ABD, Suriye hükümetinin muhaliflere karşı şiddet kullanmasını kınadı.
Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, Suriye hükümetinin muhaliflere karşı acımasızca şiddet uyguladığı belirtilerek, Washington'un, Avrupa ülkeleri tarafından BM Güvenlik Konseyi'ne sunulan karar tasarısını desteklediği ifade edildi.
Açıklamada, "Suriye hükümeti, ülkeyi tehlikeli bir yolasokuyor " denildi ve şiddete hemen son verilmesi istendi.
BM Güvenlik Konseyi üyelerinden İngiltere, Fransa ile birlikte Almanya ve Portekiz Konsey'e Suriye'yi kınayan bir karar tasarısı sunmuştu.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Suriye'de rejim tarafından sivillere karşı askeri güç kullanılmasının "kabul edilemez" olduğunu ve bu ülkede şiddet olaylarının sürmesinden "derin endişe" duyduğunu bildirdi.
Ban Ki-mun sözcüsü Martin Nesirky aracılığıyla yaptığı açıklamada, Suriye makamlarının halkını korumak ve haklarına saygı göstermek zorunda olduğunu belirterek, Suriye'deki şiddet olaylarından derin endişe duyduğunu kaydetti.
"Sivillere karşı askeri güç kullanılması kabul edilemez" diyen Ban, Suriye makamlarını gerçek reformları yapmaya çağırdı.
BM sözcüsü Martin Nesirky, hükümet aleyhine düzenlenen protesto gösterilerine karşı tutumu nedeniyle uluslararası baskı altında bulunan Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un telefonlarına çıkmadığını belirtmişti.
Nesirky, Kuveyt ajansı KUNA'nın, ''Genel Sekreter'in, Esad'ı aradığı, ancak 'devlet başkanının müsait olmadığının' söylendiği'' yönündeki haberini doğrulamıştı.
Sözcü, Ban'ın bütün hafta Esad'la konuşmaya çalıştığını ancak Suriye liderine ulaşamadığını kaydetmişti.
Muhalefetten orduya suçlama
Suriye'nin kuzeyindeki muhalefet eylemcileri, orduyu Cizr el-Şuhur kasabası çevresinde tarlaları ateşe vermekle suçladı.
Muhalefet grupları içindeki eylemciler, BBC'ye verdikleri bilgilerde, Suriye ordusuna bağlı savaş helikopterleri ve tanklar kasabaya ateş açarken, ilerleyen askeri birliklerin evleri buldozerlerle yerle bir ettiklerini, tarlaları ve hasadı ateşe verdiklerini söylüyorlar.
Yöre halkı Cizr el-Şuhur kasabasının hemen tamamen boşalmış halde olduğunu ve binlerce insanın sınır ötesine, Türkiye'ye geçmeye çalıştığını anlatıyor.
Muhalefet ayrıca, güvenlik birimlerinin çeşitli kent ve kasabalardaki hükümet aleyhtarı göstericilere ateş açtığını; 20'yi aşkın insanın öldüğünü belirtiyorlar.
Suriye'de dün de, başkent Şam'ın bir banliyösü de dahil, çeşitli kesimlerinde geniş çaplı gösteriler olduğu bildiriliyor.
Yetkililerse, protestocuların ateş açtığını savunuyor.
Uluslararası Kızıl Haç Örgütü, şiddet olaylarına hedef olanlara ulaşılmasına derhal izin verilmesi gerektiğini bildirdi.
Öte yandan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, olayların başlangıcından itibaren Türkiye'ye sığınanların sayısının 2800'e ulaştığını açıkladı.
Davutoğlu, gelenlerin yüzde 90'ının çocuk, yaşlı ve kadınlardan oluştuğunu söyledi.
Dışişleri Bakanı bir soru üzerine, "şu anda sınırda tampon bölge oluşturma gibi bir niyetlerinin olmadığını" açıkladı.
Ahmet Davutoğlu, şartlar normalleşinceye kadar ellerinden geldiği kadar sığınmacıyı ağırlamaya çalışacaklarını dile getirirken, Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwell de Türkiye'ye insani yardım konusunda destek olacaklarını açıkladı.