HABER

AK Parti 28. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı

Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan: (7) - "Suriye'deki terör bataklığını kurutmaya yönelik adımları atmayı ve derhal S-400 ve benzeri güvenlik tahkimatlarını yapmayı sürdüreceğiz" - "Ermeni tehciri ne bir soykırım ne de büyük felakettir. Bu sadece bir asır öncesinin çok sıkıntılı şartlarında yaşanmış acı bir olaydan ibarettir"

Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Suriye'deki terör bataklığını kurutmaya yönelik adımları atmayı ve derhal S-400 ve benzeri güvenlik tahkimatlarını yapmayı sürdüreceğiz." dedi.

Erdoğan, Kızılcahamam Eliz Hotel'de düzenlenen AK Parti 28. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın açılışında konuştu.

Her konuda olduğu gibi Ermeni meselesi konusunda da Türkiye'deki arşivlerin araştırmacılara açık olduğunu belirten Erdoğan, "Hodri meydan. Üçüncü ülkelerde varsa onlar da açsınlar. Onlar da bu çalışmaları yaptılar ama gelmiyorlar. Biz yıllardır bunları, ta Başbakan olduğum andan itibaren, hep söyledik ama gelmiyorlar. Niye? İşlerine gelmiyor. O arşivlerde nelerin olduğunu gayet iyi biliyorlar. Onun için gelmiyorlar. Onun için de parlamentolar vasıtasıyla, buralarda çevirdikleri yalan dolan birçok şeylerle bunu yapmanın gayreti içine giriyorlar. Amaçları, dönemin gerçeklerini anlamak olan herkes, bu arşivlere girip belgeler üzerinden çalışmasını yürütebilir." diye konuştu.

- "Ermeni tehciri ne soykırımdır ne de büyük felakettir"

Bunun dışındaki her ithamı, söylemi, her mesajı reddettiklerini ifade eden Erdoğan, "Ermeni tehciri ne bir soykırımdır ne de büyük felakettir. Bu, sadece bir asır öncesinin çok sıkıntılı şartlarında yaşanmış acı bir olaydan ibarettir. Türkiye'yi suçlayanlara sadece Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında 70 milyon insanın ölümünden sorumlu olduklarını hatırlatıyoruz. Fransa Cumhurbaşkanı Sayın Macron'un önce bu işleri öğrenmesi lazım. Bu işleri bilmiyor." dedi.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un yanış kılavuz seçtiği için yanlış konuştuğunu belirten Erdoğan, "Fransa'da 700 bin Ermeni var diye onlara mesaj vermek, Bay Macron, seni kurtarmayacak. Önce siyasette dürüst olmayı öğren. Siyasette dürüst olmadıkça kazanman mümkün değil. Kaybedeceksin." değerlendirmesinde bulundu.

Macron'un Ermeni meselesinde takındığı tavrın doğru olmadığını, bunu defalarca şahsına söylediği için bu konuşmasında da açıkça söylediğini aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

"Avrupa Yahudilerinden Cezayir ve Tunus Müslümanlarına kadar gerçekten soykırıma tabi tutulmuş nice halklar biliyoruz. Afrika'nın her köşesinde ve Güney Amerika'da birbirine kırdırılan veya doğrudan Avrupalılar tarafından yok edilen nice toplumlar vardır. Son çeyrek asırda Bosna'da, Karabağ'da, Filistin'de, Arakan'da, Irak'ta, Suriye'de katledilen milyonlarca Müslüman'a uygulanan, soykırım teşebbüsü değil midir? Bu kavram kullanılarak itham edilemeyecek tek ülke Türkiye'dir. Çünkü bu millet, sözü edilen tarihte fail değil, maktul durumundadır. Tüm bu gerçekleri her fırsatta muhataplarımıza ve uluslararası kamuoyuna anlatmayı sürdürdük, sürdüreceğiz. Bundan geri adım atmamız da mümkün değil."

- "Amerika ile S-400 meselesinde de ciddi görüş ayrılıkları içindeyiz"

Erdoğan, dünyada ve bölgede İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki en büyük değişimlerin yaşandığı dönemden geçildiğini ve bu değişimlerin çoğunun insanların güvenliğini, huzurunu, onurunu ve refahını tehdit edecek mahiyette olduğunu söyledi.

