Elif Kalaycıoğlu
BBC Türkçe Bölümü
Geçtiğimiz yıl 18 ülkede idam cezası infaz edildi
Uluslararası Af Örgütü, Dünya İdam Cezasıyla Mücadele günü çerçevesinde, Amerika'ya idam cezasını kaldırma çağrısında bulundu.
ABD'de geçen yıl 106 idam kararı verildi. Bu, 1977'de idam cezası yeniden uygulanmaya başlandığından beri görülen en düşük rakam.
Ancak Eylül ayında Virginia eyaletinde idam edilen Teresa Lewis, hem ABD'de beş yıldır idam edilen ilk kadın olmuştu. Lewis'in avukatları, müvekkillerinin öğrenme güçlüğü yaşadığını öne sürmüş, verilen cezanın adaletli olup olmadığı uluslararası olarak tartışılmıştı.
Uluslararası Af Örgütü'nün rakamlarına göre, 139 ülke, yani dünyanın üçte ikisinden fazlası artık idam cezasını kullanmıyor.
Uluslararası Af Örgütü'nden araştırmacı Robert Freer, Amerika'nın uluslararası idam cezasıyla mücadele kampanyasındaki önemini anlatıyor.
B BC Türkçe: Bu seneki kampanyanın merkezinde ABD'ye yaptığınız çağrı var. Bu kararı vermenizin nedeni nedir?
Robert Freer: ABD, idam cezasının uluslararası olarak kaldırılmasının önünde çok önemli bir engel teşkil ediyor. ABD, bir yandan insan haklarının yanında bir güç olduğunu söylerken, bir yandan da insanları idam etmeye devam ediyor. Bu anlamlı değil. Eğer küresel olarak bu cezanın kalkmasını istiyorsak, Amerika da idam cezasından vazgeçen ülkelerin arasına katılmalı. Bu uluslararası mücadele için gerçek bir dönüm noktası olur.
Amerika örnek teşkil edecek BBC Türkçe: Ancak idam cezalarının çoğu İran ve Çin'de infaz ediliyor. ABD'nin idam cezasını kaldırmasının bu ülkelerde umduğunuz etkiyi yaratacağını düşünüyor musunuz?
Freer: Tabi ki, İran, Çin ve idam cezasını kullanmaya devam eden diğer ülkelere dair kampanyalar da düzenliyoruz. Ancak bu yıl ABD üzerine yoğunlaşmayı seçtik çünkü eğer Amerika idam cezasını kaldırırsa bunun diğer ülkeleri de etkileyeceğine inanıyoruz. Bu ülkelerin bir kısmı Amerika'yı örnek göstererek idam cezasını kullanmayı meşrulaştırıyor. Bu tabi ki Amerika idam cezasını kaldırırsa diğer ülkeler de hemen kaldıracak anlamına gelmiyor. Ama Amerika'nın bu ülkelere örnek teşkil edeceği kesin.
ABD'de idam ve demokrasi BBC Türkçe: Çağrıda uluslararası kamuoyunun idam cezasından uzaklaştığını ve bunun Amerika'yı yalnızlaştırdığını söylüyorsunuz. Peki, Amerika'da idam cezasının kaldırılmasına dair direnç noktaları neler?
Freer: Bu zor bir soru ancak öncelikle Amerikan toplumunun da idam cezasından uzaklaştığı belirtmek gerekir. Bizim Amerika'ya odaklanmamızın bir nedeni de ülkeye bir sonraki adımı atması çağrısında bulunmak. On yıl öncesine göre infaz edilen idam cezalarının sayısı epey düşmüş durumda. Kamuoyu yoklamalarında da idam cezasına verilen destek on sene öncesinin çok altında bir düzeyde. Burada ilginç olan Amerika'nın idam cezasını kullanmaya devam etmesini demokrasi üzerinden açıklaması. Yetkililere göre, eğer vatandaşlar idam cezasının kaldırılmasını istiyorlarsa, idam cezasını kaldıracak siyasetçilere oy verirler. Başka ülke örneklerine baktığımızda ise görüyoruz ki, hükümetler cezayı kaldırmadan önce kamuoyunun fikrinin bu yönde değişmesini beklememiş. Dolayısıyla, Amerikalı yetkililer idam cezası konusunda kamuoyunun görüşüne liderlik etmek yerine onu takip etmeyi seçmiş durumdalar.
Kamuoyu bilinçli değil BBC Türkçe: Peki sizin bu yaklaşıma dair itirazınız nedir?
Freer: Bizim buna dair itirazımız yapılan bilinçli kamuoyu varsayımı. Kamuoyunun bu konuda bilinçli olduğunu varsaymak doğru değil çünkü Bence Amerika'da da toplumun idam cezasından soğuyor olması, bu cezaya dair son 20 senelik deneyimle ilişkili. İdamı beklerken masum olduğu anlaşılan kişiler bu yönteme olan desteğin azalmasında kesinlikle etkili oldu.
İngiltere ile ilişkiler gerilecek mi? BBC Türkçe: Bir yandan da İngiltere idam cezasının uluslararası olarak kaldırılmasında öncülük etmeye karar verdiğini açıkladı. Sizce bu Amerika-İngiltere ilişkilerinde gerilime neden olacak mı?
Freer: Amerika ile iyi ilişkileri olan ülkelerin Amerika'ya idam cezası konusunda yanlış yolda olduğunu anlatmaya karar vermeleri çok olumlu bir gelişme. Bu ülkeler Amerika'ya idam cezasının kaldırılmasında öncülük etmesi gerektiğini, bunu yapmamasının insan hakları savunuculuğuna gölge düşürdüğünü söylemeliler. Dolayısıyla, İngiltere'nin bu konuda yapacağı bir öncülüğün Amerika ve İngiltere arasında gerilime neden olacağını düşünmüyorum. Fakat İngiltere'nin Amerika üzerindeki etkisi ne kadar büyük olur bilemiyorum. Bu ülkeler Amerika'ya idam cezasını kaldırma kararlarını anlatabilir, bu kararın suç artışına neden olmadığını, idam cezasına gerek olmadığını gösterebilir. Dolayısıyla, Amerika'ya bu konuda baskı yapan ülke sayısının artması olumlu gelişmeler doğuracaktır.