Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Türkiye-AB ilişkileri hakkında, "Türkiye gibi büyük bir stratejik güçle, büyük bir devletle AB ilişkilerini biz böyle layüsel bir şekilde dondururuz, askıya alırız demek çocuk oyuncağı değil. Biz dondurma ya da askıya alma tavrını, bunu burada ilk defa söylüyorum, müzakereleri kesme olarak algılarız." dedi.
Çelik, A Haber'de Irak Kürt Bölgesel Yönetiminin (IKYB) tartışmalı referandumu ve Almanya'daki seçimin sonuçları gibi gündeme ilişkin konularda değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.
Almanya'daki genel seçimleri değerlendiren Çelik, Estonya'da düzenlenen AB Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda radikalleşme konusunun ele alındığını belirterek "Türkiye AB'den çıksın diyenler, radikalleşme ile nasıl mücadele edecekler? Türkiye AB'den çıksın diyenlerin her sözü, aslında radikalleşmeye bir destek manasına geliyor." ifadelerini kullandı.
Çelik, AB ülkelerinde Türkiye'ye karşı kullanılan aşırı sağcı ve ırkçı dilin kendilerini vuracağının altını çizerek Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel'i de kullandığı üsluptan dolayı uyardığını hatırlattı.
- "SPD çöktü, Merkel çok ciddi oy kaybetti"
"Sonuç dediğimiz noktaya geldi. Bunun bayraktarlığını yapan SPD çöktü, nitekim Merkel de çok ciddi oy kaybetti." değerlendirmesinde bulunan Çelik, bunun sebebinin de aşırı sağla yarışmak için aynı üslubu kullanmaları olduğunu ifade etti. Çelik, aşırı sağcı söylemlerin merkez sağ partilerine oy kazandırmadığına dikkati çekerek bu durumun Avrupa'daki merkez sağ partilerini aşındırdığını kaydetti.
Bu durumun Türkiye-Almanya ilişkileri bakımından önemli olduğunu vurgulayan Çelik, aşırı sağcı, popülist Almanya için Alternatif (AfD) partisinin sadece tepki oyları almadığına, orta ve üst sınıftan da oy aldığına işaret etti.
- "Sahiplenilmiş ırkçılık" Çelik, "Sahiplenilmiş bir ırkçılık var." diye konuşarak AfD'nin milletvekillerinin üçte birinin doğrudan Nazi örgütleri ile bağlantılı kişilerden oluştuğunu dile getirdi. Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şimdi bunu söylemiştik. Alman siyasetini burada sabote ediyorsunuz. Siz, Erdoğan düşmanlığı, Türkiye düşmanlığı, göçmen düşmanlığı, İslam düşmanlığı yaparak esasında bu yörüngenin içine giriyorsunuz, merkez dilden uzaklaşıyorsunuz ve göreceksiniz oy kaybedeceksiniz."
Çelik, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in seçimden sonra aşırı sağa kayan oyları kazanmak için söylemlerini daha da sağa kaydırması durumunda Türkiye ve Almanya arasındaki ilişkilerin kötüye gideceğinin açık olduğunu belirterek "Ama bu tablodan ders çıkarılır da daha makul bir ilişki, daha makul bir dil üzerinden, seçim sonrasında bu değerlendirilirse, bizim buna hazır olduğumuzu söyledim."
Türkiye ve Almanya arasında çözülmeyecek bir mesele olmadığının altını çizen Çelik, "Sayın Merkel'in bir sözü vardı. Diyordu ki 'Birbirimiz hakkında konuşmayalım, birbirimizle konuşalım.' Ama Sayın Merkel, Schulz'la çıktığı televizyon programında, birbirimiz hakkında konuşmayalım, birbirimizle konuşalım sözünü, kendi sözü olduğu halde tamamen ortadan kaldırdı." ifadelerini kullandı.
Alman siyasetini Türkiye konusunda psikolojik bir takıntının kuşattığına işaret eden Çelik, sorunların diyalog yoluyla çözülebileceğini kaydetti.
"Bunu bazı yerlerden duyuyorum. Alman Dışişleri Bakanlığının kendi diplomatlarını pek çok yere göndererek 'Türkiye'nin AB sürecine karşı tavır almak için neler yapmalıyız' şeklinde birtakım yoklamalarda bulundukları yönünde duyumlar alıyorum." diye konuşan Çelik, bu durumun, devam etmesi durumunda ırkçı partilere daha çok oy kazandıracağı değerlendirmesinde bulundu.