Amerika'nın uluslararası ticaretten nükleer silahlanmaya kadar geniş bir alanda küresel sistemi sarsan adımlarının etkilerinin sürdüğüne işaret eden Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Suriye'de müttefiklik ilişkimize asla yakışmayacak politikalar izleyen Amerika ile S-400 meselesinde de ciddi görüş ayrılıkları içindeyiz. Türkiye'nin Irak ve Suriye kaynaklı terör tehditlerine karşı aldığı önlemlerin ve yaptığı operasyonların meşruiyeti tartışılmazdır. Buna rağmen Amerika'nın ısrarla bölücü terör örgütüyle birlikte hareket etmeye kalkmasını, güvenliğimizi güçlendirmeye ve çeşitlendirmeye yönelik tasavvurlarımıza karşı çıkmasını üzüntüyle takip ediyoruz. Kim ne derse desin, bizim için asıl önemli olan ülkemizin ve milletimizin istiklali ve istikbalidir. Bu uğurda 15 Temmuz'da canını ortaya koymuş bir millet olarak, Suriye'deki terör bataklığını kurutmaya yönelik adımları atmayı, S-400 ve benzeri güvenlik tahkimatlarını yapmayı da sürdüreceğiz. Şu şöyle demiş, bu böyle demiş, hepsi bir kenara. Biz ne diyoruz o önemli."

- "AB sürekli önümüzü kesiyor"

Avrupa Birliği'ne tam üyeliğin, Türkiye'nin 1963'ten beri ısrarla, samimiyetle arzu ettiği bir statü olduğunu kaydeden ve özellikle AK Parti iktidarları döneminde bu konudaki tüm kriterlerin yerine getirildiğini, tüm şartların oluşturulduğunu anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Buna rağmen ülkemizin hala tam üye olamamasının yegane sebebi, Birliğin izlediği tutarsız politikalardır. Biz, tüm yükümlülüklerini ifa etmiş, tüm sözlerini tutmuş bir ülke olarak Avrupa Birliği'nin de aynı tavrı göstermesini bekliyoruz. Avrupa Parlamentosu başta olmak üzere Birlik organlarından ülkemize yönelen eleştirilerin mesnedi olmadığını bizim kadar onlar da biliyor. 'Yavuz hırsız ev sahibini bastırır' misali kendi ilkesizliklerinin üstünü örtmek için ülkemizin suçlama yoluna gidiyorlar. İşte bize verilmiş olan söz 3+3 milyar avro, biliyorsunuz özellikle Suriye'den ülkemize göç eden 4 milyona yakın insana destek sözü. Şu ana kadar verdikleri 1 milyar 800 milyon avro. Bizim yaptığımız harcama 36 milyar dolar. Hani nerede, verdiğiniz sözü tuttunuz mu? Yok. Konuştuğumuz zaman, 'Çok teşekkür ediyoruz, gerçekten çok önemli işler başardınız, başarıyorsunuz.' İyi, güzel de verdiğiniz sözleri de tutun. Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin geliştirilmesi veya sonlandırılması konusunda bir adım atılması gerekiyorsa bunu yapacak olan artık Avrupalılardır. Türkiye'yi beğenmiyor musunuz, istemiyor musunuz? 'Tamam artık biz yolları ayırıyoruz' deyin, işleri bitirin. Yok bize bir faydanız zaten. Sürekli olarak önümüzü kesiyorsunuz, sürekli olarak havadan sudan bahaneler uyduruyorsunuz."

Erdoğan, Türkiye'nin Avrupa Birliği müzakereleriyle ilgili çok kan kaybettiğini ve Birliğin hala oyalama taktiği güttüğünü belirterek, "Vize meselesinde aynı şeyi yaptılar, gümrükle ilgili aynı şeyi yaptılar, hala yapmaya devam ediyorlar. Biz, verilen sözlerin yerine getirilmesini sabırla beklemeye devam ediyoruz ancak bir yere kadar." dedi.

