Erdoğan, “Muhalefet 35. maddeyi hatırladı. Demek arada sırada bir uyanma emaresi oluyor. Samimi misin? Akşam başka, sabah başka olmayacak değil mi? Komisyon kuralım meseleyi tüm boyutlarıyla ele alalım” dedi.
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, 12 Eylül’deki referandum için ilk mitingini dün Bingöl’de yaptı. Erdoğan, Bingöl’de düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, alana geç gelişinden dolayı vatandaşlara, “Geciktim, güneşin altında sizleri tuttum. Hakkınızı bundan dolayı bu kardeşinize helal edin” diye hitap etti. Muhalefet partilerin Anayasa değişikliklerine ilişkin tavrını eleştiren Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 35. maddeyle ilgili teklifine yeşil ışık yaktı. Başbakan şöyle konuştu:
* KILIF BULMAYA ÇALIŞIYORLAR: Bunlar dikkat edin milletimizin hayrına olan hiçbir konuda bir araya gelmezler. Sadece ’hayır’ oyu vermek için bir araya geliyorlar. Bunlar ileri demokrasiye ’hayır’ diyor. Demokratikleşmeye ’hayır’ diyor. Özgürlüğe ’hayır’ diyor. Çocuk haklarına ’hayır’ diyor. Bunlar, milletin projesine ’hayır’ diyor. Darbe anayasasına ’evet’ diyor. Olay budur. Aylardır Anayasa değişikliklerine neden ’hayır’ dediklerinin gerekçesini bile bulamıyorlar. Çaldıkları minareye kılıf bulmaya çalışıyorlar. Şu ana kadar milleti tatmin edecek, bırakın milleti kendi arkadaşlarını tatmin edecek, kendilerini tatmin edecek tek bir gerekçe bile üretebilmiş değiller.
* UYANIŞ MEMNUN ETTİ: Hiç endişeniz olmasın, bunlar 30 yıldır 12 Eylül’den hep şikayet ediyorlar, 12 Eylül yasalarından, kurumlarından, Anayasa’dan şikayet ediyorlar. Bir yandan ’12 Eylül mağduruyuz’ diyorlar, öte yandan 12 Eylül öncesi ülkeyi kan gölüne çeviren çetelerin uzantılarıyla yaptığımız mücadeleyi engellemeye çalışıyorlar. Bir yandan ’12 Eylül’de çile çektik’ diyorlar, öbür yandan, 12 Eylül Anayasası’nın değişmesine ’evet’ diyemiyorlar. 12 Eylül ile yüzleşemeyenler, 12 Eylül Anayasasının değişmesine ’evet’ diyemeyenler, şimdi TSK İç Hizmet Kanununun 35. maddesini hatırladılar. Doğrusu bu uyanış gerçekten bizi çok memnun etti. Demek arada sırada bir uyanma emaresi oluyor.
* AKLINA İHTİYACIMIZ YOK: Böyle önemli konuda halkta ciddi bir beklenti oluştu. Ana muhalefet partisine diyorum ki; buyurun bunda samimi misiniz? Akşam başka, sabah başka olmayacak değil mi? Çünkü her zaman yaptıkları bu. Akşam yatarken başka, sabah kalkarken başka. Bir komisyon kuralım meseleyi tüm boyutlarıyla ele alalım. Komisyon çalışsın, gerekirse Meclis’i olağanüstü toplarız. Gerekirse yeni yasama yılı açılışında gündeme alırız. 35. maddeyle ilgili yeni bir düzenleme yaparız. Biz hazırız siz hazır mısınız? Ama ana muhalefet ne diyor biliyor musunuz? ’İktidar partisinin sayısı buna yeterli’ diyor. Hani uzlaşma istiyordun? Öyle konular var ki uzlaşma gerektirir. Gel bu konuda da uzlaşma yapalım. Ama uzlaşma istemiyorsan, ’bunu iktidar partisi yapar’ diyorsan, o zaman senin aklına ihtiyacım yok. Vakti geldiği zaman biz onu yaparız. Kalkıp akılları karıştırma. Şimdi önümüzde bizim ne var? Anayasa değişikliği. Anayasa değişikliği var şimdi gel bunu konuşuyoruz. Bunu halledelim.
