TRABZON (İHA) - Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Korel Göymen, müzakerelerin başlamasının ardından Türkiye'ye bir takım kısıtlamalar getirileceğini, bu durumun da ülkede AB'ye verilen çoğunluk desteğini azaltacağını söyledi.
AB'nin tek boyutlu bir yapı olmadığını ve 25 ayrı ülkeden oluşmuş birlikte üye ülkelerin birbiriyle çelişen menfaatleri olduğunu belirten Prof. Göymen, "Birbiriyle çelişen menfaatleri bulunan bu ülkelerin bir kısmı kendi stratejik ve ekonomik menfaatleri dolayısıyla Türkiye'nin tam üyeliğine destek verirken, bir kısmı da buna karşı çıkıyor. İngiltere 3 Ekim'de neden Türkiye'yi hararetle destekledi? Çünkü İngiltere'nin Avrupa vizyonu derinleşen bir Avrupa'yı değil tam tersine gevşek bağlarla birbirine bağlanmış bir Avrupa'yı istiyor. Yani hükümetlerarası işbirliğini öngören bir Avrupa. Dolayısıyla İngiltere Türkiye'yi tarih boyunca sevdiği için değil, menfaatlerine uygun olduğu için destekliyor" dedi.
AB'yi tek boyutlu bir yapı olarak algılamanın doğru olmadığını kaydeden Prof. Dr. Göymen, "AB içindeki ülkeler ve yine her bir ülkenin içindeki farklı kesimlerin, Türkiye'ye farklı nedenlerle değişik şekillerde baktıklarını hatırlamakta yarar var. Türkiye'de de durum farklı değil. Türkiye'de tek boyutlu bir yapı değil. Bizde de bilerek ya da bilmeyerek ya da menfaatlerine uygun olduğu için AB'yi isteyenler veya istemeyenler var" diye konuştu.
"AB ile müzakerelerin başlamasının ardından daha fazla sıkılacağız" diyen Göymen, "Müzakerelerin başlamasının ardından Türkiye'de şu anda AB'ye daha fazla olan çoğunluk desteği azalacak. Neden? Çünkü belirli kısıtlar gelecek, standartlar ortaya konulacak. Yaptığımız her şeyi yeniden gözden geçirmek zorunda kalacağız ve sıkılacağız. 'Bunlar da çok oluyor' diyeceğiz. Türkiye'nin şartlarının Avrupa'nın şartlarından farklı olduğunu söyleyeceğiz. Bunların her biri haklı olacak, ama şu gerçeği değiştirmeyecek. Bütün bu kısıtlar, standartlar, dayatmalar, yönlendirmeler salt AB'den kaynaklanan zorluklar değil küreselleşme denilen yeni dünya düzeninin getirdiği gerekler olacak. Getirilen kısıtların bir kısmı da AB'den değil, Türkiye'nin daha önce imza koyduğu çeşitli antlaşmalardan kaynaklanıyor" açıklamasında bulundu.