- "Kudüs'ün tarihi, şehre kirli ellerini uzatanların acı akıbetleriyle dolu"

Bölgenin kanayan yarası Filistin ve Kudüs meselesinin son dönemde yeniden alevlendiğini, İsrail'in hak, hukuk ve ahlak tanımaz uygulamaları sebebiyle bölgenin adeta barut fıçısına çevrildiğine işaret eden Erdoğan, "Kudüs'ün mahremiyetine her fırsatta el uzatan, Filistin topraklarını işgal eden, son olarak Golan Tepeleri'ni ilhak eden İsrail yönetimi, bu tehlikeli politikalardan derhal vazgeçmelidir. Golan Tepeleri Suriye'nindir, İsrail'in değil. 1947'den itibaren peyderpey yaptıkları işgallerle İsrail bir işgalci yapılanmadır. Bu işgalci yapılanma, maalesef gücünü de Amerika'dan alıyor ve bu güçle beraber de işgal hareketini devam ettiriyor." diye konuştu.

Kudüs'ün tarihinin, şehre kirli ellerini uzatanların acı akıbetleriyle dolu olduğunu ve tarihi tekerrür ettirmenin kimseye faydasının dokunmayacağını ifade eden Erdoğan, "Filistinlilerin hakları ve özgürlüklerini teminat altına alan, Doğu Kudüs'ü de bu ülkenin başkenti olarak tanıyan kapsamlı bir anlaşmaya varılana kadar bu sorunlar çözülmeyecektir. Biz, tek başımıza kalsak dahi Kudüs davasının ve Filistinli kardeşlerimizin haklarının takipçisi olmayı sürdüreceğiz." değerlendirmesini yaptı.

- "Yaşanan hadiselerin, Sudan halkının talepleri doğrultusunda neticelenmesini temenni ediyoruz"

Erdoğan Libya'nın da bölgenin huzurunu hedef alan, karanlık senaryoların yeni perdelerinin sahnelendiği yerlerden biri olduğunu belirtti.

Bir yanda meşruiyetini Libya halkından alan bir yönetim, diğer yanda ise sadece Avrupa ve kimi Arap ülkelerinin desteklediği bir diktatörün var olduğuna işaret eden Erdoğan, "Biz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Libyalı kardeşlerimizin yanında dimdik duracağız. Libya'yı yeni bir Suriye'ye dönüştürmek isteyenlerin heveslerini kursaklarında bırakmak için tüm imkanlarımızı seferber edeceğiz." diye konuştu.

Türkiye'nin derin tarihi bağlarının olduğu Cezayir'deki tartışmaları da çok yakından takip ettiklerini ve artan istikrarsızlıktan üzüntü duyduklarını belirten Erdoğan, Cezayir'in bir an önce gücünü halkından alan bir yönetime kavuşması dileğinde bulundu.

Erdoğan, Sudan'da yaşanan gelişmelerle ilgili ise şu değerlendirmeyi yaptı:

"Sudan, Afrika'nın adeta kalbi olan bir ülkedir. Sudan'la da çok uğraştılar ve yapılmadık hiçbir müdahale bırakmadılar. Önce böldüler, işte şimdi de yutmanın gayreti içindeler. Sudan'ın istikrar ve huzuru, Doğu ve Orta Afrika için son derece önemlidir. Bu ülkede yaşanan hadiselerin, Sudan halkının talepleri ve beklentileri doğrultusunda neticelenmesini temenni ediyoruz. Türkiye, Sudanlı kardeşlerini desteklemeye devam edecektir."

Sri Lanka'da yaşanan katliamın Yeni Zelanda'da Müslümanlara karşı işlenen nefret suçunu meşrulaştırmaya yönelik bir saldırı olduğunu belirten Erdoğan, "Hamdolsun bu oyuna gelinmemiştir. Hiçbir gerçek Müslüman masum insanların kanlarıyla elini ve kalbini kirletemez. DEAŞ, El-Kaide, Boko Haram, Eş-Şebab, FETÖ gibi terör örgütleri İslam'ın adını kullanarak Müslümanlara savaş açanların aparatı olma dışında hiçbir anlama sahip değildir. İslam dünyasının kurtuluşu, Müslümanların kanını emen bu terör örgütlerinin süratle tasfiyesinden geçmektedir." diye konuştu.

Suriye'de DEAŞ'a gerçek anlamda darbe vuran ve bu örgütün gücünü kıran tek ülkenin Türkiye olmasının sebebinin bu samimi inanç olduğunu aktaran Erdoğan, "İnşallah en başta Müslümanları, onlarla birlikte tüm insanlığı bu şer şebekelerinden kurtarana kadar mücadelemize devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

(Sürecek)

En Çok Aranan Haberler