AFYONKARAHİSAR (İHA) - Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erol Şengör, Kuş Gribi'nden kurtuluş şansının olmadığını belirterek, "Afyonkarahisar'da 6-7 milyon civarında yumurta tavuğu var. Bu hayvanlar büyük risk altında olabilir" dedi.
Balıkesir'in Manyas İlçesi'nde görülen Kuş Gribi vakası, Türkiye'nin önemli tavukçuluk merkezlerinden birisi olan Afyonkarahisar'daki üreticileri de korkutuyor. Bu kapsamda Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) ile Afyonkarahisar Ticaret Borsası (ATB) tarafından ortaklaşa düzenlenen bir toplantıyla yumurta ve tavuk sektöründe faaliyet gösteren firmaların temsilcileri bilgilendirildi. ATSO Meclis Salonu'nda düzenlenen toplantıda konuşan Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Veteriner Fakültesi Öğretim Üyelesi Doç. Dr. Erol Şengör, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Konuşmasına, "Allah dedi ki; ne haliniz varsa görün" diyerek başlayan Şengör, "Allah bugüne kadar bizi bu hastalıktan koruyordu. Dünyanın çeşitli ülkelerinde kol gezen bu melanet, üreticilerin üzerinden de kaç sene geçti durdu. Fakat bize uğramadı. Devamlı olarak 'Bu hastalık bizde yok' diye iftihar ettik. En sonunda bu güzelliği devam ettirmeyi beceremedik" diye konuştu.
Avrupa Birliği'nin (AB), dünyada hayvan refahına en çok önem veren ülkeler grubu olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Erol Şengör, "AB, 'Hayvanları kapalı yerde tutmayalım, onları kafese koymayalım, onlar mutlaka güneş görsün, onları karanlıkta yetiştirmeyelim' diyerek hayvan refahını savunan ülkeler grubudur. Bugün bu ülkeler grubundan Hollanda ve Almanya, canı çok yandığı için sokak tavukçuluğunu yasakladı. Dolayısıyla açıkta tavuk beslemek bu ülkelerde yasak. Bizde bu konuda herhangi bir yaptırım yok. Görüyoruz ki; bu olayın patlamasında en büyük neden, açıkta beslenen bir hindi sürüsü. Tarım Bakanlığı bana göre Türkiye'de en başarılı dönemini yaşıyor. Hiçbir Tarım Bakanı da, bu Tarım Bakanı gibi konuya hakim olamadı. Tarım Bakanlığı'nı ve başındaki bakanı da kutluyorum. Çok güzel bir şekilde olaya el koydular. Olayı bir çerçeve içine aldılar. İnşallah bu çerçeve kırılmadan orada bastırılır ve bu hastalık olduğu yerde bir çukura gömülerek bitirilir. Türkiye'nin tavukçuluk olarak popülasyonu en yoğun olduğu yerlerden birisi de Afyonkarahisar'dır. Burada 6-7 milyon civarında yumurta tavuğu var. Bu hayvanlar büyük risk altında olabilir. Şu anda hiçbir şey yok. Ama olduktan sonra, testi kırıldıktan sonra çocuğu dövmenin de bir anlamı yok. Çocuğu döveceksek, testiyi kırmadan kulağına dokunup testiye sahip çıkmasını sağlayacağız" şeklinde konuştu.
FAREYLE MÜCADELE UYARISI Kuş Gribi'nden kesinlikle kurtuluş şansı olmadığını vurgulayan Şengör, "Tek önleme çaremiz var. O da biyogüvenlik. Aşı konusu ise kesinlikle itibar etmememiz gereken bir olaydır. Kuş Gribi'nin şu anda aşısı yok, ama 3 gün sonra bunun aşısı çıkar. Çünkü ticari ortam son derece rekabetçi. Her gün çeşit çeşit ürünler piyasaya çıkıyor. Tarım Bakanlığı izin verirse bunu da mutlaka Türkiye'ye birileri getirir. Ben elimden geldiğince Tarım Bakanlığı'nın böyle bir şeye izin vermemesi için savaşıyorum. Biz Türkiye'de bu hastalıkla koyun koyuna yaşamak istemiyoruz. Bu hastalıktan arınmış olarak yaşamak istiyoruz" dedi.
Kuş Gribi'nde fare ve yabani kuşlarla mücadelenin son derece önemli olduğunu vurgulayan Şengör, şunları söyledi:
"En önemli olaylardan bir tanesi de budur. Kümesimize bütün hastalık etkenleri bu melanetlerle geliyor. Bunlar her türlü virüsü taşıyor. Bir kümeste 1 tane fare görüyorsak 50 tane var demektir. 2 tane görüyorsak 100 tane var demektir. Önlemleri aldınız, hiç fare görmüyorsunuz. 'Biz bu işte başarılı olduk arkadaş. Tamam yeter artık, bu fareyle mücadeleye fazla masraf etmeyelim' dediğiniz ve ipin ucunu bıraktığınız anda olay derhal eskiye döner. Baş edemeyeceğiniz ve çok daha fazla para harcayacağınız boyutlara gelir. Bu fare mücadelesini, fare görmediğiniz süre boyunca yapın. Bunu fuzuli olsa bile yapmamız gerekiyor. Farelere önlem olarak kümeslerimizin çevresini 1 metre eninde mıcırla çevirelim. Fareler ucu keskin mıcırların üzerinden geçemiyor. Farelerin ayakları çok naziktir. Keskin taşların üzerinden fareler yürümez. Eğer kümeslerin etrafı ucu keskin mıcırla çevrilirse, farelere karşı önlem almış olursunuz."