- "Müzakereleri kesme olarak algılarız" Çelik, "Almanya ya da başka bir ülke, Türkiye ile olan ikili problemini çözmek için AB ile ilişkilerimizi şantaj malzemesi ve unsuru haline dönüştürmeye devam ederse AB'nin de herhangi bir şekilde bir moral üstünlüğü kalmayacak." dedi. AB üyesi ülkelerin AB kurumlarına emir vermesinin ırkçılar tarafından da "Almanya'nın patronajı" olarak adlandırıldığını söyleyen Çelik, Almanya'nın bu durumu seçim öncesinde kullandığı üslubuyla ispat etme noktasına geldiğini belirtti.
Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye gibi büyük bir stratejik güçle, büyük bir devletle AB ilişkilerini biz böyle layüsel bir şekilde dondururuz, askıya alırız demek çocuk oyuncağı değil. Biz dondurma ya da askıya alma tavrını, bunu burada ilk defa söylüyorum, müzakereleri kesme olarak algılarız."
Türkiye'nin, AB ile ilişkilerin dondurulması ama müzakerelerin devam etmesi durumunu kabul etmeyeceğini dile getiren Çelik, "Böyle bir kategoriyi kabul etmeyiz." değerlendirmesinde bulundu.
Çelik, Sabah gazetesinin Avrupa baskısına gelen bir milyon avroya yakın vergi borcu hakkında "Bunun siyasi sebeplerle yapıldığı çok açık. Tatminkar bir şekilde açıklama yapmaları lazım." diye konuştu.
Avrupa'nın iki konuda imtihanı geçemediğini dile getiren Çelik, bunun birisinin Sabah gazetesine yönelik tavır olduğunu, diğerinin ise Al Jazeera kanalının kapatılması talebine karşı güçlü bir ses gelmemesi olduğunu söyledi.
- Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın diplomasi trafiği Çelik, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ankara'ya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da İran'a yapacağı ziyaretlerden beklentisinin sorulması üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın krizler ortaya çıkmadan önleyici adımlar atılması için yürüttüğü diplomasi trafiğine dikkati çekti.Çelik, "Kuzey Irak'taki referandum kararıyla birlikte Suriye'deki ateşkes bölgelerinin hayata geçirilmesi konusundaki sürecin devam etmesi bütün bu bölgede bizim on yıllarımızı belirleyecek konular. Dolayısıyla bu ziyaretler bu konuların derinlemesine konuşulması bakımından önemli olacak." diye konuştu.
- IKBY referandumu Çelik, ana muhalefet partisi CHP'nin IKBY referandumuna ilişkin hükümete yönelttiği eleştirilerle ilgili, "Türkiye'nin Kuzey Irak'la bu ilişkileri kurarak kendi güvenliği ve refahı açısından ne kadar büyük kazanımlar elde ettiğini, Türkiye'nin Kuzey Irak'la ve o dönem KDP ile ve diğer partilerle orada bu ilişkileri kurmasının Türkiye'nin güvenliğine ne derece katkılar sağladığını görmezden geliyorlar. O dönemi tek tek gözümüzün önünden geçirmemiz lazım. Şimdi bugünden geriye doğru okuyorlar. 'Bu ilişkileri niye kurdunuz? Ya da o ilişkileri kurduysanız bu tepkileri niye gösteriyorsunuz?' Doğru tavır sergiliyorlardı, bu ilişkileri kurduk. Yanlış tavır sergiliyorlar, bu tavrı ortaya koyuyoruz. " değerlendirmesinde bulundu. Irak ve Suriye'ye sınır ötesi operasyon konusunda hükümete verilen yetkinin bir yıl daha uzatılmasına ilişkin tezkerenin 'savaş tezkeresi' olduğunu yönündeki iddialara da değinen Çelik, "Sayın Milli Savunma Bakanı da onların bu iddiasına karşı çıktı. Bu tezkere, Türkiye'nin güvenliğiyle ilgili, terörle mücadeleyle ilgili bir tezkere." dedi.
IKBY referandumunun Irak'taki topluluklara felaket getireceğini vurgulayan Çelik, referandum sonrasında Barzani'nin dediği gibi bölgede istikrar sağlanmayacağını, terör örgütlerinin Türkiye'de de alan oluşturmaya çalışacağını söyledi. Çelik, "Barzani'nin aldığı referandum kararıyla, Barzani birkaç yıl daha başkanlık yapsın diye, Kuzey Irak'ın terör örgütlerinin karargahı haline gelmesine de müsaade etmeyeceğiz. Kuzey Irak'tan bu sebeple Türkiye'ye dönük terör tehdidi oluşmasına müsaade etmeyeceğiz." diye konuştu.
(Bitti)