*SOLUĞU MAHKEMEDE ALDILAR: Kendileri Meclis’te hayır diyemiyorlar. Şimdi halktan ’hayır’ demesini istiyorlar. Meclisteki sandığa ’hayır’ diyemeyenler, milletin sandığa gidip ’hayır’ demesini nasıl isteyebilir, bu nezaketsizlik değil mi, halka saygısızlık değil mi? Milletimiz 12 Eylül’de evvelallah bunları sandığa ’evet’le gömecek. ’Anayasa değişikliğini Meclis’ten geçirdik, şimdi milletimize götürüyoruz’ dedik. Bunlar soluğu Anayasa Mahkemesi’nde aldılar. Anayasa değişikliğini halka gitmesine bile tahammül edemediler. Çünkü bunlar halkçı geçinirler, ama halkın iradesinden korkarlar. Cumhuriyetçi geçinirler, cumhuriyetin çağdaş normlara kavuşmasından korkarlar. Bunlar demokrat geçinirler, demokratikleşmeden korkarlar.
*HANIM KARDEŞLERİM SANDIKLARI PATLATACAKLAR: Bingöl’de CHP’ye oy vermiş kardeşlerime sesleniyorum. Bu bir parti meselesi değil, memleket meselesi. İşte onun için CHP’ye oy vermiş kardeşlerim, bu değişikliğe ’evet’ demenizi istiyorum. BDP’ye oy vermiş kardeşlerime de sesleniyorum; Burada hükümete değil,muhalefete değil, AK Parti’ye, BDP’ye değil, kendi çocuklarınızın geleceğine ’evet’ demenizi istiyorum. Bingöllü hanım kardeşlerime özellikle sesleniyorum: Kadın haklarının artık anayasal bir güvenceye kavuşması için ’evet’ diyoruz. Bingöl’ün kadınları çok şuurludur, uyanıktır. Hangi mitinge geldiysem neredeyse yarıya yakını hep bayan olmuştur. Şu kalan 50 günde de hanım kardeşlerim de çalışacaklar ve sandıkları patlatacaklar.
Ya benim adımı sen ne yapacaksın?
* Meydanlarda Anayasa konuşmuyorlar başka şeyler konuşuyorlar. Recep Tayyip Erdoğan’ın adı neymiş? Ya benim adımı sen ne yapacaksın? Benim adımı benim halkım iyi biliyor. Milletim gayet iyi biliyor. Sen bilsen ne yazar, bilmesen ne yazar. Hiç önemli değil. Milletimizle beraberiz. Bizim iktidarımız, milletimizin iktidarıdır. Bu partinin rotasını millet çizmiştir ve bu yolculuğu da böyle sürdürüyor. Biliyorsunuz, bir genel başkan çıkıp bir düşünce ortaya atar da aynı partinin milletvekili çıkıp genel başkanı için ’bu kişisel görüştür’ der mi, ya da kendisi yanlış anlaşıldığını söyleyebiliyor. Bunlar da oluyor zaman zaman. Tekliflerinin arkasında duracaklarsa ilgili arkadaşlarıma talimatı verdim ve gerekli çalışmayı her zaman yapmaya biz hazırız. Bunlar Anayasa Mahkemesi’ne gitmekten, millet iradesini Anayasa Mahkemesi’ne taşımaktan, millete gitmeye fırsat bulamıyorlar. Bunlar iftira üretmekten, hakaret etmekten, sövmekten başka şey bilmezler. Bu kardeşiniz bunların hakaretlerine, sövmelerine hiçbir zaman o dille cevap vermeyecek. bunu biliniz. Çünkü bizi milletmiz terbiye etti. Biz milletimizin o yüksek ahlak değerleriyle hareket ediyoruz. Bizim tek işimiz var. 12 Eylül darbe anayasasını değiştirip, milletin anayasasını getirmek. Olay bu.