Adana - Soylu, partisinin il başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, Adana'da yaşanan seçim süreci değerlendirdi. Kentte seçim, sayım, denetim ve yürütme konusundaki maratonun devam ettiğini belirten Soylu, şunları söyledi:
"Gerek milletvekillerimiz gerek il başkanımız gerek teşkilatımızın bu konudaki değerlendirmeleri ve bizim ortaya koyduğumuz değerlendirmelerde Adana seçimlerinde yüksek bir şaibe olduğu ortadadır. Ayrıca Adana'da Türkiye'nin tüm vilayetlerinden ve bölgelerinden farklı bir şekilde başka bir unsur da göze çarpmaktadır. Bu unsur 2009 seçimlerinde ve daha önceki seçimlerde de maalesef hem Adana seçmeni ve kamuoyu tarafından tespit edilmiş hem de gerek Türkiye kamuoyu tarafından Adana seçimlerinin bundan önceki tartışmalarının üzerine bir şekilde değerlendirme altına alınmıştır. Adana'da bir seçim şirketi vardır. Yani Adana'daki seçim sonuçlarını belirlemek, halkın iradesinin sandığa ve tam olarak seçimin sayım, döküm işlerine ve seçim sonuçlarına yansımamasını kendi istekleri, arzuları, kendi idealleri çerçevesinde böyle bir değerlendirme ortaya koyabilmek için uzun yıllardan beri belki herkesin bildiği fakat maalesef buna karşı tedbir alınmayan bir seçim şirketi hususu söz konusudur. Yani Adana maalesef bugün bir seçim yolsuzluğu ile karşı karşıyadır."
Soylu, dün CHP Adana Büyükşehir Belediye Başkan adayı Yıldıray Arıkan'ın basın toplantısı yaptığını hatırlatarak, şöyle devam etti:
"Bu toplantıda özellikle 1999'dan itibaren maalesef Adana seçimleriyle ilgili böyle bir kaygının, şüphenin, yolsuzluk hadisesi olduğunu çok net bir şekilde ortaya koydu. Buna karşın Adana'nın CHP il Başkanı ve CHP Genel Başkan Yardımcıları bu açıklamayı şiddetle reddetme ihtiyacı duydular. Yani demokraside, seçim sistemlerinde hakkın ortaya çıkmasına özellikle siyasi partilerin bu denli itiraz etmeleri ve kendi adaylarının bu konudaki şüphelerini ortadan kaldırabilecek birtakım değerlendirmelerde bulunmalarını kabul etmek elbette mümkün değildir. Anlaşılan o ki burada ittifak ötesi bir ittifak söz konusudur. Yani bir taraftan Cumhuriyet Halk Partisi ittifakı, bir taraftan Milliyetçi Hareket Partisi ittifakı, bir taraftan cemaat ittifakı, bir taraftan da özellikle Çukurova seçim bölgesinde yaşanan olaylar da tamamıyla hem tüyler ürperticidir hem seçim hukuku açısından da son derece zarar vericidir. Yani burada bir seçim kurulunun dün akşam seçimin sağlığı açısından itiraz edilen sandıkların ve geçersiz oyların sayılması konusunda almış olduğu kararı ertesi sabah hiçbir maddi bir değişiklik söz konusu olmadan, herhangi bir itiraz söz konusu olmadan ilgili seçim kurulu hakimin 'biz bunu tekrar değerlendirmek zorundayız' lafı getirmesi ve Saadet Partili üyenin dün akşam 'evet bunlar açılmalıdır, burada şaibe vardır' demesine rağmen bu sabah şaibenin olmadığını iddia edip dönüp sandıkların açılması konusunda ret oyu vermesi dün geceden sabaha kadar birçok olayın seçim şirketi tarafından koordine edildiğinin ortaya çıktığının apaçık delilidir, göstergesidir. Bir taraftan CHP'liler 'aman sandıklar açılmasın' diye gayret gösterecekler, diğer taraftan Saadet Partililer 'aman sandıklar açılmasın' diye gayret gösterecekler peki herkesin huzurunda sayılan sandıkların açılmasından bu denli endişe, korku ve bu denli hem seçim kurulunun hem oradaki hakimlerin hem üyeler bir şekilde sandıkların sağlıklı bir şekilde sayılabilmesinin temini. Kaydırmalar var neredeyse bütün ilçelerde, tutanaklarda 4 imza olması gerekirken bir, iki, üç imzalı tutanaklar var. Videolar, fotoğraflar var. Televizyonlarda, sosyal medyada yayınlanan elektrik kesintisi esnasında insanların nasıl ve ne şekilde o tutanakları tekrar hazırlayıp, oyları nasıl tasnif ettiği ortada net açık ve bir şekilde durmaktadır."
MHP yöneticilerinde, Adana'da seçimin işleyişine olağanüstü bir baskı söz konusu olduğunu savunan Soylu, şunları kaydetti:
"MHP, bir iki gündür bütün seçim kurullarına gidiyor, itiraz etmeye, baskı ortaya koymaya çalışıyor, fiili baskı ortaya koymaya çalışıyor. Biraz önce biz bir seçim kuruluna gittik sadece başarılar diledik, orada bulunan MHP taraftarları ona bile tahammül edemediler. Yani Türkiye'de AK Parti'ye 'baskıcı bir yönetimtarzı' diye eleştiride bulunanlar, Cenab-ı Allah şöyle bir şey nasip etse bize, 6 ay, 1 yıl MHP'ye bu ülkede bir iktidar versin de bak bakalım bu adamlar otobüse binerken bile kendilerinden izin alınmasını isterler. Böyle seçimin sağlıklı bir şekilde neticelenmesi söz konusu mümkün değildir." (AA)