ANKARA (İHA) - AK Parti Sakarya Milletvekili Şaban Dişli, son dönemde bölgesel gerginliklerin yoğunlaşmasının Türk ekonomisini olumsuz etkileyebileceğine işaret ederek, "Bu riskin ortadan kalkması için en önemli sigorta poliçesi Türkiye'nin kendi ayakları üzerinde durabilmesidir" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda 2008 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın tümü üzerindeki görüşmelerde AK Parti Grubu adına ilk konuşmayı yapan Şaban Dişli, dünyanın son iki yılda finansal kriz riski altında yaşadığına işaret etti. Daralan kredi akışkanlığını açmak için gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının likidite sağladığını anlatan Dişli, gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının verdikleri kredi desteğiyle sorunun aşılmış gibi görüldüğünü anlattı. Bu gelişmelerin Türkiye'yi, finansal sektördeki
reformlar sayesinde çok az etkilediğini anlatan Dişli, "Finansal dalgalanmalar çok kısa sürede yayılsa da reel dalgalanmaların yayılması uzun zaman alıyor. Bu nedenle ABD'de yaşanan sorun Türkiye'yi etkilememiştir" dedi. Bölgesel gerginliklerin yoğunlaşmasının Türkiye'yi olumsuz etkileyebileceğine işaret eden Dişli, bu riskin ortadan kalkması için en önemli sigorta poliçesinin, Türkiye'nin kendi ayakları üzerinde durabilmesi olduğunu vurguladı. AB sürecinin, Türk ekonomisine uzun vadeli bir perspektif sağladığına dikkat çeken Dişli, "Hükümetin amacı bu süreçle beraber demokrasimizi daha da güçlendirmek, sürdürülebilir bir büyümeyle ekonomik zenginliğimizi AB düzeyine çıkarmaktır" diye konuştu.
Türkiye'nin istihdamda yapısal bir dönüşüm yaşadığını ifade eden Dişli, bu sürecin önümüzdeki dönemde de devam edeceğini anlattı. Dişli, Türkiye'nin mali popülizm ile mücadelede örnek gösterilen bir ülke olduğunu ifade etti. Cari açığın yönetilip yönetilemeyeceğinin önemli olduğunu kaydeden Dişli, cari açığın önemli bir kısmının doğrudan küresel yatırımla finanse edildiğini söyledi. Türkiye'nin ekonomide küresel bir oyuncu haline geldiğini ifade eden Dişli, Türk ekonomisinin oyuncularının artık finansman ihtiyaçlarını karşılayabilir duruma geldiklerini dile getirdi. OECD rakamlarına göre Türkiye'nin son 10 yılda en çok küresel sermaye çeken 7. ülke durumuna geldiğini kaydeden Dişli, AB ülkeleri arasında bütçe açığı en düşük ülke olduğunu bildirdi. Dişli, "Ülkemizin son yıllarda gösterdiği güçlü ekonomik performansın bir sonucu olarak IMF nezdindeki oy gücümüz artmıştır. Hükümetimizin eğitim, sağlık harcamalarında, sosyal programlarda büyük artış yapmıştır. Uygulanan projelerle toplumumuzun tüm kesimlerinin hayat kalitesi artmıştır. Türkiye bir fırsatlar ve beklentiler ülkesi olmuştur. Bu oluşumu devam ettirmek için güven vermeye, yetkin olmaya ve sorumluluk sahibi olmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
AK Parti Grubu adına ikinci konuşmayı yapan Sivas Milletvekili Mehmet Mustafa Açıkalın ise 2001 yılından itibaren Türkiye'de özel sektörün, büyümenin lokomotifi olduğunu söyleyerek 2006 yılında özel sektörün büyüme içindeki payının yüzde 3.4 düzeyinde olduğuna işaret etti. AK Parti iktidarı döneminde enflasyonun aşağı çekilmesi, asgari ücretteki ayarlamalar, düşük memur maaşlarındaki iyileştirmelerle gelir dağılımındaki adaletsizliklerin giderilmesi yönünde önemli gelişmeler yaşandığını kaydeden Açıkalın, en alt kesimin toplam gelirden aldığı payın son dönemde yükseldiğini söyledi. Cari açığın ortaya çıkmasında önemli kalemin enerji faturası olduğunu kaydeden Açıkalın, cari açığın Türkiye'ye has bir olay olmadığını belirtti. Açıkalın, cari açık vermeyen ülkelerin büyük bölümünün enerji ihraç eden ülkeler olduğuna dikkat çekti. Cari açığın büyüme oranlarıyla güçlü bir ilişki içinde olduğuna dikkat çeken Açıkalın, uzun vadeli doğrudan yatırımların cari açığın finansmanı ve kırılganlığının azaltılması açısından önemli olduğunu vurguladı.