Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında, İsrail'in Gazze'ye yönelik harekatının çok sayıda Filistinlinin yaşamına yitirmesine yol açmasından duyulan derin endişe dile getirilirken, askeri harekatın derhal durdurulması, çatışmaların sona erdirilmesi, diplomasiye imkan tanınması, Gazze'deki halka insani yardımların güvenli şekilde ulaştırılmasının sağlanması ve ayrıca Filistinliler arasında bir an önce uzlaşmaya varılması çağrısında bulunuldu.
MGK toplantısının ardından MGK Genel Sekreterliği'nce yayımlanan bildiri şöyle:
"Toplantıda, ülke güvenliğini etkileyen iç ve dış gelişmeler ele alınmış; milletimizin güven ve desteği ile sürdürülen bölücü terörle mücadelede elde edilen sonuçların genel bir değerlendirmesi yapılmıştır. Bu bağlamda, terör örgütü ve yandaşlarına karşı yürütülen çok yönlü mücadeleye, tehdit bertaraf edilene kadar aynı azim ve karalılıkla devam edileceği vurgulanmıştır.
İsrail'in Gazze'ye yönelik harekatının çok sayıda Filistinlinin yaşamanı yitirmesine yol açmasından duyulan derin endişe dile getirilmiş, askeri harekatın derhal durdurulması, çatışmaların sona erdirilmesi, diplomasiye imkan tanınması, Gazze'deki halka insani yardımların güvenli şekilde ulaştırılmasının sağlanması ve ayrıca Filistinliler arasında bir an önce uzlaşmaya varılması çağrısında bulunulmuştur.
Irak'taki ABD güçlerinin statüsüne ve geri çekilme takvimine ilişkin olarak Irak ile ABD arasında imzalanmış bulunan anlaşma sonrası dönemde Irak'taki yeni durum ve bu ülkeyle ilişkilerimiz değerlendirilmiş, ayrıca Irak topraklarından kaynaklanan PKK terörüyle mücadele konusu ve bu amaçla Türkiye, Irak ve ABD arasında oluşturulan üçlü mekanizma ele alınmıştır. Türkiye-Irak Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi çerçevesinde Irak ile işbirliğinin çeşitli alanlarda geliştirilmesi üzerinde de durulmuştur.
Kıbrıs'ta 3 Eylül 2008 tarihinde başlayan müzakere süreci ayrıntılı olarak değerlendirilmiştir. Bu çerçevede, Türkiye'nin Kıbrıs'ta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin iyi niyet misyonu çerçevesinde KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Talat tarafından yürütülmekte olan kapsamlı çözüm müzakerelerini desteklediği, çözümün; yerleşik BM parametreleri temelinde 40 yıllık müzakere sonucunda ulaşılan iki kesimlilik, iki tarafın siyasi eşitliği, iki kurucu devletin eşit statüsü ve yeni bir ortaklık devleti ilkeleri çerçevesinde bulunması gerektiği ve Türkiye'nin etkin ve fiili garantisinin devam etmesinin esas olacağı vurgulanmıştır."