İngiltere Başbakanı David Cameron, Guardian gazetesinde yayımlanan makalesinde Suriye'deki insani krizle ilgili bugün Londra'da yapılacak olan konferansta da açıklayacak olduğu yeni stratejiyi anlatıyor.
Cameron yazısına "Strateji okulları, iş ve yardımı kapsıyor. Ama en önemli boyutu umut" diyerek başlıyor ve insani krize yeni bir yaklaşım izlemenin vaktinin geldiğini belirtiyor.
Başta Almanya Başbakanı Angela Merkel, BM Genel Sekreteri Ban ki Moon, Norveç Başbakanı Erna Solberg ve Kuveyt Emiri olmak üzere, 60'tan fazla ülke lideriyle bu yeni yaklaşım üzerinde çalıştıklarını yazan Cameron, yardım ile Suriyelilerin bölgelerinde geleceğe daha umutla bakmalarını sağlayacak bir strateji izleyeceklerini ifade ediyor.
Öncelikle mültecilerin barınma ve yiyecek ihtiyaçlarını karşılamak için daha çok maddi destek toplanması gerektiği vurgulayan Cameron, İngiltere'nin yardımlarını iki katına çıkaracağını ve 2.3 milyar sterlin bağışta bulunacağını belirtiyor.
Cameron yardım paralarının bir kısmının, çok sayıda Suriyeli'nin bulunduğu Türkiye, Lübnan ve Ürdün'de mülteci çocukların eğitimine de aktarılacağını, bunun uzun dönemli istikrar için şart olduğunu yazıyor.
Yeni yaklaşımın bir diğer ayağı ise Suriyelilere kendi bölgelerinde ya da göç ettikleri yerlerde iş imkanları yaratılması.
Cameron bunların yanında Ürdün ve Lübnan'a, mülteci akınıyla baş edebilmeleri için uluslararası kurumlar tarafından ucuz kredi sağlanacağını da belirtiyor.
Esad güçleri Türkiye-Halep ikmal yolunu kestiIndependent, Suriye'de Devlet Başkanı Beşar Esad'a bağlı güçlerin, Türkiye'den Halep'e uzanan ve muhaliflerin kente ikmal için kullandığı son yolu da kısmen ele geçirerek, ikmal hattını kestiğini duyuruyor.
Bunun, doğru olması halinde, muhalifler için yıkıcı bir darbe olacağını belirten gazete, Suriye ordusunun saldırısının Rusya'nın hava bombardımanı ile desteklendiğini belirtiyor.
Haberde Frransa'nın, İsviçre'nin Cenevre kentinde yapılan Suriye barış görüşmeleri sırasında Suriye ve Rusya'nın böyle bir saldırı düzenlemesini kınadığı da ifade ediliyor.
Independent'ın haberine göre, Esad güçleri ve onlara destek olan Hizbullah militanları, Halep'in kuzeyinde muhaliflerin kuşatması altında bulunan iki Şii kasabasındaki kuşatmayı da kırdı.
'Zika virüsü Avrupa'ya yayılabilir'Times gazetesi, Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO), Amerika kıtasında etkili olan ve sivrisinekler yoluyla bulaşan Zika virüsünün, bu yaz Akdeniz sahillerini de etkileyebileceği uyarısında bulunduğunu yazıyor.
Virüsü yayan sivrisinek türünün Fransa'nın güneyi, İtalya ve İspanya sahillerinde yaygın olduğu, bu ülkelerden sivrisinekler çoğalmadan harekete geçmelerinin istendiği belirtiliyor.
Haberde, İngiltere Ulusal Sağlık Servisi'nin (NHS), Zika virüsü bulunan ülkelere seyahat edenlerin, döndükten sonra 1 ay kan vermelerine yasak getirdiği bilgisi de veriliyor.
WHO yetkilileri, Zika'nın görüldüğü ülkelere yönelik bir seyahat yasağının henüz gerekli olmadığını, ancak kusurlu doğumlara yol açtığı gerekçesiyle hamilelerin bu ülkeleri ziyaret etmeden "iki kez düşünmelerini" söylüyor.
"TL zayıflarken, Merkez Bankası ateş altında"İngiliz Financial Times gazetesinde 'yatırımcı riski' başlığı altında yer alan makalede Türk lirasıdaki değer kaybı karşısında Merkez Bankası'nın hareketsizliği sorgulanıyor.
"Ekonomistler faiz artırımına, siyasi baskı nedeniyle gidilemediğinden kuşku duyuyor" ifadesiyle başlayan makalede, "Türk lirasındaki değer düşüşünü hızlanırken, bu süreci durdurabilecek tek kurum olan Türkiye Merkez Bankası ortalıkta görünmüyor" deniyor.
Liranın geçen yıl dolar karşısında yüzde 20 değer kaybettiği hatırlatılırken, bu durumun hem döviz borcu olan şirketlerde, hem de sıradan vatandaşta endişe yarattığı belirtiliyor.
Gazetede görüşüne yer verilen, Japon yatırım bankası Nomura'dan Tim Ash, "Türkiye böyle olmak zorunda değil. Merkez bankasının politikayı normalleştirmesi gerek. Lirayı yeniden yükselişe sokmak çok da zor değil. Bu merkez bankacılığında ilk öğretilen bilgilerle bile yapılabilecek birşey" diyor.
Haber şöyle devam ediyor: "Birçok ekonomist, Merkez Bankası'nın bu hareketsizliğinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın baskısından ve ekonomiyi, yabancı yatırımcıyı kaybetme pahasına, işler halde tutmak kararlılığından kaynaklandığından şüpheleniyor."
Financial Times, Merkez Bankası'nın durumunun bu yıl daha da hassas olduğu yorumunu yapıyor:
"Başkan Erdem Başçı'nın görev süresi Mart sonunda sona eriyor. Yerini kimin alacağı henüz belli değil. Ayrıca bankanın Para Politikası Kurulu üyelerinin birçoğunun da yıl sonunda değişmesi gerekiyor. (Çok uluslu ABD yatırım bankası) Goldman Sachs bu durumu 'büyük bir belirsizlik kaynağı' olarak görüyor."
Makale şu değerlendirmeyle son buluyor: "Bazılarına göre Türkiye, geçen yıllarda olduğu gibi, küresel piyasanın kendisine sırtını dönmesi ve Türk lirasının hızla düşmeye devam etmesi tehlikesiyle karşı karşıya... Başçı, TL'nin Ağustos'tan bu yana iyi direndiğini ve enflasyonun da Ocak'tan sonra düşeceğini belirtiyor ama herkesi inandırabildiği söylenemez."