LEFKOŞA (İHA) - KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıs Türk tarafının Birleşmiş Milletler (BM) çerçevesinde çalışılacak bütünlüklü bir çözümden yana olduğunu, bunun için de Avrupa Birliği (AB) zemininde Rum tarafıyla yapabilecekleri herhangi bir pazarlık bulunmadığını söyledi.
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, başkent Lefkoşa'da Dr. Küçük Bulvarı'nda düzenlenen Cumhuriyet Bayramı töreninde yaptığı konuşmada, kutlamalara katılan Türkiye Cumhuriyeti yetkililerine teşekkür ederek, "Böylece Türkiye Cumhuriyet'inin 23 yıl ve daha öncesinde olduğu gibi bugüne kadar ve gelecekte de yanımızda olmaya devam edeceğinin güvencesini veriyorlar. Bu yıldönümünde yeni siyasal gelişmelerin eşiğindeyiz. Bu da Rumların baskısıyla AB'nin Kıbrıs sorununun çözümünde aktör olmaya çalışmasıyla ortaya çıktı. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti'nin AB'ye tam üyelik görüşmelerinin başlama sürecini, 'ozmosis'e yönelik politikasını Türk tarafına dayatmak için kullanmaya çalışan Kıbrıs Rum Yönetimi, artık bu oyunun sonuna geldi. 1974 öncesine dönülemeyeceğini dost düşman herkes anladı. Avrupalı değerlerle bağdaşmayan küçük tüccar pazarlıklarıyla, şantaj yöntemleriyle hiç ama hiçbir yere varılamayacağı yakında daha da net görülecektir. Kıbrıs sorununa taraf olan herkesin yeniden düşünüp, daha dengeli, rasyonel ve uzlaşmacı politikalar üreteceği bir döneme girilecektir" dedi.
Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, KKTC'nin, AB çatısı altında birleşik ve federal Kıbrıs'ın temel direklerinden biri olacağını vurgulayarak, cumhuriyetin kuruluşuna yol açan tarihsel gelişmeleri, toplumsal ve yönetsel gelenekleri doğru okumak gerektiği kadar, Kıbrıs Türk halkının KKTC'ye sahip çıkışındaki sosyal-psikolojiyi de doğru çözümlemek gerektiğini ifade etti. Talat, "Kıbrıslı Türkler, 1974 öncesindeki devlet yapılanmasından sonra Kıbrıs Türk Federe Devleti ile başlayan ve KKTC ile gelişen süreçte, aslında, kendi kendilerini yöneten ve dışarıdaki hiçbir otoritenin yerel ve ikincil uzantısı olmayan bir halk haline gelmek istediklerini dünyaya duyurmuş oldular" şeklinde konuştu.
Kıbrıs Türk Federe Devleti Meclisi'nin, 15 Kasım 1983'te KKTC'yi ilan ederken, bu oluşumu, gelecekte kurulacak iki-toplumlu, iki-bölgeli, siyasal eşitliğe dayalı, Federal Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Kıbrıslı Türk kanadı olarak öngördüğünü ve dünyaya barış arzusunun ilan edildiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Talat, KKTC'nin adada ayrılığı pekiştirmek için değil, tam tersine BM ve uluslararası toplumun da arzu ettiği şekilde iki kurucu kanadın eşit ortaklığında birleşik ve federal bir cumhuriyete hazırlanmak için elverişli koşulların yaratılmasını sağlamak amacıyla kurulduğunu söyledi.
"İKİ HALK BİRBİRİNİ ANLAMALI"
Cumhurbaşkanı Talat, tören alanında halka seslenişinde, barışı elbirliğiyle kurabilmek için, Kıbrıs Türk ve Rum halklarının birbirini daha iyi anlaması gerektiğine işaret etti. Kıbrıs Türk halkının 450 yıla varan kendi kendini yönetme alışkanlığının, kendi hukuki ve idari kurumlarına sahip olma geleneğine dayandığını belirten Talat, "Kıbrıslı Türklerin tarih içindeki yönetim mekanizmalarını tarafsız bir şekilde inceleyecek herkes, KKTC'nin dışarıdan gelmiş bir müdahale ile sıfırdan kurulmadığını, ama yüzlerce yıllık Osmanlı-Türk idari geleneklerine, toplumsal yapılanmalara, tarihsel kurumlara dayandığını anlayacaktır" diye konuştu.
Talat, adanın birleşmesine yüzde 65 oranıyla "evet" diyen Kıbrıslı Türklerin sosyal psikolojisinde ve siyasi tercihinde, kendi kendisini yöneteceği bir devlete sahip olma arzusu ile Kıbrıs'ın birleşmesi arzusunun kesinlikle birbiriyle çelişmediğini, bu iki eğilimin birbirini bütünlediğini vurguladı. "Kendi kendisini yönetme arzusu ile Avrupa değerleriyle birleşik bir Kıbrıs oluşturma arzusunu birbirinden ayırmayan Kıbrıs Türk halkının, bugün AB'den gördüğü ayrımcı, dışlayıcı muamele akıl almaz bir şeydir. Bu tutumla Avrupa, Kıbrıslı Türklere, Haçlılar ve Naziler dönemindeki zihniyeti aratmayacak bir ayrımcılıkla, kültürel ırkçılıkla, dinler savaşıyla yaklaşmaya devam ettiği mesajını veriyor. Ancak akıllarından bu düşünceyi silip, farklı kültür, din ve toplumların çeşitliliğini, bir ayrılıkçılık olarak değil, bir zenginlik olarak gören Avrupalılık idealine bağlanmayı tercih ediyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, yıllardır Kıbrıslı Türklerle güç bölüşümünü arzuluyormuş gibi davranarak dünyayı aldatan Rum tarafına izolasyonların kaldırılması için verilecek bir şey olamayacağını vurgulayarak, "Maraş veya bütünlüklü çözümün diğer unsurları, ancak BM çatısı altında ve bütünlüklü çözüm maksatlarıyla ele alınabilir. Değişik zamanlarda ve değişik koşullarda Maraş'la ilgili önerilerin bizim tarafımızdan ele alınmış ve değerlendirilmiş olması, herhangi bir şey verme karşılığı olmadan verilmiş olan ekonomik izolasyonların kaldırılması sözlerinin tutulması için de pazarlık konusu yapılabileceği anlamına gelmez" diye konuştu.
Talat, Maraş'ın, Papadopulos'a verebilecekleri herhangi bir hediye ya da sus payı olamayacağını belirterek, "Eğer olursa yalanı ve riyayı hoş görmüş, zorbalığa boyun eğmiş oluruz. Ayrıca Rum liderliği, Türkiye'nin AB süreci boyunca Kıbrıslı Türklerin haklarının, parça parça kendilerine devredilebileceğini zannedecektir. Bu da aslında Kıbrıs sorununun çözüm ihtimalini ortadan kaldırmak demek olur. Bugün, Kıbrıs sorununu bilmeden, günü kurtarmak için iyi niyetle çalışan ülkeleri de yanlışa sürükleyerek çözümü onlar eliyle imkansızlaştırırız. Kıbrıs Türk tarafı olarak BM çerçevesinde çalışılacak bütünlüklü bir çözümden yanayız. Bunun için de AB zemininde Rum tarafıyla yapabileceğimiz herhangi bir pazarlık yoktur. AB ile her düzeyde ilişki kurmak ve geliştirmek istiyoruz. Fakat bunun için ne Rum tarafının icazetini kabul ederiz ne de bu ilişkilere onları karıştırırız" şeklinde konuştu.