kabul edilemez bulacağı şekilde faydalanmaya çalışıyorlar' dedi."
BM'de IŞİD'le mücadele kararı Independent'ın ilk sayfasındaki özel haberde dünyanın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi çatısı altında IŞİD'e karşı büyük bir ittifak kuracağı belirtiliyor.
Habere göre Konsey'in beş daimi üyesi IŞİD'e karşı savaş ilan eden ve Irak ile Suriye'deki cihatçıları "yok etmeyi" öngören bir karar almaya hazırlanıyor.
Independent Haris saldırıları ve Rus yolcu uçağının düşürülmesinin şimdiye dek bölünmüş haldeki konseyi harekete geçirdiğini söylüyor ve IŞİD'in son olarak Çinli bir rehineyi öldürerek beş daimi üye ülkenin vatandaşlarını da infaz ettiğini vurguluyor.Fransız yetkililerin hazırladığı taslak karar metninin bugün, hatta haftasonu çıkabileceği kaydediliyor.
Gazeteye göre karar tasarısında da "İmkanı olan tüm üye ülkelere uluslararası hukuka, özellikle uluslararası insan haklarına, mülteci hukukuna ve insani hukuka uygun bir şekilde, Suriye ve Irak'ta IŞİD'in kontrolü altında olan bölgelerdeki spesifik olarak IŞİD kaynaklı terör faaliyetlerini önlemek ve bastırmak için çabalarını ikiye katlama...ve Irak ile Suriye'de kurdukları güvenli bölgeleri yok etme" çağrısı yapılıyor.
'Mini Schengen bölgesi planı' Times'da ise Paris saldırılarının ardından bazı Avrupa ülkelerinin sınır güvenliğini geliştirmek için bir "mini Schengen Bölgesi" kurmayı değerlendirdiği yazıyor.
Times, Hollanda'nın komşu Avrupa ülkeleriyle ayrı bir Schengen Bölgesi oluşturulması için müzakereler başladığını söylüyor.
Plana göre Avusturya, Almanya, Belçika, Lüksemburg ve Hollanda arasında bir pasaportsuz seyahat bölgesi kurulacak.
Fransa, İtalya ve Polonya gibi diğer Avrupa ülkeleriyle olan sınırlarda da pasaport kontrolleri yapılacak.Plan hayata geçerse 26 ülkeli Schengen Bölgesi'nin sonu olacağını belirten gazete, Fransızlar'ın bugünkü AB İçişleri Bakanları toplantısında bu fikre sert bir şekilde karşı çıkacağını söylüyor.
Alman İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere'in de yeni Schengen Bölgesi görüşmeleri yapıldığını kabul ettiği ancak Alman Bakan'ın AB'nin üzerine kurulu olduğu Fransız-Alman ittifakına darbe vuracak böyle bir anlaşmayı reddettiği de belirtiliyor.
İki dil bilmenin faydasıDaily Telegraph'taki bir sağlık haberine geçiyoruz. Haberde iki dil bilenlerde felç geçirdikten sonra normale dönme umudu iki katına çıktığı belirtiliyor.
Edinburgh Üniversitesi'nin araştırmasına göre iki dil bilenlerde felç geçiren her 10 hastadan dördü tam olarak normale döndü. Tek dil bilenlerdeyse her 10 hastadan ikisi normale dönebildi.
Aynı araştırma ekibinin daha önce de birden fazla dil bilenlerin bilmeyenlere kıyasla bir kaç yıl sonra bunamayla karşılaştıklarını bulduğu vurgulanıyor.
Araştırma ekibinden Thomas Bak da "İki dil bilmek insanların birinden diğerine geçmesini sağlıyor. Böylece bir dili kısıtlarken, iletişim kurmak için diğerini aktif hale getiriyorlar. Bu geçişle yapılan sürekli beyin jimnastiği felç hastalarının düzelmesine yardım ediyor olabilir" diyor.