Zonguldak İl Sağlık Müdür Vekili Dr. Mehmet Kızılcık, 4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle basın açıklaması yaparak, kanserin önlene bilir bir hastalık olduğunu kaydetti. Dünyada ve Türkiye'de son zamanlarda çok sayıda insanın kanser nedeniyle hayatını kaybettiğini belirten Kızılcık, “Kanser önlenebilir bir hastalık olup, son yıllarda ülkemizde ve dünyada pek çok insan kanser nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Kansere karşı savaşı kazanmak için toplumsal duyarlılığın artması gerekmektedir. Ülkemiz dünya kanser oranlarında riskli bir bölge olarak kabul edilmektedir. Dünyada en çok görülen kanser türü erkeklerde akciğer, kadınlarda ise meme kanseri olarak başı çekmektedir. Ülkemizde de durum farklı değildir. Son yıllarda bu kanser türlerinin yanı sıra erkeklerde prostat, mide, karaciğer, kadınlarda ise kolorektal ve serviks kanseri ilk sıralarda yer almaktadır. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı ve Bakanlığa bağlı çalışan kurumlar başta olmak üzere bir çok sağlık örgütü kansere karşı çalışmalar sürdürmektedir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından desteklenen proje ile Sağlık Bakanlığı tarafından içinde Zonguldak”ın da bulunduğu 81 ilde 84 Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM) kurulmuştur. Bu merkez, kanser ve kanserin beraberinde getireceği olumsuzluklardan halkımızı korumayı ve kansere yeni yakalanan hastaların erken teşhisini amaçlamaktadır. KETEM çalışmaları, kadınlarda meme kanseri tarama programı kapsamında 50-69 yaş arası kadınlara, her yıl yapılacak doktor muayenesi 2 yıl aralıklarla yapılacak mamografi çekimi, gerek görülen vakalarda meme ultrasonografi, kadınlarda serviks (Rahim ağzı) kanseri tarama programı kapsamında 35-40 yaş arası kadınlara 5 yılda bir yapılacak muayene ile birlikte pap smear tetkiki, gerekli görülen vakalarda kolonoskopi tetkiki, kolorektal kanserler için 50-70 yaş arası erkek ve kadınlarda 2 yılda bir yapılacak. Gaitada gizli kan tetkikleri prostat kanserleri için 50 yaş üstü erkeklere her yıl yapılacak. PSA (ProstatSpesifik Antijen) tetkiklerini içermektedir. Ülkemiz yine dünyadaki örgütlerin bir çoğunu üye olup, ortak çalışmalar sürdürmektedir” dedi.
Yapılan çalışmalar doğrultusunda, Türkiye için kanser riski oluşturan faktörlerin, tütün kullanımı, enfeksiyon, çevresel ve mesleksel etkenler, obezite ve fiziksel aktivite azlığı olduğuna karar verildiğini belirten Kızılcık, “Tütün kullanımının, kanserle ilişkilendirilmesinin ardından tütün kullanımını azaltmak, yeni başlayacakları önlemek ve pasif sigara dumanına maruz kalmayı engelleme gibi çalışmalara hız verilmiştir. Buna yönelik, kapalı alanlarda tütün alımının yasaklanması, tütün ürünlerinin fiyatlarının artırılması, reklam tanıtım ve sponsorluk çalışmalarının yasaklanması, paketlerde uyarı yazılarının bulunması ve ürün kontrolü, sigara bırakma konusunda tıbbi destek sağlanması ve medyada halkı bilinçlendirici kısa filmler yayınlanması gibi çalışmalar, enfeksiyonla ilişkili kanser türlerine yönelik ise, hepatit B ve Human Palpilloma virüslerine karşı aşılama çalışmaları, çevresel kanserojen olarak bilinen asbet ve arsenik temalarının önlenmesi ve işçi sağlığının korunmasına yönelik çalışmalar obezite ve fiziksel aktivite azlığına karşı ise, anne sütü alınımını artırmak, sağlık personelinin halkı bilinçlendirmesi için teşvik edilmesi, halkı yeterli ve dengeli beslenmesi için bilinçlendirme, halkın kolayca ulaşabileceği park ve spor alanlarının düzenlenmesi, farkındalık oluşturacak kısa film ve fragmanlar yayınlanması çalışmaları sürdürülmektedir” diye konuştu. Risk faktörlerine göre önerilerde bulunan Kızılcık şöyle konuştu:
“Sigara kullanmayın. Anne karnındaki bebeğe ilaç kimyasal maddeler, toksinler ve radyasyondan koruyun. Çalışma ortamındaki zararlı maddelerden sakının. Gereksiz radyolojik tetkiklerden kaçının. Gereksiz ilaç kullanımından kaçının. Güneş ışığının zararlı etkilerinden korunun. Düzenli egzersiz yapın. Yüksek kalorili diyet ve katkı maddelerinden uzak durun. Böcek ilacı ve diğer tarım ilaçlarından uzak durun. Alkolden uzak durun. Sonuç olarak ülkemizin kanser hastalığının önlenebilir bir hastalık olduğunu ve otoritelerin belirlediği risk faktörlerinden uzak durarak kanser olma riskini azaltacağını bilmesi gerekmektedir.”