İzmir (AA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Lübnan'a asker gönderilmesiyle ilgili eleştiriler konusunda, "Afganistan'a giderken terör yok muydu Allah aşkına? Kosova'ya giderken, Bosna Hersek'e giderken yok muydu? Yine vardı... Silahlı Kuvvetlerimizin gücü, bir mevzii güç değildir. Şu anda özellikle NATO içinde ABD'den sonra ikinci büyük güç Türk Silahlı Kuvvetleri'dir. O tür bir yaklaşım silahlı kuvvetlerimizi küçümsemek demektir" dedi.
Erdoğan, partisinin İzmir İl Başkanlığı'nın Balçova Princess Otel'de verdiği yemekte yaptığı konuşmada, AB içinde Türkiye ile ilgili tartışmaların, ülkenin büyüklüğünden ve zenginliğinden kaynaklandığını savundu.
Ortadoğu'daki bütün ihtilaflı devletlerle iletişim kanalı açık tek ülkenin, Türkiye olduğunu ifade eden Erdoğan, bölgedeki gelişmelerle ilgili olarak Türkiye'nin inisiyatifin sıradan bir olay olmadığını kaydetti. Erdoğan, şöyle devam etti:
"(Türkiye, Lübnan'a gitsin mi gitmesin mi? Türkiye'nin içinde terör var, terörle uğraşırken burayı bırakıp, oraya gitmek... Bunlar doğru mu? Bu, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yükünü ağırlaştırmıyor mu?) Şecaat arz ederken, sirkatini söylüyorlar...
Bakınız, içinize ne kadar kapanırsanız, bulunduğunuz bölgede hiçbir inisiyatifiniz, hiçbir ağırlığınız kalmaz. Eğer siz yoksanız, bir başkaları olacaktır. Siyaset boşluk kabul etmez... Bu, içerde de dışarıda da böyledir.
Tarih boyunca ecdadımız bunu yapmıştır... Ta Hint yarımadasına eğer kadırgaları göndermişse, boşuna göndermedi... Ta Endonezya'nın Açe Adası'na buradan, donanma gönderdiyse, boşuna göndermedi... İşte, Türkiye de Lübnan'a bunun için gidiyor...
Bir tarafta ağlayan yavruları seyrettikçe ağlayacaksın, öldürülen anneleri gördükçe, yaşlıların öldürüldüğünü gördükçe ağlayıp, üzüleceksin, ondan sonra diyeceksin ki 'Orada bizim ne işimiz var?...' Peki, ne yapacağını söyle... Kuru kuruya tribünden seyretmekle bu iş olmaz. Çözümü var mı söyle? (E, bizim orada ne işimiz var?...)"
Türk askerinin Lübnan'a talep üzerine ve BM kararıyla gittiğini vurgulayan Erdoğan, Lübnan'a savaşa değil, barışı korumak için gidileceğini söyledi.
Erdoğan, şöyle konuştu:
"Halkın yanıltıldığı bir konu var. Adeta, sanki biz savaşa gidiyoruz, böyle gösteriliyor... Hiçbir BM gücü oraya savaşa gelmiyor... Kararı alınmış, taraflarca kabul edilmiş, barışı korumak için oraya gidiyorlar... Halkı aldatmasınlar...
Oraya gidecek olan gerek diplomatlarımız, gerek askerlerimiz, New York'ta BM yetkilileriyle oturup konuşacaklar. Nerede, nasıl, neler gerekiyor, gücümüz ne olacak? Bunları da sorumlu bakanlarımız başta Genelkurmay, Dışişleri Bakanlığı, oturup konuşacaklar. Nihai kararı birlikte vereceğiz. İlgili kurumlarımızla beraber istişaresi yapılarak, bu kararlar veriliyor."
Bu konuda medyanın da desteğini isteyen Erdoğan, "Bunlara hep birlikte desteğimizi vereceğiz ki onları moralize edeceğiz. İnşallah oradaki 1 yıl, Ağustos 2007'ye kadar olan süreçte çalışmalarını inşallah sürdürsünler" dedi.Başbakan Erdoğan, teröre karşı bütün güçleriyle çözüm aradıklarını da dile getirerek, bu olayın uzun soluklu bir mücadele olduğunu, dünyanın değişik ülkelerinde bu tür olayların yaşandığını anlattı.
Erdoğan, şöyle devam etti:"Bunları asla kabullenmemiz mümkün değil, asla bunlara tahammül etmemiz mümkün değil. Yüreklerimizin nasıl parçalandığı malumdur... Fakat bu mücadele er veya geç verilerek, inşallah minimize edilecek, kökü kurutulacaktır... Bu mücadele için yapılması gereken neyse, gerek Silahlı Kuvvetlerimiz, gerek emniyetimiz, gerekse siyasi kadrolarımız olarak düşünüyor, el ele verip adımlarımızı atıyoruz. Ağzı olan konuşuyor... Ama dikkat edin, bu konuşanların hiçbiri kalkıp da, (Şunu söyle yaparsanız sorunu çözeriz) demiyor...Ne diyorlar? (Ben şimdi söylersem seçim var yakında. İktidara geleceğiz, geldikten sonra yapacağız...) Bildiğin bir şey yok senin... Biz, onların da iktidarlarını gördük... Hepsi bu ülkede iktidarı yaşadılar. Onların iktidarları döneminde de bu ülkede terör vardı... Şu anda Parlemento'da olan siyasilerin kendileri bu ülkede iktidar oldular... Onların iktidarları döneminde de terör vardı, niye kurutamadılar, niye çözemediler? Kendimizi aldatmayalım... Teröre karşı el ele, omuz omuza vereceğiz, mücadelemizi sürdüreceğiz... Bu ülkede öyle günler oldu ki 38 yavrumuz şehit oldu. Bir yılda 600-700 verdiğimiz şehitler oldu..."
Bu durumun 30 yıldır devam eden bir süreç olduğunu ancak mücadelenin devam ettiğini de belirten Başbakan Erdoğan, "Duramayız, çünkü bizim sorumluluğumuz, mesuliyetimiz bu" dedi.
Türkiye'yi bölgesinden ve dünyadan soyutlayarak, siyaset yapılmasının mümkün olmadığını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Afganistan'a giderken terör yok muydu Allah aşkına? Kosova'ya giderken, Bosna Hersek'e giderken yok muydu? Yine vardı... Silahlı Kuvvetlerimizin gücü bir mevzii güç değildir. Şu anda özellikle NATO içinde ABD'den sonra ikinci en büyük güç Türk Silahlı Kuvvetleri'dir. O tür bir yaklaşım, aslında, Silahlı Kuvvetlerimizi küçümsemek demektir. Bu da çok ciddi bir yanlıştır... Türkiye'yi bölgesinden ve dünyadan soyutlayarak siyaset yapamazsınız. Bu yüzden bütün meselelerimizi özellikle bir bütün olarak ele almayı, küresel pencereden bakmayı, resmin tamamını görmeye başarmak zorundayız."