HABER

Af Örgütü'nde Müslüman bir kadın

CENEVRE (İHA) - Uluslararası Af Örgütü'nün Müslüman ve Asyalı kadın Genel Sekreteri İrene Han, bir yıllık görev süresinde yaşadıklarından güç aldığını belirterek, "Deneyimler beni güçlendiriyor. Şiddetle, işkence ile karşı karşıya kalmış insanları gördükçe onlardan güç alıyorum, çünkü onların devam edecek gücü var. Bu durumda bizim güçsüz olmaya hakkımız yok" diyor.

Bangladeşli bir kadın olan İrene Han'ı Londra'ya Uluslararası Af Örgütü'nün merkezine getiren yol, gençliğinde tanık olduğu şiddet olmuş. 45 yaşındaki Han, ilk gençliğinde Bangladeş iç savaşının sonuçları ile karşı karşıya kalmış. Okuluna devam edebilmesi için ailesinin yurt dışına gönderdiği Han, Kuzey İrlanda'da yine iç savaş şiddeti ile karşılaşmış. Bu durumu kabullenip oturmayı değil, değiştirmeyi tercih eden İrene Han, şöyle diyor:
"Daha çok gençken, yoksulluk ve insan hakları ihlallerine karşı birşeyler yapılması gerektiğini düşünüyordum. İç savaşı, insanın kimliğinin oluştuğu bir dönemde, ilk gençliğimde yaşadım. Şiddetin yanı sıra, bir ülkenin yeniden inşa edilmesine de tanık oldum."

HAN, BİR KIZ ANNESİ İngiltere'de ve ABD'nin elit üniversitelerinden Harvard'da hukuk okuyan İrene Han, sadece mesleğini uygulamak değil, aynı zamanda hayatı değiştirmek istemiş. İnsan hakları konusunda uzmanlaşan İrene Han, Cenevre'de Uluslararası Hukukçular Komisyonu'nda çalışmaya başlamış, ardından BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne geçmiş. Eşi Alman olan ve 14 yaşında bir kızı bulunan İrene Han, çocuk büyütürken işini bırakmayı hiç düşünmediğini ifade ederek, "İyi bir anne olmak için, kendimle barışık, mutlu bir insan olmam gerektiğini biliyordum. Kızımı istediğim zaman doğurdum ve işime devam ettim. İnsan hakları savunucusu olarak iyi bir anne de olduğumu düşünüyorum. Kızıma yaşamımda ve işimde geliştirdiğim insani değerleri verebildim" diye konuşuyor.

İLKLERİN KADINI, ÖRGÜTÜN PROGRAMINI GENİŞLETECEK İrene Han'ın bir yıl önce Af Örgütü'nün merkezine geçmesi ile birlikte yeni bir dönemin başladığına dikkat çekiliyor. Bu görevdeki ilk kadın, ilk Müslüman, ilk Asyalı ve ilk anne olarak kadının insan haklarına özel bir önem veriyor:

İrene Han, örgütün programını genişletmeyi istiyor. Örneğin yoksulluk ve buna bağlı sağlık ve eğitim sorunlarını da insan hakları ihlali olarak görüyor. İslam ülkeleri ile diyaloğa da özel bir önem veriyor. İslam ülkelerinin, insan haklarını batılı Hıristiyan ülkelerin buluşu olarak nitelendirmesine karşı çıkıyor ve "Ben Müslüman olduğum için Müslüman ülkelerdeki insan hakları ihlalerine dikkat çekmeyi özellikle istiyorum. Bu benim görevim. Politik doğruculuk yapmadan da insan hakları ihlalleri konusundaki sorunları dile getirebilirim" diyor.

ZORLU GEÇEN İLK YIL İrene Han, göreve geldiği ilk yıl içinde Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref'le yaptığı görüşmelerle gençlere ölüm cezası uygulamasını kaldırtabilmiş. Görevdeki ilk yılının zor geçtiğini kabul ettiğini, yine de bu göreve gelmiş olmaktan memnun olduğunu ifade eden Han, bu konuda duygularını şöyle dile getiriyor:
"Yeni işimin yaşamımda büyük bir değişiklik meydana getireceğini biliyordum. Ama bu değişiklikten ve edindiğim deneyimlerden dolayı bu kadar müteşekkir olacağımı beklemiyordum."

İrene Han, ileriki günlerde Afrika'ya, oradan Rusya'ya ve belki yeniden Ortadoğu'ya gidecek. Han, her yerde karşılaştığı haksızlıklar ve şiddete tahammül edebilmenin ise ancak mücadele ile mümkün olduğunu biliyor.

En Çok Aranan Haberler